Okullarda Çocuk Oyunları Yarışmalarına Farklı Bakış
Psikolojik danışman olarak okulda çalışırken, bir yazı gelmişti bir kaç yıl önce, "geleneksel çocuk oyunlarının tekrar canlandırılması" ile ilgili, hani şu çocukken oynadığımız, mendil kapmaca, 7 kiremit(dilya) vs oyunlar.
Bizler eğitimciler olarak çok sevinmiştik, kendi kültürümüzdeki oyunları yeni kuşaklara aktaracağız diye. Başkasını bilmem ama benim sevincim kısa sürdü. Hemen her etkinlikte olduğu gibi bu etkinliği de amacından saptırmayı başardı sevgili MEB idarecilerimiz.
Hemen sınıflarda takımlar kurulsun, yarışmalar turnovalar düzenlensin diye kararlar alındı. Öyle ya biz her şeyi birbiriyle kıyaslayan, yarıştıran bir kültürün öğretmenleri idik, başka türlü olamazdı zaten.
Aklıma yıllar önce bir müzik öğretmenin benzer bir konuya itirazı geldi. Okulda şarkı yarışması isteyen müdüre, "hocam yarışma olmaz, yarışma öğrencilere; sen çok iyisin, sen idare edersin, diğerlerine de siz işe yaramazsınız, demektir"dedi, "isteyen öğrencileri ben çalıştırayım, onları hep birlikte dinleyelim, hepsini birden alkışlayalım" diye sözünü tamamladı. Arkadaş tabi ki kabul görmedi, illa yarışma olacak, öğrenciler çok iyi, iyi orta kötü diye sınıflandırılacak olmasına rağmen.Başkasını bilmez ki bizim idareciler.
Okullarda takımlar kuruldu, ilk duvar diplerindeki ağlamalar o zaman başladı, takım dışında kalan minik yavrular, onlara sen işe yaramazsın denildi çünkü.bunlar sınıfın yaklaşık 2/3 lük kısmı yanı 30 kişilik sınıfta 20 tane çocuğu üzmeyi daha oyunlar başlamadan başardık.(1200 öğrencili bir okuldu yaklaşık 800 öğrenciye denk gelir bu rakam) sonra sınıflar arası oyunlar başladı, kaybeden sınıfın öğrencileri bir köşeye çekilmiş ağlıyorlar, her oyun kaybeden sınıfın öğrencileri bu duyguyu yaşadı. Sonuç ta sadece 1 sınıf okul birincisi oldu, diğer öğrenciler ise hep kaybetmeyi yaşayarak, o değersizlik duygusunu yaşadılar.
Peki bu oyunlar için hiç yarışma düzenlenmese, sadece sınıfça oynansa, her öğrenci eşit süre için oyuna katılsa, acaba böyle geride, oyuna alınmadığı için, dışlandığı için ağlayan çocuklar mı olurdu? yoksa, arkadaşları tarafından kabul gören, kendisinin bütünün bir parçası olduğunu hisseden mutlu çocuklar mı? Önemli olan, çocukların derece yapıp, birinci gelmesi mi yoksa kendilerini bir bütünün parçası olarak görmeleri, arkadaşları tarafından değer gördüklerini. sevildiklerini görmeleri mi? Acaba hangisi çocuğu uzun süreli mutlu eder?
Ve sizi ne mutlu eder anne babalar? çocuğunuzun arkadaşları kıyaslanmadan oyunlar oynayıp, mutlu olması mı? Yoksa, benim çocuğum sınavda yada falanca yarışmada birinci oldu diyerek eşe dosta hava atmak, facede paylaşmak mı?
Psk. Musa Ballı
Bizler eğitimciler olarak çok sevinmiştik, kendi kültürümüzdeki oyunları yeni kuşaklara aktaracağız diye. Başkasını bilmem ama benim sevincim kısa sürdü. Hemen her etkinlikte olduğu gibi bu etkinliği de amacından saptırmayı başardı sevgili MEB idarecilerimiz.
Hemen sınıflarda takımlar kurulsun, yarışmalar turnovalar düzenlensin diye kararlar alındı. Öyle ya biz her şeyi birbiriyle kıyaslayan, yarıştıran bir kültürün öğretmenleri idik, başka türlü olamazdı zaten.
Aklıma yıllar önce bir müzik öğretmenin benzer bir konuya itirazı geldi. Okulda şarkı yarışması isteyen müdüre, "hocam yarışma olmaz, yarışma öğrencilere; sen çok iyisin, sen idare edersin, diğerlerine de siz işe yaramazsınız, demektir"dedi, "isteyen öğrencileri ben çalıştırayım, onları hep birlikte dinleyelim, hepsini birden alkışlayalım" diye sözünü tamamladı. Arkadaş tabi ki kabul görmedi, illa yarışma olacak, öğrenciler çok iyi, iyi orta kötü diye sınıflandırılacak olmasına rağmen.Başkasını bilmez ki bizim idareciler.
Okullarda takımlar kuruldu, ilk duvar diplerindeki ağlamalar o zaman başladı, takım dışında kalan minik yavrular, onlara sen işe yaramazsın denildi çünkü.bunlar sınıfın yaklaşık 2/3 lük kısmı yanı 30 kişilik sınıfta 20 tane çocuğu üzmeyi daha oyunlar başlamadan başardık.(1200 öğrencili bir okuldu yaklaşık 800 öğrenciye denk gelir bu rakam) sonra sınıflar arası oyunlar başladı, kaybeden sınıfın öğrencileri bir köşeye çekilmiş ağlıyorlar, her oyun kaybeden sınıfın öğrencileri bu duyguyu yaşadı. Sonuç ta sadece 1 sınıf okul birincisi oldu, diğer öğrenciler ise hep kaybetmeyi yaşayarak, o değersizlik duygusunu yaşadılar.
Peki bu oyunlar için hiç yarışma düzenlenmese, sadece sınıfça oynansa, her öğrenci eşit süre için oyuna katılsa, acaba böyle geride, oyuna alınmadığı için, dışlandığı için ağlayan çocuklar mı olurdu? yoksa, arkadaşları tarafından kabul gören, kendisinin bütünün bir parçası olduğunu hisseden mutlu çocuklar mı? Önemli olan, çocukların derece yapıp, birinci gelmesi mi yoksa kendilerini bir bütünün parçası olarak görmeleri, arkadaşları tarafından değer gördüklerini. sevildiklerini görmeleri mi? Acaba hangisi çocuğu uzun süreli mutlu eder?
Ve sizi ne mutlu eder anne babalar? çocuğunuzun arkadaşları kıyaslanmadan oyunlar oynayıp, mutlu olması mı? Yoksa, benim çocuğum sınavda yada falanca yarışmada birinci oldu diyerek eşe dosta hava atmak, facede paylaşmak mı?
Psk. Musa Ballı






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.