Hemen hemen herkes kalabalık önünde bir aktivite yapacağı zaman veya fazla tanımadığı insanların yanında biraz gerilir ve utanabilir. Sosyal kaygı bozukluğu (sosyal anksiyete bozukluğu) olan kişilerde ise bu durum çok daha yoğundur ve çeşitli sorunlara neden olur. Bu sorunlardan bazıları, kapasitelerinin altında başarı, terfi alamama, terfi alsa bile başarılı olamayacağını düşünerek reddetme düşüncesi, bilgi ve düşüncelerini aktaramama, gölgede kalma, karşı cinsle iletişim problemleri vb. *

Bu sorunun görülme şekli yaş grubuna göre farklılık göstermektedir. Çocuk ve ergenlerde görülme şekli sınıfta arkadaşlarının önünde konuşma, soru sorma, sözel sunum yapma ya da tahtaya yazı yazma, öğretmen ya da karşı cinsten arkadaşlarıyla konuşma, okul tuvaletlerini kullanma, toplu halde yemek yeme sorunları ile ilgilidir.

Yetişkinlerde ise;

Topluluk içerisinde bir şey yemek veya bir şey içmek
Otorite konumunda birisi ile konuşmak
Biri ya da birileri tarafından izlenirken çalışmak
Biri ya da birileri tarafından izlenirken yazı yazmak
Çok iyi tanımadığı birine telefon etmek
Çok iyi tanımadığı biri ile yüz yüze konuşmak
Yabancılarla tanışmak
Umumi tuvaleti kullanmak
Başkalarının oturuyor olduğu bir odaya girmek
Öz hazırlık olmadan bir toplantıda konuşmak
Çok iyi tanımadığı birine karşı görüş bildirmek ya da onu onaylamamak
Satın alınan bir malı iade edilmek üzere geri götürmek
Israrcı bir satıcıyı reddetmek
Mağazada tezgahtardan bir şey istemek
Yeni insanlara kendini tanıtmak
Kasiyere ödeme yapmak
Beceri, bilgi ya da yetenek ile ilgili bir sınava girmek
alanlarında problem şeklinde olmaktadır.

Kaygı yaşayan kişiler gülünç duruma düşeceklerinden korkarlar. Korktukları durumla karşılaşmamak için de kaygı yaşadıkları ortamlara girmekten kaçınırlar. Bu kaçma davranışları sorunun daha da kronikleşmesine neden olmaktadır.

Kaygı bozukluğunun başlangıcı çocukluk veya ergenlik döneminde olmasına rağmen, tedavi için çok uzun yıllar beklemektedirler. Bu gecikme depresyon gibi ek psikiyatrik bozuklukların soruna eklenmesine neden olmaktadır. Kaygı bozukluğu bunun yanı sıra sosyal ve mesleki işlevsellikte, okul başarısında önemli ölçüde bozulmaya yol açmaktadır. *Bu yüzden sosyal fobinin erken tanı ve tedavisi kişinin mesleki, sosyal ve ailevi yaşam kalitesi açısından büyük önem taşımaktadır.



Meral ÖZTÜRK GÜNEL
Uzm Psikolojik Danışman
Aile, Birey ve Çift Terapisti