Bir Annenin Yolculuğuna Küçük Bir Dokunuş
Hamilelik süreci ve sonrasında anneliğin heyecanı, aynı zamanda çokça dalgalanan duyguların arasında adeta bir yolculuk gibidir. Ancak bu yolculuk her zaman tatlı hislerle dolu olmayabilir. Doğum sonrası yaşanan depresyon, annenin hem kendisi hem de bebeği için zorlayıcı olabilir. Bu noktada, son yıllarda popülerlik kazanan bir terapi yöntemi olan EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), annelerin bu dönemde karşılaştıkları zorlukları hafifletmek için umut verici bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Hamilelik sonrası depresyon, hem biyolojik hem de psikolojik nedenlerden kaynaklanabilir. Doğum sonrası hormon değişiklikleri, uyku düzenindeki bozulmalar ve yeni bir role adapte olma süreci, duygusal dalgalanmaları tetikleyebilir. Birçok anne kendini zaman zaman yetersiz veya aşırı kaygılı hissedebilir, ki bu oldukça doğal. Ancak bu durum uzarsa, bir destek almak gerekebilir.
EMDR, travmatik anıları veya rahatsız edici deneyimleri yeniden işlemeyi amaçlayan bir terapi türüdür. Aslında EMDR’nin başlangıç noktası, travmatik deneyimlerin beynimizde işlenememiş anılar olarak kalması durumunda, bu anıların bize günlük hayatımızda zorluklar çıkarabileceği düşüncesidir. Doğum sonrası depresyonda da benzer bir durum söz konusudur. Belki doğum sırasında yaşanan korkular, belki de yeni annelik deneyiminde yaşanan endişeler işlenememiş bir travma gibi zihinde yer edinebilir.
Bilimsel araştırmalar da bu noktada devreye giriyor. Örneğin, 2020 yılında yapılan bir çalışmada, doğum sonrası depresyon yaşayan annelerde EMDR terapisinin kaygı ve depresyon belirtilerini azalttığı görülmüş. EMDR seanslarıyla, anneler zihninde yer etmiş korku, kaygı veya suçluluk hislerini yeniden düzenleyebiliyor. Böylece, bebeğiyle olan bağını daha güçlü bir hale getirip, daha sağlıklı bir zihin yapısına kavuşabiliyor.
Anneliğin getirdiği her duyguyu yaşamak ve kabul etmek önemli. EMDR, doğum sonrası depresyon yaşayan annelere, daha hafif, daha umut dolu bir yolculuk sunabilir. Her anne, kendine olan güvenini yeniden kazanmayı ve bu özel dönemin tadını çıkarmayı hak ediyor.
Hamilelik sonrası depresyon, hem biyolojik hem de psikolojik nedenlerden kaynaklanabilir. Doğum sonrası hormon değişiklikleri, uyku düzenindeki bozulmalar ve yeni bir role adapte olma süreci, duygusal dalgalanmaları tetikleyebilir. Birçok anne kendini zaman zaman yetersiz veya aşırı kaygılı hissedebilir, ki bu oldukça doğal. Ancak bu durum uzarsa, bir destek almak gerekebilir.
EMDR, travmatik anıları veya rahatsız edici deneyimleri yeniden işlemeyi amaçlayan bir terapi türüdür. Aslında EMDR’nin başlangıç noktası, travmatik deneyimlerin beynimizde işlenememiş anılar olarak kalması durumunda, bu anıların bize günlük hayatımızda zorluklar çıkarabileceği düşüncesidir. Doğum sonrası depresyonda da benzer bir durum söz konusudur. Belki doğum sırasında yaşanan korkular, belki de yeni annelik deneyiminde yaşanan endişeler işlenememiş bir travma gibi zihinde yer edinebilir.
Bilimsel araştırmalar da bu noktada devreye giriyor. Örneğin, 2020 yılında yapılan bir çalışmada, doğum sonrası depresyon yaşayan annelerde EMDR terapisinin kaygı ve depresyon belirtilerini azalttığı görülmüş. EMDR seanslarıyla, anneler zihninde yer etmiş korku, kaygı veya suçluluk hislerini yeniden düzenleyebiliyor. Böylece, bebeğiyle olan bağını daha güçlü bir hale getirip, daha sağlıklı bir zihin yapısına kavuşabiliyor.
Anneliğin getirdiği her duyguyu yaşamak ve kabul etmek önemli. EMDR, doğum sonrası depresyon yaşayan annelere, daha hafif, daha umut dolu bir yolculuk sunabilir. Her anne, kendine olan güvenini yeniden kazanmayı ve bu özel dönemin tadını çıkarmayı hak ediyor.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.