Asırlık Bir Ömrün Ardından
8-9 yaşlarındaydım.Yakın akrabalarımızla birlikte bir termal hamama gitmiştik.Hamama girdikten bir süre sonra babaanneme sıkıldığımı ve otele gideceğimi söyleyerek hamamdan çıktım.
Annem ve kız kardeşlerimden başlayarak tüm akrabalar otel odalarına gelmeye başlamıştı fakat babaannem görünürlerde yoktu.Herkes geldikten iki saat kadar sonra babaannem üzerinde kısa ve çok eski, önü büyük çatal iğnelerle tutturulmuş bir pardesü ve neredeyse bir bohçadan bozma, önünden düğüm yapılmış bir başörtüyle geldi.
Görünüşü gerçekten çok komikti ve babaannemi gören herkes gülmeye başlıyordu.
Babaannem ise öfkesinden kıpkırmızı olmuş bir şekilde bize bakıyordu.
-Hamamda tüm kıyafetlerimi çalmışlar. Dolapları tek tek aradık, kıyafetlerim yoktu.
Sonunda bu pardesü ve başörtüyü iki kişi hayrına verdi, öyle gelebildim dedi.
Babaannem konuşurken ben renkten renge girmeye başlamıştım.
Çünkü muhtemelen otel odasına gelirken kirli çamaşır poşetiyle babaannemin çamaşırlarının bulunduğu poşeti karıştırmış ve yanlışlıkla babaannemin kıyafetlerinin bulunduğu poşeti almıştım.
Cesaretimi toplayarak durumu anlattım. Babaannem patladı:
-Allah Hilalim, diyerek uzun uzun saydı.
Sakinleştikten sonra ise yaşadıklarına kendisi de gülmeye başladı.
…….
Buna benzer, çoğunlukla komik olan bir çok anı geçiyor aklımdan.
Dün babaannemi kaybettim.
Taziyede tüm kuzenlerimin de benim gibi babaannemle yaşadığı anıları konuştuk uzun uzun.
Öksüz büyümüştü babaannem.
Yokluk görmüş, ölümcül bir hastalıktan kurtulmuştu.
Eşini önce dört yıl askere, sonra Almanya’ya gurbete göndermişti.
Seksen yıllık hayatından geriye yaşanmış bir çok anı bırakmıştı.
......
Bu noktada bir zihin sıçraması yaşadım ve bir üniversite hocasının, lisedeki öğrencilerime, yoklukla geçen yıllardan üniversite hocalığına giden hayat hikayesini anlattığı gün geldi aklıma.
Ertesi gün bir öğrencim “İyi sıktı hocam” demişti üniversite hocamızın hayat hikayesi için.
Dehşetle gözlerimi açarak neden, diye sorduğumda:
-Öyle hayat olur mu hiç hocam? Neredeyse hiçbir şeyleri yokmuş. Bence çoğunu uydurdu diye rahatça cevap vermişti.
Yaşanmışlıkları ve anıları paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu o gün bir kez daha anlamıştım.
Ve muhtemelen bana bu cevabı veren öğrencimin ailesinde, şimdiye kadar bu tür anı paylaşımı olmamıştı.
.....
Babaanne, büyükbaba, anneanne ve dedelerimizle yaşadığımız önemli anıları yazabilmenin değerini fark edebiliyor muyuz?
Ve eğer biz geç kalmışsak, çocuklarımızı kendi büyükleri ile yaşadıkları anıları yazma noktasında teşvik etmemizin ne kadar önemli olduğunun farkında mıyız?
İş yoğunluklarımızdan dolayı her zaman görüşemediğimiz büyüklerimizle birlikteyken torunların ilgisini en azından o an için bilgisayar oyunlarından çekip büyüklerimizin üzerinde toplayabilmemiz, hatta zaman zaman kendi çocukluklarını anlattırıp torunların da dinlemesini sağlayabilmemiz gerçekten çok önemli.
........
Uzun zamandır kağıda dökmeyi düşündüğüm bu fikirlerimi yazmak için babaannemin vefatı bir vesile oldu.
Kendi çocukluğumdan çocuklarıma bakınca, daha fazla geç kalmamak gerekir diye zihnimden geçiyor.
Torunların büyükleriyle anılar biriktirmesi ve mümkün olduğu kadar bu anıları yazıya dökmesi için hiçbir zaman geç değil.
...Bugün başlamaya ne dersiniz?
Annem ve kız kardeşlerimden başlayarak tüm akrabalar otel odalarına gelmeye başlamıştı fakat babaannem görünürlerde yoktu.Herkes geldikten iki saat kadar sonra babaannem üzerinde kısa ve çok eski, önü büyük çatal iğnelerle tutturulmuş bir pardesü ve neredeyse bir bohçadan bozma, önünden düğüm yapılmış bir başörtüyle geldi.
Görünüşü gerçekten çok komikti ve babaannemi gören herkes gülmeye başlıyordu.
Babaannem ise öfkesinden kıpkırmızı olmuş bir şekilde bize bakıyordu.
-Hamamda tüm kıyafetlerimi çalmışlar. Dolapları tek tek aradık, kıyafetlerim yoktu.
Sonunda bu pardesü ve başörtüyü iki kişi hayrına verdi, öyle gelebildim dedi.
Babaannem konuşurken ben renkten renge girmeye başlamıştım.
Çünkü muhtemelen otel odasına gelirken kirli çamaşır poşetiyle babaannemin çamaşırlarının bulunduğu poşeti karıştırmış ve yanlışlıkla babaannemin kıyafetlerinin bulunduğu poşeti almıştım.
Cesaretimi toplayarak durumu anlattım. Babaannem patladı:
-Allah Hilalim, diyerek uzun uzun saydı.
Sakinleştikten sonra ise yaşadıklarına kendisi de gülmeye başladı.
…….
Buna benzer, çoğunlukla komik olan bir çok anı geçiyor aklımdan.
Dün babaannemi kaybettim.
Taziyede tüm kuzenlerimin de benim gibi babaannemle yaşadığı anıları konuştuk uzun uzun.
Öksüz büyümüştü babaannem.
Yokluk görmüş, ölümcül bir hastalıktan kurtulmuştu.
Eşini önce dört yıl askere, sonra Almanya’ya gurbete göndermişti.
Seksen yıllık hayatından geriye yaşanmış bir çok anı bırakmıştı.
......
Bu noktada bir zihin sıçraması yaşadım ve bir üniversite hocasının, lisedeki öğrencilerime, yoklukla geçen yıllardan üniversite hocalığına giden hayat hikayesini anlattığı gün geldi aklıma.
Ertesi gün bir öğrencim “İyi sıktı hocam” demişti üniversite hocamızın hayat hikayesi için.
Dehşetle gözlerimi açarak neden, diye sorduğumda:
-Öyle hayat olur mu hiç hocam? Neredeyse hiçbir şeyleri yokmuş. Bence çoğunu uydurdu diye rahatça cevap vermişti.
Yaşanmışlıkları ve anıları paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu o gün bir kez daha anlamıştım.
Ve muhtemelen bana bu cevabı veren öğrencimin ailesinde, şimdiye kadar bu tür anı paylaşımı olmamıştı.
.....
Babaanne, büyükbaba, anneanne ve dedelerimizle yaşadığımız önemli anıları yazabilmenin değerini fark edebiliyor muyuz?
Ve eğer biz geç kalmışsak, çocuklarımızı kendi büyükleri ile yaşadıkları anıları yazma noktasında teşvik etmemizin ne kadar önemli olduğunun farkında mıyız?
İş yoğunluklarımızdan dolayı her zaman görüşemediğimiz büyüklerimizle birlikteyken torunların ilgisini en azından o an için bilgisayar oyunlarından çekip büyüklerimizin üzerinde toplayabilmemiz, hatta zaman zaman kendi çocukluklarını anlattırıp torunların da dinlemesini sağlayabilmemiz gerçekten çok önemli.
........
Uzun zamandır kağıda dökmeyi düşündüğüm bu fikirlerimi yazmak için babaannemin vefatı bir vesile oldu.
Kendi çocukluğumdan çocuklarıma bakınca, daha fazla geç kalmamak gerekir diye zihnimden geçiyor.
Torunların büyükleriyle anılar biriktirmesi ve mümkün olduğu kadar bu anıları yazıya dökmesi için hiçbir zaman geç değil.
...Bugün başlamaya ne dersiniz?
47 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.