2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Travma ve Dissosiasyon
YAZI #3985 © Yazan Uzm.Psk.Esra ERDOĞAN | Yayın Kasım 2017
TRAVMA ve DİSSOSİASYON

Travma aniden ortaya çıkan ve benliğimizin zorlantı ile karşı karşıya kaldığı bir olaydır.

Travma özneldir; kişiye özeldir.
bir insanın kaldırabileceği hatta basit bir olay gibi gördüğü bir durum diğer insan için büyük bir travma yaratabilir.

Travmayı alan kişide, her travmanın açılımı ve içeride parçalanması dediğimiz bir durum vardır.

Bu kişinin o ana kadar ki sosyal öğrenmeleri, aile yapısı, kişilik örgütlenmesi, ego düzenekleri, sosyal çevresi gibi özellikler travmayı alma ve devamında yapacak ve yaşayacaklarında büyük önem arz eder.

travma da kişi üç tavır alabilir; 1 Savaşır
2 Kaçar
3 Donakalır
Kişinin burada nasıl davranacağı ise yukarı da saydığım özelliklerle iç içedir.

Beyin saniyeler içinde durumu kontrol eder ve kaçabilecek mi yoksa savaşmaya gücü yeterli mi bunu kontrol eder.

Olası durumdan kaçarak, saklanarak ya da savaşarak kaçamayacağına doğru ya da yanlış kanaat getirirse o zaman benliğin kendini savunma ve koruma mekanizmalarından en önemlilerinden biri devreye girer.

Dissosiasyon; çözülme, ayrışma...

kişi kendi bedeninden çıkmış ve o anda olanlar ona olmuyormuş gibi hissederek adeta bedenini terk etmiş gibi bir duygu ve düşünce birliği içine girer.

Bu benliğin kendini savaşamadığı ve kaçamadığı durumlarda koruma biçimidir.

Ortada bir sıkışma ve çaresizlik vardır. An da olan kişinin kaldırabileceğinden çok daha fazladır. Süren travmalarda dissosiasyon daimilik kazanabilir ve kişinin çok kullandığı bu savunma mekanizması psikoza girmesine sebep olabilir.

Bu nedenle bir insan, özellikle de çocuklar ve gençler travmadan söz ettiklerinde mutlaka ciddiyetle ele alınmalı ve tedavi edilmelidir.

Hiçbir şey insanın ruh ve beden sağlığından daha fazla önem arz etmez.

Özellikle aile içi ensest üstü kapatılmaya çalışılan bir olgudur.
Aynı zamanda süren bir travma olma özelliğini de taşır, yani tehdit kişi açısından devamlı bir hal almış ve yalıtma, dissosiasyon gibi mekanizmalar sürekli devrede tutulmaktadır.

Bu durumda kişinin önünde travmanın şiddetine göre, borderline kişilik örgütlenmesinden, dissosiatif kişiliğe kadar bir yelpaze açılabilir. küçük yaşta alınan travmalar daha tehlikelidir çünkü; Kişiliğin en önemli çekirdekleri 0-3 yaş arası atılmakta ve ergenliğin bitimine kadar da filiz vermektedir.

Travma alan kişi en iyi ihtimal ile Travmatikdir ama gelişim dönemleri ve başta yazdığım etmenler de göz önünde bulundurularak kişilik de hafif ya da ağır düzeyde bozulmalar olması ihtimali yüksektir.

Asla ihmal edilmemelidir.

Duygusal kilitlenmeler çözümlenmediği taktirde, kişi bunları ömür boyu taşır ve bastırma yoluyla unutmayı tercih ederse de nereden geldiğini bilmediği baş ağrıları, rüyalar (kabus), anlık öfke patlamaları, dünyadan uzaklaşma ya da kendini travma benzeri durumların içine atma gibi semptomlar geliştirebilir.



DİSSOSİASYON: Egoya zor veya katlanılamaz gelen düşünce ve duyguların, bağlı

oldukları olay veya yaşantılardan koparak bilinç alanından uzaklaştırılması, bunların

zaman zaman ayrı bir şekilde faaliyete geçmesi için özerkleşmeleri ve egoyu

etkilemeleri durumudur. Amaç egoyu rahatsız eden çatışma ve bunaltıları bertaraf

etmektir.


Bir başka şekilde dissosiasyon; acı veren bir an, olumsuz düşünce veya duygularla

baş edebilmek için kişisel kimlik duygusunun değişmesi veya bunaltı yaratıcı

durumdan uzaklaşma amacıyla bilinç durumunun değiştirilmesi veya kişinin

duyarlılığının ayrışması durumudur.

Bir düşüncenin zihin bütünlüğünden ayrılarak otomatik veya bağımsız bir davranış

ortaya çıkardığı dissosiyatif nevroz vakalarında görülen unutmalar, bayılma nöbetleri

uyurgezerlik gibi belirtiler dissosiasyona örnek verilebilir.

dissosiatif kişilik örgütlenmesi ise bu belirtilerden bazılarını veya hepsini ve daha fazlasını içinde barındıran çoklu kişiliğe kadar açılan farklı bir yelpazedir.

bu örgütlenme de sadece dissosiatif füg ün varlığı da yeterli değildir.

1 Bu benim başıma gelmedi!
2 Bu neden benim başıma geldi? (Benim suçum)
3 Herkesin başına gelebilirdi (Benim suçum değil)
4 Bununla baş edebilir miyim?
5 Benim suçum değil, olayın ya da kişinin suçu.
6 Herkesin başına gelebilirdi, özellikle seçilmiş biri değilim.
7 Bütün insanlar ve dünya kötü değil.
8 Bununla baş edebilirim... Güzel şeyler yaşayacağıma inanıyorum... Hayat devam ediyor...

Ego güçlenir, bakış açısı keskinleşir ve değişir; travma çözümlenir.

Çözülen travma artık eski şiddetini yitirir ve kişilik sağlamlaşır.

Uzm. Psikolog Esra Erdoğan
www.esra-erdogan.com
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Esra ERDOĞAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Esra ERDOĞAN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi15 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Esra ERDOĞAN'ın Makaleleri
► Travma ve Dissosiasyon Psk.Esra ERDOĞAN
► Travma ve Göç Psk.Mahmut PAKDEMİR
► Travma ve Yas Psk.Muhammed Erdinç TÜRK
► Ruhsal Travma Psk.Dnş.Esmanur BOLAT
► Travma ve İyileşme Psk.Gülcem YILDIRIM
► Travma ve Emdr Psk.Dila HOTLAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Travma ve Dissosiasyon' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Birey Toplum İlişkisi Temmuz 2019
► Paylaşılmış Psikoz Eylül 2018
► Travma ve Dissosiasyon Kasım 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:45
Top