2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Felç / İnme / Stroke Hastalarının Merak Ettiği Sorulara Cevaplar
YAZI #6732 © Yazan Fzt.Erhan KOLAK | Yayın Ekim 2020
1- Felç/ inme nedir?
2- Felç çeşitleri nelerdir?
3- Felç belirtileri nelerdir?
4- Sağ ya da sol felç durumlarında neler gözlenir?
5- Sağ mı yoksa sol felç mi kötüdür?
6- Risk faktörleri nelerdir neye dikkat etmek gerekir?
7- Felç geçirdikten sonra tekrar felç riski nedir? Nasıl önlenir?
8- Hastane süreci nasıl olur?
9- Tedavi sürecinde nelere dikkat etmek gerekir?
10- Felç hastası neler yemelidir?
11- Hasta stabil olduktan sonra tedavi nasıl devam etmelidir?
12- Palyatif tedavi neden önemlidir?
13- Fizik tedavi neleri içerir, nasıl ilerler?
14- Fizik tedavide nelere dikkat etmek gerekir?
15- Yatarak mı ayaktan mı yoksa evde fizik tedavi mi yapılmalıdır?
16- İyileşme süreci ne kadardır?
17- İyileşme için hangi tedaviler uygulanabilir? (alternatif tedaviler nelerdir?)
18- Yutma, yeme, konuşma, depresyon, uyku bozukluklarında neler yapılabilir?
19- Felç sonrası görme problemi olur mu ne yapılmalıdır?
20- Felç sonrası cinsel yaşam nasıl etkilenir?
21- Tedaviyi aksatan komplikasyonlar nelerdir? Nelere dikkat etmek gerekmektedir?
22- Felç sonrası iyileşme yüzde kaç oranında olmaktadır?


1- Felç /inme nedir?

A-Asemptomatik Beyin Damar Hastalıkları

B-Fokal beyin disfonksiyonu ile giden Beyin Damar Hastalıkları

1-Geçici iskemik ataklar (GİA)

2-İnme

a)İskemik inme (serebral infarkt)

b)Kanayıcı inme (beyin kanaması, subaraknoid kanama)

C-Vasküler demans

D-Hipertansif ensefalopati


Dünya Sağlık Örgütü tanımlamasına göre,
Felç/ inme ; vasküler nedenler dışında görünür bir neden olmaksızın, fokal serebral fonksiyon kaybına ait belirti ve bulguların hızla yerleşmesi ile karakterize klinik bir*sendromdur. İnme nedeniyle komaya giren ve*subaraknoid*kanama (SAK) geçiren hastalarda fonksiyon kaybı*global*olabilir. Semptomlar tanım gereği 24 saatten uzun sürebilir veya ölümle sonlanabilir. Sendrom ağırlığı, 1-2 günde tam düzelme, kısmi düzelme, maluliyet ve ölüm olasılıklarını içeren geniş bir değişkenlik gösteribilir.

2- Felç çeşitleri nelerdir?

Temel olarak 2 felç türü vardır:

Hemorajik felç (Yırtılma sonucu kanamaya bağlı)
İskemik felç (Tıkanmaya bağlı)

Hemorajik Felç
Hemorajik inme, iskemik inmeye oranla daha nadir görülür ancak ölümcül olma olasılığı daha yüksektir. Beyinde, zayıflamış bir kan damarı yırtıldığında ortaya çıkar. Bu yırtılmaların sorumlusu genellikle ani tansiyon yükselmeleridir. Sonuç, olarak beynin içinde durdurulması zor olabilen kanamalar meydana gelir. Beyin anevrizmalarında bu risk yüksektir.

İskemik Felç
En yaygın inme tipidir ve yaklaşık olarak inmelerin % 87sini oluşturur. İskemik inmelerin en sık görülen nedeni aterosklerozdur. Kan hücreleri, yağ, kolesterol, kalsiyum ve diğer maddelerden oluşmuş plaklar, atardamarlar içinde birikerek daralmaya neden olurlar. Bu daralmış alan beyne giden damarlarda ise, burada oluşan ani bir kan pıhtılaşması iskemik inmeye neden olabilir.
3- Felç belirtileri nelerdir?

Aşağıdaki belirtileri bir yakınınızda gördüğünüz an hiç vakit kaybetmeden hastaneye ulaştırmalısınız.
Vücudun tek tarafında ani gelişen güç kaybı,
Tek tarafta, ani gelişen görme problemleri,
Anlamsız kelimeler çıkarma,
Dilin peltekleşmesi, hiç konuşamama,
Yüz, kol ve / veya bacakta uyuşukluk,
Sersemlik,
Algı bozukluğu,
Baş dönmesi,
Denge kaybı,
Ani ve çok şiddetli baş ağrısı,
Koordinasyon bozukluğu,
Açıklanamayan düşme,
Yutkunma güçlüğü,
Kafa karışıklığı.

4- Sağ ya da sol felç durumlarında hangi tabloyla karşılaşabiliriz?

Felç sonucu beynin bir yarısında hasar olduğunda, o kısmın üstlendiği fonksiyonlarda aksaklıklar görülür.

Genelde sol beyin hasarında afazi denilen konuşma / lisan bozukluğu oluşur. İnce beceri gerektiren işlerde zorlanma olur. Sol beyin hasarları depresyona meyillidir.

Sağ beyin yarı küresi hasarında duygusal dalgalanma (emosyonel labilite) denilen durum oluşabilir; kişinin duyguları ani ve aşırı dalgalanmalar gösterebilir, duyguların kontrolü zorlaşır. Sağ beyin yeni bilgilerin işlenmesinde daha başarılıdır. Büyük resme bakar. Sağ beyin hasarında müzik becerisi ve konuşmanın ritmi bozulabilir. Bu kişiler konfüzyon (kafa karışıklığı) ve anksiyeteye (endişe) eğilimlidir.


5-Sağ mı yoksa sol felç mi daha kötüdür?

Sağ ve sol beyin inmelerinin fonksiyonel sonuçlarını araştıran çalışmalar hangi tarafın daha tehlikeli olduğu konusunda net bir sonuca ulaşamamışlardır. Net olarak şunu söyleyebiliriz ki hastanın yaşından, etkilenime kadar bir çok farklı parametreye göre sonuçlar çok farklı olabilmektedir.


6- Risk faktörleri nelerdir neye dikkat etmek gerekir?

Risk faktörleri değiştirilemez ve değiştirilebilir olarak ikiye ayrılmaktadır. Hastalar değiştirilebilir risk faktörleriyle felç etkilenimden korunabilir ya da en aza indirebilirler.
Değiştirilemeyen Risk Faktörleri
Yaş
Cinsiyet
Irk
Aile öyküsü
Geçirilmiş inme ve geçici iskemik atak öyküsü
Değiştirilebilir Risk Faktörleri
Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon)
Diyabet (Şeker hastalığı)
Hiperlipidemi (Yağ yüksekliği özellikle LDL-kolesterol olarak adlandırılan kötü kolesterol yüksekliği)
Atrial fibrilasyon (Kalpte bir çeşit ritim bozukluğu)
Kalp hastalıkları
Sigara kullanımı
Alkol kullanımı
Obezite (şişmanlık)
Fiziksel hareketsizlik
Beslenme alışkanlıkları
Henüz semptom vermemiş olan boyun damar tıkanıklıkları

7- Felç geçirdikten sonra tekrar felç riski nedir? Nasıl önlenir?

Felç geçiren kişilerin tekrar felç geçirme riski, hiç felç geçirmemiş bireylere göre daha yüksektir. Yaklaşık dört felç hastasından biri tekrar felç geçirmektedir. İkinci felcin önlenmesi için hekimin tavsiyelerine mutlaka uyulmalıdır. Felçten korunmak için aşağıda sıralanan önlemlerin alınması önerilir:
Tuz, yağ ve kolesterol bakımından fakir diyet uygulanmalıdır.
Yüksek tansiyon ilaçları mutlaka düzenli olarak hekimin belirlediği dozda alınmalıdır.
Sigara kullanımına son verilmelidir.
Kolesterol, kontrol altına alınmalıdır.


8- Hastane süreci nasıl olur?

İnme merkezine ulaşan hastaya gerekli acil girişimler yapıldıktan sonra nörolojik muayenenin ardından kan testi yapılır ve hızla beyin tomografisi (BT) ya da MR çekilir. İnme belirtileri gösteren hastanın ilk 4 buçuk saat içinde hastaneye ulaştırılması durumunda trombolitik tedavi uygulanır. İnme hastalığında kalıcı hasarı önlemenin tek etkin tedavisi olan trombolitik tedavi, kanın ve dolayısıyla oksijenin ulaşamadığı dokunun (iskemik kalmış doku) reperfüzyon olarak bilinen doku kanlanmasının ilaçla yeniden sağlanması ile yapılır. Böylece beyin dokusuna kan akışı normal şekilde sağlanarak doku hasarı önlenir.

Klinik olarak uygun hastalara uygulanabilen*trombolitik tedavinin yanı sıra anjiyografik trombektomi de uygulanabilir. Anjiyografik trombektomi tedavisinde anjiyo yöntemi ile beyin damarında tıkanıklığın bulunduğu bölge saptanır ve özel cihazlarla pıhtı çıkarılır. İlk 6 saat içinde uygulanabilen anjiyografik trombektomi,*trombolitik tedavi ile damarı tıkayan pıhtının eritilememesi durumunda uygulanır.*

İnmenin tekrarlamasını engellemek için uygulanan önleyici tedavi yöntemleri de bulunur. Antitrombolitik tedavi yöntemi sayesinde beyin damarlarında inmeye neden olan pıhtı oluşumu önlenir ya da büyümesi engellenir.

Bir diğer antitrombolitik tedavi yöntemi olan antikoagülan tedavi uygulamasıyla emboli atması ya da farklı bir deyişle var olan pıhtının bir parçasının koparak kan dolaşımına karışması ve yeni pıhtı oluşumu engellenir.
Cerrahi yöntemlerden karotis endarterektomi tedavisi ya da stent uygulaması da inme hastalığının önlenmesinde faydalıdır. Karotis endarterektomi tedavisi, boynun her iki tarafında bulunan karotis arter veya halk arasında bilinen adıyla şah damarında var olan tıkanıklık ya da darlığa neden olan plakların cerrahi yöntemlerle temizlenmesiyle yapılır.

Seçilmiş vakalarda kasıktan kateterle girilerek plak bulunan bölgeye stent takılır. Böylece beyne giden kan akışının düzenli olması sağlanır.

Acil servislerde, hemorajik inme tedavisinin en önemli basamağı kanamanın kontrol altına alınması olsa gerek. Kanama kontrolünün en önemli basamağı ise kan basıncı (KB) kontrolü. Kan basıncının kontrol altında tutulmasının, hematomun hacmini azaltacağını ve dolayısıyla mortaliteyi de azaltacağını söylemek mümkündür.

9- Tedavi sürecinde nelere dikkat etmek gerekir?

Felç hastaları yoğun bakımdan itibaren mutlaka dikkatle bakılmalıdır. Hastalar enfeksiyona açık olduklarından mutlaka temizliklerine dikkat edilmelidir. Hasta iki saatte bir sağa ve sola çevirilerek pozisyonlanmalı ve oluşacak bası yarası önlenmelidir. Bununla birlikte kas ve kuvvet kaybına yönelik fizyoterapi ve kontraktürlere karşı da ortezleme değerlendirilmelidir. Hastanın monitorizasyonundan beslenmesine, saturasyon seviyesinden beslenmesine, peginden, sondasına kadar hasta takip edilmelidir.

10- Felç hastası neler yemelidir?

Felçli hastada beslenme, eğer yutma fonksiyonu bozuksa ve akciğere yiyecek kaçma riski yüksekse burun yada ağızdan mideye ulaşan bir sonda (nazogastrik/orogastrik sonda) veya mideye karın cildinden ameliyatla açılan bir delik (gastrostomi) gibi yollarla sağlanabilir.
Hiçbir besin tek başına vücudun her ihtiyacını karşılayamaz. Bu nedenle dengeli ve yeterli beslenme gerekir. Beslenme süreci hızlandırmaz ama yeterli beslenemeyen hastalarda iyileşme sekteye uğrar. İştahsızlık, yetersiz beslenme, yeme güçlüğü hastanın egzersizlere katılımını azaltarak ilerlemeyi yavaşlatır.
Sebze, bakliyat çeşitleri ve meyveler. Sebze ve meyveler antioksidan özellikli maddeler içerir; bunlar damar hasarını azaltabilir. Ayrıca içerdikleri potasyum kan basıncının kontrol altında kalmasına yardım eder. Yeşil yapraklı sebzelerde bol bulunan folat inme riskini azaltabilir.
Meyvelerdeki lifler kolesterolü düşürebilir.
Tam buğday, yulaf, kuskus, erişte gibi çeşitli tahıl ürünleri. Lif içeren yiyecekler bağırsak hareketlerine yardım eder.
Yağsız kırmızı ve beyaz et, balık, yumurta. Fındık gibi çeşitli kuru yemişler.
Yağı azaltılmış süt, yoğurt, peynir. Süt ürünleri kalsiyum ve potasyum yönünden zengindir.
Bazı ilaçlar susuzluk hissini baskılayabilir. Hastanın iletişim güçlüğü ve kendine bakım aktivitelerinde başkalarına bağımlı olması susuz kalmasına yol açabilir. Hasta bolca su içmeyi unutmamalıdır

10- Felç hastası stabil olduktan sonra tedavi nasıl devam etmelidir?

İnme rehabilitasyonu*programının içinde, eklem hareket açıklığı egzersizleri, germe egzersizleri, kas kuvvetlendirme egzersizleri, denge ve yürüme eğitimleri, nörofasilitasyon teknikleri gibi konvansiyel tedavi yaklaşımları ile birlikte robotik rehabilitasyon, havuz tedavileri, ayna tedavileri, zorunlu kullanım tedavileri, sanal gerçeklik tedavileri, biofeedback, fonksiyonel nöromusküler elektriksel stimülasyon, transkranial magnetik stimülasyon teknikleri gibi daha yeni ve ileri rehabilitasyon yaklaşımları da tedavi planına dahil edilebilmektedir.

12- Palyatif tedavi neden önemlidir?

Hastanın ilaçlarının düzenlenmesi, temizliğinin sağlanması, hastanın yatak içinde pozisyonlanması, beslenme ve bağırsak faaliyetlerinin sağlanmasına kadar hasta ve yakınlarının konu hakkındaki bilgi sahibi olması oluşacak komplikasyonların önlenmesinde çok önemlidir. Bununla ilgili hasta taburcu olmadan hastaneden gerekli eğitimleri alabilirsiniz.(Yara bakımı, tuvalet, banyo, hasta transferi, kıyafet kullanımı, aspirasyon cihazı, peg, sonda...)
13- Fizik tedavi neleri içerir, nasıl ilerler?

İnme sonrası rehabilitasyon hedeflerimiz:
Hastanın yatakta kendine pozisyon verme,
dönme,
oturma,
tekerlekli sandalyeye geçebilme
el ve kolu fonksiyonel kullanma
ayakta durma
yürüteçle denge
yardımla yürüme
yardımsız yürüme modüllerini içermektedir.

Aşamalar en basitten en zora doğru yavaş yavaş ilerleme şeklinde olur. Hasta bir modülü geçince diğer egzersizlerle desteklenir. Uzun vadede hedefimiz hastanın olabilecek maksimum düzeyde eski haline kavuşturulmasıdır.

14- Fizik tedavide nelere dikkat etmek gerekir?

Özellikle ilk dönemlerde oluşabilecek komplikasyonlar bilinip ona göre önlemler alınmalıdır. Fizik tedavi aşamasında hasta stabil olduktan sonra hemen fizik tedaviye başlanmalıdır. Bu dönem genellikle flask evre olup hastanın kolu kol askısıyla, ayağı da afoyla desteklenmelidir. Hasta gün içerisinde bolca oturtulmalı, mümkünse hemen ayağa kaldırılmalıdır. Oturma ve ayağa kalkma kısmı için terapistinizden gerekli tavsiyeleri alarak bunları yapabilirsiniz.


15-Yatarak mı ayaktan mı yoksa evde fizik tedavi mi yapılmalıdır?

İnme hastalarında etkilenen beyin bölgesinin büyüklüğü ve konumuna bağlı olarak tablo çok farklı olabilir. Kimi hastalarda kısmi bir kuvvet kaybı varken kimi hastalar tamamen desteğe bağımlıdır. Bu noktadan sonra devreye hastanın yaşadığı yer, çevresinde kimlerin olduğu, yaşadığı daire, ekonomik durumlar gibi bir çok etmen girmektedir. Hasta hareket etmekte zorlanan bir hasta ise ya yatılı ya da evde fizik tedavi almalıdır. Bunun için devlet ya da özel hastanelerde bu imkanı kullanabilirken, şöyle bir sorunla karşılaşmaktadır. Devlet hastanelerindeki yoğunluk sebebiyle yeterli fizik tedaviyi alamazken, özel hastanelerde ise yüklü bir faturayla karşılaşabilmektedir. Bununla birlikte hasta tekerlekli sandalyeyle hareket ettirilebiliyor ya da kendisi yürüteçle hareket edebiliyorsa da kendisine yakın bir hastaneden bu hizmeti alabilmektedir.
Yine süreçte kendisine yardımcı olacak birilerinin olması, hastanın oturduğu apartmanda asansörün varlığı, hastanın taşınırken stabil olması, hastanın yaşadığı yerdeki sağlık hizmetleri seçeceği seçenek üzerinde değişkenliğe sebep olmaktadır.
16- İyileşme süreci ne kadardır?

İyileşme süreci tamamen hastaya özgüdür. Her hastada farklı bir iyileşme seyri gözlenmektedir. Aşağı yukarı altı ay ile iki yıl süren bir süreç söz konusudur. Bununla birlikte hastalarda iki evre vardır.

1-Flask evre :

Hastalar bazen ilk 2 hafta bazen 2 ay flask evrede kalabilir. Kol ve bacakta hiç hareket gözlemlenmeyebilir ya da çok az kıpırdanma görülebilir. Bu evrede olabildiğince hastanın hareket ettirilmesine özen gösterilmelidir. Bası yarası ve kontraktürlerin önlenmesi önemlidir.

2- Spastisite evresi:

Bu dönemden itibaren hastada hareketler belirgin olarak tonus artışıyle gözlemlenir. Bu anormal bir hareket biçimidir aslında. Bazen hastanın aşırı kasılı olma hali kuvvetle karıştırılmaktadır ki aslında spastik kaslar kuvvetli değil zayıftır. Bu dönem oldukça önemlidir. Gerekli korumayı sağlamayan hastalarda hasta birden kötüleşebilmektedir. El, ayak ve dizde kontraktürler oluşmakta ve hareketi engellemektedir. Deneyimli terapistler bu dönemdeki tonus artışını kullanarak kuvvet ortaya çıkartır ve olumsuz tabloyu hastanın lehine kullanırlar.

17- İyileşme için hangi tedaviler uygulanabilir? (alternatif tedaviler nelerdir?)

Dünya çapında felç hastalarında şu tedaviler uygulanmaktadır. Brunstroom, Bobath, Rood, Kabat, Johnstone, Progresif Nörofizyolojik Fasilitasyon Teknikleri... Buna ek olarak Kısıtlayarak zorlayıcı hareket tedavisi (KZHT), ergoterapi, hidroterapi, lokomat(robotla yürüme), ayna terapisi gibi tedavilere ek olarak yardımcı olan bazı yöntemler de bulunmaktadır. Akupunktur, Kuru iğneleme, Graston, Bantlama, Manuel terapi, kupa terapisi...

18- Yutma, yeme, konuşma, depresyon, uyku bozukluklarında neler yapılabilir?

---- Hasta bir yudum suyu öksürmeden veya tıkanmadan yutabilmelidir. Hastanın yutmada zorluğu varsa FTR doktoru hastayı görmelidir. Sonrasında bir diyetisyenle kolay yenebilecek diyet ve doğru gıdalar üstünde çalışabilir. Bazı hastalar püre yapılmış katı gıdalar ve kıvamlı içeceklere ihtiyaç duyabilir.
Felç geçiren kişi kendini besleyebiliyorsa veya yardım alarak besleniyorsa yiyeceklerin ve içeceklerin soluk borusuna kaçmasından korunması için doğru oturma pozisyonu ve uygun yeme metotlarını öğrenmek zorundadır.
---- Afazi bir beyin sendromudur. Beyinde dil işlevlerinin organizasyonunda önemli bir özellik sol beyin yarısının dilde sağa oranla baskın role sahip olmasıdır. Bu ilişki nedeniyle beynin sol yarısını etkileyen çeşitli etkenler afaziye neden olurlar.
Afazili bireylerde dil ve konuşma terapisi uygulamaları belirtilerin hafiflemesine yardımcı olmaktadır. Terapilerde hastaların konuşma ve iletişim becerilerini geliştirmeye yardımcı müdahale teknikleri kullanılarak, iletişim rehabilitasyonu hedeflenmektedir. Terapiler bilişsel iyileşme hedefli pek çok dil ve konuşma üretimi aktivitelerini içermektedir. Uygulanan teknikler ile hastaların tekrar sağlıklı iletişim kurabilecek dil ve konuşma yetilerini kazanımları amaçlanmaktadır. Afazilerden düzelme nedene bağımlıdır. Tıkayıcı inmelerde düzelme yavaştır. Kanayıcı inmelerde ise kanamanın boyutuna göre değişkendir. Afazi çeşitleri arasında en hızlı düzelen duyusal afazi, en yavaş düzelen ise total afazidir.

---- İnme sonrası birçok kişi ruhsal destek tedavisine ihtiyaç duyar. İnme ile birlikte; depresyon, anksiyete, frustration (hayalkırıklığı)veya öfke yaşanabilir. Ruh sağlığı profesyoneli veya acil olarak inme tedavisini gerçekleştiren tıp hekimi tarafından tanısı konmalı ve tedavisi yapılmalıdır. Depresyon ve diğer ruhsal bozuklukların (hastalıkların) tedavisi aynı zamanda inmenin de hızla iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Bir inme sonrası, antidepresan tedavisi veya problem çözme terapisi (bir tür pskoterapi veya konuşma terapisidir) gelişebilecek ciddi bir depresyonu daha başlamadan önleyebilir. Problem çözme terapisi kişinin problemlerinin farkına varmasını sağlayarak günlük hayata adaptasyonunu kolaylaştırarak depresyon sonucu ortaya çıkan problemlerin çözümünde yollar bulmaya yardımcı olur.

---- İnme geçirmiş hastalar genellikle normal kişilere göre daha fazla uyuma ihtiyacı hisseder. Bu normaldir ve iyileşme sürecinin parçasıdır. Önemli olan uyku saatlerinin tedavi saatleri ile çakışmaması ve dinlendirici bir uykunun sağlanmasıdır.

İnme hastalarında uyku sorunları bazen hastalıkla değil, kullanılan ilaçların yan etkileri ile ilişkili olabilir. Bazı epilepsi ilaçları, kas gevşeticiler, antidepresanlar ve ağrı kesiciler uyku düzenini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle uyku sorunu olduğunda kullanılan tüm ilaçlar gözden geçirilmelidir. Bazen ilacın kullanma saatinin değiştirilmesi yan etkilerin kaybolması için yeterli olabilir. İlaç kullanımı ile ilgili problemlerde ilgili doktorla görüşülmelidir.

19- Felç sonrası görme problemi olur mu ne yapılmalıdır?

Felç sonrası etkilenen beyin bölgesi ya da göze giden sinirlerdeki hasara göre görme problemleri sıkça yaşanmaktadır. Kimi kısa sürede iyileşebilirken kiminde kalıcı bir tablo oluşmaktadır. BT, görme testleri ve bilgisayarlı görme alanı testiyle görme yüzdesi ve kalitesi belirlenir.

Felç sonucu genelde beynin ya sağ ya da sol tarafı hasarlanır. Görme duyusu beynin arka tarafında oksipital lob denilen kısımda işlenir. Oksipital lobun hasarlandığı felçlerde görme duyusu bozulur. Sol oksipital lob hasarında her iki gözün sağ görme alanı bilgisi işlenemez. Sağ oksipital lob hasarında her iki gözün sol görme alanı bilgisi işlenemez. Nadiren hem sağ hem de sol oksipital lob hasarlanır. Bu durumda kortikal körülük (beyin körlüğü) denilen durum oluşur, yani kişi gözlerinde sorun olmamasına rağmen görme duyusunu yitirir.
Bazen felç, beyin sapından çıkıp göze giden ve göz hareketlerini sağlayan sinirleri hasarlayabilir. Bu durumda gözlerde belli yönlere bakışta felç oluşur. Gözlerle nesnelere sabit bakma ve hareketli nesneleri takip edebilme fonksiyonu bozulabilir. Felç anlama ve okuma güçlüğü yapabilir.

20- Felç sonrası cinsel yaşam etkilenir mi?

İnme sonrası felçli hastalar cinsel yaşamlarına dönebilir. Aslında inme nadiren direkt olarak cinsel fonksiyon bozukluğu yapar. Ancak inme ile bağlantılı depresyon, kişinin dış görünüşü ile ilgili endişeler, sertleşme sorunları, ilaçların yan etkileri, yorgunluk gibi sağlıklı cinsel ilişkiyi zorlaştırabilecek faktörler mevcuttur. Bununla beraber psikiyatri ve üroloji doktorlarından randevu alarak muayene olmak bazı durumlarda elzem olabilmektedir.

21- Tedaviyi aksatan komplikasyonlar nelerdir? Nelere dikkat etmek gerekmektedir?

İnme sonucu vücudun bir yarısında motor kayıp (kuvvetsizlik), his bozukluğu, denge koordinasyon bozukluğu, konuşma ve yutma bozuklukları, idrar ve gaita kaçırma ve bilişsel fonksiyon kayıplarından komaya kadar gidebilen bir klinik tablo oluşabilmektedir. Bunlara ek olarak, eklem kontraktürleri, hareket kısıtlılıkları, spastisite, omuz çıkığı ve omuz ağrıları, mesane fonksiyon bozuklukları, bağırsak fonksiyon bozuklukları, derin ven trombozu, konuşma problemleri, yutma problemleri, bası yaraları, depresyon, uyku problemleri, enfeksiyonlar, kemik erimesi, düşme ve kırıklar, omuz-el sendromu, brakiyal pleksus lezyonu gibi komplikasyonlar karşımıza çıkabilir.

Aşağı yukarı bu problemler bellidir ve bu problemler ortaya çıkmadan önlem alınarak ya da olay büyümeden çözüm üretilerek komplikasyonların olası büyük sonuçları bertaraf edilebilir.

22- Felç sonrası iyileşme yüzde kaç oranında olmaktadır?

İnme geçiren hastaların yaklaşık yüzde 10u sekelsiz olarak işine ve günlük yaşam aktivitelerine geri dönebilmektedirler. Yüzde 10 hasta ise her şeye rağmen yataklı bakım merkezlerinde devamlı bakıma ihtiyaç duymaktadırlar. Geriye kalan yüzde 80 hasta ise aktif bir rehabilitasyon programına ihtiyaç duymaktadırlar. Yani bir sekel kalarak hayatlarına devam edebilmektedirler.

Hasarlanan beyin dokusunun toparlaması ilk aylarda daha hızlı gelişir. Bu nedenle özellikle ilk 2 ay iyileşmenin en hızlı olduğu dönemdir. Daha sonra altı aya kadar iyileşme hızı azalsa da devam eder. Sonrasında bir yıla kadar azalan oranlarda düzelme beklenir. Hasta ilk altı ayı daha önemli olmak üzere bir yıla kadar rehabilitasyon tedavisini ihmal etmemelidir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Erhan KOLAK Fotoğraf
Fzt.Erhan KOLAK
İstanbul
Fizyoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Fzt.Erhan KOLAK'ın Makaleleri
► İnme (Felç - Stroke) Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR
► İnme (Felç) Tedavisi Fzt.Cihat SEYREK
► İnme (Felç) Rehabilitasyonu Fzt.Ahmet DOĞAN
► Felç(İnme)Tedavisi Fzt.Gökhan ŞAHİNARSLAN
► Felç (İnme ) Tedavisi Fzt.Sedat BAYRAK
► Felç (İnme) Rehabilitasyonu Fzt.Mehmet ÇAKIR
► Felç(İnme), Sizi Hayata Küstürmesin Dr.Fzt.Halil İbrahim KURMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Felç / İnme / Stroke Hastalarının Merak Ettiği Sorulara Cevaplar' başlığıyla benzeşen toplam 67 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:19
Top