2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Şiddeti Söndürelim
YAZI #7381 © Yazan Psk.Meltem ŞAHİNER | Yayın Nisan 2022
Geçen ay güzel bir gülüş, yolun başında bir can daha kurban oldu erkek şiddetine. Hepimiz derin bir acı duyduk. Yine mi dedik, bu son olsun dedik, ailesinin yerine kendimizi koyduk kahrolduk, sabır diledik.

Hepimizin kanırtarak kanayan yaralarımızdı Pınar, Emine, Münevver, Özgecan, Şule… Gün geçmiyor ki bir taciz, bir şiddet, bir cinayet, bir tecavüz haberi duymayalım. Ve biliyoruz ki Pınar son değil.

Haberlerde bu olayları öğrendikten sonra hepimiz farklı tepkiler veriyoruz. Kimimiz küfrediyor, kimimiz normal karşılıyor, kimimiz mağduru suçluyor, kimimiz hüngür hüngür ağlıyor, kimimiz sosyal medyayı sarsıyoruz.

Verilen tepkilerden birine dikkat çekmek istiyorum; “Mağdur Suçlayıcılığı”, yani işlenen suçun müsebbibi olarak mağdur görülüyor, suçtan sorumlu mağdur tutuluyor. Hâlbuki suçtan, suçu işleyen sorumludur. “Tayt giyinmişti.”, “Evli adamla birlikteymiş zaten.”, “O saatte ne işi varmış.” gibi ifadeler suçlunun sorumluluğunu elinden alan, suçluyu normalize edip suçu meşrulaştıran ifadelerdir yani mağdur suçlayıcılığıdır. Suç işleyenindir. Sorumlusu suçludur. İşte bu bakış açıları değişmezse Pınar son olmayacak, maalesef ki yaralarımız hiç dinmeyecek.

Yaralarımızın dinmesi için yaşanan bu şiddet olaylarının iç yüzünü anlamamız gerekiyor. Şiddet, tecavüz, cinayet... Bunun altında sosyolojik, psikolojik birçok neden yatıyor. Cinsiyetçilik, ataerkil toplumsal yapı, eşitsizlik, medya, politika, ekonomi… Hepsi bir makinenin çarkları gibi, irili ufaklı ama birbirine bağlı, hızlanarak dönüyorlar.

Cinsiyetçi yaklaşımların ailede ve medyada pekiştirilmesi kadına yönelik şiddeti aslında erkek şiddetini pompalıyor. Erkeği güçlü, saldırgan, şiddet eğilimli gösterme, aile içi şiddet, flört şiddetinin yaşandığı olaylarında sıklıkla sahnelenmesi erkek üstünlüğünün, şiddetin normalize edilmesini kolaylaştırıyor. Tütün ve alkol içme sahneleri yasaklanırken şiddet içerikli sahneler neden yasaklanmıyor?

Çocuğun istismar edilmesi, çocuğa yönelik şiddet, aile içi şiddet, eşler arası şiddet olayları da şiddetin nesiller boyu miras olarak aktarılmasına sebep oluyor. Babasının “Erkek hakkı” ile annesini aşağıladığını gören hatta “Erkek Adam” olan babasının annesine fiziksel şiddet uyguladığında annesinin çaresizliğini, belki de annesinin de eşi tarafından dövülmesinin “Normal “karşılamasına şahit olan çocuk, şiddeti normalleştiriyor. Bu çocuk yetişkin olduğunda ne kadar değişebilir ki? Eğer erkekse şiddet mirasını, kadınsa suçluluk ve eziklik duygularını bilinçaltında sürdürecek.

Taşın altına elimizi koymanın artık zamanı geldi ve bunun için öncelikle acıtan bir soru sormalıyız kendimize. “Bu olaylar artarak devam ediyorsa, olayların olmasında benim katkım ne?” . Evet, yanlış okumadınız, ne kadar entelektüel, ne kadar “aydın” olursak olalım, eğer sorun toplumsal ise az ya da çok bizimde yaptığımız ya da yapmadığımız bir şeyler olmalı. Bunlar ne?

Bu cinayetleri işleyenler başka bir yerden gelmiyorlar, içimizdeler. Bizlerin yetiştirdiği evlatlar, bizlerin görmezden geldiği komşunun çocukları. Belki de markette annesi tokat atarken müdahale etmediğimiz çocuk… Erkekliğini pompaladığımız, şımarttığımız, davranışlarının sorumluluklarını almayı öğretemediğimiz, öfkesini şişirttiğimiz, kızları küçümsettiğimiz, adamlığını şiddetlendirdiğimiz “Paşa”lar. “Hanım hanımcık” yetiştirdiğimiz, “iyi” terbiye ettiğimiz, nazik olsun derken hayır demeyi, kendini korumayı öğret-e-mediğimiz “Prenses”ler. Birde görmezden geldiğimiz, ihmal etiğimiz, istismar ettiğimiz evlatlarımız var ki en derin yaraları da onlar açıyor.

Evlatlarımızı yetiştirirken, “Yapılan her davranışının sorumluluğu yapan kişiye aittir.” bilincini çocuğa vermek gerekiyor. Bir olay karşısında –reddedilme, beğenilmeme, suçlama- verebileceğimiz milyonlarca tepki vardır, biz olasılıklar arasından birisini seçeriz. O yüzden bir olaya karşı tepkimiz bizim seçimimizdir ve sorumluluğu da bize aittir. Daha evlatlarımızı yetiştirirken, “Beni deli ediyorsun.”, “Beni çok sinirlendirdin.”, “ Senin yüzünden ağlıyorum, beni ağlattın.” gibi küçük ifadelerle bu manipülatif algıyı anne/baba başlatıyor. Ebeveyn kendi davranışının (senin yüzünden ağladım diyerek) sorumluluğunu çocuğa veriyor (Halbuki o olay karşında anne sakin kalabilir, umursamayabilir, kalkıp su içebilir, arkadaşı ile sohbet edebilir vb. gibi milyonlarca şey yapabilirken ağlamayı seçmiştir.) Çocukta bunu hızlıca öğreniyor. Bu algı ile yetişkin olduğunda, öfkelenip bardağı fırlatması partneri yüzünden oluyor çünkü partneri onu deli ettirmiştir ya da kıskandığında ya da “deli gibi” sevdiğinde ya da reddedildiğinde şiddete meyletmesinin nedeni kendisi değil de karşısındaki oluyor. Karşıdaki öyle yapmasa, o da bunu yapmayacaktır!

Herkes markette, pazarda, mahallesinde, evinde evlatlarına, eşine, partnerine, komşusuna, yeğenine karşı az ya da çok tutum değişikliklerine gidebilirse canlarımız yanmayacak, yaralarımız iyileşecek.



Saygı ve sevgilerimle…

Meltem Şahiner / Psikolog
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Meltem ŞAHİNER Fotoğraf
Psk.Meltem ŞAHİNER
Balıkesir (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Meltem ŞAHİNER'in Makale ve Yazıları
► Bu Aşk Değil, Flört Şiddeti Psk.Sühendan TOPTAŞ
► Kadınlar Şiddeti İstiyor mu ? Psk.Uğur DEMİRBAŞ
► İş Yeri Şiddeti ‘mobbing’ Psk.Elif Sultan DEMİRHAN
► Şiddet Varsa, Sevgi Yoktur: Flört Şiddeti Psk.Esra TAŞDEMİR SEYİTOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Şiddeti Söndürelim' başlığıyla benzeşen toplam 9 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Kendimizle Tanışmak ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
◊ Revize Et- Güncelle ÇOK OKUNUYOR Nisan 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:43
Top