Mutsuzluk ile Mücadele Mutluluğa Giden Yol Değil
Hayat piyano gibidir. Beyaz tuşların mutluluğu, siyah tuşların üzüntüyü temsil ettiğini düşünürsek sadece beyaz tuşlar değil siyah tuşlar da müzik yapar. Müziğin güzel olabilmesi için ise siyah tuşlara ihtiyacımız vardır.
İnsanız ve insan olmanın bir parçası da mutluluk gibi zaman zaman üzüntü ve keder hissetmemizdir. Yeni bilimsel araştırmalar, acıdan kaçmaya ve mutlu olmaya çabaladıkça paradoksal bir şekilde daha mutsuz hissettiğimizi gösteriyor. Yani, mutsuzluktan kaçınmak, mutluluğa giden yol değil. Sağlıklı olan, tüm duyguları hissetmek için kendimize izin vermek ve hissettiklerimizle ilgili olarak kendimizi serbest bırakmaktır.
Son dönemde televizyon ve kişisel gelişim kitaplarından sürekli olarak kendimizi mutlu hissetmemiz gerektiği dayatılıyor, nasıl mutlu olacağımızı adeta reçetelendiren kişisel gelişim kitaplarıyla dolu raflar. Tüm bu kitaplar ve ‘kişisel gelişim uzmanı’ adı altındaki uzmanlar (?) mutlu olmanın formüllerini, mutlu olmak için yapmamız ve yapmamamız gerekenleri anlatıyor. Böyle olunca, sanki sadece mutlu hissetmenin normal olduğu; kederli, üzgün ve mutsuzluğun hiç hissedilmemesi gerektiği gibi bir algı oluşuyor. Hatta, “çevredeki herkes her daim mutlu, kötü hisseden bir ben varım, o halde bende bir sorun olmalı” şeklinde düşünmeye başlıyor kişiler. Halbuki, zaman zaman kötü, üzgün, kaygılı ya da mutsuz hissedebiliriz. Bir kayıp yaşadığınızda örneğin bir ilişkiyi, işinizi, sevdiğiniz birini ya da sağlığınızı kaybettiğinizde üzülmeniz ya da öfke duymanız son derece doğaldır. Hatta, kayıplardan sonra devam eden bir yas dönemi gelir, bu dönemde kendinizi iyi hissetmemeniz beklenen bir şeydir. Normal yaşantıya geri dönebilmek için yası yaşamak gerekir. Tutulmayan yas sonra bir şekilde hayatınıza olumsuz olarak etki eder. Aynı grip olduğunuz zaman kendinizi toparlamak için bir müddet zamana ve dinlenmeye ihtiyacınızın olması gibi bir kayıp sonrası yas döneminde toparlanmak için zamana ihtiyacımız vardır.
Özetle, bazen hayal kırıklığı, reddedilme, başarısızlık, yalnızlık, üzüntü, kaygı, güvensizlik gibi duyguları yaşayabilirsiniz. Yapacağınız ilk şey, bu duyguları hissetmenizin doğal olduğunu kabul etmek ve bu duyguları yaşamanın insan olmanın bir parçası olduğunu kendinize hatırlatmaktır. Sonrasında, neden böyle hissettiğinizi anlamaya çalışmak ve duygunuzu yaşamak için kendinize izin vererek onu kabul etmek gerekir. Duygularınızı kabul ettiğinizde rahatlarsınız.
İnsanız ve insan olmanın bir parçası da mutluluk gibi zaman zaman üzüntü ve keder hissetmemizdir. Yeni bilimsel araştırmalar, acıdan kaçmaya ve mutlu olmaya çabaladıkça paradoksal bir şekilde daha mutsuz hissettiğimizi gösteriyor. Yani, mutsuzluktan kaçınmak, mutluluğa giden yol değil. Sağlıklı olan, tüm duyguları hissetmek için kendimize izin vermek ve hissettiklerimizle ilgili olarak kendimizi serbest bırakmaktır.
Son dönemde televizyon ve kişisel gelişim kitaplarından sürekli olarak kendimizi mutlu hissetmemiz gerektiği dayatılıyor, nasıl mutlu olacağımızı adeta reçetelendiren kişisel gelişim kitaplarıyla dolu raflar. Tüm bu kitaplar ve ‘kişisel gelişim uzmanı’ adı altındaki uzmanlar (?) mutlu olmanın formüllerini, mutlu olmak için yapmamız ve yapmamamız gerekenleri anlatıyor. Böyle olunca, sanki sadece mutlu hissetmenin normal olduğu; kederli, üzgün ve mutsuzluğun hiç hissedilmemesi gerektiği gibi bir algı oluşuyor. Hatta, “çevredeki herkes her daim mutlu, kötü hisseden bir ben varım, o halde bende bir sorun olmalı” şeklinde düşünmeye başlıyor kişiler. Halbuki, zaman zaman kötü, üzgün, kaygılı ya da mutsuz hissedebiliriz. Bir kayıp yaşadığınızda örneğin bir ilişkiyi, işinizi, sevdiğiniz birini ya da sağlığınızı kaybettiğinizde üzülmeniz ya da öfke duymanız son derece doğaldır. Hatta, kayıplardan sonra devam eden bir yas dönemi gelir, bu dönemde kendinizi iyi hissetmemeniz beklenen bir şeydir. Normal yaşantıya geri dönebilmek için yası yaşamak gerekir. Tutulmayan yas sonra bir şekilde hayatınıza olumsuz olarak etki eder. Aynı grip olduğunuz zaman kendinizi toparlamak için bir müddet zamana ve dinlenmeye ihtiyacınızın olması gibi bir kayıp sonrası yas döneminde toparlanmak için zamana ihtiyacımız vardır.
Özetle, bazen hayal kırıklığı, reddedilme, başarısızlık, yalnızlık, üzüntü, kaygı, güvensizlik gibi duyguları yaşayabilirsiniz. Yapacağınız ilk şey, bu duyguları hissetmenizin doğal olduğunu kabul etmek ve bu duyguları yaşamanın insan olmanın bir parçası olduğunu kendinize hatırlatmaktır. Sonrasında, neden böyle hissettiğinizi anlamaya çalışmak ve duygunuzu yaşamak için kendinize izin vererek onu kabul etmek gerekir. Duygularınızı kabul ettiğinizde rahatlarsınız.
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden |
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.