Okul - Sınav Başarısı ve Aileler
Çocuklarımızın çok önemsediğimiz okul ve ders başarıları onların psikosyal gelişimlerinin seyrinden ve içinde yaşadıkları aile ortamından bağımsız değildir. Tıpkı bir balığın durumunun içinde yaşadığı suyun ve akvaryumun koşullarından bağımsız olmaması gibi.
Bilindiği gibi her çocuk belli bir ailede dünyaya gelir. Sadece biyolojik ve psikolojik değil aynı zamanda sosyal bir varlık olması dolayısı ile, kan bağıyla da bağlı olduğu aile fertleriyle değişik düzeylerde cereyan eden bir etkileşim içinde yaşar. Bu etkileşim sadece etkilemeyi değil, etkilenmeyi de içine alan ve sürekli devam eden karşılıklı bir süreçtir.
Ömür süresi boyunca devam eden bu etkileşim ortamında çocuklarımız belli yaşa, özellikle de okul çağına geldiklerinde sadece okula - dershaneye giden ve mutlaka başarılı olmaları gereken kuru - mekanik varlıklar olarak algılanabilmekte, onların her şeyden çok önce duygu, düşünce ve davranışlarıyla biz yetişkinler gibi sıcacık birer insan oldukları gerçeği göz ardı edilebilmektedir.
Dolayısı ile bazı ailelerin, “Zaman öyle bir zaman ki ne pahasına olursa olsun başarı gerekiyor. O halde çocuğumuzun bize göre lüks sayılan bu yönleriyle ne enerjimizi ne de vaktimizi kaybedemeyiz...” gibi genellikle örtük bir ifadeyle dışa yansıyan ve son derece yanlış olan bir yaklaşımın içine girebildikleri görülmektedir. Bütüncüllükten uzak ve salt başarı odaklı olan bu yaklaşımı, gidilecek yere bir an evvel varılsın diye yoldaki trafik kurallarına / işaretlerine hiç dikkat etmeyen, ayrıca arabanın bakımına gerekli özeni göstermeyen, derken yolda kalan, boş yere zaman ve emek harcayan bir kişiye benzetebiliriz. Unutmamalıyız ki hedefe varmak sürekli gaza basmakla, sadece hıza odaklanmakla, çok iyi lastikler takmakla vs. olmuyor. Bu işi her bir yönüyle bir bütün olarak önemsememiz gerekiyor.
Aksi takdirde çocuklarımız kendilerini, başardıkları her sınav ölçüsünde değerli ve ilgiye layık, başaramadıkları her denemede de değersiz ve kıymetsiz algılayabileceklerdir. Bu koşullu yaklaşım ise çocuklarımızın başarı yolundaki yolculuğuna etki edebilecek bazı abartılı arayışlara - davranışlara yönelmesine (mesela eve geç gelmek isteme, uç davranışları olan akranlara yakınlık duyma, oyuna daha fazla düşkünlük gösterme, kendini ders dışı işlerle ispatlamaya yönelme, daha kısa süre ders çalışmak isteme vb.) zemin hazırlayabilecektir. Bu türden abartılı ve dağınık davranışlar ise başarıya odaklı olması gereken zihinlerinin dağılmasına, derken performansların başarı için gerekli olan
düzeyin sürekli altında kalmasına neden olabilecektir. Sonuçta aslında öğretici, motive edici bir işlevi de olan bazı geçici başarısızlıklar kalıcı - mutlak başarısızlıkların toprağa düşen, ardından da hızla büyüyen ve kısa sürede tarlanın tamamını saran tohumları hükmünü alabilecektir.
O bakımdan, "Yavrum başarı elbette ki önemli. Hatta günümüzde çok daha önemli. Ama unutma ki sen bizim için çok, çok daha önemlisin" ifadesiyle anlamını bulan sağlıklı yaklaşım biçiminin sık sık ifade edilerek her seferinde muhatabını da büyük bir isabetle bulması gerekiyor.
BAKIŞ Gazetesi
www.flashabermalatya.com
Bilindiği gibi her çocuk belli bir ailede dünyaya gelir. Sadece biyolojik ve psikolojik değil aynı zamanda sosyal bir varlık olması dolayısı ile, kan bağıyla da bağlı olduğu aile fertleriyle değişik düzeylerde cereyan eden bir etkileşim içinde yaşar. Bu etkileşim sadece etkilemeyi değil, etkilenmeyi de içine alan ve sürekli devam eden karşılıklı bir süreçtir.
Ömür süresi boyunca devam eden bu etkileşim ortamında çocuklarımız belli yaşa, özellikle de okul çağına geldiklerinde sadece okula - dershaneye giden ve mutlaka başarılı olmaları gereken kuru - mekanik varlıklar olarak algılanabilmekte, onların her şeyden çok önce duygu, düşünce ve davranışlarıyla biz yetişkinler gibi sıcacık birer insan oldukları gerçeği göz ardı edilebilmektedir.
Dolayısı ile bazı ailelerin, “Zaman öyle bir zaman ki ne pahasına olursa olsun başarı gerekiyor. O halde çocuğumuzun bize göre lüks sayılan bu yönleriyle ne enerjimizi ne de vaktimizi kaybedemeyiz...” gibi genellikle örtük bir ifadeyle dışa yansıyan ve son derece yanlış olan bir yaklaşımın içine girebildikleri görülmektedir. Bütüncüllükten uzak ve salt başarı odaklı olan bu yaklaşımı, gidilecek yere bir an evvel varılsın diye yoldaki trafik kurallarına / işaretlerine hiç dikkat etmeyen, ayrıca arabanın bakımına gerekli özeni göstermeyen, derken yolda kalan, boş yere zaman ve emek harcayan bir kişiye benzetebiliriz. Unutmamalıyız ki hedefe varmak sürekli gaza basmakla, sadece hıza odaklanmakla, çok iyi lastikler takmakla vs. olmuyor. Bu işi her bir yönüyle bir bütün olarak önemsememiz gerekiyor.
Aksi takdirde çocuklarımız kendilerini, başardıkları her sınav ölçüsünde değerli ve ilgiye layık, başaramadıkları her denemede de değersiz ve kıymetsiz algılayabileceklerdir. Bu koşullu yaklaşım ise çocuklarımızın başarı yolundaki yolculuğuna etki edebilecek bazı abartılı arayışlara - davranışlara yönelmesine (mesela eve geç gelmek isteme, uç davranışları olan akranlara yakınlık duyma, oyuna daha fazla düşkünlük gösterme, kendini ders dışı işlerle ispatlamaya yönelme, daha kısa süre ders çalışmak isteme vb.) zemin hazırlayabilecektir. Bu türden abartılı ve dağınık davranışlar ise başarıya odaklı olması gereken zihinlerinin dağılmasına, derken performansların başarı için gerekli olan
düzeyin sürekli altında kalmasına neden olabilecektir. Sonuçta aslında öğretici, motive edici bir işlevi de olan bazı geçici başarısızlıklar kalıcı - mutlak başarısızlıkların toprağa düşen, ardından da hızla büyüyen ve kısa sürede tarlanın tamamını saran tohumları hükmünü alabilecektir.
O bakımdan, "Yavrum başarı elbette ki önemli. Hatta günümüzde çok daha önemli. Ama unutma ki sen bizim için çok, çok daha önemlisin" ifadesiyle anlamını bulan sağlıklı yaklaşım biçiminin sık sık ifade edilerek her seferinde muhatabını da büyük bir isabetle bulması gerekiyor.
BAKIŞ Gazetesi
www.flashabermalatya.com
8 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.