2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



21 Yüzyılda Teknolojinin İnsan Ruh Haline Etkisi-2
YAZI #3938 © Yazan Psk.Mehmet BAKAY | Yayın Ekim 2017
Geçtiğimiz ay değindiğim teknolojinin getirdiği problemlere ilişkin yazım ile ilgili bir çok sorunun gelmesi dolayısıyla ikinci devam yazısıyla noktalayalım düşüncesiyle , bana göre en güzel ay bahar ayı doğanın uyanış ayından kucak dolusu selamlar. Tam da zihinlerimizin ve hayatımızın verimliliğini iyi bir seviyede arttıracağımız bu zamanda teknoloji konusuna değinmek dahi sıkıcı iken sizlerden sadece bir gün içerisinde hiç yoktan sosyal medyada , cihazlarda geçirdiğiniz zamanı düşünmenizi istiyorum . Birkaç dakika sonrasında içiniz ürperecektir. Vücut özgürlüğü sever yaradılışımızdan ötürü. Toprağın nefese bir melodi çaldığı yolu, gökyüzünün o eşsiz maviliklerini, ormanın içerisinde ki yeşillikleri çok sevse de bilir zihin ve algı o yeşili güzele boyayan kuş seslerini. Söz konusu doğa olduğunda herkeste güzel fikriyatlar belirmektedir. Kötü diyen yok fakat giden de yok!
Çünkü bizleri var edecek ne kadar güzellik var ise bir bir harcıyoruz. Veyahut görmemezlikten geliyoruz. Özellikle de insan zihnini yoğun meşgul eden televizyon, cep telefonları, bilgisayar, tablet ve türevleri. Biliyorum bu yazım dan sonra 3 kişi de farkındalık yarattığımızda dahi bu bir başarıdır.
Değerli okurlar; evet teknolojinin 21.yy bizlere getirdiği nice güzelliği de görmemezlikten gelemeyiz. Dünya literatüründe bir çok kaynak bir tık uzağımızda, gidemediğimiz göremedeiğimiz dünya coğrafyasında kaç nokta var ise gidemiyor fakat görebiliyoruz. Örneğin bir hastalık bir ilaç hakkında farmakoloji bilgisi olan birilerini bulmak için sıralar bekleyip paralar ödemeden de alanında uzmanların yazılarını takip edip karar mercii konumda olmasakta yanlış yollara da girmiyoruz. Saydığım ve hatta sayamadığım bir çok yararı olan teknolojinin yetişkinler açısından zararı daha küçük yaş gruplarına oranla az. Çünkü son 20 senedir tavan yaptığını öne sürdüğüm bu sistemin yetişkin bir birey açısından çocukluğuna pek az denk gelmiştir. Fakat çocuklarımız içersinde ki durum bunun tam tersini düşünmemize zemin hazırlamaktadır. Yanı kısacası son 10 yıl içerisin de doğan ve doğmaya devam eden genç populasyonumuz da teknoloji madde bağımlılığı ile eşit ilerlemektedir. Geçenler de çok değer verdiğim bir diyetisyen arkadaşımla tam da bu konu üzerine sohbet ederken. Konumuz obezite ve yeme bozukluklarıydı. Değerli hocamızın değimiyle eskiye oranla bu vakalarda görülen sıklık yetişkinlerden ayrılıp tamamiyle çocuk v e ergenlik çağında ki bireylere yansımıştır dedi.
Bu gizli ilerleyen sağlık probleminin altın da tabiî ki de hormonlu gıdalar, apartman hayatı, sosyal hayatın kısıtlı olduğu birçok olaylar zinciri yer almaktadır. Fakat teknoloji bence bu sıralamalar içersinde ilk üçte yer almaktadır. İnsan sağlığını sonuna kadar tehdit eden böylesine bir olayın özellikle ebeveynler tarafından ekarte edilmesi gerekmektedir.
Başka karşılaştığım bir olay; çocuklarımızda asosyallik konulu bir panelde katılımcıların içerisinden bir bey efendiyle çocuğu hakkında ki asosyallik durumunu konuştuk. Kendileri gözlemlerini beyan etti. Bu olayda derinlemesine girdiğimiz zaman çocuğumuzun normal oyun zamanı diye nitelendireceğimiz zaman dilimlerinde çocuğumuzun bu zamanı bilgisyar, tablet ve cep telefonunda oyun oynayarak ve sosyal medyada zaman geçirerek günü tamamladığı olayını kabullendik. Düşünebiliyormusunuz taze bir fikir, düşünce bir yapı belki de geleceğin bilim adamı, fikir adamı en iyi yazarı o güzelim düşünce yapısını ne kadar gereksiz bilgilerle donatmakta. İşte tamda burada siz eğerli büyüklerin devreye girmesi lazım. Güzel bir çocukluk güzel bir hayatı berbaerinde getirir. Güzelliği her şeyi alalım ozaman hocamla karıştırmayınız. Her şeyi tam olan çocuk ta en az teknoloji mağduru olan zihin kadar mağdurdur. Her şeyin ölçülü ve ihtiyaçları kadar olması çocuk ta denge methodunun verimli işlemesine vesile olur.
Sonuç mu , mutlu bir çocukluk huzurlu bir gelecek sağlıklı bir birey.
Ek olarak;
Son yıllarda yaşamımıza hızla giren, girmekle de kalmayan artık yaşamımızın bir parçası olan dijital teknoloji ürünleri bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan ise sağlığımızı tehdit ediyorlar.
Bu cihazlardan yayılan elektromanyetik dalgaların başta beynimiz olmak üzere sağlığımızı olumsuz etkilediği zaten biliniyor.
Zamanımızın büyük bir çoğunluğunu telefonda geçirdiğimiz için çeşitli sağlık örgütleri bu konuyu araştırıp bizlere ne denli zarar verdiğini açıkladılar. Yapılan araştırmalara göre, cep telefonundan yayılan mikrodalga radyasyonlar beyin hücrelerimizi öldürüyor ki bu oran kulağınıza koyarak kullandığınızda daha da yükseliyor.

En büyük zararı çocuklar görüyor
Cep telefonlarının yaydığı radyasyonun tümör ve göğüs kanserini tetiklediğinin tespit edildiğini dile getiren ABD Çevre Sağlığı Örgütü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Devra Davis, en büyük zararı ise çocukların gördüğünü kaydetti. Prof. Dr. Davis, “Yapılan bilimsel araştırmalar, cep telefonlarından yayılan radyasyonun yeni doğan bebekleri annelerinden daha çok etkilediğini gösteriyor. Cep telefonu 2 yönlü bir mikro dalga cihazıdır. Radyasyonun yarısı dokuya işlemektedir. Bu nedenle bebeklerin beyinleri, gözleri, derilerinde zarar tespit edildi. Bu çok önemli bir konu. Çocukların beyninde daha çok sıvı var ve kafatası daha ince. Bu yüzden çocukları korumak istiyoruz. Çocukların bir deney unsuru olarak kullanılması doğru değildir. Bisiklet sürdüklerinde onlara kask veriyoruz, arabada kemer takıyoruz. Cep telefonları da aynı şekilde daha güvenli şekilde kullandırılmalıdır. Güvenli olmak, üzgün olmaktan daha iyidir.” bilgisini verdi.
Son olarak psikolojik olarak;
Bu cihazların yaydıkları elektromanyetik dalgaların özellikle gelişen beyin üzerindeki zararlı etkileri tam olarak bilinmemekle birlikte gün geçtikçe daha iyi bir şekilde anlaşılmaktadır.

Çocukların yaşıtlarıyla daha az oyun oynamalarına neden olur. Bu da çocuklarımızın üreticiliklerini, hayal gücünü ve motor fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Cihazların başında uzun süre hareketsiz kalmak kilo almaya ve obeziteye neden olabilir. Oynadıkları oyunlarda sıklıkla şiddet unsurlarına maruz kalırlar. Bu durum şiddete duyarsızlaşmalarına ve bunu makul görmelerine neden olabilir.
Sanal ortamda tanıştıkları kötü niyetli kişiler tarafından suistimale uğrayabilirler.

Anne babalar bu cihazların çocuk için zararlı etkilerinin olabileceğini unutmamalıdırlar. Çocukların akıllı telefon ve tablet gibi cihazlarla geçirecekleri zamanlar mutlaka denetlenmeli ve bu cihazlar olabildiğince geç yaşlarda çocukların kullanımına sunulmalıdır.”

Bedenlerimiz olmadan gezebilme gibi enteresan bir hususiyet veriyor bize. Biz zihinlerimizle bütün dünyayı dolaşırken, bedenlerimiz aslında başka bir yerde. Televizyon teknolojisi de öyle… Bizler rahat koltuğumuzda oturmuş, çayımızı yudumlarken Afrika’daki açlık görüntülerini izleyebiliyoruz. Zihin belki orada veya burada ama görüntüler karşımızda. Bu da herhangi bir olayın yaşantı olarak değerini azaltıyor. Dolayısıyla ben bir sohbetin, görüntüdeki irkitici manzaranın ve bir arkadaşla yüz yüze sağlayabileceğim ilişkinin derinliğine vakıf olamıyorum. Her şey yüzeysel, hızlı ve imgeler üzerinden sağlanıyor.
İşte modern teknolojinin bugün ruh sağlığımız açısından en önemli unsurlarından bir tanesi, imgelerin ve imajların hızlı değişmesi üzerine kurulu bir medya sistemi yaratmasıdır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mehmet BAKAY Fotoğraf
Psk.Mehmet BAKAY
İçel (Mersin)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Mehmet BAKAY'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında '21 Yüzyılda Teknolojinin İnsan Ruh Haline Etkisi-2' başlığıyla benzeşen toplam 26 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Otizm ve Aile Aralık 2018
► Kendilik Psikolojisi Mart 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:44
Top