2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Velayet Davası-Öfkeyi Kontrol Eden Çocuk
YAZI #3774 © Yazan Uzm.Murat ACAR | Yayın Temmuz 2017
VELAYET DAVASI
Ne zor şey dimi tercih etmek?
Bir de konu anne baba olunca tercih daha da zorlaşır çocuk için… çocuk sevdi mi tam sever koşulsuz hiçbir kötü niyet olmaksızın…
13 yaşlarında bir kız çocuğu terapi odasına geldiğinde hep merak ederim öyküyü, neler yaşıyor kendi dünyasında acaba? diye düşünürüm.
Ezgi geçen ay gelen danışanlardan biri, ebeveynlerden aldığım öyküde boşanma sürecinde olduklarını ve her ikisi de çocuğun kendinde kalması gerektiğini düşünüyorlardı. Bu durumu artık netleştirmek istediklerini ve velayet davasını ona göre açacaklarını söylediler.
Ezgi pek uyumlu ve sevimli, kelimeleri çok güzel kullanabilen bir çocuktu. Evet çocuktu, işin en zor tarafı da çocuktu, nasıl sorulurdu, kimi istiyorsun?
Kim dediğimiz anne babası…
Babası ve annesi iyi insanlardı, sürekli ona kendilerinde kalması yönünde baskı yapıyorlardı. ‘benimle kalmasın kızım, çok güzel şeyler yapacağız’, ‘gel benimle kal, yanımda evimde olman benim için çok önemli kızım’ vb. uzun uzun gizli gizli ara ara sıkıştırmalar…
Ezgi üzgün, kırgın, hayal kırıklığı içinde, yasal olarak kimde kalmasında karar verecek yaştaydı, ‘keşke olmasaydı, keşke bebek kalsaydım, keşke ebeveynlerim böyle tartışmasalar, keşke keşke keşke.
Ne zordur bilir misin bu yaşlarda keşkeler içinde kalmak?
‘Acaba tekrar mutlu olabilirler mi? Ne güzel olur bir arada olsalar, ama olmaz biliyorum, sürekli kavga ediyorlar, şimdide benim için kavga ediyorlar.’
‘Yok olsam, sabah uyandığımda kötü bir rüya olsa hatta keşke ölsem…(sadece 12 yaşında…) ama anne ve babam çok üzülürdü, onları üzmek istemem ayrıca ben ölmek istemiyorum.
Zaman ilerledikçe annesiyle ya da babasıyla kalmanın, nerede yaşadığının bir önemi olmadığını anladı, tek gerçeğin farkına vardı; Her ikisi de çok sevdikleri için onunla yaşamak istiyordu. Eğer ona önem vermeseler zaten tartışmazlardı.
Evet hakim ne derse desin, ne karar verirse versin ben onlar için özel olacağım, anne ve babamın en değerli çocuğu olacağım, bu durum değişmeyecek. Nerede yaşarsam yaşayayım hep sevilecek biriyim. Anlaşamayabilirler ama beni seviyorlar.
Sanırım bu durumu kendine sık sık hatırlatmak Ezgi’ye iyi gelecek, boşanmış aile çocuklarında arada kalma hissi çok görülen bir durum, böyle durumlarda çocuklara kendini değerli görme, değişmeyecek olan şeyleri kabullenme becerisi kazandırmak, çocuklara boşanma sürecin de yardımcı olacaktır.


ÖFKEYİ KONTROL EDEN ÇOCUK
Pazartesi sabah 8:30 anne, baba, Sinan ilk randevularına gelirler…
Anne korku dolu gözlerle, baba biraz daha sakin bir yüz ifadesi ile odaya girdiklerinde bugün nasıl başlayacak acaba diye kendi kendime sormaktan alamadım. Genelde ilk seanslar hazırlıksız yakalar, sonrasında alıp başını gider tüm gün…
Birde annenin yüzünde ki o korku dolu bakış biraz tedirgin eder beni, düşünüyorum da bu kadar değişik vaka görmüş olan beni bu denli tedirgin ediyorsa, 8 yaşındaki çocukta nasıl bir etki yapıyor. Aman Allah’ım düşünmek bile zor değil mi?
Sinan 8 yaşında ilkokul 2. sınıfa yeni geçmiş Adana’da pek alışkın olmadığımız sarı saçlı mavi gözlü bir çocuk, onun söylemesi ile ‘Atatürk gibi çocuğum’. Sinan kendini çok güzel anlatan bir çocuk, ebeveynleri ile gelmese bile kendi öyküsünü çok güzel aktarabilirdi diye düşündüm.
Genelde oyun seanslarında çocukların dili oyuncaklar olduğu için devreye oyuncakları yerleştiririz, fakat Sinan baş başa kaldığımızda;
- Öğretmenim benim sorunlarım var, ben sinirimi kontrol edemiyorum, hep yumruk atıp kavga etmek istiyorum, okulda, parkta her yerde biri beni sinirlendirdiği zaman çok öfkeleniyorum. Ama sonra ne oluyor öğretmenim, çok üzülüyorum, neden böyle yaptım diyorum, hatta bazı akşamlar anne ve babamın konuşmalarını duyunca odamda ağlıyorum, kimse bilmiyor sana söylüyorum.
Aldığım öyküde, Sinan iyi bir çocuk, ailesi ve arkadaşları ile birlikte olmaktan çok mutlu bir çocuk, fakat bazı istediği şeyler olmazsa etrafında kim varsa bağıran öfke kontrolü olmayan birisi. Anne ve babası da bu durumun farkında ve böyle devam ederse etrafında hiçbir arkadaşı kalmayacağını ve kimsenin onunla vakit geçirmek istemeyeceğini birçok birçok kez söyleyen bir aile.
Bu durum çıkılmaz bir hal almış ve Sinan fazlasıyla üzgün ve mutsuz gözüküyordu. Seansın ilerleyen süreçlerinde ne yapmaya karar verdik?
Evde basit aletler ve gereçler ile çalışmayı hep sevmişimdir. Baba mobilya sektöründe çalışıyordu, o zaman ne yapalım, eve kare şeklinde büyük bir tahta alıp balkon duvarına astık, tabi ki çivi ve çekiç olmazsa olmazım… (oyun terapisi sırasında, özellikle oda da tamir seti ile ilgilenmeyi çok severdi Sinan)
Ve evde oyunumuz başlıyordu, her öfkelendiğinde Sinan, balkona çıkacak ve tahtaya bir çivi çakacaktı, eğer okulda ya da dışarda öfkelenirse, ne kadar öfkelendi ise aklında tutacak ve eve geldiğinde o kadar çivi çakacaktı. Uygulamayı eksiksiz bir şekilde yaptı.
Bir süre sonra Sinan, çivi çakma işini sıkıcı bulmaya başladı. Çivi çakmamak için daha az öfkelendiğini anne babası fark etti. 5 gün boyunca bir kez bile öfkelenmedi, bunun üzerine şöyle bir karar aldık.
- Madem artık çok sık öfkelenmiyorsun, o zaman öfkelenmediğin her gün için tahtadan bir çivi çıkaracaksın.
Gün içerisinde artık tahtadan çiviler bir bir sökülmeye başladı. Çiviler sökülüyor ve her söküldüğünde çivi izleri kimisi küçük kimisi büyük ortaya çıkıyordu.
- Öğretmenim artık çok çivi çıkartıyorum, nerdeyse çivi kalmadı ama tahta çok berbat her yeri delik delik…
- Öfkelendiğimiz anlar gibi Sinan, öfkelendiğimizde karşımızda ki insanı kırabiliriz, onları üzüp zarar verebiliriz ve üzerinden uzun zaman geçse bile izleri üzerlerinde kalabilir.
Son seanslara geldiğimizde artık Sinan’ın öfkesini kontrol edebildiğini, arkadaş çevresinin genişlediğini ebeveynlerinden ve tabi ki Sinan’ın ağzından öğrendim. Çocuklar daha çok nasihat veren değil onlarla birlikte yürüyecek, aynı dili konuşacak ebeveynlere ve büyüklere ihtiyaçları var. Çocuklarımıza zaman vermemiz bizi onlara daha çok yaklaştıracaktır. Özellikle ebeveynlerin çocuklarının gelişimlerini çok iyi bir şekilde gözlemleyip, başka çocuklar hatta kardeşleri ile bile kıyaslamamaları, her çocuğun kendine özel olduğunu unutmamaları gerekir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Murat ACAR Fotoğraf
Uzm.Murat ACAR
Adana (Online hizmet de veriyor)
Uzman Pedagog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Murat ACAR'ın Makaleleri
► Öfkeyi Kontrol Edebilme Becerisi… Psk.Canan SAYIOĞLU
► Öfkeyi Tanımak Psk.K.Esen EKİNCİ
► Çocuklarda Öfkeyi Nasıl Değerlendiriyoruz Psk.Dnş.Yasemin COŞGUN
► Öfkeyi Kötü Bilirdik Oysa Psk.Dnş.Yasemin COŞGUN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Velayet Davası-Öfkeyi Kontrol Eden Çocuk' başlığıyla benzeşen toplam 40 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Büyüklere Masallar Temmuz 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:14
Top