Karar Verme Süreçlerimiz işlerken tamamen rasyonel ve mantık temelli hareket etmemiz olağan değildir. Duygularımız ve inançlarımız kadar beklentilerimiz de kendi rollerini üstlenirler. Kritik konularda ve telafisi mümkün olmayacak durumlarda karar vermeden önce, bu arka plan tesirlerinin ne derece etkisi olduğunu gözden geçirmemiz gerekir.

Dale Carnegie'nin dediği gibi "İnançlarımız oluşurken son derece dikkatsiz davranırız, ama biri bizi bu inançlarımızdan ayırmaya kalkıştığında şiddetli bir tutku ile karşı koyarız. Aslında bizim için inançlarımız fazla önemli değildir, önemli olan şey özgüvenimizin tehdit edilmesidir."

Bir fikre sıkı sıkıya tutunduğumuz zaman, karar vermemizi nasıl etkiliyor değerlendirmemiz gereklidir. Herhangi bir karar alma aşamasında, bu kararı almanızda veya bir eyleme geçmede, bunun gerekçesini rasyonel olarak belirleyip belirleyemediğinizi, "Çünkü öyle uygun, çünkü öyle istiyorum, çünkü eskiden beri böyle yapıyorum, çünkü hoşuma gidiyor, çünkü hoşlanmıyorum" setlerine takılıp takılmadığınızı kontrol ediniz.

Emniyetli Uçuşlar dilerim.
Uzman Psikolog Nalan Eyin