Savunma Mekanizmaları
Her birey hayatı boyunca sağlıklı bir şekilde, farkında olmadan farklı farklı savunma mekanizmalarını kullanmaktadır. Bireyler Freud’un psikanaliz teorisine göre sahip oldukları ıd (ilkel benlik)karşı süper egoyu (ahlaki değerler) dengeleyen ego(benlik) mekanizması sürekli çeşitli savunma mekanizmalarına başvurmaktadır. Savunma mekanizmalarının temel görevi; bireyde tehdit oluşturacak durumları azaltıp durumlarla başa çıkabilmektir.
Savunma mekanizmaları, kesin çözüm sağlamamakla birlikte hem olumlu hem de olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Savunma mekanizmaları, tehdit altındaki benliğimizi korumaya çalışır fakat sık sık kullanılması durumunda anormalliğe neden olmaktadır. Kişide fiziksel veya ruh sağlığını olumsuz etkileyerek patolojik hale gelebilmektedir. Bireyin yaşadığı durumu bedenselleştirmesiyle de tıbbi bir nedene bağlı olmaksızın nörolojik semptomlar görülmektedir. Bu belirtilere örnek olarak bireyde baş ağrıları, mide bulantısı, göz kararması, kol-bacak uyuşması şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Somatizasyon savunma mekanizmasına ait örnekleri iki dönem şeklinde tanımlayacak olursak;
Çocukluk döneminde, çocuk yapmak veya yapılmasını istemedikleri olaylar karşısında nedensiz ağrılar yaşamaktadır. Uzman tarafından kontrollere rağmen herhangi tıbbi bir neden bulunmamaktadır. Çocuklar rahatsız oldukları ya da rahatsız olacaklarını düşündükleri olaylara karşı duyduğu rahatsızlığı bedenine yansıtmakta yani bu rahatsızlığı bedenselleştirmektedirler. Sözel olarak ifade edemedikleri rahatsızlığı bedenselleştirerek ifade etmektedirler.
Yetişkinlik döneminde de durum çocukluk döneminden pek farklı değildir. Birey rahatsız olduğu veya rahatsız olacağını düşündüğü olaylar karşısında bedeninde aniden ağrı yaşamaktadır. Her zaman ağrı olarak gözlemlenmese de nörolojik semptomu olan tepkiler örneğin sebepsiz bayılma olarak da ortaya çıkabilmektedir. Buna ek olarak kol-bacak uyuşmaları da gözlemlenmektedir.
Gördüğümüz gibi somatizasyon, birey/bireylerin ifade edemedikleri rahatsızlıkları bedenine yansıtmasıdır ve bireyin yaşamını doğrudan olumsuz etkilemektedir. Bireyin özel hayatı, sosyal hayatı veya iş hayatındaki sorumluluklarını aksatmasına sebep olmaktadır. Birey yaşadığı sorunun farkına varıp çözüm yolları aramaya başlamakta ve tıbbi herhangi bir problemin bulunmamasıyla psikoterapiye yönlendirilmektedir. Bireylerin geliştirdikleri bu ifade yöntemi (somatizasyon) psikanalitik/psikodinamik gibi terapi yöntemleriyle bireyin farkındalık kazanmasıyla ortadan kalkabilmektedir.
Savunma mekanizmaları, kesin çözüm sağlamamakla birlikte hem olumlu hem de olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Savunma mekanizmaları, tehdit altındaki benliğimizi korumaya çalışır fakat sık sık kullanılması durumunda anormalliğe neden olmaktadır. Kişide fiziksel veya ruh sağlığını olumsuz etkileyerek patolojik hale gelebilmektedir. Bireyin yaşadığı durumu bedenselleştirmesiyle de tıbbi bir nedene bağlı olmaksızın nörolojik semptomlar görülmektedir. Bu belirtilere örnek olarak bireyde baş ağrıları, mide bulantısı, göz kararması, kol-bacak uyuşması şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Somatizasyon savunma mekanizmasına ait örnekleri iki dönem şeklinde tanımlayacak olursak;
Çocukluk döneminde, çocuk yapmak veya yapılmasını istemedikleri olaylar karşısında nedensiz ağrılar yaşamaktadır. Uzman tarafından kontrollere rağmen herhangi tıbbi bir neden bulunmamaktadır. Çocuklar rahatsız oldukları ya da rahatsız olacaklarını düşündükleri olaylara karşı duyduğu rahatsızlığı bedenine yansıtmakta yani bu rahatsızlığı bedenselleştirmektedirler. Sözel olarak ifade edemedikleri rahatsızlığı bedenselleştirerek ifade etmektedirler.
Yetişkinlik döneminde de durum çocukluk döneminden pek farklı değildir. Birey rahatsız olduğu veya rahatsız olacağını düşündüğü olaylar karşısında bedeninde aniden ağrı yaşamaktadır. Her zaman ağrı olarak gözlemlenmese de nörolojik semptomu olan tepkiler örneğin sebepsiz bayılma olarak da ortaya çıkabilmektedir. Buna ek olarak kol-bacak uyuşmaları da gözlemlenmektedir.
Gördüğümüz gibi somatizasyon, birey/bireylerin ifade edemedikleri rahatsızlıkları bedenine yansıtmasıdır ve bireyin yaşamını doğrudan olumsuz etkilemektedir. Bireyin özel hayatı, sosyal hayatı veya iş hayatındaki sorumluluklarını aksatmasına sebep olmaktadır. Birey yaşadığı sorunun farkına varıp çözüm yolları aramaya başlamakta ve tıbbi herhangi bir problemin bulunmamasıyla psikoterapiye yönlendirilmektedir. Bireylerin geliştirdikleri bu ifade yöntemi (somatizasyon) psikanalitik/psikodinamik gibi terapi yöntemleriyle bireyin farkındalık kazanmasıyla ortadan kalkabilmektedir.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.