Merhaba sevgili okur. Bu hafta konumuz; geçmiş yaşantılarımızın bizde bıraktıklarının izlerini sürmek olacak. Çocukluk yaşantılarımızın bu gün yaptığımız seçimler üzerinde oldukça etkisi bulunmakta. Özellikle 0-6 yaş döneminde yaşadıklarımız ve edindiğimiz tecrübeler şu an yaşamakta olduğumuz hayatın temel taşlarını oluşturuyorlar.

Her yaşantı zihinde çerçevelenip bir duyguyu kaydediyor. Yani mühürleme yapılıyor. Zihnimizde durumlar sonucu oluşturulan mühürlemeler bir duygu ile eşleştirilerek ileri yaşlarda benzer durumlarla karşılaştığımızda eşleştirilen duyguyu ortaya çıkarıyor.

Biz neden böyle olduğunu pek anlayamasak da… Bazen anlam veremediğimiz duygular içinde buluyoruz kendimizi. Bu duygunun nereden çıkıp geldiği ise bizim için sadece bir muamma oluyor.

Bazı davranışlarımızın anlamını biz bile çözemiyoruz. Durduk yere neden kendimizden beklemediğimiz hareketleri yapıyoruz? Neden bile bile yanlış yapıyoruz mesela? Bir durumun, bir düşüncenin yanlış olduğunu bilmemize rağmen neden ısrarla onu yaşamaya devam etmekteyiz? Tüm bunların yanıtını bazen istesek de bulamıyoruz. Bu gün biraz da bu duygularımızın izini nasıl sürebileceğimiz üzerinde durmak istiyorum. Diyelim ki anlamsız bir şekilde bir duyguya esir olduk. Etrafımızdaki herkes bizi defalarca uyarmasına rağmen biz yine bildiğimizi okuduk. Üstelik kendimiz de yaptığımız hataların farkında olmamıza rağmen bildiğimizi okuduk. Böyle bir durumda ne yapmalıyız sevgili okur?

Anlamsız duygular yaşadığımızı fark ettiğimizde yapmamız gereken şu sevgili okur: Öncelikle bir durup yaşadığımız şeyin nasıl bir duyguya işaret ettiğini anlamaya çalışmak. Duygumuza odaklanmak, duygumuzu anlamlandırmak… “Ben şu anda NE HİSSEDİYORUM?” Hissettiğimiz duyguyu bulduktan sonra sevgili okur, sıradaki soruyu soracağız: “Bu yaşadığım duyguyu en çok HANGİ DURUMLARDA ve NEREDE yaşıyorum?” Bunu da tespit ettikten sonra bu duyguyu İLK NEREDE keşfettiğimizi bulmak sıradaki hedefimiz olmalı. Yani geçmiş yıllarda bu duyguyu NE ZAMAN ve NE ŞEKİLDE yaşamış olabiliriz? Burada zihnimiz bize çeşitli engeller getirebilir. Hatırlamakta zorlanmamız gayet normal. Ancak bu bilgiyi bulmamız bizim için oldukça önemli. Çünkü çocukluğumuza dair edindiğimiz ilk yaşantılarımız, ilk tecrübelerimiz ve ilk duygu mühürlemelerimiz şu an yaşadığımız problemlerimize ışık tutacak önemli bir noktadır.



Geçmişte edindiğimiz tecrübeler sonucu yaptığımız mühürlenmeyi keşfetmek kendi yaşantımıza da ışık tutacaktır. Örneğin geçmişte babasının annesini dövdüğünü gören bir çocuk burada babasına olan öfke duygusunu mühürleyebilir. Zaman geçip çocuk, bir yetişkine dönüştüğünde çocuk erkekse şiddet eğilimli davranışlar sergileyebilir, yahut kadınsa şiddete meyilli bir koca seçebilir. Neden bu durumlara kendisini mecbur bıraktığını da anlayamaz üstelik. Bile bile hata yapar. Temelde bulunan mühürlenmiş öfke duygusu anlamsız zamanlarda ortaya çıkabilmektedir. Kişi bu mühürlenmenin farkına varıp zihninde durumları ve duyguları ayrıştırdığında ise hayatı baştan sona değişebilmektedir. Terapilerde yapılan ise tam olarak budur sevgili okur. Kişilerin çocukluk yaşantılarına danışan ile birlikte bakarak oradaki mühürlenmeleri tespit etmek ve bunları zihinde şimdiki durum ve duygulardan ayrıştırmayı sağlamak.



Yukarıdaki adımları uygulayıp duygularımızı ve mühürlenmelerimizi tespit ettik ancak bir sonuca ulaşamadık… Ne yapacağız? Elbette bir terapistten yardım isteyeceğiz. Bazen tek başımıza içine girdiğimiz negatif döngüden kurtulmamız yeterli olmayabilir. Birilerinin objektif ve kabul edici bir tavırla bize ışık tutmasına, destek olmasına ihtiyaç duyabiliriz. Dilerim bu yazı sizlere ufak da olsa bir ışık olur. Kendi iç dünyanıza adım atmanın keyfini çıkarmanız dileğimle… Sağlıcakla kalın sevgili okur…