2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuk ve Sosyalleşme; Kitle İletişim Araçlarının Etkileri
MAKALE #10228 © Yazan Psk.Dnş.Mercan ATAKAN | Yayın Ocak 2013 | 25,697 Okuyucu
Çocuk Ve Sosyalleşme; Kitle İletişim Araçlarının Etkileri

Ortaçağda çocukluk fikri yoktu. 16. yy’a kadar yetişkin ve çocuk tanımlamaları, bilgileri aynıydı. Çocuk ve yetişkinler aynı dünyayı, aynı ortamı paylaşırlardı. Ayrı bir çocukluk dünyası oluşmamıştı. Çocukluk fikri batıda ve bütün dünyada oluşmamıştı. 7-8 sekiz yaşından sonra küçük yetişkinler gibi giydirilir ve resimlerde de böyle çizilirlerdi. Sözlü iletişimin yaygın olduğu dönemde bu süreç böyle ilerledi fakat yazı kültürünün gelişmesiyle, matbaayla birlikte yetişkin ve çocuklar farklı zeminlerde yer aldı.
19. ve 20. yüzyılda evrensel çocuk anlayışı yerleşir ve böylece dünyadaki çocuk duyarlık hareketlerin yönü eğitimden sağlığa, hukuktan çocuk haklarına, kültürden sanat ve çocuk klasiklerinin vazgeçilmezliğine, çocuk sinemasından müzik ve tiyatroya kadar çocuk mihengi hep aynı çocukluk tasarımına dayanır.( Şirin 1996:1339)

Yazılı kültürün gelişimi yani matbaayla birlikte artık çocuk yetişkinden tamamen farklıdır. Görsel medyanın gelişimi ile birlikte modern çocukluk kavramı biçimlenir. Modern dünyada çocuğu etkilemesi beklenen aile ve okula karşılık onu en çok etkileyen “görsel medya; televizyon, internet vb. olmaktadır.” Sosyalleşme sürecinde yani toplumun bir üyesi olma sürecinde kitle iletişim araçlarının çocukların üzerindeki etkisi önemlidir. Bu makalenin amacı; Türkiye’de yapılan ve çocukların sosyalleşmesinde televizyon ve diğer kitle iletişim araçlarının etkilerini gösteren araştırmaların niteliklerini görmek ve yapılacak diğer araştırmalar için temel hazırlamaktır.

Sosyalleşme Kavramı

Sosyalleşme, bir sosyal olgu olarak ferdin doğuştan itibaren toplumun üyeliğini kazanmasında belli aşamalardan geçerek kendinden beklenen uygun rol ve ilgili normlardan haberdar olmasıdır.(Mustafa Erkal,
a.g.e., s. 81.)

Sosyalleşme yaşam boyu süren bir öğrenme sürecidir. İnsan, doğumundan ölümüne kadar sürekli bir sosyalleşme içerisindedir. Kültürün nesilden nesile aktarılarak devam etmesinde sosyalleşmenin rolü büyüktür.

Sosyalleşme insan yavrusunun toplumun bir üyesi haline gelmesidir. İnsanın sosyalleşmesi çok karmaşık bir süreçtir. İnsan etrafında bulunan sayısız olaylar, kişiler, içinde bulunduğu, sosyo-ekonomik kültürel koşulların, fiziksel çevrenin ve birçok etkenin etkisindedir. Bunların karmaşık etkileşimi sonunda insan bir kişi olarak belirir. Bu sayısız etkenlerin içinde teknolojinin de gelişmesiyle birlikte kitle iletişim araçları olarak televizyon ve internette yer almaktadır ve bunların etkisi çocukların sosyalleşme sürecinde ve çocuğun toplumsal kimliğini biçimlendirmesinde etkilidir.
Sosyalleşme, bir öğrenme süreci olarak yaşadığı toplumun istediği şekilde bir toplum üyesi haline gelmesi için toplumun sosyo-kültürel değerlerini çocuğa aktarması sürecidir.

Sosyalleşme Süreci Ve Çocuk

Öztürk (1999), Sosyalleşme bireyin içinde birtakım işlevleri olabileceği belirli toplum ya da toplumsal grubun tarzlarını öğrenme süreci olup uygun örneklerle, duyguların, değerlerin kişileştirilmesini ve öğrenilmesinin içerir. Başka bir tanımla kişi ile diğer kişi ya da kişiler arasında cereyan eden ve sonunda toplumsal davranış örneklerinin kabulünü ve uygulanmasını sağlayan karşılıklı etkileşim sürecidir. Toplum içinde hangi davranışın doğru hangi davranışın yanlış olduğunu işaret eden kurallar, hükümler, prensipler ve adetler vardır. Bu normal gelişim süreci içinde toplumun fertleri tarafından internaliz (kendine mal etme)edilirler ve sırasıyla bunlar bir ferdin davranışına rehberlik eder. Aile, okul ve toplumun kendisi gibi ferdin sosyalizasyonunda etkin olan enstitüler bu normların ayakta kalması için çaba harcarlar.

Çocuk açısından sosyalleşme, bir “öğrenme” ve “öğretme” sürecidir. Sosyalleşme süreci içerisinde çocuk aile, okul, toplumsal çevre ve kitle iletişim araçları ve diğer birçok etken aracılığı ile toplumun kendisinden beklediği rol ve beklentileri öğrenir. Aynı zamanda öğrendikleri sayesinde ailesini ve toplumsal çevresini sosyalleştirir. Sosyalleşme sürecinde tekrar ve taklit önemlidir. Çocuklar sevdikleri, saygı duydukları kişileri taklit ederler, bu kişilere özenirler onlar gibi olmaya çalışırlar.
Çocuğun sosyalleşmesi ilk olarak ailede başlar ve çocuk toplumsal rollerini bu kurum içinde öğrenir. Aileden sonra çocuğun sosyalleşme sürecini etkileyen diğer faktörler okul, arkadaş ve son yıllarda kitle iletişim araçlarıdır.

Kitle İletişim Araçları

Latincesi “common” ve “communicate” kelimelerinden türeyen; “communication” terimi, günümüzde “bilgi ve düşüncelerin yazılı ya da sözlü olarak aktarılması, yayılması” anlamında kullanılmaktadır. “Komünikasyon” kelimesi, Türkçemizde en yaygın olarak kullanılan “haberleşme” ve “iletişim” sözcüklerine karşılık gelmektedir.
Bal’a (2000) göre, İletişimi en az iki kişi arasındaki bir eylem olarak tanımlanmanın yanı sıra belirli bir kaynakta kodlanan mesajların belli yer ve zamanda, kitle iletişim araçları aracılığı ile bir amaç doğrultusunda olarak kitlelere ulaşması eylemidir.
Erdoğan’a göre Kitle iletişimi ise, bilinmeyen sayıdaki izleyiciye ulaşmaktır. Ayrıca kitle iletişimi, halk için üretilen ve onun hızlı bir şekilde tükettiği, halka ait kamusal, hızlı ve geçici bir iletişimdir.

Kitle iletişim araçları haber verme, bilgilendirme, eğitme, eğlendirme gibi çok değişik işlevler üstlenen (radyo, televizyon, gazete, dergi, vb.) araçların geneline verilen isimdir.
Kitle iletişim araçları üç kategoride ele alınabilir. Basılı, görsel, işitsel yayın araçları.
Kitle iletişimin diğer iletişimlerden farklı yönleri vardır. Bu farklılıklar:
• Kitle kalabalık ve kamudan daha da büyüktür.
• Kitle fazlasıyla dağınıktır. Üyeler birbirini tanımaz, aynı zamanda izleyicileri bir araya getiren kişi de üyeleri tanımaz.
• Kitle belirli amaçlar için bir araya gelip birlikte eylemde bulunabilme yeteneğinden yoksundur.
• Değişen sınırlar içinde kitleyi oluşturan birimler değişik yapılar gösterir.
• Kitle kendi başına eylemde bulunamaz., aksine kitle üzerinde eylemde bulunulur.
• İletiyi veren belirli bir bireydir, çoğunlukla da kurumdur, ya da kurumlaşmış kişilerdir.
• İletinin niteliği ve niceliği farklıdır. İleti genellikle geniş kitlelere seslendiğinden, bireysel olmaktan çıkmıştır.
• İleti düzenlidir, dizgeli ve belirli bir izlence içerinde yürütülür, süreklidir. Alıcı ne zaman? Nerede? Nasıl bir ileti alacağını çoğunlukla bilir.
• Kitle iletişim araçlarının verdiği mesajlar herkese açıktır. Ancak bu açık oluş çeşitli toplumlara göre, belirli ölçülerde kısıtlamalar uğrar. Bu kısıtlamalar; yayınların elde edilebilme olanağı, yayın alanı, yasal kısıtlamalar, izleyicinin eğitsel, kültürel ve Sosyo-ekonomik durumundan ileri gelen kısıtlamalardır.
• Kitle iletişimi yapısı gereği tek yönlü olduğu için kanal yapısı karmaşık, kanal sayısı ise çoktur (Tayfur, 2008, s. 30-31).


Kitle İletişim Araçlarının Çocukların Sosyalleşmelerine Etkileri Üzerine Yapılmış Çalışmalar

Kitle iletişim araçlarından görsel ve işitsel duyulara seslenen televizyon, çocuklar için çok önemli sosyalizasyon araçlarından birisidir. Türkiye’de kitle iletişim araçlarının çocukların sosyalleşmesi üzerindeki etkilerini araştıran çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalarda özellikle kitle iletişim aracı olan televizyon ve/veya internet bağımsız değişken olarak kullanılmış ve onun etkilerine bakılmıştır.
Öztürk (1999) “Çocuğun Sosyalleşmesinde Televizyonun Etkisi” konulu araştırmasında İstanbul’da yaşayan ilköğretim ikinci kademesinde öğrenim gören çocukların günlük hayatlarında televizyonun yeri, fonksiyonu ve programlar konusunda tavır alışları incelenmiştir. Araştırma örneklemini on beş okuldan 731 erkek, 807’si kız olmak üzere 1538 katılımcıdan oluşmaktadır. Araştırma sonuçlarına bakıldığında; öğrencilere toplumda saygın bir kişi olmak için hangi mesleği tercih edecekleri sorulduğunda doktorluk ve sporculuk mesleğini tercih etmişlerdir. Sporculuk bir meslek olarak modern zamanların bir olgusudur ve televizyonla çocuklara özendirilmektedir. Araştırmadan çıkan üzerinde çok durulması gereken konu; öğrencilerin %27.8’nin televizyondan öğrendikleri ile ailesinden öğrendikleri arasında bir çatışma yaşadığını ifade etmeleridir. Bu çatışma sırasıyla; dini, ahlaki ve kültürel konularda olmaktadır. Öğrencilerin %78.7’si bir davranışın doğru ya da yanlış olduğu konusunda en çok ailesine inanmaktadır. Öğrenciler iyi bir insan olmada en büyük etkinin ailede verilen eğitimle mümkün olduğunu ifade etmişlerdir. Buna göre; televizyonun etkileri konusunda Türk toplumunda araştırmanın yapıldığı tarihte televizyonun Türk aile yapısını çok etkilememiş olduğu söylenebilir. Televizyon ve kitle iletişim araçlarının getirdiği modernleşme ile birlikte; sosyal olaylara duyarlık, yardımlaşma, dayanışma davranışlarına bakıldığında öğrencilerin “doğum gününde rastladıkları kazaya karşı aldıkları tavır” sorusuna %79’u kaza geçiren kişiye yönelik olarak “hasta ile ilgilenirim” yanıtları sonucunda sosyal olaylara duyarlı oldukları belirlenmiştir. Araştırmanın bir diğer bulgusu; kız öğrencilerin televizyonda çıkan müstehcen sahnelere erkeklere oranla daha olumsuz yaklaşmalarıdır. Bu sonuca göre geleneksel aile yapısında kadın rolünün cinselliğe ilişkin tutumlarının erkeklere göre farklılaştığını göstermektedir.
Tuna ( 2008 ), “İlköğretim Çağındaki Çocukların Sosyalleşmesinde Popüler Kültürün Rolü” araştırmasında Isparta ili merkez ilköğretim okullarının II. Kademesinde okuyan çocukların sosyalleşmesinde popüler kültürün rolü ve popüler kültür ürünlerinin çocuklar üzerindeki etkisine bakılmıştır.Buradan yola çıkarak yürütülen çalışmada popüler kültür ve sosyalleşme kavramları analiz edilmeye çalışılmış, sosyalleşme süreci ve popüler kültür ilişkisi ele alınarak çocuğun sosyalleşmesinde kitle iletişim araçları aracılığı ile popüler kültürün gözlemlendiği alanlar ve bunun etkileri ele alınarak alan verileri doğrultusunda değerlendirilmeye çalışılmıştır.Örneklem büyüklüğü 650 olarak belirlenmiştir. Araştırmada, ilköğretim çağındaki çocukların sosyalleşmesinde popüler kültürün rolünü tespit etmeye yönelik, açık uçlu, kapalı uçlu, yarı kapalı uçlu olmak üzere toplam 115 sorudan oluşan bir anket formu uygulanmıştır. Sorular, görüşülenlerin demografik özelliklerine, sosyo-kültürel özelliklerine, sosyalleşme açısından popüler kültürün gözlemlendiği alanlarda çocukların toplumsal, kültürel, siyasal kimliğinin ve davranış biçimlerinin şekillenmesinde popüler kültür ürünlerinin rolüne yönelik olarak hazırlanmıştır.Verilerin toplanmasında, anket formunun yanı sıra görüşme tekniğinden de yararlanılmıştır. Araştırmada dikkat çeken bulgulara bakıldığında; “Ailenizle birlikte geçirdiğiniz zamanlarda genellikle ne yaparsınız?” sorusuna öğrencilerin %39,8’i “TV izleriz” ve %38,9’u “sohbet ederiz” cevabını vermiştir. Buna göre, öğrencilerin genellikle ailesiyle birlikte ya TV izledikleri ya da sohbet ettikleri anlaşılmaktadır. Bir diğer bulgu; Örneklem grubuna “Size göre televizyonun en olumlu etkisi nedir?” sorusunu sorduğumuzda öğrencilerin yaklaşık %39’u “Televizyondan bir şeyler öğreniyorum”, %32’si “Eğleniyorum” ve %15’i ise “Boş zamanımı değerlendiriyorum” cevabını vermiştir. Buna göre öğrencilerin, televizyonun eğitim, eğlendirme ve boş zaman değerlendirme fonksiyonuna işaret ettikleri söylenebilir. Araştırma sonuçları çocukların sınava hazırlanma ve ders çalışma saatleri dışında boş vakitlerini anne ve babasıyla geçirme yerine ya TV seyrederek ya da bilgisayarda oyun oynayarak geçirmesi, günümüzde popüler kültürün, çocukların sosyalleşmesinde etkisinin giderek arttığını göstermiştir. Sosyal etkileşim yerini televizyon izleme ve internet- bilgisayar oyunlarına bırakmıştır.Örneklem grubunun ailelerinde izlenilen kanalları ve programları en çok çocukların babaları tercih etmektedirler. Bununla birlikte aileler çocuklarına sihir ve şiddetiçerikli filmlerle magazin programlarını izlemelerine izin vermemektedirler. Buna göre aileler erkek çocuklarının öncelikli olarak şiddet ve cinsel içerikli filmler, buna karşılık kız çocuklarının sihir ve şiddet içerikli filmleri izlemelerine izin vermemektedirler. Ailelerin bu tercihlerinde söz konusu film ve programların çocukların sosyalleşme sürecinde model tercihi bakımından sakıncalı unsurlar içermesinin rol oynadığı düşünülmektedir. Böylece aileler, bir anlamda popüler kültür ürünlerinin olumsuz sonuçlarına karşı çocuklarını korumuş olmaktadırlar.Bu araştırmada; Modernleşme sürecinde aile, okul ve toplumsal çevre dışında çocukların sosyalleşmesinde kitle iletişim araçları, popüler kültür ürünlerinin üretilmesinde önemli bir rol oynar ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte popüler kültür ürünleri çocukların toplumsal, siyasal ve kültürel kimliğinin oluşmasına etki eder varsayımları doğrulanmıştır.

Demir ( 2009 ) “Televizyon Reklamlarının İçerik Analizi: Çocuk Sağlığı ve Gelişimi” araştırmasında,
çocuk sağlığı ve gelişimine yönelik reklamların, içerik analizlerinin yapılarak hedef kitleyi etkilemek üzere ne tarz noktalar üzerinde durduklarını tespit etmeye çalışmıştır. Tüketicilerin ürünlere karsı oluşturdukları tutumlar, onların satın alma kararlarında doğrudan etki eder. Satın alma kararı da belirli bir tutumun pekiştirilmesini veya değiştirilmesini etkiler. Firmaların ürünlerinin tanıtımında tüketicileri dolaylı veya dolaysız yoldan her gün yazılı veya görsel olarak reklam bombardımanına tutması, reklamın tüketicinin mevcut tutumunu etkilemede amaçlarına ulaşıp ulaşmadığı sorusunu ortaya çıkarmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; Çocuklara yönelik TV reklamlarının çocukları bir hayli etkilemekte ve özellikle çocukların tüketim eğilimlerine yön vermekte olduğu gözlemlenmiştir. Araştırma sonuçlarında; çocuk sağlığı ve gelişimine yönelik reklamların anlatım tarzları ve kullandıkları dilin özellikleri incelendiğinde, % 75’inin doğrudan anlatım tarzı ile yalın ve günlük dil özelliklerini kullandıkları, geriye kalan % 25’lik dilimin içerisine giren reklamların ise dolaylı bir anlatım tarzı kullanarak, biraz süslü bazen de bilimsel terimlere yer veren dil özelliklerini kullandıkları tespit edilmiştir. Bu araştırma, çocukların küçük yaşta tüketici davranışlarının şekillenmesinde reklamların etkililiğini göstermiştir.

Tel (…..). “Çocuklarda Sosyalleşme Araçlarının Spora Yönlendirme Durumları” çalışmasında, çocuklarda sosyalleşme araçları olarak kabul edilen bazı faktörlerin çocuğu spora yönlendirme durumlarını teorik kapsam içerisinde ele alarak irdelemiştir.Çocuğun sosyalleşmesine etki eden kitle iletişim araçları bu kapsamda ele alınmıştır. Kitle iletişim araçları ve özellikle televizyon, ailenin ve çocukların boş zaman, spor programları, sosyal ve kültürel etkileri dolayısıyla en önemli sosyalleştirme kurumlarından biridir (Batmaz, 1995:3). Televizyon bu spor faaliyetlerine yönelmesi ile birlikte hayatlarında hiç spor yapmamış insanlar bile televizyon sayesinde spor karşılaşmalarına ilgi duymaya başlamışlardır. Kitle iletişim araçları ve özellikle televizyonun sporu tanıma, tanıtma, eğitim, yönlendirme, yönelme, etkileme ve etkilenme ve özdeşleşme açısından çok büyük katkıları vardır (Kılcıgil, 1998:66). Zamanla aktif sporculuğu ve seyir şeklinde kitlelerin ilgisini arttırmaktadır (Erkan, 1992).Bu araştırmadan televizyonun, izleyici grubunu inandırma, etkileme, yönlendirme özelliklerin etkili olduğu görülmektedir.

Yıldırım ( 2008 ) “Çocuk ve Televizyonda Şiddet” araştırması sonucunda;
çocuklar izledikleri şiddet sahnelerinden etkilendikleri ve bunu en çok hareketlerine yansıttıkları belirtilmiş ve televizyondan erkek çocukları daha fazla etkilendikleri ve çocuklarının arkadaşlarıyla olan problemlerini şiddet yoluyla çözmeleri durumunda anne ve babalar açıklama yapma yoluna başvurdukları ortaya konulmuştur. Televizyondaki şiddet çocukların toplumsallaşmasında nasıl etkisi olduğunu göstermektedir. Çocukların televizyondaki şiddet sahnelerinden etkilenerek yaptıkları davranışlara ilişkin anne ve babaların büyük bir kısmı bunu çocukların hareketlerine yansıma olarak belirtmişlerdir. Çocukların şiddet sahnelerinden etkilendiğini anne-babalar ifade etmişler, bu şiddet sahnelerinden etkilenen çocukların özellikle oyunlarında silahçılık oyunun oynamaları dikkat çekmiştir.

Köşker (2005) tarafından gerçekleştirilen “Televizyondaki Çizgi Filmlerin İlköğretim Çağı Çocuklarının Üzerine Etkileri” araştırmasında da öğrencilerin ara sıra da olsa çizgi filmlerden etkilenerek günlük hayatlarında örnek aldıkları sonucu da bu bulgu ile benzeşmektedir.

Tayfur (1989) , “Televizyonun Çocuklar” Üzerindeki Etkisi adlı yüksek lisans tezinde kitle iletişim araçları içinde en çok etkiye sahip olan televizyonu ele almışve televizyonun çocuklar üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Televizyonun görsel-işitsel özelliği ile izlenme kolaylığı ve yayın yoğunluğu ile kitlelerin ilgisini çektiğini; TV’nin bu nitelikleri bir yana bırakıp birinci görevini yani haber verme görevini yerine getirmekten çok bir eğlence aracı olarak kullanılması konusu araştırmasında ele almıştır. Çalışma bir araştırma çalışmasıdır. Çalışmada çocuklar üzerindeki bir çok olumsuz etkisi bulunan TV’nin şiddet içerikli filmlerle de çocuklar üzerinde olumsuz etkileri ortaya konmuştur. Bu filmlerin kısa süreli değil uzun süreli etkileri de belirtilmiştir. Model alınan davranışların özellikle ergenlikte ortaya çıktığı da vurgulanmıştır. Dil gelişimi üzerinde olumlu etkileri olduğu gibi olumsuz yönünün de bulunduğu özellikle belirtilmektedir. Bozuk cümlelerin ve argo deyimlerin kullanılması kuralsız bir dilin oluşmasına da etki sağladığı üzerinde durulmuştur. Çalışma sonunda TV’nin çocukları hem olumlu hem de olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır.

Mutlu, (1998); Simsek ve Baran, (2001); İlden Koçkar, (2002)’ a göre, televizyondaki şiddet içerikli yayınlar çocuklarda dört aşamada etkili olmaktadır:
1. Taklit: Çocuk
, davranışlarını ve düşüncelerini kopyaladığı kişilikle kendini özdeşleştirir. Dolayısıyla taklidi gönüllü olarak yapar.
2.
İçine isleme: Taklit ve özümleme bilinçsizce yapılır. Çocuk kendi modelini seçmez, olaylar içine isler.
3. Yasak tanımama:
Bazı sahneler çocuğun hoşuna gider, o da bunları uygulamaya kalkar. Başkalarına karsı daha saldırgan bir biçimde davranabilirler.
4. Hissizle
ştirme: Devamlı tekrarlanan şiddet sahneleri çocuğu bu sahneleri normalmişgibi görmeye koşullandırır. Başkalarının çektiği acıya daha az duyarlı bir hale gelebilirler. Mutlu’ ya göre duyarsızlaşma “İzleyicilerin kitle iletişim araçlarında insani acılara, sıkıntılara, ıstıraplara çok fazla maruz kalmalarının sonucu olarak gerçek yasamda insanların çektikleri acılara karsı bağışık veya daha az duyarlı hale gelmeleri” dir (Akt: Serhatlıoğlu, 2006:57).
Yıldız (1995), “Televizyon Yayınlarının Çocuklar Üzerindeki Etkileri” adlı çalışmasında, televizyonun çocuklar üzerindeki etkilerini incelemiştir.Bu amaçla bir anket çalışması yapılmıştır. Anket farklı gelir grubunu temsil eden ilköğretim okullarının 5. Sınıfına devam eden 10-11 yas grubu çocukları üzerinde uygulanmıştır. Sosyolojik olgulardan hareketle alt, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeyde bulunan öğrencilere uygulanan anketsonucunda alt sosyo ekonomik düzeydeki annelerin % 78’i; 30-40 yas arasında olması orta yas grubu annelerin büyük çoğunlukla olduğunu göstermektedir. Aynı gruptaki (alt sosyo-ekonomik düzey) babalarında % 61’i 30-40 yas arasında olması da orta yaşı temsil etmektedir. Annelerin %80’i ev hanımı, babaların % 43’ü isçidir. Orta sosyo ekonomik düzeydeki okula devam eden çocukların anne babalarına ait bilgiler ise şöyledir: Annelerin % 62’si 30-40 yas arasında,babaların ise % 48’i 30-40 yas arasındadır. Annelerin % 76’sı ev hanımı, babaların % 36’sı serbest meslek sahibidir. Üst sosyo-ekonomik düzeye sahip çocukların anne babaları ise, % 73anne 30-40 yas aralığında, babaların ise % 53’ü 30-40 yas aralığındadır. Annelerin % 57’si ev hanımı, babaların % 50’si serbest meslek sahibidir. Bu bilgilerden yola çıkarak seçilen okulların alt-orta ve üst sosyo-ekonomik düzeyi temsil ettigi belirtilmektedir. Çalışma sonucunda % 97 ortalama ile çocukların TV izlediği ortaya konulmuştur. Bu çalışmayla çocukların TVizleme saatleri ve sürelerine de ulaşılmıştır. Ayrıca çalışmada tercih edilen kanal ve programlara ilişkinde bilgiler bulunmaktadır. En çok çizgi filmlerin izlendiği ve bu çizgi filmler içinde şiddet içerikli çizgi filmlerin de % 46 oranla tercih edildiği çalışmayla ortaya konulmuştur.Batur’un (1998) şiddetin etkileri konusunda okul çağına gelmemişçocukları denek olarak kullandığı bir araştırmada; çocuklara başkahramanınöne çıkarıldığı şiddet sahneleri, bir başka denek topluluğuna ise komşulukİlişkilerinin öne çıktığı şiddet içermeyen bir film izlettirilmiştir. Araştırmasonucunda şiddet içeren çizgi filmi izleyen çocukların, diğer denekgruplarındaki çocuklara oranla daha fazla saldırgan davranışlar gösterdiği görülmüştür ( Balaban, 2002: 23).
Can’ın (1996). Eskişehir ilinde yaptığı alan çalışmasında 25 Şubat-3 Mart 1995 tarihleri arasında yayınlanan çocuk programları kuşağından seçilen dört çizgi filmin okul öncesine giden 65 çocuğa izlettirilmiştir. Araştırma sonucuna göre; çocuklar bu çizgi filmlerden olumlu- olumsuz etkilenmiştir. Araştırmada, çocukların bu çizgi filmlerdeki kahramanların söz ve hareketlerinden etkilendiği belirtilmektedir. Çocuklar, öğrendikleri olumlu ve olumsuz sözcükleri cümle dağarcıklarında kullanmakta ve kahramanları model almaktadırlar. Ayrıca araştırmada, çizgi filmlerdeki kahraman isimleri çocuklar tarafından oyuncaklarına verilmekte, oynadıkları oyunlarda şiddete yer verdikleri de belirtilmektedir.
Sonuç

Türkiye’de yapılan “Televizyonun çocuklar üzerindeki etkileri” konulu araştırmalarda daha çok televizyonun çocuğun bilişsel-dil gelişimine etkileri üzerine çalışmalar yapılmıştır. Özellikle araştırmalarda kitle iletişim araçlarının çocuğun sosyalleşmesine ve sosyal gelişimine etkisini araştıran çalışmalar sayıca çok değildir. Bu makalede; genellikle çocuğun sosyalleşme sürecinde televizyonun olumlu-olumsuz etkilerini inceleyen araştırmalara yer verilmiştir. Araştırmalarda; televizyonun çocuğun sosyalleşmesinde etkili olan model alma, taklit eme davranışlarını etkilediği sık vurgulanmıştır. Televizyonun çocukların sosyal olaylara duyarlılıklarını olumsuz etkilediği varsayımı doğrulanmamış olup çocukların yardım etme, dayanışma gibi davranışları göstermeye devam etmiştir. Yapılan araştırmalarda kitle iletişim araçlarının çocuklarının tutumlarını etkilediği ve bu tutumların aile ve çevresiyle çatışmalar yaşamasına neden olduğu ortaya çıkarılmıştır. Böylece kitle iletişim araçlarının inandırıcılığı ve grup üzerindeki “izleyici kitlesi” üzerindeki etkileri görülmüştür. Böylece son dönemlerde kitle iletişim araçları toplumsal değişmenin mihengini oluşturan faktörlerden biri olmuştur. Yapılan araştırmaların çoğunluğu televizyonun çocuğun günlük yaşantısında saldırgan davranış göstermesini etkileyip etkilemediğine bakmıştır. Şiddet içeren sahneleri izleyen çocukların günlük yaşantısında saldırgan davranışlar gösterdiği bulguları elde edilmiştir.
Kitle iletişim araçları, davranış biçimlerinin, toplumsal kimliğin, kültürel kimliğin ve siyasal kimliğin şekillenmesinde rolü büyüktür. Çocuğun sosyal grupla etkileşimini etkilemekte televizyon izlemeye zaman arttıkça, arkadaş ve çevresiyle oyun için ayırdığı zamanlar kısıtlanmaktadır. Böylece çocuğun oyun oynarken yaratıcılıkları arkadaşlarıyla geçirdikleri zaman azalmaktadır.
Görsel medyadaki popüler diziler, yarışmalar çocuğun içinde yaşadığı topluma karşı yabancılaştırmaktadır. Çocuklar kendi toplumların sözlü ve yazılı kültürüne uzak kalmaktadır. Çünkü kendi toplumunun kültüründen çok Batı toplumunun kültürü gösterilmektedir.
Araştırmalarda bu bahsedilen konulara değinilmiştir. Özellikle kitle iletişim araçlarının çocukların kişilik- benlik gelişimine, sosyal etkileşimine, siyasal ve ahlaki gelişimine etkilerine bakılan araştırmaların sayısı arttırılabilir.


KAYNAKÇA

Akçalı, S.İ. (2007). “Tüketim Toplumunda Çocukluğun Yitişi”, Çocuk ve Medya,
Editör: Selda İçin Akçalı, Ankara: Ebabil Yayıncılık, , s.143–145
.

Akınoğlu, O. (2002). “Eğitim ve Sosyalleşme Açısından İnternet Kullanımı”. Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya


Bal H.(2000). “
İletişim Sosyolojisi”, Isparta, s. 8–11.

Balaban, A.(2002). Televizyon Çocuk Programlarının Kalite Kriterlerine
İlişkin Olarak Okul Öncesi Kurumlarına Devam Eden Çocukların Anne- Babalarının Görüşleri. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Budak, O. (2006). “Televizyon Reklamlarının İlköğretim Çağındaki Çocukların Satın Alma Davranışlarının Üzerindeki Etkisi”.Yüksek Lisans Tezi, Gazi Ünversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.


Can, A. (1995). “Okul Öncesi Çocuklara Yönelik Televizyon Programları
İçinde Çizgi Filmlerin Çocukların Gelişimine ve İletişimine Etkileri”. Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul

Demir, E.(2009). “Televizyon reklamlarının İçerik Analizi”, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Üniversitesi, Antalya.

Erdo
ğan, İrfan ve Alemdar, Korkmaz (1990). “İletişim ve Toplum Kitle İletişim
Kuramları Tutucu ve Değişimci Yaklaşımlar”,
Ankara: Bilgi Yayınevi.s.54

Erkal, E.M. (1995). “Sosyoloji” , İstanbul: Der Yayınları


Kağıtçıbaşı, Ç. ( 1999).”
Yeni İnsan Ve İnsanlar” İstanbul: Evrim Yayınevi, 10, s. 325,326, 344

Küçükşengül-Özkan, Ş. “Kitle İletişim Araçları, Yazın Ve Sanatın Çocuğun Toplumsal

Kimliğinin Oluşumuna Etkisi”, Dünya’da Ve Türkiye’de Güncel Sosyolojik Gelişmeler, Cilt 2, I.Ulusal Sosyoloji Kongresi (3–4–5 Kasım 1993), Sosyoloji Derneği Yayınları 3, Ankara, 1994, s.884.

Mutlu, E. (1999). “İletişim Sözlüğü”, Ark Yayınları, 3. basım

Öztürk, H. (1999). “Çocuğun sosyalleşmesinde televizyonun etkisi” ,Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi, s.20


Sayın, Ö. “Aile Ortamında Televizyonun Çocuğun toplumsallaştırılmasındaki Tek Yönlü Belirleyiciliği”,
İletişim Ortamlarında Çocuk Birey Sempozyumu (Eskişehir 13/15 1999),Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayınları, Eskişehir, 1999, s. 167.

Serhatlıo
ğlu, Birsen (2006). “Televizyon Programlarının Okul Öncesi Eğitim Kurumuna Devam Eden 5-6 Yas Grubu Çocuklarının Zihin ve Dil Gelişimini Etkileme Biçimlerine Yönelik Öğretmen ve Veli Görüşlerinin Belirlenmesi”, YayınlanmamışYüksek Lisans Tezi, Elazığ: Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Şenyapılı, Ö. (1981). “
Toplum ve İletişim”, Ankara: Turhan Kitabevi, s. 11.

Şimsek S, Baran G. (2001). “Televizyon ve Çocuk.” Ankara Üniversitesi Ev Ekonomisi Yüksekokulu Anaokulu/Anasınıfı Öğretmeni El Kitabı (Edt: Turhan Özuduru). Ankara: YA-PA Yayıncılık,

Şirin, M. R. (1996). “Televizyon Alfabesi” İatanbul, s.12.


Tayfur, G. (1989). “Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkisi”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.

Tel, M.”Çocuklarda Sosyalleşme Araçlarının Spora Yönlendirme Durumları” Fırat Üniversitesi, Elazığ.

Tuna, M. ( 2008). “İlköğretim Çağındaki Çocukların Sosyalleşmesinde Popüler Kültürün Etkileri” Yüksek Lisans Tezi. Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta.


Yıldırım, E. (2008). “Çocuk Ve Televizyonda Şiddet: 5 Yaşındaki Çocukların Anne-Babaların Televizyondaki Şiddetin Saldırgan Davranışlar Üzerindeki Etkilerine İlişki Görüşleri, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.


Yıldız,Y. ( 1995). “Televizyon Yayınlarının Çocuklar Üzerindeki Etkileri” Yüksek Lisans Tez Çalışması. Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuk ve Sosyalleşme; Kitle İletişim Araçlarının Etkileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Mercan ATAKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Mercan ATAKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mercan ATAKAN Fotoğraf
Psk.Dnş.Mercan ATAKAN
İstanbul
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Mercan ATAKAN'ın Makaleleri
► Kitle İletişim Araçları Psk.Dnş.Ertuğrul AKBAŞ
► Çocuk ve Sosyalleşme Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Çocuk ve Sosyalleşme Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Özgüven, Sosyalleşme ve Çocuk Psk.Elif GÜNERİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuk ve Sosyalleşme; Kitle İletişim Araçlarının Etkileri' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:40
Top