2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yeme Bozukluğu
YAZI #7256 © Yazan Psk.Dnş.Sena ÖZ | Yayın Aralık 2021
BULİMİYA NERVOZA

Yeme bozuklukları, yeme davranışlarında ve tutumlarında bozulmaları kapsayan, kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olan bir hastalıktır(Vardal ve D.Batıgün,2017). Yeme bozukluklarında biyolojik, psikolojik ve sosyal belirleyicilerin etkileşimleri dikkate alınır. Tek bir sebebe bağlı belirleyici aramak yanlış olur. Yeme bozukluklarını sıralayacak olursak Anoreksiya Nervoza (AN), Bulimiya Nervoza (BN) ve Başka Türlü Adlandırılamayan (BTA) Yeme Bozukluğu şeklinde sırayabiliriz.
Bulimiya nervoza (BN) yineleyen tıkınırcasına yeme epizotları, tıkınma sırasında yemeyi kontrol edememe duygusu, kilo almayı önlemek için uygunsuz telâfi davranışları (örn: kusma, idrar söktürücü ilaç kullanımı, aşırı diyet yapma, oruç tutma, yoğun egzersiz) beden ağırlığı, biçimi ile sürekli zihinsel uğraş ve 3 ay içinde haftada ortalama 2 tıkınma epizodu ile belirgin yeme bozukluğu alt grubudur(Maner ve Aydın, 2007) Bulimiya Nervoza adını ise çok fazla açlık hissetmek anlamlarına gelen kelimelerden almıştır. Bilinen ilk bulimik davranışların Roma İmparatorluğunda insanların daha fazla yemek yiyebilmeleri için kusma eylemi gerçekleştirmeleriyle ortaya çıktığı fark ediliyor. Tıkınırcasına yeme nöbetleri bu hastalığın önemli belirtilerindendir. Ancak bu nöbetlerin sonrasında en önemli etken kişilerin büyük bir pişmanlık ve suçluluk hissetmeleridir. Bulimiya Nervoza iki tipe ayrılır:
Birinci tip; çıkartma olan tip: Kişiler pişmanlık ve suçluluk duygularıyla ve şişman olma korkusundan dolayı yeme nöbetlerinin ardından kendini kusturma eylemini gerçekleştiriyorlar.
İkinci tip; çıkartma olmayan tip: Burada ise kişiler yaşadıkları suçluluk duygusuyla aşırı egzersiz yapar ya da hiç yemek yemezler.
İlk belirtiler genellikle yeme alışkanlığında değişikliklerle (kalabalıkta yemek yememe, sofraya oturmama, karbonhidrat içerikli besinlerle tıkanırcasına beslenme, aşırı katı diyet yapma) başlar. Yiyeceklerle aşırı ilgilenme, başkaları için yemek hazırlama, yemek tarifleri toplama, yiyecekleri evin içerisinde acayip yerlere saklama gibi kompulsif tarzda garip davranışlarla devam eder(Aytaç ve Hocaoğlu,2016). Kişinin vücuduna karşı aşırı dikkatli olması yaşına, cinsiyetine, maddi durumuna veya eğitim durumuna göre değişmez. Öncül(2014)’e göre zayıf olmanın bir güzellik ölçütü olarak empoze edilmesi, yeme bozukluğu geliştirilmesinde bilinen en önemli etkendir. ‘İdeal vücut’ algısının medya, sosyal çevre ve aile içerisinde pompalanması, kilo vermenin övülürken, kilo almanın bir eleştiri nedeni olması, bunun sosyal ortamlarda konuşulan en önemli konulardan biri olup, adeta ‘merhaba’dan sonra söylenen ilk söz haline gelmesi (kilo vermişsin/almışsın), kişinin hayatındaki bir çok diğer konunun (uğraştığı ya da başardığı bir çok şeyin) konuşulmaya bile değer görülmemesi ve sayılabilecek daha bir çok örnek, bu konunun günümüzde insanların gündemini ne denli meşgul ettiğini gösteriyor.
Kişinin kendini nasıl algıladığı bedenini nasıl algıladığı ile doğrudan ilişkilidir ve benlik algısı da yeme tutumunu yordayan önemli değişkenler arasında yer almaktadır. Kısacası, bireyin kendi içine çok fazla dönmesi, bedeni ile ilgili sürekli bir şekilde zihinsel uğraş içerisinde olmasına sebep oluyor ve bu durum da yeme davranışlarını etkiliyor olabilir. Kendine döndürme temas biçiminin yeme tutumları ile bağlantılı çıkmasının bu aşırı zihinsel uğraş ile ilgili olabileceği düşünülebilir. Kendi bedenine ve algılarına çok fazla odaklanan kişilerin yeme tutumlarında bozulmalar görülmesi olası bir sonuç olarak değerlendirilebilir. (Vardal ve D.Batıgün,2017). Her sistem yeme bozukluklarından etkilenir. Zayıf bir bedene sahip olma arzusuyla ve psikolojik bir mekanizmayla başlayan süreç, bedende ciddi hasarlar oluşturur. Psişe ve somanın çatışması ve uyumsuzluğu, bedenin hırpalanmasıyla sonuçlanmıştır (Yücel, 2009) Yapılan araştırmaların gösterdiğine göre bu kişiler öfkelerini açığa çıkarmaya eğilimli olabilirler. Bu bazen kişilerarası ilişkilerine bazen bedenlerine yansır.
Psikanalitik kuram başta olmak üzere birçok kuramsal yaklaşım, yeme bozukluğu üzerinde ebeveynlik tarzının ve bağlanma örüntülerinin etkisi olabileceğini belirtmektedir. Güvensiz bağlanma biçimleri yeme bozuklukları açısından bir risk teşkil etmektedir. Kaygılı bağlanma biçimi, kaçınmacı bağlanma biçimi, kendine döndürme, temas ve saptırma temas biçimleri, beden imajı ve yeme tutum algısı arasında pozitif yönde; güvenli bağlanma ile negatif yönde anlamlı ilişkiler bulunmaktadır(Vardal ve D.Batıgün,2017). Oral ve Şahin(2008), bulimiklerin aileleri çatışmalı olduğundan, bu ailelerin çocukların güvenlik, destek alma gereksinimlerini karşılamada yetersiz kaldıklarını ve gereksinimlerini karşılamak için önemli birine güvenemeyeceklerini öğrenen bu bireylerin, tehdit altında olduklarında beslenme boşluğunu doldurabilmek ve kendilerini rahatlatabilmek için tıkanırcasına yeme davranışına yönelebileceklerini belirtmişlerdir. Beden, kimlik duygusu sağlar. Yiyecek ise emosyonel regülasyon sağlamak için kullanılır, yani huzursuz edici kendilik-farkındalığı durumlarından kaçış olarak iş görür(Agah ve Maner,2007).


KAYNAKÇA
Aydın, A., Maner, F.(2007) Bulimiya Nervozada Psikososyokültürel Etmenler, Düşünen Adam; 20(1):25-37
Aytaç, H., Hocaoğlu, H.(2016) Bulimiya Nervoza ile Birlikte Yaşamak: Bir vaka Sunumu Journal of Mood Disorders (JMOOD ;6(3):158-63
Oral, N., Hisli Şahin, N., (2008) Yeme Tutum Bozukluğunun Kişilerarası Şemalar, Bağlanma, Kişilerarası İlişki Tarzları ve Öfke ile İlişkisi, Türk Psikoloji Dergisi, 23 (62), 37-48
Öncül, Ö.(2014): Tıkınırcasına Yenen Mutsuzluklar: Bulimiya Nervoza Yaşayan Ev Kadınları, Bülent Ecevit Üniversitesi, Psikoloji Bölümü
Vardal, E., Durak Batıgün, A.: Bağlanma Stilleri ve Yeme Tutumu Arasındaki İlişkide Geştalt Temas Biçimlerinin Aracı Rolü, Türk Psikoloji Yazıları, Haziran, 2017, 20(39), 14–23
YÜCEL, B. (2009) Estetik Bir Kaygıdan Hastalığa Uzanan Yol: Yeme Bozuklukları, Klinik Gelişim Dergisi, İstanbul, Cilt:22, Sayı:4 •
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sena ÖZ Fotoğraf
Psk.Dnş.Sena ÖZ
İstanbul
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Sena ÖZ'ün Yazıları
► Yeme Bozukluğu Psk.Saadet ELEVLİ
► Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Psk.Gizem HÜNERLİ
► Yeme Bozukluğu: Bulimia Nervoza Psk.Emir Emre DOĞAN
► Yeme Bozukluğu: Anoreksiya Nervoza Psk.Emir Emre DOĞAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Yeme Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 28 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Duygu Düzenleme Aralık 2021
◊ Yas Aralık 2021
◊ İlişkiler Aralık 2021
◊ Kaygı Aralık 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:50
Top