2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Geçmiş Geçmiş Midir? Geçmişin İzleri Olan Çocukluk Kararları
YAZI #7491 © Yazan Psk.Meltem ŞAHİNER | Yayın Ağustos 2022
“Geçmiş geçmiş midir?” diye sorsam size ne dersiniz?

Gelişim, doğum öncesinden ölene kadar geçen sürede canlının bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden olgunlaşarak sürekli ilerleme kaydetmesidir. Gelişim durmaz. Geçmişte yaşananlar belki zaman zaman daha etkili, zaman zaman daha hızlı olsa da gelişimimizi etkiler. İstisnasız hepimizin geçmişten getirdiği duygu, düşünce, davranış ve duyu (4D) örüntüleri ile oluşmuş algılamalarımız vardır; bu örüntülerimize çoğunlukla geçmişte bir şekilde (ebeveynlerimizin takdirini almak, sevilmek, cezadan kaçınmak, zorlu yaşam koşulları gibi sebeplerden) karar vermişizdir. Genetik mirasımız olan uzak geçmişimizle, daha yakın sayılabilecek bebeklik-çocukluk dönemimizi kapsayan geçmişimiz; bir uyaranla karşılaştığımızda onu nasıl algılayacağımızı ve nasıl tepkiler vereceğimizi etkilemektedir. Model alınan davranışlar, genetik miras, toplumsal öğretiler ve baskılar, ebeveyn tutumları, travmalar, göçler, ekonomik krizler… Hepsi ve daha fazlası geçmişimizi oluşturmaktadır.

Geçmişimizde ki koşulların, fiziksel, duygusal, zihinsel kapasitemizin etkisi ile aldığımız birçok karar vardır. Ve çoğu karar, zaman içerisinde koşulların tekrarından dolayı pekişmiştir. Daha önceki yazılarımda da paylaştığım gibi (yazılarımın tamamını tavsiyeediyorum.com’dan ulaşabilirsiniz) Transaksiyonel Analiz’de bu kararlara Çocukluk Kararları denilmektedir.

Erken çocukluk döneminde ebeveynlerin çocuğuna verdiği “İzinler” e (permissons) ya da çocuğundan sakındığı “Yasaklar”a (injunctions) göre çocuk tüm yaşamını belirleyecek kararlar alır. Bu kararlar bebeklik hatta anne karnına (hatta genetik mirasla çok eski atalarımıza) kadar dayanır.

Çocukluk kararlarının ne kadar geçmişe dayandığını Transaksiyonel Analist Claude Steiner çok güzel bir şekilde örneklendirmiştir:
“Yeni doğmuş bebeğini kucağına alıp, gülümseyerek onu öpüp okşayan, bir anne çocuğuna şu mesajı iletiyordur: “Bu dünyada olduğun için (var olduğun için) çok mutluyum”. Bu anne bir anlamda çocuğunun var olmasına “izin” veriyordur. Fakat anne bir sebepten ötürü çocuk sahibi olmaktan mutsuzsa, bu anneden çocuğuna “Seni istemiyorum, senin burada olmandan memnun değilim” mesajı gidecektir. Bu anlamda, bu anne çocuğuna var olmayı “yasaklayacaktır”.”


Geçmişten pekişen iç seslerimiz, bakış açılarımız, duygularımız, davranışlarımız zamanla otomatiklik döngümüzü meydana getirir. Beynimiz, yıllardır belli durumlarda uyarılmış olan sinaptik yolları kullanır ve tekrar o yollardan gitmek oldukça kolay, hızlı ve çabasızdır. Çocukluk kararlarımız; kendiliğinden zihnimize üşüşen, hatta çoğu zaman farkında bile olmadığımız düşünceleri, duyguları, davranışları, algıları, duygusal tepkimelerimizi yani kişiliğimizi oluşturur. Beynimiz, bedenimiz için karlı ama kişiliğimiz için geçmişe takıntılı bir yol izlemiş olur...
“Duygularımı göstermekten kaçınırım.”, “Her şeyimle dört dörtlük olmalıyım.”, “Birçok işi aynı anda yapmaya çalışmaktan çoğu zaman rahat nefes alacak vaktim olmaz.”, “Sorunlarımı çoğu zaman tek başıma çözmeye çalışırım.”, “Çocuksu bir ruha sahibim, aklıma estiği gibi davranırım.”, “Kolay kolay kimse ile yakınlık kuramıyorum.”…
Kendimizi anlatırken kullandığımız bu ve bunun gibi durumların altında genellikle çocukluk kararları yatmaktadır. Çocukluk algılamaları ile alınan kararlar yetişkin halimizle kendini göstermeye devam etmektedir.

Her canlının potansiyelini ortaya çıkarması için ebeveynleri tarafından desteklenilmeye, izin verilmeye ihtiyacı vardır. İzinler sayesinde gelişim sağlıklı olur. Ebeveynlerin ortaya koyduğu yasaklar (ki burada tablet oynamayacaksın gibi bir yasaktan bahsedilmemektedir, yukarıdaki örnekte açıklandığı gibi derin bir mana vardır.) bireyin kendini gerçekleştirmesini sınırlar, seçme özgürlüğünü engeller, potansiyelini elinden alır.

Yeni Karar Psikoterapisi Ekolünün kurucuları Psikoterapist Mary ve Robert Goulding’e göre başlıca çocukluk kararları;
“Güçlü Olmalıyım.”, “Acele Etmeliyim.”, “Çocuk Olmamalıyım.”, “Başkalarını Memnun Etmeliyim.”, “Var Olmamalıyım.”, “Kendim Olmamalıyım.”, “Önemli Olmamalıyım.”dır.

Hepimizde var olan bu kararlar, potansiyelimizi kısıtlar, kendimiz olmamızı engeller: Bizi biz yapan özümüzle tanışmamızı, içtenliğimizi ve otantikliğimizi baltalar. Bu kararlar beynimiz için karlı olsa da hayatımız için sorgulanması ve bilinçli hale getirilmesi gereken önemli bir yol ayrımıdır. Yoksa otomatiklik döngüsü ölene kadar yakamızı bırakmayacak, duygusal ve sosyal gelişimimizi örseleyecek, “Şimdi”den bahsedilmeyen bir hayata kendimizi mahkûm etmemize sebep olacaktır. Yaşanmayan bir ömür yitip gidecektir.

Sevgi ve saygılarımla…

Psikolog Meltem Şahiner
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Meltem ŞAHİNER Fotoğraf
Psk.Meltem ŞAHİNER
Balıkesir (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Meltem ŞAHİNER'in Makale ve Yazıları
► Geçmiş Yaşamları İyileştirmek Psk.Dnş.Mehmet POLATOĞLU
► Boşanmanın Çocuktaki İzleri Psk.İlknur BOZKURT
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Geçmiş Geçmiş Midir? Geçmişin İzleri Olan Çocukluk Kararları' başlığıyla benzeşen toplam 41 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Kendimizle Tanışmak ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
◊ Revize Et- Güncelle ÇOK OKUNUYOR Nisan 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:55
Top