2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğa Taviz Vermek...Ama Ne Kadar ?
MAKALE #10278 © Yazan Psk.Deniz CEBEKAN | Yayın Ocak 2013 | 5,196 Okuyucu
ÇOCUĞA TAVİZ VERMEK ...
AMA NE KADAR ?


Kuşkusuz hiçbirimiz çocuğumuzun toplumca ‘şımarık‘ olarak tabir ettiğimiz çocuklardan biri olmasını istemeyiz. Hepimiz çocuğumuzu en iyi şekilde yetiştirmek, çocuğumuzun toplumumuzun genel geçer kurallarına uygun hareket etmesini sağlamak ve daha da önemlisi toplum tarafından takdir edilmesini (tabii ki bu takdirler dolaylı da olsa onu yetiştiren bizleredir) sağlamak için çırpınır dururuz.


Toplumun yargılarını, kalıplarını, çevredeki insanların neler diyeceğini vb. kendimiz için bir yana bırakmamız çok zordur. Yıllardır toplum içinde yaşamış insanlar olarak bu yargıları fazla dikkate almazsak toplum tarafından kınanacağımızı, dışlanacağımızı veya yalnız kalacağımızı düşünürüz; bu düşüncenin etkisinde kalarak da önemsediğimiz bir çok şeyden vazgeçer, toplumda kullanmak üzere kendimize maskeler yaratırız. Eşimizin ailesinin yanındayken ‘iyi gelin’, kendi ailemizin yanındayken ‘vefalı,iyi evlat’, arkadaşlarımızın yanında ‘çok iyi sırdaş’, önemli cemiyetlerde ‘çok yardımsever insan’ vb. türünde rollere girer dururuz.Tabii bunca maske içinde çocuğumuza karşı kullanabileceğimiz uygun bir tane de mutlaka vardır ve bu maske çocuğumuzla kesintisiz, uygun, çocuğun ihtiyacı olan türde ilişki kurmamızı engeller. En önemlisi de; biz böyle şekilden şekile girerken çocuğumuz da bizi izlemektedir ve hatta kendi kendine taklit etmektedir.

Kanaatimce çocuğumuza verdiğimiz tavizlerin temelini de bizim toplum içinde kendimize atfettiğimiz bu maskeler ve toplumdaki yerimizi belirleyen statülerimiz oluşturuyor. Aynı davranış için evde hiçbir yaptırım veya kınama ile karşılaşmayan çocuk; dışarıda, misafirlikte, anne ve babasının arkadaşlarının yanında kınanıp ceza alabiliyor veya evde hoşgörülmeyen davranış için evde ceza alıp toplum içinde hiçbir yaptırımla karşılaşmayabiliyor ve tabii bu durumda çocuk istenmeyen davranışlarını ceza almadığı,kınanmadığı ortamda daha çok sergilemeye başlıyor.


Anne ve baba iyi rolünü sürdürebilmek için, çocuğuna kızmıyor, evde asla yapmadığı şekilde açıklamalara girişiyor ama yine de bu istenmeyen davranışları engelleyemiyor ve o ortamı terkediyor. Eve gelince çocuk gecikmiş olarak cezalandırılıyor ve doğal olarak bu cezanın hiçbir etkisi olmuyor. Şu ana kadar sürekli vurguladığım ve çocuk eğitiminde en önemli kuralı tekrarlamak istiyorum: Çocuk eğitiminde en önemli kural tutarlılıktır. Bir davranış istenmiyorsa evde de, misafirlikte de, büyükanne ve büyükbabanın yanında da istenmemeli ve ortaya çıktığında çocuk uygun bir şekilde karşılığını görmelidir.
Şimdi konuyu daha detaylı inceleyebilmek için çocuğun temel gereksinimlerinde ne kadar taviz verilebileceğine değinmek istiyorum:


YEMEK


Çocuk için en temel ve yaşamsal gereksinim yemektir ve kuşkusuz anne ve babaların sorunları en yoğun yaşadıkları konu budur. Ben okul öncesi dönemde aşırı disiplini çocuk açısından gereksiz buluyorum, ancak herkes gibi çocuk da sınırları olduğunu bilmek zorundadır. Bu sınırların en dikkatli korunması gereken alan da yemektir. Yemek konusunda olağanüstü haller dışında taviz verilmesine kesinlikle karşıyım. Çocuk önüne konan yemeği yemeli ve kesinlikle artık bırakmamalıdır .Bu sadece bir disiplin değil, aynı zamanda beslenme ve dolayısıyla sağlık sorunudur ve çocuk bu konuda uygun kararları verme yetisine sahip değildir. Yemek seçme, yemeğini bitirmeme veya bir büyüğün yemeğini yedirmesini isteme türünden davranışlarla karşılaşmak istemiyorsanız, kendiniz ve çocuğunuz için belirli yemek kurallarınız olmalı ve bunları uygulamalısınız.


Çoğu anne ve baba evde yemek yemeyen ya da yemek yerken binbir türlü zorluk çıkaran çocuğunun nasıl olup da anaokulunda, kreşte yemek artırmadığına, seçmediğine vb. anlam veremez ve merakta kalır. Burada ortaya çıkan daha önce de belirttiğim gibi tutarlılık sorunudur .Okulda yemeğin, oyunun, uykunun saati bellidir ve bu saatlerin dışına çıkılmaz; her gün tüm bunlar aynı şekilde uygulanır ve belirli kurallar vardır, tüm çocuklar da bunlara uymak zorundadır, uyarlar da. Böyle bir ortamda çocuğun kendi istediği gibi bir yemek düzeni oluşturması olanaksızdır ve çaresiz bu oluşmuş düzene uyar. İşte bu yüzden sizin de kurallarınız olması ve bunları uygulamanız önemlidir. Şimdi düzen oluşturmanızda size yardımcı olabilecek bazı kurallardan bahsetmek istiyorum:


Çocuğunuza asla yiyebileceğinden fazla yemek koyup bitirmesi için onu zorlamayın. Her yaş çocuğunun yiyebileceği (aşağı yukarı) belirli bir miktar vardır ve çocuk o kadar yemeği bitirmek zorundadır, isterse daha fazlasını yiyebilir.


Yemek yemek için belirli bir mekan olmalıdır. Çocuğunuzun dolaşarak yemek yemesi hem sizin açınızdan çok yorucu olacak, hem tüm ev kirlenecek, hem de çocuğunuz sofra düzeni nedir bilmeyecek ve her nerede olursa olsun dolaşarak yemek yemek isteyecektir.


Yemeğe başlamadan önce yapılması gerekenleri (ellerini yıkama,dua etme...) belirlemeli ve uygulamalısınız.

Çocuğunuzla birlikte ve aynı yemeği yemelisiniz. Örneğin; o sebze çorbası içerken siz sevmiyorsunuz diye içmezseniz o da sevmediği yemekleri yememek için direnecektir. Aynı şeyleri, aynı zamanda yemeniz yemek kuralları konusunda da çocuğunuza ipuçları verecek, yemek yeme biçiminizi örnek alacaktır.


Ayda 3-4 kez (gün) çocuk belirgin iştahsızlık yaşayabilir; böyle zamanlarda yemek kurallarınızda biraz esneklik gösterebilirsiniz. Yemek yemesi tabii ki önceliklidir, düzeninizi fazla aksatmadan ve ana kuralların dışına çıkmadan hoşgörülü davranabilirsiniz. Örneğin; “Hadi sen başla,yorulunca ben yardım edeceğim” diyebilirsiniz ya da karışık sebze yemeğinin içinden istemediği bir çeşit sebzeyi yememesine göz yumabilirsiniz.


Hastalık gibi biz yetişkin insanları bile çok etkileyen durumlarda tamamen çocuğunuzun istediği gibi davranınız. Yemek zorunda olduğu şeyler dışında (ishalde patates haşlaması gibi...) onu zorlamayınız.


UYKU


Uyku da yemek gibi okul öncesi çağdaki çocuğun temel gereksinimlerinden biridir. Yaş ilerledikçe çocuğun uyku ihtiya cı azalmasına rağmen 6 yaş bitimine kadar çocukların öğle uykusuna yatmalarının son derece yararlı olduğuna inanıyorum. Bu; çocuğun sadece uykusunu alması açısından değil, tüm günün yoğunluğunu taşıyabilmesi için de gereklidir.


Genellikle tüm anne babalar uyku saati geldiğinde “uyku öncesi seramonileri” denen olaylarla karşılaşırlar. Çocuk uykusu geldiği halde binbir bahane uydurarak yatağa gitmekten kaçınır, anne ve babasını yanına ister, sürekli yatma saatini geciktirir, uyurken yanında durulmasını, yanına yatılmasını, elinin okşanmasını ... ister, ayakta sallanmadan uyumaz vb. Bu tür davranışlar sadece okul öncesi dönemde problem olmakla kalmaz, okul döneminde de farklı biçimlerde yoğun olarak etki- sini gösterir. Hiç vakit kaybetmeden bu davranşlara son veril melidir ve bunu yaparken inatlaşmadan açıklama yapılmalı,daha önce değindiğimiz “ben iletileri” ve “mola yöntemi”gibi yöntemlere başvurulmalıdır.


Yetişkin bir insan için sağlıklı uyku süresi 7-8 saat olarak belirlenmiştir. Çocuk için bu süre kuşkusuz daha uzundur. Çeşitli nedenlerle çocuğun uyku süresi her zamankinin altına düştüğünde mutlaka telafi edilmelidir. Eskilerin son derece geçerli bir sözünü unutmayın! Çocuklar uyuyarak ve yıkanarak (banyo yaparak) büyürler.


OYUN


Çocuğun büyümesinde bizlere ayrıntı gibi gözüken oyun; hem fiziksel hem de sosyal gelişimde oldukça büyük rol oynar. Oyun konusuna daha önce ayrıntılı bir şekilde değinmiştik, şimdi çocuğunuz oyun oynarken ona ne kadar taviz verebileceğinizi inceleyelim.


Birlikte bir oyuna dalmışsanız bu oyunun süresi konusunda kısıtlamaya girmemenizi önereceğim, çünkü günümüzde çocuklar anne-babalarıyla pek fazla vakit geçirme ve oyun oynama şansına sahip olamıyorlar. Bırakın yemeğini bir saat geç yiyiversin, sizinle geçirdiği o saat ona fiziksel olmasa da duygusal açıdan çok büyük destek verecektir. Ancak; çocuk tek başına veya bir arkadaşı ile oynarken belirli bir etkinliğin vakti gelmişse mutlaka onu yerine getirmelidir (yemek yemek, uykuya yatmak gibi...)

Çocuk; oynadıktan sonra mutlaka oyuncaklarını toplamalıdır, bunun aksi davranışa kesinlikle müsaade etmemeli ve ortaya çıktığı takdirde uygun şekilde karşılığını vermelisiniz. Oyun; çocuğun gıdasıdır, evet ama, sizin kadar o da bunun kıymetini bilmek zorundadır. Ayrıca çocuğunuzun düzene alışması bakımından da oyuncaklarını toplaması önemlidir.


Çocuk oyuncaklarıyla kırmadan, fırlatmadan ... oynama alışkanlığını edinmelidir. Bunu sağlamak için; fırlattığı oyuncaktan bir kaç günlüğüne mahrum bırakabilirsiniz.Oyuncağı bir süreliğine molaya kaldırabilirsiniz vb. Oyun çocuğunuza hoşgörünüzün en yoğun olması gereken alandır, bu konuda sadece söylenenleri değil, içinizden gelen sesi de dinlemeniz gereklidir .Hiç bir anne-baba veya eğitimci çocuğu çok sevdiği bir şeyden mahrum bırakmak istemez.


KAYNAK : Çocukların Dansı - Psk.Deniz Cebekan Çelik
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuğa Taviz Vermek...Ama Ne Kadar ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Deniz CEBEKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Deniz CEBEKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Deniz CEBEKAN'ın Yazıları
► Çocuğa Harçlık Vermek Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ
► Geleceğimize Yön Vermek Psk.Dnş.Selahattin ÖNER
► Doğru Karar Vermek Psk.Şule ÜZÜMCÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Çocuğa Taviz Vermek...Ama Ne Kadar ?' başlığıyla benzeşen toplam 47 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Süperkadın Sendromu Kasım 2013
◊ Sofra Savaşları Temmuz 2013
◊ Peri Masalı Aşk Romanı Temmuz 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:49
Top