Konuşmanızı yavaşlatın: Yapılan çalışmalar daha yavaş bir hızla konuşmanın konuşma akıcılığını arttırdığını göstermiştir. Ebeveynlerin çocuklarıyla konuşurken konuşmalarını yavaşlatması, çocukların da acele etmeksizin, yavaş konuşmasına olanak sağlar. Ancak, bunu yaparken olağan dışı bir konuşma hızı olmamalıdır. Çocuğunuzla konuşurken sıklıkla duraklayarak, sakin ve rahat bir şekilde konuşun. Çocuğunuz konuşmasını bitirdikten sonra birkaç saniye bekleyip konuşmanızı başlatın.

İyi bir dinleyici olun: Çocuğunuza onu gerçekten dinlendiğinizi ve tüm dikkatinizi onunla olan etkileşiminize verdiğinizi hissettirin. Çocuğunuzun konuşması boyunca göz kontağını sürdürün, konuşmasını bölmeyin ya da tamamlamayın.

Sıra alın: Konuşma sırasında bölünmelerin az olması çocuğunuzu konuşurken daha rahat hissettirecektir. Bu yüzden, aile bireylerinin sırayla konuşmasını ve diğer zamanlarda aktif dinleyiciler olmasını sağlayın.

Çocuğunuzun özgüven gelişimine destek olun: Çocuğunuza belli bir konuda olumlu şeyler söylerken spesifik olarak neyi övdüğünüzü belirtin. Örneğin “harika, bravo” gibi ifadeler yerine “oyuncaklarını toplamak çok hoşuma gitti.” gibi net ifadeler kullanın. Konuşma dışında güçlü olduğu diğer özelliklerini bulmasına yardımcı olun ve onu bu alanlarda destekleyin.

Çocuğunuza özel zaman ayırın: Her gün mutlaka birkaç dakika başka şeylerin dikkatinizi dağatmayacağı ve başbaşa geçireceğiniz yaklaşık 15 dakikalık zaman dilimleri oluşturun.

Soru bombardımanından kaçının: Karşılıklı sohbeti sürdürürken ardarda sorular sormak yerine konuştuğunuz konuda kalıp yorum yapmanız, duygu ve düşüncelerinizi aktarmanız iletişim kalitesi açısından daha etkili olacaktır.

Farklı muameleden kaçının: Kekeleyen çocuğunuzun kardeşi ya da kardeşleri varsa, evde koyduğunuz kurallar tutarlı olmalı. Kekeleyen çocuğunuza ayrı muamelede bulunmayın.

Sakinliğinizi koruyun: Çocuğunuz konuşurken zaman zaman takılmaları artabilir. Bu durumda kesinlikle kızgınlık ya da üzüntü ifadelerinden kaçının. Bunu hissetmek çocuğunuzun konuşma motivasyonunu düşürecektir. Sakin ve kabullenici tutumunuz çocuğunuza yardımcı olacaktır.

Çocuğunuzun nasıl söylediğinden çok ne söylediğine odaklanın: Çocuğunuzun kekemelik şiddeti zaman zaman değişebilir. İletişiminiz sırasında çocuğunuz bu konu hakkında konuşmak istemedikçe konuşma tarzına, takılmalarına odaklanmayın. Konuştuğunuz içeriğe odaklanın. Ancak, kendisi bu konuda konuşmak isterse sorunu görmezden gelmeyin, istediğinde sizinle konuşabilmesi için onu cesaretlendirin.

Çocuğunuzu konuşmasıyla ilgili rahatlatın: Zaman zaman kekelemek çocuğunuzda üzüntü ve kaygı yaratabilir, çocuğunuz konuşmayı sürdürmek için motivasyonunu yitirebilir ya da konuşmayı yarım bırakabilir. Bu durumda çocuğunuzun nasıl hissettiğini anladığınızı ifade ederek onu rahatlatın.

Kısa cümleler kurun: Kekeleyen çocuklar özellikle uzun ifadeleri kullanırken zorlanırlar. Bu nedenle kendi kullandığınız dili mümkün olduğunca sadeleştirerek ona model olun.

Konuşması hakkında yorum yapmayın: Konuşurken “yavaş konuş”, “nefes al” gibi yönergeleri vermekten kesinlikle kaçının.

Kekemeliğiyle ilgili sizinle konuşması konusunda ona rahat hissettirin: Çocukların yaşadıkları sorunları ve bunlarla ilgili duygularını ebeveynleriyle paylaşmaları oldukça önemlidir. Çocuğunuz kekemeliğinin farkındaysa, bu konuyu sizinle rahatça konuşabilmesi için onu cesaretlendirin; ancak ısrarcı olmayın.