Eyvah Okula Başladık
Eyvah Okula Başladık!
Doğduğu günden itibaren varlığımızı varlığına emanet ettiğimiz küçük mucizelerimizi, akranları ve öğretmenleri ile sosyal hayata karıştırma vakti geldi.
Anaokulu; çocuğumuzun “gerçek dünya” ya attığı ilk adımdır aslında. Tüm üyelerini tüm özellikleri ile tanıdığı, düzeni ile ilgili her ayrıntıya hakim olduğu muhteşem “aile evi” ortamından çıkarak, henüz tanımadığı akranları, yetişkinleri ve kuralları ile “okul” ile tanışmaktadır. Bireysel yaşamdan ayrılarak “birey” olgusu beraberinde uyum sürecini getirmektedir. Her anlamıyla özgün olan çocuklarımız, adaptasyon sürecinde de özgündür. Ahmet 2 gün içerisinde uyum sürecini tamamlarken, Ali 20 günde tamamlayabilir. Aklımızın bir köşesinde kalması gereken ise “ bu bir süreç ve bitecek” ?
Öncelikli olarak okula başlarken çocukların verdiği normal tepkilerden bahsetmekle başlayalım.
– Okula girerken kucaktan inmek istememe
– Okulda uyku ve yemek sürecine katılmayı reddetme
– Anne ve babasına sarılarak ayrılmaya izin vermeme
– Üzerini değiştirmek istememe
– Okulda sürekli anne ve babasının ne zaman geleceğini sormak, kapıya yakın yerleri tercih etmek
– Etkinliklere ve gruba katılmama, en sık karşılaşılan uyum tepkileridir.
Bu tepkilerle karşılaşan anne-babanın suçluluk ve kaygı duymaları da sürecin olağan yansımalarından biridir. Ancak ebeveynlerinin sakin olmadığını, kaygı, korku ve suçluluk gibi duygu durumlarına sahip olduğunu hisseden çocuk; “demek ki ben kaygılanmakta çok haklıyım, bir şeyler ters gidiyor” algısına sahip olarak stres düzeyini yükseltebilmektedir. Peki ne yapmalıyız? Uyumda zorluk yaşayan çocuklarda ayrılma süreci aşamalandırılmalıdır. Öncelikli olarak okulu ve içinde bulunan yetişkinleri tanımalıdır. Yavaş yavaş okulda kalma süresi uzatılmalıdır. Kapıda vedalaşma süreçleri kısa tutmalı, okuldan alış saatine geç kalmamalı, kararlı olmalı, büyük bir problem gözlenmediği sürece küçük tuzaklara düşmemeliyiz. Olumlu bir yaklaşım içerinde olup, kullandığımız dile dikkat etmeliyiz (oyun oynayacaksın, sanat etkinliği yapacaksın, uyku ve yemekten sonra biz seni alacağız). Çocuğumuzun duygularını anlayıp, empati yapmalıyız. Özellikle adaptasyon döneminde okula gitme konusunda sürekliliğe özen göstermeliyiz.
Çocuklarımızın yeni bir hayata “MERHABA” dedikleri bu yolu güven taşlarıyla oluşturmaları için “HER ÇOCUK ÖZELDİR” prensibi ile yaklaşmamız gerektiğini unutmayalım .
Doğduğu günden itibaren varlığımızı varlığına emanet ettiğimiz küçük mucizelerimizi, akranları ve öğretmenleri ile sosyal hayata karıştırma vakti geldi.
Anaokulu; çocuğumuzun “gerçek dünya” ya attığı ilk adımdır aslında. Tüm üyelerini tüm özellikleri ile tanıdığı, düzeni ile ilgili her ayrıntıya hakim olduğu muhteşem “aile evi” ortamından çıkarak, henüz tanımadığı akranları, yetişkinleri ve kuralları ile “okul” ile tanışmaktadır. Bireysel yaşamdan ayrılarak “birey” olgusu beraberinde uyum sürecini getirmektedir. Her anlamıyla özgün olan çocuklarımız, adaptasyon sürecinde de özgündür. Ahmet 2 gün içerisinde uyum sürecini tamamlarken, Ali 20 günde tamamlayabilir. Aklımızın bir köşesinde kalması gereken ise “ bu bir süreç ve bitecek” ?
Öncelikli olarak okula başlarken çocukların verdiği normal tepkilerden bahsetmekle başlayalım.
– Okula girerken kucaktan inmek istememe
– Okulda uyku ve yemek sürecine katılmayı reddetme
– Anne ve babasına sarılarak ayrılmaya izin vermeme
– Üzerini değiştirmek istememe
– Okulda sürekli anne ve babasının ne zaman geleceğini sormak, kapıya yakın yerleri tercih etmek
– Etkinliklere ve gruba katılmama, en sık karşılaşılan uyum tepkileridir.
Bu tepkilerle karşılaşan anne-babanın suçluluk ve kaygı duymaları da sürecin olağan yansımalarından biridir. Ancak ebeveynlerinin sakin olmadığını, kaygı, korku ve suçluluk gibi duygu durumlarına sahip olduğunu hisseden çocuk; “demek ki ben kaygılanmakta çok haklıyım, bir şeyler ters gidiyor” algısına sahip olarak stres düzeyini yükseltebilmektedir. Peki ne yapmalıyız? Uyumda zorluk yaşayan çocuklarda ayrılma süreci aşamalandırılmalıdır. Öncelikli olarak okulu ve içinde bulunan yetişkinleri tanımalıdır. Yavaş yavaş okulda kalma süresi uzatılmalıdır. Kapıda vedalaşma süreçleri kısa tutmalı, okuldan alış saatine geç kalmamalı, kararlı olmalı, büyük bir problem gözlenmediği sürece küçük tuzaklara düşmemeliyiz. Olumlu bir yaklaşım içerinde olup, kullandığımız dile dikkat etmeliyiz (oyun oynayacaksın, sanat etkinliği yapacaksın, uyku ve yemekten sonra biz seni alacağız). Çocuğumuzun duygularını anlayıp, empati yapmalıyız. Özellikle adaptasyon döneminde okula gitme konusunda sürekliliğe özen göstermeliyiz.
Çocuklarımızın yeni bir hayata “MERHABA” dedikleri bu yolu güven taşlarıyla oluşturmaları için “HER ÇOCUK ÖZELDİR” prensibi ile yaklaşmamız gerektiğini unutmayalım .
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.