2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dissosiyatif Bozukluk
YAZI #7493 © Yazan Psk.Gülnaz ATEŞ | Yayın Eylül 2022
DİSSOSİYATİF BOZUKLUK
Dissosiyasyon kelime anlamı, “dağılma, kopma, çözülme, ayrılma” olarak bilinmektedir. Dissosiyasyon kelimesinden ilk bahseden Pierre Janet’ e göre dissosiyasyon; kişilik birleşiminde gözle görülür düzeyde düzensizlikler olan histerik nevrozlarda çeşitli etkenlerle isteklerin, inançların, anıların ve duyguların şiddetleşmesiyle zayıflayan bilinçten ayrışma olayı olarak tanımlamıştır. Janet’ in tanımında ego bir savunma düzeneği olarak ifade edilse de dissosiyasyon, bireyin ağır bir stresör karşısında bilincinin bir süreliğine dışardaki uyaranlara kapalı olmasıyla egonun bunaltıya karşı geçici süre uzak kalmasını sağlaması ve ortaya çıkan ıd-süperego çatışmasını yatıştırmasıyla bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin ağır stresörle karşılaştığında normal baş etme kapasitesinin yeterli olmaması, dissosiyasyon belirtilerinin daha inatçı, şiddetli ve yaygın olmasıyla ortaya patolojik dissosiyasyon ve dissosiyatif bozukluklar çıkmaktadır.
Dissosiyasyon, bireyin erken gelişimsel olumsuzlukları, yaşadığı travmanın şiddeti, genetik özelikleri ve kişilik örgütlenmeleriyle ilişkilendirildiğinde bir bozukluk olarak ele alınmaktadır. Dissosiyatif belirtilerin ortaya çıkmasında en önemli tetikleyici bireyin yaşadığı ruhsal travmalardır. Genellikle ergenlik öncesinde (gelişimsel dönemde) bireyde tekrarlayan travmatik olayların ruhsal olarak baş edebilme çabası şeklinde ortaya çıkmakta zamanla uyum sağlayamayan bir süreç haline gelir.
Janet, 1880’li yılların başında dissosiyasyonu yalnızca histeri vakalarında rastlanan bir durum olarak tanımlamıştır. Ross’ a göre günlük hayatta rastlanan “konuşmada kopma”, “geçici olarak ortaya çıkan yabancılaşma hissi”, “otoyol hipnozu”, “gündüz düş kurma” gibi durumları içinde barındırdığını savunmuştur. Steinberg ise dissosiyasyonu, derealizasyon, depersonalizasyon, amnezi, kimlik değişimi ve kimlik konfüzyonu şeklinde beş temel dissosiyatif belirti içerisinde değerlendirmektedir.
DİSSOSİYATİF (KONVERSİF) NÖBETLER
Herhangi bir organik nedene bağlı olmadan, ruhsal travmayla ilişkili olarak belleğin ve bilincin geçici bir süre işlevlerini yitirmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Zihinsel süreçlerin sonucunda birçok bedensel belirtinin takip ettiği dissosiyatif nöbetler hem bedensel hem de bilişsel işlevlerin geçici bir süreliğine yitirilmesi şeklinde nitelendirilmektedir. Dissosiyatif nöbet geçiren hastalar genellikle şiddetli ve zedeleyici travmatik olayın ardından birey kendine fiziksel zarar vermeyecek şekilde yere yığılır. Bireyde bilincin kapalı olduğu izlenimi taşısa da hasta dışardaki sesleri işitmektedir. Dissosiyatif nöbetlerin pek çoğunda kötü muamele öyküsü ya da ruhsal travma varlığı bulunmaktadır.
DİSSOSİYATİF KİMLİK BOZUKLUĞU (DKB)
DKB bireyde; tekrarlayıcı şekilde bir ya da birden çok kişiliğin ortaya çıkması, ortaya çıkan kişiliklerin bireyin hayatına kısa veya uzun süre hâkimiyet kurması, kişiliklerin birbirinden bağımsız olması ve bu alter kişiliklerin arasındaki geçişlerin birden olması olarak karşımıza çıkmaktadır. Alter kişiliklerdeki geçişlerde bilişsel, affektif ve davranışsal değişiklikler eşlik etmektedir. Alter kimlikler birbirlerinin yerini tekrarlayıcı şekilde alırken bazı hastalar alter kimlikleri arasında çatışmalar yaşamaktadır. Alter kişilikler arasında sağ-sol el seçimi, cinsel yönelim ve gözlük numaraları gibi özelliklerin farklılaştığına dair araştırmalar bulunmaktadır. DKB’ de derealizasyon, depersonalizasyon, füg, amnezi gibi dissosiyatif bozuklukların temel belirtilerinin bulunmasıyla paradigmatik dissosiyatif psikopatoloji olarak tanımlanmıştır.
DİSSOSİYATİF AMNEZİ
Günlük hayatta unutmalar ve kısa süreli dalgınlıklar patolojik olarak görülmez. Dissosiyatif amnezide birey yaşamının bir bölümünü anımsamaz. Bu durum normal bir unutkanlık olarak açıklanamaz. Hastanın unuttuğu dönem genellikle bireyin ağır travmatik yaşantılarını içermektedir. Dissosiyatif amnezi de tablo akut seyirli ve aniden başlayıp aniden sona erer. Dissosiyatif amneziye en sık depresyonun eşlik ettiği görülmektedir.
DİSSOSİYATİF FÜG
ICD-10'da ayrı bir tanı olarak ele alınsa da genellikle dissosiyatif amneziyle birlikte seyrettiği için DSM-5' te ayrı bir tanı olarak ele alınmamıştır. Dissosiyatif füglerde birey bulunduğu ortamı aniden terk eder, birey organize gibi bir izlenim verebilir ya da koşma/kaçma veya dezorganize olarak yürüme davranışı gösterebilir. Birey bulunduğu ortamdan beklenmedik şekilde uzaklaşır, yeni bulunduğu ortamda gezebilir ya da uzun süre kalabilir. Birey yeni bir kimlik edinebilir. Bireyde önceki yerleşim yeri ve kimliğine karşı bir amnezi söz konusudur.
DEPERSONALİZASYON/DEREALİZASYON BOZUKLUĞU
Depersonalizasyonda birey kendi benliğini, bedeninin tümü veya parçalarını, yüzünü, duygularını, hareketlerini değişmiş, kendisini farklı bir varlık veya yabancı olarak algılamaktadır. Birey kendisine ait özelleri kendisinin değilmiş gibi, kendini dışardan izliyormuş gibi algılamaktadır.
Derealizasyonda ise birey kendi çevresinden ayrılmasıyla da gerçek olmama duygusuyla alakalıdır. Birey dış dünyayı rüya olarak gördüğünü ifade etmektedir. Jamais vu ve deja vu gibi paramneziler derealizasyona örnek sayılmaktadırlar.
DİĞER DİSSOSİYATİF BOZUKLUKLAR
DSM-5' te dissosiyatif bozuklar kümesinde yer alan fakat tanı ölçütlerini karşılamayan, işlevsellikte düşüşe sebep olan devamlı dissosiyasyon durumları “Tanımlanmamış Dissosiyatif Bozukluk” ve “Tanımlanmış Diğer Bir Dissosiyatif Bozukluk” şeklinde iki başlık olarak ele alınmıştır. Bunların yanında klinik önemi olan fakat kesin tanı kategorisinde bulunmayan dissosiyatif tablolardan bahsetmek gerekir.
Dissosiyatif Trans Bozukluğu: Bireyin belirli bir noktaya odaklanma ve çevresine karşı tepkisini azaltma olarak karşımıza çıkmaktadır. Hastanın belirli kimlik duygusu kaybolur, olanları hatırlamaz, iç dünyasına yoğunlaşır bunlarla beraber bireyin psikososyal işlevlerini olumsuz etkiler.
Beyin Yıkama ve Zorla Telkin: Tehdit, esaret, ağır baskı gibi durumlar karşısında yeni bir psödokimliğin oluşmasıyla ilişkilidir. Hasta da kendine yabancılaşma ve apati görülür, bilişsel esnekliği kaybolur. Bireyin baskı ve zorlamaya maruz kalması sonucunda ortaya çıkan bu süreçler kalıcı hale gelebilir. Çoğu zaman hasta tedaviye dirençlidir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Gülnaz ATEŞ Fotoğraf
Psk.Gülnaz ATEŞ
Antalya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Gülnaz ATEŞ'in Makale ve Yazıları
► Dissosiyatif Bozukluk Nedir? Psk.Ziya ÜNLÜTÜRK
► Dissosiyatif Bozukluklar Psk.Kamil ERTEKİN
► Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Psk.Dnş.Fatih FİDAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Dissosiyatif Bozukluk' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Deprem Çocuklara Nasıl Anlatılır? ÇOK OKUNUYOR Nisan 2023
◊ Sınırlar Nisan 2023
◊ Kardeş Kıskançlığı ÇOK OKUNUYOR Nisan 2023
◊ Psikoterapi Nedir? Eylül 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:20
Top