2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kayıp Öz - İmago Terapisi ve İlişkiler
YAZI #6690 © Yazan Uzm.Psk.Fatma KILIÇ | Yayın Eylül 2020
“Evlilik size sağladığı bilinçaltı niyetleriyle sizi onurlandıran bir tür terapidir.”
“Evlilik, hiç değişmeyen iki insan arasındaki durağan bir durum değildir. Evlilik, çekiciliğin coşkusuyla başlayıp, benlik keşfinin kaya gibi sert gerginliğinden geçerek, kıvrıla kıvrıla giden ruhsal ve duygusal bir yolculuktur.”



Hiç düşündünüz mü?

Neden O’nu seviyoruz ya da neden bize yakın gelen kişi O. Sadece bir tesadüf olabilir mi? Ya da kader diyerek kolaya mı kaçsak?

Baştan alalım. Neden birini seviyoruz? Ne bekliyoruz bir ilişkiden? Anlamı eksik olan hayatımızı tamamlamak mı? Bir sığınak mı aradığımız? Heyecan ya da umut? Birine ya da bir yere ait olmak mı? Yalnızlığımızın adını değiştirmek belki.

Bu sorulardan sonra aşk ve sevgi ile ilgili hep güzel ve iç açıcı şeyler yazmak isterdim ama sanırım durum biraz daha karışık.

Çoğu insan şu “doğru insan” ile evlendikten sonra sıklıkla belirtildiği üzere “cicim ayları” da denen bir süreci yaşıyor. Eğer tam de beklediğimiz gibi bir evlilikse rahat oluyor ve iyi hissediyoruz, beklediğimizin dışında bir evlilikse, bu güvende ve rahat hissettirmiyor. Arkasından yaşanan çatışmalar, uyum süreci, birbirine değiştirme isteği ile geçen diğer bir süreç başlıyor. Eğer mutsuz olduğunu düşündüğümüz bir birlikteliğin içindeysek, önümüze temelde iki seçenek çıkıyor. Ayrılmak ya da devam etmek. İki seçenekte de karşımıza çıkan yollar değişiyor. Devam ederken krizi fırsata çevirerek daha mutlu olabiliriz de, daha mutsuz kılabiliriz de. Ayrılarak daha mutlu olabiliriz de, daha karmaşık bir hayatı seçebiliriz de. Peki neden böyle oluyor?


Bazı soruların cevaplarını “İmago yaklaşımı” ile açıklamak bana iyi gelmişti. Burada da bu yaklaşımı temel alarak devam etmek istiyorum. Sadece psikolojik temellere indirgeyerek, sevginin ve aşkın o büyüleyici ve kör eden havasını göz ardı etmek istemem tabi.


“Evet hayatıma onunla devam etmek istiyorum, onunla yaşamak istiyorum, o kesinlikle “doğru insan”. Bizim için büyüleyici ve mutluluk verici bir an. Ama bu seçim sadece öylesine bir tesadüf değil. Çok sayıda kişi ile tanışmamız, yakın olmamız ya da yakın hissetmemiz, farklı ilişkiler kurmamıza rağmen bu “tesadüf” biraz daha dikkate değer bir konu oluveriyor böylece. İşin içinden bilinçdışı bize el sallıyor. “Her şeyde etkisi olan ben, bu seçimlerde de sahnedeyim diyerek gülümsüyor.” bizlere. Kısacası bizler “bilinçdışı evlilik” yapıyoruz. Bilinçdışı neden böyle bir seçim yapıyor peki?


Yaklaşım der ki; bizler anne ve babamızın olumlu ve olumsuz özelliklerini ortak bir şekilde barındıran kişileri seçmekte ya da bu kişileri kendimize yakın bulmaktayız. Sahip olduğumuz “İmago” burda belirleyici oluyor. İmago; erken çocukluk dönemlerde sizi etkileyen insanların birleşiminden oluşan birleşmiş bir resimdir. Kararlarımız bu resimle örtüşmenin ne kadar iyi olduğu ile alakalı oluyor. Mantıklı yapıldığını sandığımız şeyler aslında, bilinçdışı bir etkiyle şekilleniyor. Ama neden anne ve babamızla ilişkili bir seçim yapıyoruz? Bu tanışıklık hissi ile birlikte, çocukluk yaraları denen meçhulün içine de düşmüşüzdür artık.

İlişki iyileştirir. İşte büyülü cümle.


Hepimiz bebek olarak geldiğimiz şu güzel dünyada büyürken eksiklerimiz, bitmek bilmeyen ihtiyaçlarımızla büyüyoruz. Bir çocuğun tüm ihtiyaçlarının tamamen karşılanması mümkün değil. Şanslı olanlarımızın depoları biraz daha fazla dolu. Ama hepimizin karşılanmamış ya da karşılanamamış duygusal ihtiyaçları mevcut ve karşılanana kadar bizimle baki devam ediyor. Bu ihtiyaçlara ek iyileştirilmeyi bekleyen mevcut çocukluk yaralarımız da var. İşte eş seçiminde biz bu yaraları saracak eşleri arıyoruz. Beynimizin ilkel taraflarında saklanan bu yaralar ve halledilmemiş yarım kalan işler, artık iyileşebilmek adına bir umut ışığı görüyor.

Doğru insan dediğimiz o kişi artık umut ışığı ve çocukluk yaralarımızı iyileştirebilecek kahramanlara dönüşüyor. Sanıyorum bu sırada ilkel beyin festival havasında bir eğlence yaşıyordur. Biz artık ilişkinin içinde iyileşmenin hayaliyle, birlikte olmanın havasına kapılmışızdır artık.

Zaman ilerledikçe işlerin tam olarak bizim istediğimiz gibi gitmediğini fark ettiğimiz zamanlara geçeriz. İyileşme ve tam olma hali beklediğimiz gibi ilerlemez ve eşlerin bazı olumsuz özellikleri aydınlanmaya başlar. Bu dönem sık çatışmaların yaşandığı, eşin değiştirilmeye çalışıldığı, bilinçaltı düzeyde güçlerin karşılaştığı, ön kabullerin ve öngörülerin olduğu dönemdir. “Sen de şöyle yaptın.”, “Sen zaten hep böylesin.”, “Çok değiştin.”, “Neden beni anlamak istemiyorsun.”, “Seni anlamıyorum.” gibi cümlelerin sıklıkla kullanıldığı dönemdir.

Çatışmaların arttığı bu dönem hayatta benzeri bulunmayacak fırsatları da içinde barındırır. “Bilinçdışı evlilik”ten, “bilinçli evliliğe” geçişi tercih ederek hayatı daha mutlu, tam ve bütün yaşamak mümkün olabilmektedir.
Birlikte olduğumuz kişinin anne babamızın benzer özelliklerini taşısa da aynı kişi olmadığını fark etmek, farklı iki kişi olunduğunu ve eşimizin de benzer ihtiyaçları olan farklı bir kişi olduğunu anlamak, gerçek ve daha farkında olduğumuz bir aşkı yaşamak için yol haritamız olur. Kendimize olduğu kadar karşımızdakini de odaklanabilmek, benzer krizlerden elde edeceğimiz bilgilerle yapacağımız iç keşiflerimiz önümüze bakmamızı sağlar. Yadsıdığımız parçaların varlığını kabul etme, ilişkide olduğumuz kişinin problemine katkı sağlayarak, tam olarak bizim ihtiyacımız olanı da iyileştirebilmemize olanak sağlar.

Geçmiş, etkileri bugün devam etse de geçmişte kaldı. İlkel beynimiz sıklıkla bize geçmişimizi hatırlatsa da, mantıklı beynimizle dengeyi kurabiliriz. Karşımızdaki kişiyi koşulsuz severek ve kabul ederek, bizimle ilgili anlattıklarıyla, hem ilişkimizde hem bireysel olarak daha büyülü bir kapıya gidebiliriz. Kayıp özümüze doğru yolculuğun büyülü dünyasıdır bu aynı zamanda.

Hikmet penceresinden bakıldığında bu, muhteşem bir şeydir. Aradığımız bütünlük arayışı, yaralarımızın iyileşmesi ile ilgili bitmek bilmeyen şeyler, oluşturulmuş bir düzenin varlığını da bize gösterir. Ve bu daimi umuttur.

Uzman Psikolog Fatma Kılıç
fatmaanbar@gmail.com


Kaynak: Hendrix, Harville. (2014). Hakettiğiniz Aşkı Yaşayın, Sistem yayıncılık, İstanbul.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fatma KILIÇ Fotoğraf
Uzm.Psk.Fatma KILIÇ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Fatma KILIÇ'ın Yazıları
► Kayıp ve Yas Psk.Elif AKSU
► Kayıp ve Yas Psk.Şule ÜZÜMCÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Kayıp Öz - İmago Terapisi ve İlişkiler' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:18
Top