2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’ndeki Şizofreni Hastalarına Uygulanan Öncü Belirtileri Tanıma ve Baş Etme Eğitiminin İçgörü Düzeyi ve Yaşam Kalitesine Etkisi
YAZI #3890 © Yazan Dr.Hira Selma KALKAN | Yayın Eylül 2017

Öz:Amaç: Bu araştırmanın amacı bir Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nden etkin olarak yararlanan şizofreni hastalarına uygu¬lanan hastalığın öncü belirtilerini tanıma ve başetmeye yönelik toplumsal beceri eğitiminin, hastaların içgörü düzeyleri ve yaşam kaliteleri üzerine etkisini incelemektir. Yöntem: Araştırma eğitim müdahalesi olan, ön test – son test vaka kontrol araştırmasıdır. Veriler Tanıtıcı Bilgi Formu, İçgörünün Üç Bileşenini Değerlen¬dirme Ölçeği (İÜBDÖ) ve Şizofreni Hastaları İçin Yaşam Niteli¬ği Ölçeği (QLSS) kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Vaka grubunun tüm ölçek ve altölçek puanları psikoeğitim sonucunda olumlu olarak değişmiştir. Vaka grubu İÜBDÖ toplam puanı (ön test=9,6±2,0, son test=12,1±2,0; p=0,034) ve kontrol grubu QLSS Ruhsal Bulgular alt ölçek ön-son test puanındaki (ön test=29,2±7,1, son test=20,0±7,2; p=0,034) değişimin anlamlı olduğu saptan-mıştır. İki grup arasında QLSS toplam ölçek, Ruhsal Bulgu ve Günlük Eşya Kullanımı alt ölçekleri ve İÜBDÖ toplam ölçek puanları arasında anlamlı farklılıklar olduğu saptanmıştır. Sonuç: Hastalığın öncü belirtilerini tanımlayarak baş edebilme becerisinin, hastaların yaşam kaliteleri ve içgörü düzeylerine olumlu katkı sağladığı sonucuna varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Şizofreni, Öncü Belirti, Yaşam Kalitesi, İç¬görü, Psikoeğitim, Hemşirelik

Abstract:Aim: The aim of the study was to explore the effects of early symptom discernment training on insight and life quality of schizophrenic disorder patients in community mental health centers. Methods: This research was a case control study which included a pre-post test designed and education interventions. Case group completed eight week psychoeducation program without any reserve. Data were collected by ‘Descriptive Information Form’, ‘Schedule for Assessing the Three Components of Insight (SAI)’and ‘Quality of Life Scale for Schizophrenic (QLSS)’. Results: All of the total scale and subscale scores changed posi-tively depending on psychoeducation. The differences between pre-post test score of SAI Total in case group (pretest=9.6±2.0, posttest=12.1±2.0; p=0.034) and score of subscale of QLSS which was Mental Indication in control group (pretest=29.3±7.1, post¬test=20.0±7.2; p=0.034) were significant (p<0.05). Moreover, it was concluded that the differences between groups’ scores of QLSS Total, Mental Indication, Using Daily Object subscale and SAI Total were significant(p<0.05). Conclusion: There was an increase in insight and quality of life when individuals were educated, there was not any increase in the lack of education. This research aims at providing suggestions to increase the life quality and insight levels positively by teaching patients to identify early symptoms.

Key Words: Schizophrenia, Early Symptom, Quality of Life, Insight, Psychoeducation, Nursing


GİRİŞ

Şizofrenik bozukluk bireyin duygu, düşünce ve davranışlarında önemli bozukluklarla seyreden,hastanın ve çevresindekilerin yaşantısını büyük ölçüde etkileyen, beynin yapısında, fizyolojik ve kimyasal değişikliklerin olduğu karmaşık birhastalıktır (Öztürk, 2004:218).

Şizofrenik bozuklukta hastalığın alevlenmesi, relapsı ve hastalığın kontrol edilememesi iş, aile ve diğer yaşam alanlarında bireyin sorun yaşamasına neden olabilmektedir (Doğan vd., 2004:280; Eryıldız, 2008). Hastalar, farklı davranış örüntüleri nedeniyle damgalanmakta, başarısızlık korkusu ile çekingenlik yaşamakta, karşılaşılan sorunlara çözüm üretmekte zorlanmaktadırlar (Akpınar ve Kelleci, 2008:55).

Hastalığın tam tedavisinin mümkün olmadığı durumlarda “bir hastalık yok edilemiyorsa, tedavi azami işlevselliği ve anlamlı bir varoluş ya da yaşam kalitesini korumaya yönelik olacak şekilde sürdürülmeli” görüşü ağırlık kazanmaktadır (Doğan vd., 2004:280). Bu hastalıkta öncü belirtilerin ve uyarıcı işaretlerin erken tanılanması ile relapsların önceden tespit edilmesi (Xiang et al.,2006:464-69; Deveci ve Esen, 2006:22), uygun şekilde bu belirtilerle nasıl baş edilebileceğinin bilinmesiyle sahip olunan içgörü düzeyinin arttırılması,yaşamdan alınan doyumun ve dolayısıyla yaşam kalitesinin de artması sağlanabilir (Carpenter and Thaker, 2002; Kuşçu vd., 2006:200).

Şizofrenik bozuklukta öncü belirti ve uyarıcı işaretler; sinirlilik, gerginlik, şüphecilik, uyku ve iştahta değişiklikler, varsanılar, ilgi kaybı, sağlığa zararlı madde kullanımı ve somatik bulgulardır (Herz and Melville, 1980:800; Van Meijel et al., 2004:112). Psikoeğitsel grup uygulaması gibi sistematik, ekip çalışmasına dayalı yapılandırılmış aktiviteler, hastaların bu sorunlarının yapılandırılması ve topluma geri kazandırılmaları açısından önemlidir (Carpenter and Thaker, 2002; Kuşçu vd., 2006:199).

Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) şizofrenik bozukluğu olan bireyin tedavilerinin düzenlenmesi, hastalıkla baş etme ve sağlıklı kalım sürelerinin arttırılmasında işlevselliği olan, hasta ve yakınlarının yaşam kalitesinin artmasına katkısı olan merkezlerdir (Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri Hakkında Yönerge, 2014) (Meltzer and Bond, 1994:10; Bilge, 2014:892,899). Hastalığın öncü bulgularına yönelik yardım arama davranışının olumlu sonuçları bir kez fark edildiğinde, yıllar içerisinde yaşanacak olası tetikleyici
yaşam olaylarında olumlu baş etme davranışının tekrarlanması sağlanabilir (Birchwood et al., 2000:98; Öztürk, 2004:267; Soygür vd., 2007:262). Toplum ruh sağlığı (TRS) hemşiresi,özellikle hastayla en yakın ve sürekli gözlem olanağına sahip profesyonel sağlık çalışanıdır. TRS hemşiresi hastalığın seyrine etkisi olacak girişimleri sistematik şekilde uygular. TRS hemşiresi öncü belirtileri tanılama basamağında rehabilitasyon ve sosyalizasyon sürecinin takibi ve değerlendirilmesi; kurum içi ve/veya dışı boyutta yapılandırdığı hemşirelik sürecini uygulama,danışmanlık sunma, eğitim verme, risk ve kriz durumlarını belirleme ve yönetilmesi işlevlerini gerçekleştirir (Bag, 2012:468, Hallaç vd., 2014:32).Bu nedenle öncü belirtilerin hastalığın seyrindeki rolünü en iyi şekilde tanımlayarak ekibe ve hastaya buna ilişkin farkındalığı kazandırma basamağında TRS hemşirelerinin rolü önceliklidir.

Bu araştırmada TRSM’ye kayıtlı şizofrenik bozukluğu olan hastalara uygulanan hastalığın uyarıcı ve öncü belirtilerini tanıma ve baş etmeye yönelik olarak oluşturulmuş toplumsal beceri eğitiminin etkililiğinin, hastaların içgörü düzeyleri ve yaşam kaliteleri üzerine etkisini incelemek amaçlanmıştır.

YÖNTEM

Şizofreni tanısıyla Manisa ili Kamu Hastaneleri Birliği Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne bağlı TRSM’ye kayıtlı ve aktif olarak hizmetten yararlanan tüm danışanlar (n=20) araştırmanın evrenini oluşturmuştur. Örneklem seçimine gidilmemiş, gönüllülük esası gözetilmiştir (n=16). Araştırma eğitim müdahalesi olan ön test–son test vaka kontrol araştırmasıdır. Cinsiyet, yaş ve eğitim durumu açısından homojenliği sağlanmış vaka (n=8) ve kontrol (n=8) olmak üzere iki grup yapılandırılmıştır. Vaka ve kontrol grubunun şizofrenik bozukluk alt tipi ve pozitif-negatif belirti durumu araştırma ekibinde de yer alan TRSM hekimi tarafından değerlendirilmiş, bu doğrultuda araştırma grubu oluşturulurken
bu bulgular tekrar test edilmemiştir.

Kontrol grubuna araştırmaya ait herhangi bir girişim uygulanmamıştır. Deney grubunun, dört psikoeğitim oturumunu da eksiksiz tamamlamaları sağlanmıştır. Oturumlarda interaktif eğitim ve davranışsal canlandırma yöntemi kullanılmıştır.

Oturumların içerikleri aşağıda belirtilmiştir (Yıldız, 2001:119-23).

1.Oturum: Tanışma oturumudur. Tanışma işleminin ardından, grup üyelerine program tanıtılmış, oturum planı yapılmıştır. Oturumlar esnasında grup içerisinde uyulması gereken kurallar tartışılarak, duygu ve düşüncelerini paylaşmalarının önemli olduğu vurgulanmıştır. Amaç hakkında bilgiler verilmiş, ön test uygulaması gerçekleştirilmiştir. Oturumu sonlandırmadan önce bireylerin bu eğitim programından beklentileri konuşulmuştur.

2.Oturum
: Bu oturumun hedefi, danışanın uygun bir yardımcıyla – aile üyesi ile birlikte uyarıcı işaretleri takip edebilmeleridir. Her grup üyesinin en yoğun olarak hissettiği belirtilerin belirlenmiş ve eylem planının oluşturulmasına hazırlık sağlanmıştır. Katılımcılara hastalıklarının alevlenme dönemlerinde yaşadıkları sıkıntının genellikle hangi dönemlerde, ne gibi olaylar sonucunda ortaya çıktığını bilip bilmedikleri sorulmuş, örnek deneyimleri olanların paylaşmaları istenmiş ve bu aşamada yapılacak derinlemesine sorgulama ile hastalara yanıtları çağırmalarında yardımcı olunmuştur. Katılımcılardan kendi deneyimleri ile diğer arkadaşlarının deneyimlerini birlikte değerlendirmeleri istenmiş,yaşadıkları belirti ve deneyimlerin ortak olabileceğini fark edebilmelerine ve grup içinde daha rahat paylaşımda bulunabilmelerine hizmet etmesi sağlanmıştır. Daha önce bu belirtileri fark edebilen katılımcıların belirtileri yönetmek için ne gibi tutumlar sergiledikleri tartışılmış, diğer
katılımcıların bu çözümleri değerlendirmeleri beklenmiştir.

3. Oturum: Bu oturumda artık kolaylıkla tanımlanabilen öncü belirtilere olası çözüm önerilerinden, duruma uygun olanı nasıl seçebilecekleri konuşulmuştur. Örnek bir olgunun öncü belirtileri üzerinden bir danışan ve ekip üyesi canlandırma yapmış ve bu olgu grupça değerlendirilmiştir. İfade edilen öneriler bir tahtaya not edilmiş ve önerilerin elenmesi sürecinde danışanların kendi mantık çıkarımlarını yapmaları beklenmiştir. “En son olarak işlevsel olmayan çözüm seçeneklerini tahtadan birer birer sileceğiz. Böylelikle sorunu çözüp hedefi gerçekleştirebilecek üç çözüm seçeneği tahtada kalsın. Bunların içinden uygulama aşamasına en uygun olduğunu düşündüğümüz çözümleri sıralayalım” ifadesiyle yönlendirme sağlanmıştır. Bu araştırmanın diğer bir hedef davranışı, öncü işaretler ortaya çıktığında zaman kaybetmeden başvuracakları bir acil eylem planı tasarlanması olmuştur.

4. Oturum: Eğitimin sonuçlarının değerlendirildiği son oturumdur. Uyarıcı İşaretler Listesi ortaklaşa değerlendirilerek, bu listeden yola çıkarak birbirlerinde fark ettikleri olumlu/olumsuz değişimler olup olmadığı sorgulanmıştır. Grup üyelerinin kendi deneyimleriyle ilgili nasıl çözüm yolları izledikleri belirlenmiş ve grup içinde tartışılmıştır. Son test uygulaması gerçekleştirilerek psikoeğitim programı sonlandırılmıştır.

Veri Toplama Araçları

Tanıtıcı Bilgi Formu: Hastaların sosyodemografik ve hastalık özelliklerini tanımlayıcı 11 maddeli çoktan seçmeli formdur. Araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir.

Şizofreni Hastaları İçin Yaşam Niteliği Ölçeği (QLSS): Heinrich ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş, Soygür ve ark. (2000:209) tarafından Türkçe geçerlilik-güvenilirlik araştırması yapılmıştır. Bu ölçek dört alt boyuttan ve 21 sorudan oluşmakta, hastaların kişisel deneyimlerinin zenginliği, kişilerarası ilişkilerinin niteliği, mesleki rollerdeki üretkenlikleri ve günlük aktivitelerini değerlendirmektedir. Bu ölçek yedili likert tip (0-6 puan) olup ve yüksek puan yaşam niteliğinin yüksek, uyumun iyi ya da bozulmamış olduğunu göstermektedir.

İçgörünün Üç Bileşenini Değerlendirme Ölçeği (İÜBDÖ): David (1990:804,807) tarafından geliştirilen ve Türkçe geçerlik-güvenirliği Aslan ve ark. (2001:22) tarafından yapılan bu ölçek sekiz maddedir. Tedavi kabulü, tedavi istemi, hastalığını bilme, ruhsal hastalığı olduğunu bilme, hastalığı açıklama, hezeyanın doğruluğuna inanma, yaşantılarını açıklama başlıklı yedi alt ölçeğine ek olarak inanmamaya tepki başlıklı alt ölçeği mevcuttur.
Ölçekten alınan yüksek puan, yüksek içgörü düzeyini göstermektedir.

Araştırmanın Etiği: Araştırmanın yapılabilmesiiçin etik kurul ve kurum izinleri alınmıştır. Hastalara araştırmanın amacı hakkında bilgi verilerek sözlü ve yazılı onamları alınmıştır. Kontrol grubu katılımcılarına da araştırma sonrası eğitim verilmiştir.

İstatistiksel Yöntem: Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı analizler ve Wilcoxon W testi kullanılmıştır.

BULGULAR

Katılımcıların yaş ortalamaları 40,8±11,1 (min=26,max=65) (n=16),
kontrol grubu (n=8) 43,9±13,3 (min=26, max=65) ve
vaka grubu (n=8) 37,8±8,1 (min=27, max=50)’dir.

Cinsiyete ve yaşa göre gruplar arası dağılım homojen olup, katılımcıların çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Eğitim düzeyine göre gruplar arası dağılım homojendir ve çoğunluk ilkokul mezunudur. Medeni durumları ve ailevi özelliklerine göre homojenlik sağlanmış ve çoğunluğun bekar olduğu ve çekirdek tipi ailede yaşadıkları görülmüştür.

Katılımcıların QLSS Puan Dağılımlarına İlişkin Bulguları
Katılımcıların QLSS toplam ve alt ölçeklerine ilişkin ön test ve son test ortalama puan dağılımları gruplar bazında Tablo 2’de sunulmuştur. Öntest puanları açısından gruplar arasında ölçeğin herhangi bir boyutunda bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Sontest puanlarında deney grubu olumlu olarak her boyutta artış göstermesine rağmen, bu farklılık yalnızca ölçeğin toplam ve Ruhsal bulgular boyutu için istatistiksel bir anlamlılık taşımaktadır (p<0,05).
QLSS ön test ve son test puan ortalamaları arasındaki fark grupların kendi içinde incelendiğinde; yalnızca kontrol grubunda geçen zamanla birlikte Ruhsal Bulgular alt boyutu puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş saptanmıştır(p<0,05).
Bu ölçümlerdeki farklılıklar değerlendirildiğinde toplam puanda, Ruhsal Bulgular ve Günlük Eşya Kullanımı alt boyutlarındaki bu değişimin gruplar arası anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0,05)

Katılımcıların İÜBDÖ Puan Dağılımlarına İlişkin Bulguları
Katılımcıların İÜBDÖ ön test toplam puan ortalamaları 8,8±3,0 (0-12);
kontrol grubunda 8.0 ±3.7 (0-11) ve vaka grubunda 9.6±2.0’dir (6-12).
İÜBDÖ ön test uygulama puan farklılıkları açısından gruplar arası fark yoktur (p>0,05)
İÜBDÖ son test uygulama puanları incelendiğinde;tüm katılımcıların son test toplam puan ortalaması 9,0±4,1 (0-14) puan; kontrol grubunda 5,9±4,1 (0-12) ve vaka grubunda 12,1±2,0 (8-14) puandır. Son test puan ortalaması açısından gruplar arası farklılıkların istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (Z=-2,967 p=0,003) (Tablo 2). İÜBDÖ ön test – son test puan ortalamaları arasındaki fark; vaka grubunda grup içinde (Z=-2,120 p=0,034) ve gruplar arasında (Z=-2,747 p=0,006) anlamlı olarak değişmiştir.


TARTIŞMA

Gruplar cinsiyet durumlarına, eğitim düzeylerine ve medeni durumlarına göre normal dağılıma uygun olarak yapılandırılmıştır. Kontrol gruplu müdahale araştırmalarında katılımcıların olgu üzerinde etkili olabileceği kabul edilen değişkenlere
göre bu eşitliği sağlamış olması beklenmektedir. Bu araştırmanın ana olgusu olan şizofrenik
bozukluklar için için yaş, cinsiyet ve eğitim durumu bu kapsamda etkili olarak değerlendirilmiştir (Köksal, 2008: 62; Kanchanaraksa et al.,2008).

Katılımcıların medeni durumları incelendiğinde dağılımın homojenlik gösterdiği belirlenmiştir. Benzer araştırmalara oranla (Sönmez, 2009) araştırmamızdaki katılımcıların evlilik oranının daha yüksek olmasının tedavi sürecinde olumlu ve/veya olumsuz etkiler meydana getirmesi olasıdır. Özellikle TRSM hizmetlerini düzenli takip edebilme olanakları açısından evli olmanın çeşitli zorluklar yaşatacağı, bu nedenle hizmetlerden
etkin yararlanmayı olanağını azaltabileceği düşünülebilir. Bizim araştırma gruplarımız
açısından bu etki kontrol altına alınmıştır.

Katılımcılar eğitim düzeyleri bakımından gruplarda homojenlik göstermektedir. Eğitim seviyesinin hastaların verilen eğitimi anlama, eğitimden yararlanma ve yaşam değişikliği olarak uyumlanma oranları üzerinde etkili olabileceği düşünüldüğünde,
homojenliğin sağlanmış olması önem taşımaktadır.

Araştırmamızda vaka ve kontrol grubu QLSS toplam ve alt ölçek ön test puan farklarının
gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı olmadığı saptanmıştır. Bu durum her iki grubun
yaşam kalitesi açısından normal dağılıma uyduğunu göstermekte ve eğitimin etkililiği üzerinde rol oynayabileceği düşünülebilecek dış koşulların kontrolünü sağladığı düşünülmektedir.

Gruplarda eğitim sürecinde meydana gelen değişiklikler QLSS son test ve gruplar arası puan farklılıkları üzerinden incelendiğinde, her bir boyut için deney grubunun olumlu yönde daha güçlü bir eğilim gösterdiği ve kontrol grubu ile arasında istatistiksel bir farklılık olmadığı tek boyutun mesleki roller bazında yaşandığı görülmektedir. Bu sonuç vaka grubunun girişim
sonrası yaşam kalitesinin artmış olduğunu ve ruhsal açıdan rahatladıklarını göstermektedir.

Mesleki rollere ilişkin oturum hedefi olmaması ve çalışan herhangi bir danışanın bulunmaması nedeniyle ölçümün mesleki boyutu açısından farklılık yaratmaması olağan olarak yorumlanmıştır. Deveci ve Esen’in (2008:20,22) şizofrenik bozukluk tanısı almış yirmi iki hastayla gerçekleştirdikleri sosyal beceri eğitiminin hastaların QLSS ölçek puan farklarının ileri düzeyde anlamlı olarak değiştirdiğini saptadıkları, Sibitz ve ark. ise (2006:173, 176) 98 şizofreni hastasıyla dokuz oturumda gerçekleştirdikleri eğitimlerin
hastaların yaşam kalitelerini anlamlı olarak arttırdığını belirtmişlerdir. Bizim bulgularımız da literatürle uyumludur. Psikoeğitimin uygulandığı diğer araştırmalarda da psikopatolojiye sahip hastaların yaşam kalitesinin eğitimin etkisi ile arttığı vurgulanmaktadır (Atkinson et al., 1996:202; Yıldız vd., 2002:45; Gümüş vd., 2006:33). Bu araştırmanın hastaların, psikoeğitimle hastalığının öncü belirtilerini fark edebilme/ tanımlayabilme becerilerinin geliştirilmesi ile bunların daha etkili yönetimi dolayısıyla yaşam kalitelerine yönelik olumlu etki gösterdiği düşünülmüştür. Aynı zamanda içgörü gelişiminin şizofreni vakalarında tedaviye uyumda artış ve psikopatolojideki azalma ile yaşam kalitesi üzerine olumlu etkisi göz önüne alındığında (Aghababian et al., 201:170;Xiang et al., 2012:469; Boyer vd., 2012:275;Montemagni et al., 2014:111), hastaların yaşam kalitesinin içgörü ile orantılı artmış tedavi uyumundan da etkilenmiş olduğu düşünülebilir. Bu anlamda tedaviye uyum üzerindeki gelişmenin bir değişken olarak ölçülmemiş olması araştırmanın sınırlılığıdır.

Katılımcıların İÜBDÖ vaka grubu ön test, son test ve puan farkı toplam puan ortalamaları deney grubunda kontrol grubundan daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca vaka grubunun eğitim girişimi sonunda ölçülen bağımlı değişkenlerce olumlu yönde farklılıklar izlenmiş ve istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur. Psikoeğitim kapsamında hastaların şizofrenik bozukluğa ait öncü belirtileri tanımlayabilmesi, hastalıklarına ilişkin güncel durumlarını, gerçeğe daha uygun olarak değerlendirilebilme beceri kazandıkları yönünde yorumlanabilir. Vaka grubunun hastalık içgörü düzeyi eğitim sayesinde artmış olup, hazırlanan psikoeğitim oturumlarının şizofreni hastalarında içgörünün arttırılması yönünde etkili bir araç olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. Literatüre bakıldığında, Sönmez (2009) şizofreni hastalarıyla yürüttüğü psikoeğitim oturumları sonrası, hastaların içgörü düzeylerinde anlamlı
bir artış olduğu belirlenmiş olup, aynı şekilde Deveci ve Esen de (2008:22) psikoeğitimin şizofreni hastalarında içgörü düzeylerinde artış sağladığını ifade etmektedir. Bizim bulgularımız da diğer araştırmaları desteklemektedir.

Öncü belirtileri tanımlayabilme becerisi, hastalığın alevlenmesi sürecinde hem bireysel, hem osyal, hem de tıbbi erken müdahale olanağı sağlaması açısından (Chino et al., 2009:527,528),bireysel olarak hastanın yaşadığı kaygı ve stresdüzeyini düşürebilir. Kaygı ve stres düzeyi yaşam kalitesi ve iyi oluş hali ile ters ilişkilidir (Nuechterlein et al., 1994:60; Ristner et al., 2003:313). Araştırmalar psikopatolojiden ziyade yaşanan stres süreciyle ilişkili özyeterlik gibi etmenlerin yaşam kalitesi üzerinde daha öncelikli etkiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır (Ristner et al., 2003:313,314; Meijel et al., 2004:106). Öncü belirtilerle baş etme ve yönetebilme tarzları ile ilişkili olarak hastalara güncel durumlarına ilişkin farkındalık kazandırılması; umutsuzluk, gelecekle ilgili belirsizlik, yardımsızlık gibi anksiyete ve stresi pekiştiren etmenleri azalttığı için yaşam kalitesine olumlu katkı sağladığı düşünülebilir. Hastalar hastalığın pozitif ya da negatif bulgu ağırlıklı seyri ve ilaç tedavileri ve tedaviye uyum özelliklerine göre incelenmemiştir. Psikoeğitimin etkililiğinin bu değişkenlerden etkilenebileceği göz önünde bulundurulduğunda (Kemp, 1996:347,Sevinçok, 2000:73, Tel ve Terakye, 2000:140, Chen et al., 2014:1476) bu durum araştırmamız için bir sınırlılık oluşturmaktadır. Ancak psikoeğitim sonrası yaşam kalitesi düzeylerinde bir artış ortaya çıkmasının, bu kapsamda eğitimin işlevselliği için dolaylı bir kanıt niteliği taşıdığı varsayılmıştır. Bu etmenlerin kontrol altında tutulmadığı benzer araştırmalara literatürde de rastlanmakta (Bellak and Mueser, 1993:347,Yıldız vd., 2002:46, Sönmez, 2009:49) ve kullanılan yöntemlerin olumlu yansıma gösterdiği ifade edilmektedir. Sonuçlarda elde edilen değişime katkısı açısından bu etmenlerin gücünün ayırt edilememiş olması sınırlılığımızdır.

Son test uygulamasından sonra uzun dönem izlem değerlendirmesinin yapılmamış olması, örneklem grubunda yer alan danışan sayısının azlığı ve araştırmanın bir TRSM’de uygulanmış olması araştırmanın diğer sınırlılıklarındandır. Danışan sayısının düşük olmasına rağmen bulguları etkilemesi olası değişkenler açısından gruplar arası ve gruplar içi tüm özelliklerin homojenliğinin sağlanabilmiş olması araştırmayı güçlü kılmaktadır.

SONUÇ ve ÖNERİLER

Şizofreni hastalarına verilen öncü belirtileri tanımave baş etme eğitiminin belirtilerin tanımlanarak etkili yönetilmeleri açısından işlevselliği arttıran bir eğitim olduğu, eğitimin hastaların yaşam kaliteleri ve içgörü düzeylerine de olumlukatkı sağladığı sonucuna varılmıştır.

Öncü belirtilerin tanımlanması ve yönetilebilme becerisinin kazanılmasına bağlı olarak meydana gelen yaşam kalitesi ve içgörüdeki artış, psikoeğitimin hastalığın remisyon dönemlerinin etkili ve doyuma ulaştıracak kalitede değerlendirilebilmesindeki rolünü göstermektedir. Aynı zamanda şizofreni hastaları için yeniden sosyalizasyonun önündeki en önemli etkenlerden biri olarak “hastalığın alevlenme” döneminde hissedilen çaresizlik ve yardımsızlık duyguları ile mücadele için etkin bir eylem planı sağlaması, öncü
belirtilerini tanımlayabilme becerisi kazandırılarak bireyleşmeyi sağlaması açısından da eğitimin önemi vurgulanmıştır. Merkezlerin bu doğrultudaki hizmetlerini daha sistemli şekilde sürdürebilmeleri, psikoeğitimin tedavinin devamlı bir bileşeni haline getirilmesinin; hastanın hastalığa, tedaviye, çevreye ve aileye uyumunu arttırması açısından önerilmektedir.

Elde edilen sonuçlar doğrultusunda araştırmanın yapılandırıldığı TRSM’de öncü belirtileri tanıma ve baş etme programları tedavi sistematiğine dahil edilerek bu psikoeğitim danışanlara düzenli olarak sunulmaya başlamıştır. Bu sonuç Toplum Ruh Sağlığı Hemşiresi’nin görev ve sorumluluklarından olan rehabilitasyon hizmetlerinde alevlenmeyi önlemeye yönelik eğitim girişimini içermekte olup, bu alandaki hemşirelik hizmetlerinin devamlı hizmetler olduğunu göstermektedir.

Araştırmanın sonucu, rehabilitasyonun birincil önleme basamağında hastanın gelecekte hastalığı ile ilgili olası risk etmenlerini yönetebilme becerisini geliştirmesi açısından da toplum ruh sağlığı hemşiresinin koruyucu ve eğitici rollerinin gerekliliğine ve önemine vurgu yapmaktadır.

KAYNAKLAR

AGHABABIAN, V., AUGUIER, P., BAUMSTARCK-BARRAU, K., & LANCON, C.,
(2011). Relationship between insight and self-reported quality of life among schizophrenic patients. Encephale, 37, 162-171

AKPINAR, Ş., & KELLECİ, M., (2008). Sorun Çözme Becerilerini Geliştirme Programı’nın şizofrenik hastaların sosyal işlevsellik düzeyine etkisi. Psikiyatride Derlemeler, Olgular ve Varsayımlar, 2,47-56

ASLAN, S., KILIÇ, G.B., KARAKILIÇ, H.,ÇOŞAR, B., IŞIKLI, S., & IŞIK, E., (2001).İçgörünün Üç Bileşenini Değerlendirme Ölçeği: Güvenirlilik ve geçerlik çalışması.Türkiye’de Psikiyatri, 3,17-24

ATKINSON, J.M., COIA, D.A., GILMOUR,W.H., & HARPER, JP., (1996). The impact of education groups for people with schizophrenia on social functioning and quality of life. The British Journal of Psychiatry,168,199-204

BAG, B., (2012). Toplum ruh sağlığı merkezlerinde hemşirenin rolü: İngiltere örneği.Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar- Current Approaches in Psychiatry, 4(4), 465-485

BELLAK S.A., & MUESER, T.K., (1993).
Psychosocial treatment for schizophrenia. Oxford Journals Medicine & Health Schizophrenia Bulletin, 19(2),317-336

BIRCHWOOD, M., SPENCER, E., & MCGOVERN,D., (2000).
Schizophrenia: Early warning signs. Advances in PsychiatricTreatment, 6, 93-101tgrfyuh

BİLGE, A., (2014). Toplum ruh sağlığı. içinde O.Çam, E. Engin (Ed.), Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Bakım Sanatı. 1.Baskı, İstanbul, Türkiye: İstanbul Tıp Kitabevi,ss.891-900

BOYER, L., AGHABABIAN, V., RICHIERI,R., LOUNDOU, A., PADOVANI, R., SIMEONI,M.C., AUGUIER, P., & LANCON,C., (2012). Insight into illness, neurocognition and quality of life in schizophrenia.Progress in Neuropsychopharmacologic Biologic Psychiatry, 36,271-276

CARPENTER, W.T., & THAKER, G.K., (2002).
Schizophrenia: Management. American College of Physicians Medicine Online.https://www.acponline.org/fcgi/ search?q=carpenter+&site=ACP_ Online&num=10&btnG=Go&as_filetype=html Accessed: 16.05.2015

CHEIN, T.W., LEUNG, S.F., YEUNG, F.K., &WONG, W.K., (2013). Current approaches to treatments for schizophrenia spectrum disorders, part II: Psychosocial interventions and patient-focused perspectives in psychiatric care. Journal of Neuropsychiatric Disease and Treatment. 9: 1463–1481

CHINO, B., NEMOTO, T., FUJII, C., & MIZUNO,M., (2009). Subjective assessments of the quality of life, well – being and selfefficacy in patients with schizophrenia. Psychiatry and Clinical Neurosciences,63,521-528

DAVID, A.S., (1990). Insight and psychosis. The British Journal of Psychiatry 156,798–808

DEVECİ, A., DANACI, A.E., YURTSEVER,F., DENİZ, F., & YÜKSEL, EG., (2008).
Şizofrenide psikososyal beceri eğitiminin belirti örüntüsü, içgörü, yaşam kalitesi ve intihar olasılığı üzerine etkisi. Türk Psikiyatri Dergisi, 19, 266-273

DEVECİ, A., & ESEN, D.A., (2006). Şizofrenide erken uyarıcı belirtiler. Düşünen Adam,19,20-23

DOGAN, S., DOGAN, O., TEL, H., COKER,F., POLATOZ, O., & DOGAN, F.B., (2004). Psychosocial approaches in outpatients with schizophrenia. Psychiatric Journal of Rehabilitation,27,279-282

GÜMÜŞ, A.B., (2006). Şizofrenide hasta ve ailelerin yaşadığı güçlükler, psikoeğitim ve hemşirelik. Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Dergisi, 8, 23-34

HALLAÇ, S., MEYDANLIOĞLU, A., KARAKAYA,D., & ACAR, G.G., (2014). Toplum ruh sağlığı hemşireliği: öğrenci örneği. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik FakültesiDergisi, 30-43

HERZ, M.I., & MELVILLE, C., (1980). Relapse in schizophrenia. The American Journal of Psychiatry, 137,801-805

KANCHANARAKSA, S., (2008). Case control studies, Johns Hopkins University Bloomberg School of Public Health. http://ocw.jhsph. edu/courses/FundEpiII/PDFs/Lecture14.pdf,Accessed: 06.09.2015

KEMP, R., HAYWARD, P., APPLEWHAITE,G., EVERITT, B., & DAVID, A., (1996.)
Compliance therapy in psychotic patients:Randomised controlled trial. British Medical Journal, 312:345–349

KÖKSAL, S., (2008). Epidemiyoloji. Halk Sağlığı Ders Kitabı, İstanbul, Türkiye: İstanbul Üniversitesi Yayınları: 4747, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları: 261, ss:49-144

KUŞÇU, M.K., DUMAN, Z.Ç., AKMAN, M.,ÜÇOK, A., & GÖKTEPE, E.O., (2006).
Şizofreni tedavisinin aile merkezli değerlendirilmesi:Marmara tedaviyi değerlendirme aile görüşmesi. Türk Psikiyatri Dergisi,17,192-203

MEIJEL, B.V., GAAG, V.D.M., SYLVAIN, R.K.,& GRYPDONCK, M.H.F., (2004). Recognition of early warning signs in patients with schizophrenia: A review of the literature. International Journal of Mental Health Nursing, 13,107-116

MELTZER, H.Y., & BOND, D.D., (1994).
Quality of life in schizophrenia: Importance for psychopharmacology research and practice. New Quality of Life Letter, ss:9-10

MONTEMAGNI, C., CASTAGNA, F., CRIVELLI,B., DE MERZI, G., FRIERI, T.,MACRI, A., & ROCCA, P., (2014). Relative contributions of negative symptoms, insight and coping strategies to quality of life in
stable schizophrenia. Psychiatry Research,220,102-111

NUECHTERLEIN, K.H., DAWSON, M.E.,VENTURA, J., GITLIN, M., SUBOTNIK,K.L., SYNDER, K.S., & et al., (1994). The vulnerabilty-stress model of schizoprenic relapse: A longitudinal study. Acta Psychiatrica
Scandinavica, 89,58-60

ÖZTÜRK, O., & ULUŞAHİN, A., (2004). RuhSağlığı ve Bozuklukları. 10. Basım, Ankara,Nobel Yayıncılık, ss:217-280

RISTNER, M., KURS, R., GIBEL, A., HIRSCHMANN,S., SHINKARENK, E., & RATNER,Y., (2003). Predictors of quality of life in major psychoses: A naturalistic followup study. The Journal of Clinical Psychiatry,64,308-315

SEVİNÇOK, L., (2000). Şizofrenide psikososyal tedaviler. Şizofreni Dizisi, 1,72-80

SIBITZ, I., GOSSLER, R., KATSCHING, H.,& AMERING, M., (2006). Knowing – enjoying – better living. a seminar for persons with psychosis to improve their quality of life and reduce their vulnerability. Psychiatr Prax, 33,170-176

SOYGÜR, H., AYBAŞ, M., HINCAL, G., &AYDEMİR, Ç., (2000). Şizofreni hastaları için yaşam niteliği ölçeği: Güvenirlik ve yapısal geçerlik çalışması. Düşünen Adam,13,204-210

SOYGÜR, H., ÖZALP, E., & ALPTEKİN, K.,(2007). Şizofreni ve yaşam kalitesi, şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar. Türkiye Psikiyatri Derneği Bilimsel Çalışma BirimleriDizisi, 6,250-269

TEL, H., & TERAKYE G., (2000.) Şizofrenik hasta ailelerine yönelik bir psikoeğitimsel yaklaşım uygulaması denemesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 1(3),133-142

VAN MEIJEL, B., VAN DER GAAG, M.,KAHN, R.S., & GRYPDONCK, M.H.F.,(2004). Recognition of early warning signs in patients with schizophrenia. International Journal of Mental Health Nursing, 13,107-116

XIANG, Y.T., WANG, Y., & LI, W., (2006).Training patients with schizophrenia with the community re-entry module: A controlled study. Social Psychiatry and PsychiatricEpidemiology, 41,464-469

XIANG, Y.T., WANG, Y., WANG, C.Y., CHIU,H.F., CHEN, Q., CHAN, S.S., & et al.(2012). Association of insight with sociodemografic and clinical factors, quality of life,and cognition in Chinese patients with schizophrenia.Comprehensive Psychiatry, 53,140-144

YILDIZ, M., (2001). Şizofrenide psikososyal beceri eğitiminde içerik ve etkinlikler. KlinikPsikiyatri,4,119-123

YILDIZ, M., YAZICI, A., ÜNAL, S., AKER, T.,ÖZGEN, G., EKMEKÇİ, H., & vd. (2002).Şizofreninin ruhsal toplumsal tedavisinde sosyal beceri eğitimi. Belirtilerle başetme ve ilaç tedavisi yaklaşımının Türkiye’de çok merkezli bir uygulaması. Türk Psikiyatri Dergisi, 13,41-47
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Hira Selma KALKAN Fotoğraf
Dr.Hira Selma KALKAN
İzmir
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi9 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Hira Selma KALKAN'ın Makale ve Yazıları
► Açlık ve Tokluk Merkezi Nedir? Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Kanser Hastalarına Beslenme Önerileri Prof.Dr.Nazım Serdar TURHAL
► Şizofreni Dr.Serhat İPEKÇİ
► Şizofreni Dr.Sevilay ZORLU
► Şizofreni Dr.Sevilay ZORLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’ndeki Şizofreni Hastalarına Uygulanan Öncü Belirtileri Tanıma ve Baş Etme Eğitiminin İçgörü Düzeyi ve Yaşam Kalitesine Etkisi' başlığıyla benzeşen toplam 90 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aklın Yaratımları Mayıs 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:10
Top