2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Anne, Senin İçin Hiçbir Zaman Yeterli Olamayacağım Değil mi?
YAZI #6807 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Esra DEĞİRMENCİ | Yayın Aralık 2020
Annelik pek çok kültürde kutsal bir müessese olarak kabul ediliyor. Bu sebeple annelerle ilgili olumsuz bir yaklaşım genellikle ele alınmıyor. Fakat geçmişte annelerimizle kurduğumuz ilişki, edindiğimiz deneyimler, olumlu ve olumsuz yaşantılar yetişkin olarak bugünümüzü epey etkiliyor. Çünkü bize bakım veren, duyguları öğrendiğimiz, onun gözlerinden kendimizle ilgili bir izlenim edindiğimiz ilk ve en önemli canlı annemizdir (bakım verenimizdir). Bu sebeple annemizle kurduğumuz ilişkiyi, ona karşı neler hissettiğimizi, bugün bir yetişkin olarak ele almak oldukça önemlidir. Bunu yapma sebebimiz annelerimizi suçlamak, geçmişin hesabını sormak değil, kendimizi daha iyi tanımak ve yetişkin bir insan olarak sorumluluk almak ve kendi en iyi halimizi inşa etmektir. O yüzden önyargılarımızı bir kenara bırakarak, o kurduğumuz ilk ilişkiye yakından bakmaya cesaret edebiliriz. Ancak gerçeği keşfederek iyileşebiliriz.
Annenize kendinizle ilgili bir şey anlattığınızda, hızlıca konuyu değiştiriyor ve kendinden bahsediyorsa muhtemelen kendinizi önemsiz, değersiz biri gibi hissetmiş olabilirsiniz. Sizin için yaptığı şeylerle ilgili, hayatını size vakfettiği ve çektiği tüm sıkıntılara sadece çocukları için katlandığını söyleyen bir anneniz varsa muhtemelen kendinizi ona borçlu hissediyor olabilirsiniz. Bu borcu ödemek için belki de fedakarlıklar yapıyor, istemediğiniz halde onu memnun etmek için sınırlarınızdan tavizler veriyor ve çok yoruluyor olabilirsiniz. Herhangi bir konuda fikir beyan ettiğinizde, yaptığınız önemsiz bir işte bile çok fazla eleştiren ve düzelten bir anneniz varsa bir süre sonra kendinizi beceriksiz ve yetersiz hissetmeye başlamış olabilirsiniz. Belki hayatta yanaşmadığınız, denemediğiniz pek çok şeyde annenizin ‘Beceremezsin.’ mesajı veren sesini kulağınızda duyuyorsunuzdur.
Annesinden gerçek bir sevgi ve empati alamayan biri muhtemelen yakın ilişkilerinde bunu ısrarla isteyen ve kovalayan birine dönüşecek, bu yüzden karşısına çıkan herkeste hep daha fazla ilgi ve sevgi arayacaktır. Ancak pek sık söylenen o sözdeki gibi ‘Annenin doyuramadığını dünya doyuramaz.’ Sevgi ve empati alamayan biri gerçek bir yakınlık kurmaktan oldukça uzaktır, çünkü bu onun deneyimlemediği, bilmediği bir şeydir. Gerçekten sevildiğine inanmakta zorlandığı için bu sevgiyi ya hep test edecek, ya da zaten en baştan yakın ilişkilere girmemeyi seçecektir. Çünkü içten içe sorduğu soru ‘Beni annem bile sevmediyse kim sevebilir ki?’ inancı olacaktır.
Çocuğunu kendisinin bir uzantısı olarak gören anneler çocuklarının iyi görünmesini, her alanda başarılı olmasını aşırı derecede önemseyebilirler. Çünkü çocuklarının iyi olması temelde onlara iyi hissettirir. Eğer böyle bir anneye sahipseniz, sadece onun memnun olacağı şeyleri yaptığınızda onay alabilirsiniz. Herhangi bir ayrışma girişiminiz anneniz tarafından geri püskürtülür. Onun çocuğu olarak yapmak zorunda olduklarınız önceden belirlenmiştir ve siz kabul almanın tek yolunun bu olduğuna ikna olmuşsunuzdur. Kendi his ve isteklerinizin önemsiz olduğunu hissedebilirsiniz. Annenizden gizlediğiniz, kendi hayatınızla ilgili paylaşmak istemediğiniz bir şey olduğunda annenizin suçlamalarıyla karşılaşabilirsiniz.
Her şeyin anneyle ilgili olduğu bir ailede yetişmiş biriyseniz, sizin hayatınızda meydana gelenlerin pek de önemli olmadığını hissediyor olabilirsiniz. Evde annenizin haberinin, müdahalesinin, fikrinin, bilgisinin olmadığı bir şey yoktur. Ve hareketlerinizi, hislerinizi ve düşüncelerinizi ona göre düzenlemeniz gerektiğini öğrenmiş olabilirsiniz. Ailedeki tüm diğer üyeler tıpkı bir uydu gibi annenizin etrafında dönüp duruyorlardır.
Bazı anneler için duygulardan konuşmak ve duyguları yaşamak oldukça zordur. Kendi duygularını düzenlemekte zorlanan ebeveynler, çocuklarının duygularıyla da ilgilenmekte epey zorlanırlar. Annenize açamayacağınız hisler var mı? Duygularınızı anlattığınızda hemen konuyu değiştiriyor veya hızlıca nasihat ederek duygunuzu yaşamanıza izin vermeyen bir anneyle büyüdüyseniz belki sizin de duygularla, özellikle de kötü duygularla aranız pek iyi değildir. Oysa yaşamda her duygunun bir işlevi ve anlamı vardır. Duyguda kalma becerisini, ancak kendi duygularını tanıyıp onları yaşamaya alan açan bir anne ile kazanabiliriz.
Annenizle kurduğunuz ilişkide bazen kendinizi çocuk/evlat gibi değil de annenizin annesi gibi hissettiğiniz oluyor mu? Kaç yaşına gelirsek gelelim, az ya da çok annemizden annelik bekleriz. Annenizin annesi gibiyseniz, muhtemelen hayatınıza aldığınız her insanın da annesi gibi hissedebilir ve davranabilirsiniz. Bu da eşit ilişki kurmanızı engeller. Herkese annelik etmeye kalkarsanız hem çok yorulur, hem de çevrenizdeki insanları çocuk konumunda bırakabilirsiniz. Anneniz size evliliğindeki en özel sorunları anlatıyor ve sizden onu avutmanızı bekliyorsa, bir nevi bir duygusal üçgene çekilirsiniz. Bir yanda babanız, bir yanda avutulmayı ve kurtarılmayı bekleyen anneniz ve çaresiz hisseden siz.
Eğer suçlayıcı ve eleştirel bir dil kullanan bir anneniz varsa kendi hakkınızı savunduğunuzda, kendinizi kolladığınızda, sınır çizdiğinizde, hayır dediğinizde kibirli/bencil/düşüncesiz/nankör olmakla suçlanmış olabilirsiniz. Böylece zaman içinde kendinizi ortaya koymaktan çekinirsiniz. Özgüveninizi kaybeder ve insanların sizin hakkınızdaki fikirlerine razı olabilirsiniz.
Tüm bunları yaşayan biriyseniz belki de içinizdeki öfke yön değiştirmiş ve bunu kendinize yöneltmiş olabilirsiniz. Nasıl mı? Kendi kendinizi sabote ederek. Kendi çabalarınızı boşa çıkararak annenize içten içe ‘Gördün mü olmamı istediğin kişi olamadığımı sana kanıtlıyorum’ mesajı vermek istiyor olabilirsiniz. Kendini sabote etmeye istikrarlı bir şekilde vazgeçmeyi, acıyı çeşitli bağımlılıklarla uyuşturmayı, kendinizi mahveden yaşam tarzlarına takılı kalmayı örnek verebiliriz. Kendiniz için sağlıklı olan şeyleri yapmamaktaki ısrarınızı koruyorsanız, insanları yıkıcı davranışlarınızla uzaklaştırıyorsanız belki de farkında olmadan kendinizi sabote ediyorsunuzdur.
Tüm bunları yazmaktaki amacım suçlamak değil, anlamak ve sorumluluk almak. Çünkü sürekli birisini suçladığınızda asla gerçek anlamda sorumluluk alamaz ve değişemezsiniz. Oysa yetişkin olarak değişmek de, sorumluluk almak da -ne yaşamış olursak olalım- bize aittir. Ve iyileşmenin ilk adımıdır.
Sağlıklı, olgun, bağımsız bir benlik geliştirmek için annemizden duygusal olarak ayrışabilmeliyiz. Duygusal ayrışma ise ondan farklı biri olduğumuzu, onu memnun etmek zorunda olmadığımızı, kendimize ait bir yaşantımız olduğuna ikna olmaktan ve bu duyguyla tanışmaktan geçer. Bu annemizi yok saymak değil, doğal olarak farklı insanlar olduğumuzu kabul etmektir.
İyileşmeye giden yolda kendinize odaklanmak, kendi istek, ihtiyaç ve beklentilerinizi keşfetmeye zaman ayırmanız ve kendi duygusal ihtiyaçlarınızı nasıl karşılayacağınızı keşfetmeniz önemli bir adımdır. Buna zaman ve emek ayırdıkça kendi gerçek benliğiniz size göz kırpar.
Kendi içsel mesajlarımızı duymak ve fark etmek de önemli bir adımdır. İçimizden geçen duygu ve düşüncelerin ne kadarının bize ait, ne kadarının miras olduğunu keşfedersek ayrıştırmamız çok daha kolay olur. Fark ettiğiniz bu olumsuz içsel mesajları, başkasına ait duyguları değiştirmeyi ve yerine yenilerini, bize ait olanları koymayı deneyebiliriz.
Annenizle kurduğunuz ilişkide zarar gördüğünüzü düşünüyorsanız bu ilişkide neleri değiştirebileceğinizi belirleyebilir, sağlıklı şekilde kendinizi ifade etmeyi ve korumayı öğrenebilirsiniz. Annenizin değişmesini beklemek yerine, kendiniz değişmeye çalışabilirsiniz. Bir başkasını değiştirmek olanaksızdır. Annenizden beklentilerinizi azaltabilir, size vermediklerini kendi kendinize vermeyi deneyebilirsiniz.
Tüm bunları düşünürken öfke, suçluluk, utanç, umutsuzluk gibi duyguların açığa çıkması da oldukça doğaldır. Geçmişimize bakarken her duyguya izin vermek gerekir. Bu yoğun duygularla baş edemeyeceğinizi düşünüyorsanız profesyonel bir destek alabilirsiniz. Terapi odasında kendinize ve annenizle kurduğunuz ilişkiye bakabilir, bundan sonra neler yapabileceğinizi belirleyebilirsiniz.

NOT: Bu yazı Dr. Karly McBride’in yazmış olduğu Boş Ayna kitabından esinlenilerek kaleme alınmıştır. Bu konuda detaylı okuma yapmak isterseniz bu kitaba göz atabilirsiniz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Esra DEĞİRMENCİ Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Esra DEĞİRMENCİ
Çanakkale (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi9 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Esra DEĞİRMENCİ'nin Makale ve Yazıları
► Çocuğuna Yeterli Zaman Ayırıyor Musun? Psk.Dnş.Fatma KIRIMLI TAŞKIN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Anne, Senin İçin Hiçbir Zaman Yeterli Olamayacağım Değil mi?' başlığıyla benzeşen toplam 35 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sosyal Onay İhtiyacı Ağustos 2020
► Benliğin Ayrımlaşması Ağustos 2020
◊ Neden Terapi Ağustos 2020
◊ İlişki Bir Danstır Ağustos 2020
◊ Evde Sesler Yükseliyorsa Temmuz 2020
◊ Kendini Tanımak ve Anlamak Haziran 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:18
Top