2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sen Cahilsin Ben Değil
YAZI #7483 © Yazan Psk.Emine ARMAN | Yayın Ağustos 2022 ÇOK OKUNUYOR
Başkalarına cahil deyişimiz, kendimizin bilgili olan taraf olduğu mesajını da örtük olarak ifade ederek, karşı alanda kalıp, kendimizi koruma ve yükseltme çabamızın bir ürünüdür. Bildiklerimiz ve bilmediklerimiz daima yan yanadır oysa. "Kişi gerçekliği" taşıyabileceğini bildiği kadar sorumluluğu yüklenir omuzuna.

Gerçeklik nereden, hangi donanımımızla baktığımızla ilgilidir. Hamilelik öncesi biz ( bilimsel olarak ispatlanan üç kuşak travmanın geçişi, ailemizde travma var mı?ya da istenen çocukmuyuz değil miyiz? ya da doğucağım ailede ki ilişkiler nasıl?), annemizin hamileliği, doğuştan gelen genetik yapımız, doğum anımız, aile yapımız, aldığımız eğitim, içinde bulunduğumuz sosyal hayat, beslenme tarzımız, ekonomik koşullar, kültürel yapı, politik koşullar, büyüdüğümüz ülke, doğal faktörler gibi çevresel faktörlerinde bir araya gelmesi ile mizacımız karaktere dönüşür. Bir kişi bin kişiden etkilenebilir. Bin kişide bir kişiden.

İnsana verdiğimiz değer, onu anlama çabası -ki burada onaylamak zorunluluğundan bahsetmiyorum- davranışları okurken, düşüncenin duyguya, duygunun davranışa neden olan örüntüsünü, bunu çözümlerken en başta seçici algının ( herkes gözlüğünün renginde dünyayı görür meselesi) düşünce özellikleri ve biyolojik bir yapıdan da etkilenerek (çoklu zeka kuramı) oluştuğunu, bunlarının hepsinin de uyaranın tetiklemesi ile algının harekete geçmesini, algınında çok çabuk manipüle edilebileceğini bilmeliyiz.Bize neyi çok gösterirlerse ve biz en çok neyi izlemek istiyorsak; ekrandan, manşetten, hayattan, onu o biçimde doğru olan oymuş gibi algılama ihtimalimiz artar. Bu algılamada taşıdıklarımızın niteliği; elimize verilen ip, bizim ekleyebileceğimiz malzeme, sepetin örebildiğimiz genişliği ve kaslarımızın kaldırabileceği güç kadardır.

Üzerimizde insan olarak, daima toplumsal bir gözün, davranışlarımızı kendi belirledikleri yönde çekme çabasını aklımızda tutmamız, bunu içe alıp almama gibi bir yetkimizin olduğunu bilmemiz, daha bilinçli, özgür ve özgün bireyler yetişmesine, dolayısı ile daha sağlıklı bir toplumun oluşmasına hizmet eder

Cahilliğin düzelmesini, daha iyi koşullarda, daha olgun insanlarla yaşamayı istiyorsak eğer; bir insan olarak başka bir insanın hayatına dokunduğumuz anda, o anın etkisini bilmeliyiz. Belki bir oda içinde, belki bir okul sırasında, belki trafikte, belki sokakta, belki tv de bir sunumda, belki bir yazıda.O an o insandan etkilenebileceğimizi, o insanı etkileyebileceğimizi bilmeliyiz. Bu etkininde niyetleri ve niyetimiz üzere şekillenebileceğini de bilmeliyiz. Bazen söylenilen bir söz, bir davranış, senin, benim, onun, belki ikimizin belki hepimizin hayatının akışını bambaşka bir yola çevirebilir.

Duygularımız çift taraflı düşünmediğimizde çok çabuk manipüle edilebilir. Manipülasyon tüm ilişkiler için, adımların pür dikkat atılmasını gerektirir. Bilinçli veya bilinçsiz manipüle biçimleri olabilir çünkü.

Bizim gibi düşünenleri sevme, bizim gibi düşünmeyenleri reddetme eğilimindeyiz. Aynı şekilde düşünen insanların yanında, kendimizi güvende hissetme eğilimimiz var. Arkadaşlıklar, dostluklar, çift ilişkileri, komşuluklar,örgütler, dernekler, siyasi partiler, mezhepler, tarikatlar, cemaatler, dinler, milletler vs. Genelde hissedilen güven hali, ilişkiler ilerledikçe, bireysel farklılıklar yüzünden zedelenmeye, çatırdamaya da başlayabilir ve bu durum, güvensiz bir hisse de neden olabilir.

Birlikte yaşamak gibi, hepimizin koşulsuzca kabul edilmeyi isterken; aynı talep karşımızdakinde de varken, birbirimiz için fedakarlık yapmamız gerekirken, maruz kaldığımız tüm o çatışmanın içinden çözümle çıkabilmemiz için sakinliğe ihtiyacımız vardır. Bahsettiğimiz bu sukunet hali; hormonlardan, vitaminlere, beynimizde ki bir tümöre varıncaya kadar, bir çok fiziksel etkininde içinde olduğu hastalıklar gibi biyolojik; aynı zamanda da elde olmayan dışsal süreçlerden de etkilenir. Örneğin ani bir deprem gibi doğal bir afet, taciz, tecavüz, saldıya uğrama, işten çıkartılma, iflas, sevdiğimiz birinin kaybı, savaşlar, salgınlar v.s gibi bir çok olaydan etkilenen, çok yönlü bakılıp, değerlendirilmesi gereken bir olgudur. Kişiye sakin kal demekle sakinleşmesi her zaman kolay olmayabilir.

Hayatta her şeyin hakimi değiliz. Her olaya hükmümüz geçmiyor.Bedenimiz ve psikolojik yapımız herkesin aynı tepkiyi vermesine müsait değildir, kişisel farklılıklar vardır; empatiye, çift taraflı düşünebilmeye ihtiyacımız vardır. Kimimiz gözlükle görür; kimimiz mercekle, kimimiz teleskopla.Herkesin gördüğü gerçektir ve birbirinin aletlerinden bakmamaya inat edip, en iyi benim aletim görür dedikçe, kimse kimsenin manzarasını anlayamaz, aynı zamanda resmin bir parçasını kaçırır.Tüm o aletler biraraya geldiğinde, hayat dediğimiz devasa bir resmin görüntüsü ortaya çıkar.Her bir pixel gerçektir.

Birlikte yaşayabilmemiz için, her zaman aynı şekilde düşünmemiz gerekmeyebilir. Acım olduğunda anlıyabiliyorsan, endişeni anlıyabiliyorsam, mutluluğumda seninde gözlerin parlıyorsa, mateminde benim de hüzün düşüyorsa yüreğime, gerisi bir şekilde karşılıklı, empatik, sağlıklı iletişim ve anlayışla halledilebilir.

Etiketlemek kolaydır; lakin, anlamak zordur. Başkalarının hatalarına tahammülümüz, kendi hatalarımıza karşı kendimize olan şefkatimiz kadardır. Anlarsak sorunun kaynağını bulabilir ve aynı sorunun yaşanmasına engel olabiliriz. Bu uzun olan yoldur; fakat, en güvenli ve herkesin kazandığı bir yolculuktur. Vardığımız manzara daha çok hoşnutluk içerecektir.

Hayat hiçbir zaman cennet olmayacak; belki de bu yüzdendir insanların, inançların cenneti ölümün ardında bırakmaları, ölüm pahasına cennetten bir zerre haz için bağımlılıklarını bırakamamaları. Eksiklikler olacak, kusurlar olacak. Beğenmediğimiz istemediğimiz bir çok şey olacak. Mükemmellik bir yanılgıdır. Tüm sistemlerin kusuru vardır.

Çevrenize bir bakın, mükemmel olduğuna inanan ve sizdende mükemmellik bekleyen bir insanla, hayatınız nasıl geçiyor. İşte biz de dünyayı mükemmel olmalıymış gibi algıladığımızda, aynı şeyi hissedecek, aynı tepkiyi bize verecektir. Kapasite meselesini aklımızda tutalım. Doğa herşeyi aynı hızda çözündürmez. İnsan gibi. Emeklenmeden yürülmez. Bu yüzden kusursuzu değil, "yeterince iyi"yi arayalım.

Herkes bizim gibi olamaz; peki, biz bir başkası gibi olmayı hemen kabulleniyor muyuz dürüstçe soralım kendimize? Değişim süreç ister. İnsan bir makine değildir; duyguları var. Biri canımız yandığında, veya üzgünken biri bizi anlamadığında nasıl öfkeleniyoruz. Öfke salgını virüsten daha fazla tahrip eder, daha fazla yıkıcıdır. Salgın bitip, daha da kötü başka yakıcı salgınlarla uğraşmak istemiyorsak iyice düşünmeliyiz.Birbirimizi anladıkça, birbirimizin duygu kapısının içine girmeye cesaret ediyorsak, cesaret diyorum belki de girmeyi reddettiğimiz o duygu kendimizin hissetmek zorunda kalmaktan en çok korktuğumuz duygudur kimbilir? İşte o kabulle, o çatının altında yaşamak çok daha kolay, çok daha tatminkar olacaktır.

Bilgi ilerledikçe büyür, çoğaldıkça ne kadar az bilebildiği ile yüzleşir insan. Geçmişimizin alimi, geleceğimizin cahiliyiz hepimiz; keşfedilecek olanın eski bilgileri çürütmesinden, ya da daha da genişletmesinden. Davranışın ardındaki motivasyonu bilmeden cahil diyerek etiketlediğimizde o insanları daha fazla öğrenmeye sevketmiyoruz. Tam tersine anlaşılamama ve dışlanmanın etkisi ile kendilerini korumak için savunma geliştirdiklerinden, onları daha sert bir kabukla yaşamaya mahkum ediyoruz.

Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım. Bizi aşağılayan, küçük gören kimsenin önerilerini dikkate alıyor muyuz bir hatırlayalım. Etiketlemek en basit, en kolaydır. Görünmeyenin ardına da talip olmalıyız.Ne kadar yükseğe çıkarsak; göreceğimiz manzara çok daha büyüyecek, o zaman hayatın "ben" den, bizim evden, bizim mahalleden, bizim ilçeden, bizim şehirden, bizim ülkeden, bizim kıtadan, bizim gezegenden, bizim galaksimizden, belki de bizim evrenimizden çok farklı anlamı olduğunu yeniden keşfedebiliriz.

Herkes sevilmeyi hak etmez katılıyorum, fakat herkes anlaşılmayı hak eder. Sizin, benim ve etiketleyip ötekileştirdiğimiz herkesin hak ettiği gibi. Onaylamak zorunda değiliz. Formülü bilmeden soruyu, şikayet ettiğimiz sorunu çözemeyiz.
Sorundan şikayetimizin sebebi "daha iyi bir yaşam için" düşüncemizde samimiysek ; sorumluluk alırız, bunun için bir şey yaparız. Yok eğer derdimiz hiç bir şey yapmayıp, yalnız kendi etiketimizin (bilgili, elit, entelektüel, kültürlü) makamımızı korumaksa zaten o zaman başkalarını daima aşağıda tutmak için başka etiketlerin peşinde olacağız demektir. Bu da makamımızın gerçekliğinden emin olmadığımızı gösterir.

Bilginin en nihai makamı hiçbirşeyi bütünü ile bilemeyeceğimizdir.Unutmayalım ki ; evrenin devasa boyutu içerisinde bunca bilinmezlik varken; hepimizin cehaletten bir parça nasibi MUHAKKAK vardır.

Diliyorum ki sevgi ve anlayışla, bol bol sağlıkla, sevdiklerinizle, mutlulukla, içinizi ısıtacak bir aile tutuşabileceğiniz bir elle, yaslanabileceğiniz bir omuzla, sofrayı düşünmeyeceğiniz bir imkanla, faturaları biriktirmek zorunda kalmayacağınız bir güvence ile, kira günü yaklaştıkça endişelenmeyeceğiniz bir mülkle, çocuklarınızın makul isteklerini alabileceğiniz bir cüzdanla, ilacınızı alabileceğiniz, tedavi olabileceğiniz sağlık güvencesi ile, çıkarılmayacağınızdan emin olduğunuz bir iş, düzeli bir gelirle , merağınızı keşfe dönüştürecek bir eğitimle, birlikte aynı ritmde soluduğunuz bir kalple, kendinizi emanet edebileceğiniz bir otorite ile, aynaya baktığınızda huzur bulabileceğiniz bir yansımayla, bunlar gibi bir çok güzel şeyle kalın.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Emine ARMAN Fotoğraf
Psk.Emine ARMAN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi33 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Emine ARMAN'ın Yazıları
► Ben Değil Biz Olmak Psk.Aslı PAKSOY
► Bu Aşk Değil, Flört Şiddeti Psk.Sühendan TOPTAŞ
► Mutlu Olmak Zor Değil Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
► Ceza Değil Bedel Psk.Dnş.Erdinç GÜLLÜ
► Yok Olmak Çözüm Değil Psk.Gonca RASLAYAN
► Ben Değil Eşim Değişsin Psk.Ali BIÇAK
► Vajinismus Değil Beyinismus Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Sen Cahilsin Ben Değil' başlığıyla benzeşen toplam 29 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Boğazdaki Lokma Ağustos 2022
◊ Ben İnsan Değilmiyim ÇOK OKUNUYOR Ağustos 2022
◊ Acıdan Geçmek Ağustos 2022
◊ Sevecekmisin Beni Ağustos 2022
◊ Galıleo’nun Ahı Tutar Mayıs 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:30
Top