2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Korona Virüsüne Dair Merak Edilenler
YAZI #6462 © Yazan Psk.Melek DEMİR | Yayın Nisan 2020
1-CORONAVİRÜS SALGINININ PSİKOLOJİK ETKİSİ İÇİN NELER SÖYLENEBİLİR HEM BİREYSEL HEM DE SOSYAL AÇIDAN SÖYLEMEK GEREKİRSE, TABİ BURADA SAĞLIKÇILARI DA UNUTMAYALIM?
COVİD-19 Salgını tüm insanlığın karşılaşmış olduğu evrensel bir krizdir. Şu anda birçok ülke bizimle aynı süreci yaşamaktadır. Hatta diğer ülkelerle kıyaslama yaptığımızda ülkemiz COVİD-19 sorunundan daha az etkilenmiştir. Örneğin Amerika, İtalya gibi ülkelere baktığımızda sayısız vaka ve on binlerin üstünde ölüm oranı görülmektedir. Fakat bu ülkemizin etkilenmediği gerçeğini değiştirmez sadece bizi bu kadar kötü durumda olmadığımız için teselli eder. Ortada bir savaş var fakat düşmanımız elle tutulur gözle görülür bir şey değil. Ordularımız, cephanemiz kurşunlarımız işe yaramıyor. Şu anda cephanemiz ilaçlarımız ve askerlerimiz ise doktorlarımız olmuş durumda. Bu süreçte en çok etkilenen kitle sağlıkçılarımız olacaktır. Çünkü şu anda cephede onlar bulunmakta.
Süreç bu kadar zorluyken ve tüm dünyayı etkileyen ölümcül bir salgından bireyin etkilenmesi anormal değil, tam tersine olması gereken ‘’normal’’ bir durumdur. Kaygılanmak, korkmak bunlar bizim yaşamsal döngümüzü gerçekleştiren temel duygularımızdır. Bu tür duyguları hastalık boyutuna çeken ise sürekli ve abartılı olmasıdır. Özellikle ailelerin bu süreçte aşırı kaygılı, korkutucu, aşırı titiz, koruyucu kollayıcı duyguları daha ön plana çıkmaktadır. Bunun altında da tabi ki korku var hastalanma korkusu, kaybetme korkusu. Başka bir noktadan baktığımızda kültürümüze inançlarımıza ters düşen bir son yaratması; bu virüsle vefat eden kişiler bildiğiniz üzere temassız ve belli koşullar altında defnediliyor bu yanlış değil yaşama devam eden diğer insanların sağlığı için yapılması gerekilen önlem.
2-İNSANLAR EVDE KALDIĞI SÜRE ZARFINDA DAHA ÇOK ŞİDDETE YÖNELİYOR SÖZLÜ ŞİDDET OLUYOR ÖZELLİKLE EŞLER ARASINDA TEMİZLİK NOKTASINDA BU KONUDA NELER TAVSİYE EDERSİNİZ?
Bildiğimiz üzere salgının doğuş noktası Çin ve bilimsel çalışmalar yaparken oradaki veriler ve yaşanılan süreç aslında bize ışık olabiliyor. Çünkü orada yaşanılmış bir tecrübe var ve bu bizim bir sonraki adımda neyle karşılaşacağımız konusunda bize veri aktarıyor. Çin’de COVİD-19 ile yapılan savaş ayaklarından bir tanesi de psikolojik destek sağlayan psikologlar; kayıt altına alınan durumlarda boşanma oranlarının bir anda artması bunun sebebi ise virüsün yaratmış olduğu etki. Ülkemize baktığımızda bir sonraki adımımızda bunları görebilme ihtimalimiz artıyor bu süreci doğru değerlendirmeyi bilmezsek tabi. Pandemi sürecinde tüm aile bireylerimizin tüm günü evde geçiriyor ve her bireyde salgın korkusu, kaygılar, ölüm korkusu, kaybetme korkusu, ekonomik yansıyan problemlerin endişesi ve liste uzar gider. İnsan sosyal bir varlıktır bu stres ve kaygıyı atabileceği kaynaklara ihtiyacı vardır bu kaynakları sağlayamaz ise bu tür çatışmalara sebep olabilir. Fakat şu noktayı kaçırmamak gerekir. Birey şiddete yöneliyorsa bu salgından kaynaklı değil şiddeti uygulayan kişinin salgın öncesi de var olan problemi. Zaten tedavi alması gerektiği bir durum, ancak şu olabilir süreç uygulamış olduğu şiddet miktarını artırmıştır. Ama şiddet uygulamasının kaynağı virüs değildir. Bu kişilerin kendinin ve ailesinin sağlığı için bir an önce psikolojik olarak tedavi olmasında fayda var.
Bu süreçte mümkün olduğunca sakin kalalım uzmanlar tarafından söylenen tedbirlere muhakkak uyduktan sonra ev içerisinde ailece yapabileceğimiz aktiviteler, ruh sağlığımızı ve iletişimimizi korumakta bize yardımcı olacaktır.
*Akşam yemeğini beraber yiyerek bu saati birlikte iletişim ve etkileşim kuracağınız bir an olarak değerlendirebilirsiniz. Tabi o anda tv veya tablet, telefon gibi araçlarımız kapalı olacak.
*ev işleri ve yemekleri iş paylaşımı yapılarak yapılabilir. Kişilerin gün içerisinde hareketliliğini dayanışmayı ve paylaşımını artırır.
*ailece bir saat belirleyerek 40-45 dk fiziksel egzersiz yapabilirsiniz. Bu bireyin enerji atarak kaygı, endişe, sinir gibi olumsuz duygularının azalmasına yardımcı olacaktır.
*ailece haftanın ya da günün belli saatlerinde birlikte oynayabileceğiniz oyunlar seçebilir ve oynayabilirsiniz.
*Özellikle bu süreçte beslenmenize dikkat etmeniz. Mümkün olduğunca ağır yiyeceklerden uzak durup kolay sindirilebilen sebze ağırlıklı besinleri tüketebilirsiniz çünkü bu hem bağışıklık sistemimizi hem de psikolojik duygularımızı güçlü tutacaktır.
*sevdiklerimizle iletişim halinde olalım. Diğer aile üyelerimizle arkadaşlarımızla telefon üzerinden görüntülü konuşarak duygu paylaşımlarımızı artıralım. Buda bize iyi gelecektir.
*devamlı olup olmadık kaynaklardan bilgi almayı ve araştırmayı bırakalım. Tek güvenilir kaynaktan almak yeterlidir. Kendinizi devamlı kötü ve olumsuz haberlere maruz bırakmayın.
3-ÇALIŞMA ZORUNLULUĞU OLAN KİŞİLER MEVCUT ONLAR YETERİNCE VİRÜS TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA BU NEDENLE PSİKOLOJİLERİ DAHA KÖTÜ DİYE BİLİRİZ YA DA BULAŞ KORKUSU DAHA FAZLA, AİLENİN BU KİŞİYE YAKLAŞIMI KONUSUNDA NELER SÖYLENEBİLİR?
Şöyle ki şu süreçte çalışmak zorunda olan vatandaşlarımız 14 kurala muhakkak uymalıdırlar. işten döndüklerinde muhakkak kıyafetlerine kadar kendilerini dezenfekte etmelidirler ve evlerinde de sosyal mesafeyi korumaya devam etsinler. Maalesef bu süreç geçene kadar bu tedbirlere her koşulda uymak zorundayız. Şunu bilmekte fayda var bu süreç geçici ve alınan her tedbir kendilerinden ziyade sevdikleri için. Sadece biraz daha sabır!
4-ÇOCUKLAR SALGINDAN VE SALGININ SONUÇLARINDAN NASIL ETKİLENİYOR BU DURUM İLERDE NASIL YANSIMA YAPACAK?
Belli yaş gruplarında çocukların ruhsal, zihinsel, motor, sosyal becerilerini kazanmalarını sağlayan belli aktiviteler ve durumlar vardır. Bunlar 3-6 yaş (oyun ve okul öncesi), 6-10 yaş (akran ilişkileri, okul ortamı, öğretmen) ve ergen grupları içinse akranları ve okuldur. Şu anki salgın tüm bu ihtiyaçları askıya almış ve ailenin tüm rutinini bozarak çocuklarda; ruhsal, sosyal, akademik, motor, zihinsel gelişimini etkilemiş durumda. Hatta takıntılı, saplantılı, mükemmeliyetçilik, sağlık kaygısı, ayrılma kaygısı, travma gibi farklı psikiyatrik rahatsızlıklarında zeminini oluşturabiliyor. Fakat ebeveynlerdeki ortaya çıkacak abartılı ruhsal etkilenme bu dereceleri ağırlaştırabilir ve çocuklarımızın baş etme becerilerini olumsuz yönde etkiler. Kısacası bu zor dönemde çocuğun etkilenme boyutu aslında ebeveynin ruh sağlıyla yakından ilişkilidir. Çocuklarımız ailelerinin haberlere nasıl tepki verdiğine, nasıl yorumladığına, diğer insanlarla paylaşım şekline bakarak süreci zihninde canlandırır. Bu nedenle ebeveyn kaygı yaşasa da içinde bulunduğumuz süreci çocuklara abartılardan uzak bir şekilde aktarmak ve çocuğa güvende olduğu hissini vermesi önemlidir.
5-VİRÜSE YAKALANDIĞINI ÖĞRENENLER YA TEDAVİYİ KABUL EDİYOR YADA BAZILARI GİBİ TEDAVİDEN KAÇIYOR HATTA VE HATTA BAŞKALARINA BULAŞTIRMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR BU KONUDA NELER KAYDEDERSİNİZ, BU PSİKOLOJİNİN HANGİ BOYUTU OLUYOR, BUNUN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN NELER YAPILMALI?
Aslında birey ya durumun ciddiyetinin farkında değil ya da süreci tam olarak kavramakta güçlük çekiyor. Biliyorsunuz ki karantinanın en büyük amacı salgın sayısının artmasına engel olmak. Fakat bazıları durumu şöyle algılıyor ‘’sadece benim için karantinadayım’’. Şu cümleleri çok duymuşsunuzdur ‘’bana bir şey olmaz’’, ‘’ben korkmuyorum’’. İşin özünde şunu bilmek lazım evet birey içinde yapılıyor ama asıl mesele başkalarına bulaştırma riskinin önüne geçmek. Yapılan her tedbirsizce hareket bir başkasının hayatına mâl oluyor ve buna da kimsenin hakkı yok. Bu konuda yasal süreç devreye giriyor zaten.
6-SALGIN SÜRESİNCE DEVLET TARAFINDAN VERİLEN PSİKOLOJİK DESTEK YETERLİ Mİ?
COVİD-19 önleme ve tedavi basamaklarında psiko-sosyal destek önemli bir ayaktır. Çin ilk başladığı yerdi ve şu anda salgından kurtuldu, maske atma törenleri yapıldı. Zhejang Üniversitesi Tıp Fakültesi Editörü Prof. Dr.Tingbo Liang tarafından virüsle savaşırken hangi adımları kullandıkları, neler yaptıklarına dair bir COVİD-19 tedavi ve önleme el kitabı çıkardı ve dilimize de çevrildi. Tedavi basamağından biride virüsün başından sonuna psikolojik destek basamağını aktif tutulmasıydı. Şu anda devlet tarafından ücretsiz psikolojik destek hatları var fakat toplum olarak şunu yapan bir ülke değiliz; zorlukla karşılaştığımızda hemen psikolojik destek hattını aramıyoruz. Böyle bir durum olsaydı değinmiş olduğumuz aile içi şiddetin artma durumlarını gündemimize dâhil edecek kadar yaşamamış olurduk. Bu nedenle bu tür çalışmalarda biraz daha ulaşılabilmekten çok ulaşan bir çalışma olmasında fayda var.
7-BU DÖNEMDE TEMİZLİĞE, HİJYENE DAHA ÇOK ÖNEM VERİYORUZ PEKİ BU TAKINTIYI TETİKLER Mİ İLERDE SORUN YARATIR MI? –
Psikolojik olarak obsesif kompulsif yani halk diliyle takıntı hastalığı, anxiety (kaygı) bozukluğu gibi temeli olan bireylerde çok ciddi derecede evet etkiler. Bu süreç sonrasında yeni alışkanlıklar edinmiş olarak çıkacağız. Ama bu değişimlerin hastalık boyutunda olmaması temennimiz. Lakin birey ciddi derecede takıntılı hale gelmişse de bundan korkmasın çünkü günümüzde bunların tedavisi var ortalama 6-12 psikoterapi seansı ile kurtulabilmeleri ve rutinlerini yine düzene sokabilmeleri mümkündür.
8-PSİKOLOG OLARAK BU SALGININ TÜM BOYUTLARINDAN YOLA ÇIKARSAK EĞER BİZİ NE GİBİ DURUMLAR BEKLİYOR İLERLEYEN ZAMANLARDA VE NELER YAPMAMIZ LAZIM BİREYSEL VE TOPLUMSAL AÇIDAN?
Bu sorunun cevabını bize, göreceğimiz ve izleyeceğimiz süreç verecek. fakat şu anki etkilerinden bazı tahminleri yapmak zor değil. Travmatik bir süreç ve sosyal olarak tekrardan bu sürecin izlerini silmek zamanımızı alacaktır. Sosyal yaşama ‘’evet bugün salgın bitti hadi kaldığımız yerden yaşantımıza devam edelim’’ olmayacaktır. İnsanlar belli bir süre salgın bitse de dışarı çıkmaktan korkabilirler. Sosyal aktiviteler bir anda canlanmayabilir. İnsanlar ilişkilerini düzene sokmakta zorluk yaşayabilir. Ekonomik problemlerin getirmiş olduğu sancılı süreç biraz daha uzayabilir. Bu da kişilerdeki birçok problemi beraberinde getirebilir.
9-SON OLARAK SALGIN NEDENİYLE FİZİKSEL TEMASIN ÇOK OLDUĞU BERBER GİBİ YERLER GEÇİCİ SÜRELİĞİNE KAPATILDI BU DURUMDA İNSANLAR EVDE SAÇINI KESMEYE BAŞLADI, ANCAK DİKKAT ÇEKEN BİR HUSUS VAR ÇOĞU İNSAN SIFIR DEDİĞİMİZ DERECEDE KESİYOR SAÇINI BU DURUM VİRÜSÜN PSİKOLOJİK BİR BOYUTU MUDUR, NELER AKTARILABİLİR?
Açıkçası salgın sürecinde bahsedilen durum çok bilimsel olarak ya da psikolojik olarak salgının sonuçları arasında gözlemlenen bir sonuç değil. Muhtemelen bu bireyin kişisel isteğiyle alakalı olabilir ya da kendi içinde yaşadığı bir süreçle alakalı olabilir, belki de daha kolay geliyordur bilemiyoruz. Sanırım bunu onlara sormak lazım 
10-SON OLARAK SİZ NELER EKLEMEK İSTERSİNİZ?
Toplumun her bireyi için şunu söylemekte fayda var;
 Mecbur olmadıkça dışarı çıkmayın
 Etrafınızda yardıma ihtiyacı olan yaşlı bireyler varsa, ilaç alma, alışveriş, fatura yatırma gibi konularda yardım teklif edin
 Unutkanlığı olan yaşlı bireylere her temasta el yıkama konusunu hatırlatın
 Yaşlılarınızı telefonla sıklıkla arayın hatta görüntülü konuşup gündelik sohbetler yapın.
Unutmayalım ki içinde bulunduğumuz süreç tek değil hep beraber aşacağımız bir süreçtir. En güzel hissettiren ve psikolojimize iyi gelen durumda başka insanlara yardım etmek olacaktır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Melek DEMİR Fotoğraf
Psk.Melek DEMİR
Diyarbakır (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Melek DEMİR'in Makale ve Yazıları
► Koçluk Mesleği Hakkında Merak Edilenler Psk.Dnş.Sibel DEMİR SARIOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Korona Virüsüne Dair Merak Edilenler' başlığıyla benzeşen toplam 46 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:14
Top