Aynı Rüyayı Görür Müyüz? Jung ve Rüya
Rüyalar insanoğlunun yaşamının en ilginç parçalarından biridir. Uyku gibi pasif bir durumda olduğumuzda gerçekleşmesi ve içerik olarak farklı öğeler sunmasıyla insanlık tarihi boyunca merak konusu olmuştur. Farklı rüya tabirleri yapılmış, rüyaların oluşumu açıklanmaya çalışılmıştır.
Rüyaların açıklanmasına dair en büyük çabalardan biri Psikanalitik ekolün kurucusu olan Psikiyatr Sigmund Freud’a aittir. Freud, rüyaları bilinçdışında bastırılan arzu ve dürtülerin semboller yoluyla sağaltılması olarak açıklar. Rüyalarda görülen ögeler bilinçdışı bir ihtiyacı karşılamak için ortaya çıkar. Bu yüzden bilince ulaşmaması gerekir. Bunun yolu da simgeleştirmedir. İnsanın bu şifreleme yöntemini kullanması rüyayı ilginçleştirdiği gibi açıklanmaya muhtaç bırakır. Freud, rüyaların yorumunda uyanık olduğumuz anlardaki yaşantımızın da önemli bir payı olduğunu belirtir.
Rüya konusunda çalışmalar yapan bir diğer önemli Psikiyatr ise Analitik ekolün de kurucusu olan Carl G. Jung’tur. Rüyaların kaynağının bilinçdışı olduğu ve rüyalarda sembollerin kullanıldığı konusunda Freud’la hemfikirdir. Jung bunlara ek olarak rüyanın sadece kişisel bilinçdışımızın bir ürünü olmadığını, kişisel bir bilincdışı haricinde kolektif bir bilinçdışımızın var olduğunu ve onun da rüyaların oluşumunda etkili olduğundan bahseder.
Jung’a göre kişisel bilinçdışı bilince ulaşmamış bastırılmış öğelerden oluşurken kolektif bilinçdışı kişisel deneyimlere dayanmayıp evrimsel bir yönün varlığıyla atalarımızdan gelir ve insanlığa özgüdür. Rüya içeriği de daha toplumsal konulardan oluşur.
Bunun haricinde Jung, rüyaları farklı özelliklerine göre büyük, ortak ve erken dönem çocukluk rüyaları olmak üzere üçe ayırır.
1- Ortak Rüyalar: Herkesin gördüğü rüyalardır. Gören kişiyle alakalı olup belli figürler (Jung’a göre arketipler) rüyalarda görülür.
2- Büyük Rüyalar: Sadece göreni değil diğer insanları da ilgilendiren rüyalardır. Jung’a göre büyük rüyaların diğer rüyalardan farkı verdikleri mesajın geniş kitleleri ilgilendirmesidir.
3- Çocukluk Dönemi Rüyaları: Jung, çocukluk dönemine ait rüyaların içeriklerinde evrensel bir boyut olduğunu ileri sürer. Farklı zamanda ve kültürlerde yetişmiş çocukların rüyalarında benzerlikler tespit ettiğinden bahseder.
Çocukluk dönemi rüyaları ne kadar evrensel olsa da aynı rüyaları gördüğümüzden bahsedemeyiz. Aynı şekilde kolektif bilinçdışımız evrimsel köklere ve ortak atalara dayansa bile rüya ortaklığından tam anlamıyla söz edemeyiz. Ancak benzer öğeleri rüyalarımızda görmek mümkündür. 2. Dünya savaşı başlamadan önce birçok insan rüyasında kan ve şiddet içerikleri gördüklerinden bahsetmişlerdir.
Belki aynı rüyaları görmüyoruz ama aynı duyguları hissedebiliyoruz.
Kolektif bilinçdışı ve aynı rüyayı görmeyle ilgili olarak “Rüya Senaryo(2023)” filmini önerebilirim. Umarım metinden keyif almışsınızdır. Film için de iyi seyirler dilerim.
Rüyaların açıklanmasına dair en büyük çabalardan biri Psikanalitik ekolün kurucusu olan Psikiyatr Sigmund Freud’a aittir. Freud, rüyaları bilinçdışında bastırılan arzu ve dürtülerin semboller yoluyla sağaltılması olarak açıklar. Rüyalarda görülen ögeler bilinçdışı bir ihtiyacı karşılamak için ortaya çıkar. Bu yüzden bilince ulaşmaması gerekir. Bunun yolu da simgeleştirmedir. İnsanın bu şifreleme yöntemini kullanması rüyayı ilginçleştirdiği gibi açıklanmaya muhtaç bırakır. Freud, rüyaların yorumunda uyanık olduğumuz anlardaki yaşantımızın da önemli bir payı olduğunu belirtir.
Rüya konusunda çalışmalar yapan bir diğer önemli Psikiyatr ise Analitik ekolün de kurucusu olan Carl G. Jung’tur. Rüyaların kaynağının bilinçdışı olduğu ve rüyalarda sembollerin kullanıldığı konusunda Freud’la hemfikirdir. Jung bunlara ek olarak rüyanın sadece kişisel bilinçdışımızın bir ürünü olmadığını, kişisel bir bilincdışı haricinde kolektif bir bilinçdışımızın var olduğunu ve onun da rüyaların oluşumunda etkili olduğundan bahseder.
Jung’a göre kişisel bilinçdışı bilince ulaşmamış bastırılmış öğelerden oluşurken kolektif bilinçdışı kişisel deneyimlere dayanmayıp evrimsel bir yönün varlığıyla atalarımızdan gelir ve insanlığa özgüdür. Rüya içeriği de daha toplumsal konulardan oluşur.
Bunun haricinde Jung, rüyaları farklı özelliklerine göre büyük, ortak ve erken dönem çocukluk rüyaları olmak üzere üçe ayırır.
1- Ortak Rüyalar: Herkesin gördüğü rüyalardır. Gören kişiyle alakalı olup belli figürler (Jung’a göre arketipler) rüyalarda görülür.
2- Büyük Rüyalar: Sadece göreni değil diğer insanları da ilgilendiren rüyalardır. Jung’a göre büyük rüyaların diğer rüyalardan farkı verdikleri mesajın geniş kitleleri ilgilendirmesidir.
3- Çocukluk Dönemi Rüyaları: Jung, çocukluk dönemine ait rüyaların içeriklerinde evrensel bir boyut olduğunu ileri sürer. Farklı zamanda ve kültürlerde yetişmiş çocukların rüyalarında benzerlikler tespit ettiğinden bahseder.
Çocukluk dönemi rüyaları ne kadar evrensel olsa da aynı rüyaları gördüğümüzden bahsedemeyiz. Aynı şekilde kolektif bilinçdışımız evrimsel köklere ve ortak atalara dayansa bile rüya ortaklığından tam anlamıyla söz edemeyiz. Ancak benzer öğeleri rüyalarımızda görmek mümkündür. 2. Dünya savaşı başlamadan önce birçok insan rüyasında kan ve şiddet içerikleri gördüklerinden bahsetmişlerdir.
Belki aynı rüyaları görmüyoruz ama aynı duyguları hissedebiliyoruz.
Kolektif bilinçdışı ve aynı rüyayı görmeyle ilgili olarak “Rüya Senaryo(2023)” filmini önerebilirim. Umarım metinden keyif almışsınızdır. Film için de iyi seyirler dilerim.






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.