Basında bir haber: “Öğrenciler fast fooddan vazgeçmiyor.” Geçmesinler, ne var sanki bunda! İlla geçmeleri mi gerekiyor? Peki niye böyle veriyorlar haberi. Ha pardon, doğru ya! Fast food sağlıklı bir beslenme tarzı değil, o bakımdan diyorlar, anladım! Sağlıklı olmadığına göre sağlıksız yani! Daha doğru ifade edecek olursak; zararlı. Öz Türkçesi bu.

O halde, yani zararlı ise yasaklansın! Zararlı bir şeyden uzak durma ve korunma işini suç işlediğinde bile cezai indirime gittiğimiz, çünkü "akıl olarak henüz tam manasıyla fayik ve mümeyyiz değil" dediğimiz ve her zaman geleceğimizin teminatı diyerekten övdüğümüz / övündüğümüz çocuklarımızı korusak ya! Yoksa suç dediğimiz olgu kişilerin kendi subjektif insiyatiflerine, öznel istem ve uhdelerine bırakılacak kadar masum bir sonuç mudur! Niçin tehlikeli ve zararlı olan şeylere karşı masum ve risksizmiş gibi bir mantıkla, kayıtsızlık içeren bir üslupla yaklaşıyoruz! Ev yaparkenki mantıkla onu yıkarkenki iş ve eylemler nasıl olur da bir ve aynı olabilir!

Niçin tutarlı değiliz hiç bir konuda. Sağlıksız ise yasaklayalım, ne yapıp edip koruyalım çocuklarımızı, geleceğimizi. “Hamburger yemedi” diye hiçbir çocuk ölmedi, ölmez de, korkmayın. Yok zararlı falan değilse, pek çok konu gibi bu da abartılıyorsa şayet, bırakın kafa bari karıştırmayın da millet yediğinin tadını çıkarsın hiç olmazsa.

“Yasak olur mu, hangi zamanda yaşıyoruz” mu deniyor yoksa! Aaaahhh, ahh! Koca koca milletler bu ham ruhlu, iz’an ve basiret yoksunu kıt akıllılardan çekiyor ne çekiyorsa yıllardır! Duymayacaklarını çok iyi bilsem de onlara buradan sesleniyorum: Tutarlı mısınız, samimi misiniz, hadi buyrun o zaman gelin tüm yasakları toptan kaldıralım. Kırmızı ışıkta geçmek de yasak olmasın. Öyle ya, bu çağda yasak mı olur (muş!). Millet isterse durur istemezse durmaz, kime ne! Hırsızlık da olmasın,hatta taciz falan da! Şiddet de! Herkes kafasına göre, sınırsız bir özgürlük içinde vur patlatarak, çalıp oynayarak yaşasın gitsin böylece!

Düşünüyorum da, yoksa birileri çaktırmadan bu toplumun altını mı oymaya çalışıyor? Böyle düşünmek de istemiyorum aslında. Çünkü malum birilerinin hemen "komplo teorisi, paranoyaklık” yaftası yapıştırmasından da çekinmiyor değilim. Maazallah bir çamur atıldı mı bir asır izi kalır bu toplumda. Sen gerçekte öylesin yahut değilsin, öyleysen de değişmişsindir belki, kimin umurunda. Vurun abalıya! Herkes çok masumdur ya! Neyse bu ayrı mesele. Konuyu asıl mecrasından saptırmayalım.

Daha da ileri gidelim; gasp, adam öldürme falan da çok tehlikeli olarak kalsın belki yine (nezaketen) ama suç olmasın! Yasaklanmasın, serbest olsun!

“Hoppala, bu olmadı şimdi” dediğinizi duyar gibiyim. Elbette olmadı. Demek ki yasaksız olmuyor. Olmaz da! O halde bir insani direkt öldürmekle dolaylı yoldan sağlığını bozarak öldürmek, en azından bu acı akıbete adım adım yaklaştırmak, zemin oluşturmak, yatkınlık meydana getirmek de aynı kabildendir. O yüzdendir ki bütün çağdaş hukuk normları sadece direkt öldüreni değil, bu işe sebep olanı, yardım ve yataklık etme işini de suç kabul eder, hoş görmez.

Birileri çıkıp da, “Bu zamanda, şu devirde...” dedi mi akan sular duruyor. Kimse "ne zaman” ı, "ne niçini” diyerek sorgulamaya dahi cesaret edemiyor. Böylece koca bir gençlik, koskoca bir gelecek göz göre göre avuçlarımızın içinden kayıp gidiyor.

Böylece birilerinin insiyatifine bırakılan “zararlı ve tehlikeli” işinden görülecek zararın maddi ve manevi faturasını masum yığınlar ödesin sonra. Birileri de bu işin maddi ve/veya ideolojik türden reytingini yesin! İnsan, kutsallar, değerler değil de sadece ve sadece "kar" esas olduğu, "madde" her şeyden öncelikli olarak görüldüğü, yaşamın her alanı da "para kazanmak için meşru ve mübah bir yol" olarak düşünüldüğü sürece bu işler böyle, tıpkı geldiği gibi gidecektir ne yazık ki. Ne diyeyim, bari gözlerini toprak doyursun! Nitekim doyuracak da! Öyle ya, kara toprağın doyurmadığı kim var ki şu yeryüzünde!

BAKIŞ Gazetesi
www.flashabermalatya.com