İnsanoğlunun biyo-psiko-sosyal bir varlık olarak hayatını idame ettirdiği görüşü pozitif bilimde kabul gören, insanoğlunun güncel tanımlamasını işaret ettiği bir noktaya hizmet etmektedir.
İnsanın psikolojik bir varlık olarak tanımlanması psişik zemine hizmet eden bir noktayı bize sunmaktadır. Yani, insanı, özellikle psikoloji biliminde 'birey' olarak tanımlamamızı sağlayan temel noktadır. İnsanı salt biyolojik perspektiften değerlendirmeyi odak noktasından uzaklaştıran; kişiyi kendi öznelliğinde, kendi ruhsallığında yeniden tanımlamamızı sağlayan ve böylece davranışlarını da kendi öznelliğinde yorumlamamızı sağlayan bir alan yaratmaktadır.
Bu alan tam da bireyin kendine dair hipotezlerinin olduğu ve bu hipotezlerine anlam bulmak amacıyla kendi öznelliğine açılım yapan bir alan yaratır; işte o alan bireyi terapiye götüren asıl noktadır. Günümüz söyleminde terapinin gerekliliği noktası farklı perspektiflerden anlam bulmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda terapi ve danışmanlık arasındaki farklılığa değinmek önemli bir yerdir. En genel bağlamda danışmanlık, yol haritanızı oluşturmanız için bir uzmandan yardım alma ile paralelken; terapi, yol haritanızı kendi öznelliğinizde yeniden açımladığınız ve özne olarak sizin orda olmanızla karakterizedir. Bu anlamda, hayat boyu herkesin bir noktada yardım çağrısı aradığı, yolunu yeniden şekillendirmeye ihtiyaç duyduğu nokta danışmanlık süreci ile bağlantılıdır. Bununla birlikte kişinin öznel hikayesine dair sorular sorup, kendine dair hipotezler oluşturmaya başlayıp, kendi öznelliğine dair açılımlar yapmaya başladığı yerin terapi süreci olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla bu süreci yaşantılama arzusu öznenin kendi hikayesini merak etmesiyle başlayacak bir alanı temsil etmektedir.

Uzm. Psk. Aygül KAKIRMAN