Bir Çocuk Oyuna Neden Bağlanır?
Pandemi ile birlikte çocukların ekran sürelerinde de gözle görülür bir artış oldu.
Ebeveynlerin en fazla yakındığı durumların arasında ise oyun geliyor.
Evet oyun da hayatlarında olmalı ama oyunun oynandığı saat dilimleri ve süreleri çok önemlidir.
Bu noktada ebeveynlerin tutumları da bir hayli önem taşıyor.
Yeter artık yine mi oyun?
Şu oyundan bir kurtulamadık!
Dersini ne zaman çalışacaksın?
Bunlar size de çok tanıdık değil mi?
Bu söylemler arttığında çocuklar aile ile birlikte vakit geçirmek istemiyorlar. Bu noktada oyun onları kapsıyor.
Çünkü oyuna istediği zaman ulaşabiliyor ve oyun ona tekrar deneme şansı veriyor. Ve ebeveynler bazen bu şansı vermiyor.
Çocuklar okuldan veya dışarıdan geldiğinde ebeveynler günün nasıl geçti diyebilir, bugün oyun oynadın mı? diyebilirler. Akranları ile ilişkilerini sorabilirler.
Yani kısacası çocuğunuzla ilgilenip oyunun da bir sınırı olduğunu söyleyebilirsiniz.
Ekranda belli bir sınırı olmayan çocuk, ekran başındaki çocuklara bakalım bir de;
Derdini anlatamıyor, diğer insanlar tarafından anlaşıldığını düşünmüyor.
Oyunda her şey hemen oluyor ama gerçek hayatta öyle olmuyor.
Zorbalıklar ve siber tacizcilere maruz kalabiliyor. Bunlar da çocuğun güvenini zedeliyor.
Oyun oynayan çocuk ders çalışmak ve ailesiyle zaman geçirmek istemiyor.
Bilgisayar karşısından kalkmadığı için hareketsiz kalıyor.
Aile ile diyalogu sınırlı oluyor.
Evde sürekli ders çalış deniyor. Günün nasıl geçti, bugün neler yaptın denmiyor.
Aslında gerçek şu ki ebeveynler çocuğu odasına ve ekrana yöneltiyor.
Bu da aile içi mesafe demek oluyor.
Çocuk ile aile arasında uzaklıklar başlıyor.
Oyuna bir de bu gözle bakmak istiyorum.
Çocuklar oyuna istedikleri zaman ulaşabilirler.
Oyunda yenilince kimse onları azarlamaz.
Yine kaybettin demez.
Yenilince tekrar denemek ister misin diye soru sorar.
Yenildikten sonra tekrar ve tekrar deneyebilir.
Oyunda iyi olursa ise level atlar.
Peki gerçek hayat da böyle mi?
Psikolog Elif KELEŞOĞLU
Ebeveynlerin en fazla yakındığı durumların arasında ise oyun geliyor.
Evet oyun da hayatlarında olmalı ama oyunun oynandığı saat dilimleri ve süreleri çok önemlidir.
Bu noktada ebeveynlerin tutumları da bir hayli önem taşıyor.
Yeter artık yine mi oyun?
Şu oyundan bir kurtulamadık!
Dersini ne zaman çalışacaksın?
Bunlar size de çok tanıdık değil mi?
Bu söylemler arttığında çocuklar aile ile birlikte vakit geçirmek istemiyorlar. Bu noktada oyun onları kapsıyor.
Çünkü oyuna istediği zaman ulaşabiliyor ve oyun ona tekrar deneme şansı veriyor. Ve ebeveynler bazen bu şansı vermiyor.
Çocuklar okuldan veya dışarıdan geldiğinde ebeveynler günün nasıl geçti diyebilir, bugün oyun oynadın mı? diyebilirler. Akranları ile ilişkilerini sorabilirler.
Yani kısacası çocuğunuzla ilgilenip oyunun da bir sınırı olduğunu söyleyebilirsiniz.
Ekranda belli bir sınırı olmayan çocuk, ekran başındaki çocuklara bakalım bir de;
Derdini anlatamıyor, diğer insanlar tarafından anlaşıldığını düşünmüyor.
Oyunda her şey hemen oluyor ama gerçek hayatta öyle olmuyor.
Zorbalıklar ve siber tacizcilere maruz kalabiliyor. Bunlar da çocuğun güvenini zedeliyor.
Oyun oynayan çocuk ders çalışmak ve ailesiyle zaman geçirmek istemiyor.
Bilgisayar karşısından kalkmadığı için hareketsiz kalıyor.
Aile ile diyalogu sınırlı oluyor.
Evde sürekli ders çalış deniyor. Günün nasıl geçti, bugün neler yaptın denmiyor.
Aslında gerçek şu ki ebeveynler çocuğu odasına ve ekrana yöneltiyor.
Bu da aile içi mesafe demek oluyor.
Çocuk ile aile arasında uzaklıklar başlıyor.
Oyuna bir de bu gözle bakmak istiyorum.
Çocuklar oyuna istedikleri zaman ulaşabilirler.
Oyunda yenilince kimse onları azarlamaz.
Yine kaybettin demez.
Yenilince tekrar denemek ister misin diye soru sorar.
Yenildikten sonra tekrar ve tekrar deneyebilir.
Oyunda iyi olursa ise level atlar.
Peki gerçek hayat da böyle mi?
Psikolog Elif KELEŞOĞLU
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.