2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Seni Sen Yapanlar… Duygular…
MAKALE #10384 © Yazan Psk.Cem KAYA | Yayın Şubat 2013 | 7,352 Okuyucu
Transaksiyonel Analiz kuramı duyguları 4 temel duygu olarak işler. Bu temel duygular, sevinç, öfke, üzüntü ve korkudur. Diğer duyguları ise bu 4 temel duygunun birleşiminden kaynaklandığını belirtir.

Duyguları temel duygular olarak ayırmasının nedenini ise 2 şekilde açıklar;


Dünyanın neresinde olursun olsun bu duygular gözlemlenebilir ve insanoğlu bu duyguları gösterme becerisi ile dünyaya gelir. 4 Temel duyguda kültürler üstü bir şekilde dünyanın her yerinde gözlemlenebilir. Utanma duygusunu Afrika’nın bir kabilesinde göremeyiz belki ama Anadolu da görülebilir. Sevinç duygusu ise o kabilede görüldüğü gibi Anadolu’da görülebilmektedir. Bu örnek diğer 3 duygu içinde geçerlidir.


İkinci açıklama ise 4 temel duygunun fiziksel bakımdan değişikliklere neden olmasıdır. İnsanlar bu duyguları yaşadıklarında fiziksel olarak değişimler gösterebilmektedirler, ellerde ve seste titreme, gözbebeklerinde küçülme ya da büyüme vb.


Temel duygularımız bizi biz yapan özelliklerimizdir. Bizi biz yapan özelliklerimizi iyi ya da kötü olarak ayırabilir miyiz? Yani bazı duygularımız iyi bazı duygularımızda kötü olabilir mi? sorusuna verilecek cevap tabii ki Hayır.


Duygular kişiyi kötü ya da iyi hissettirebilir ama duygular iyi ya da kötü olarak adlandırılamazlar.


Bazen çevremizde “duygusuz insanlar var” gibi kelimeler duyabiliriz ama bunların gerçekliği yoktur. Bir insan duygularını göstermemekte başarılı olabilir ama duygusuz olması mümkün değildir.


Çocukluğumuzdan beri toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeni ile duyguların bazılarını gösterme, bazılarını ise göstermeme konusunda baskılara maruz kalmışızdır. Oğlan çocuklara bebekliklerinden itibaren sert, kararlı ve saldırgan olmalarına yönelik mesajlar verilirken, kız çocuklarına ise hassas, duygusal ve pasif olmalarına yönelik mesajlar verilmiştir.


Bunun en iyi örneklerini masallarda görebiliriz. Beyaz atlı kahramanını yani kendini kurtaracak kişiyi bekleyen mutsuz, güzsüz kadınlar ve onları kurtaracak güçlü, kararlı, girişken ve lider erkekler.


Masallar sadece okuyup keyif alınan kitaplar değil toplumsal cinsiyet rollerimizi öğrendiğimiz önemli yollardan biridir. Kitaplar gibi toplumsal yargılar, ailemizin tutumu, medyanın baskısı vb. birçok kurum ve durum bizim duygularımız üzerinde etkendir.


Toplumumuzda kız çocukların ve erkek çocukların bazı duygularını göstermelerine izin verilmezken bazı duygularını göstermeleri ise özellikle desteklenir. Böyle bir eğitim sürecinde geçen kişinin ise olumsuz etkilenmemesi çok mümkün değildir, çünkü psikolojik düzeyde sağlıklı olmanın en önemli şartlarından biri duyguların sağlıklı bir şekilde yaşanmasıdır.


Yazının başında insanların 4 temel duyguları olduğundan söz etmiştik. Tekrar hatırlayacak olursak, bu temel duygular Sevinç, öfke, üzüntü ve korku idi.


Oğlan çocukları doğdukları andan itibaren bir bombardıman altında kalırlar, aynı kız çocuklarında olduğu gibi, oğlan çocukların göstermelerine izin verilmeyen temel duygulardan biri üzüntü duygusudur.


Erkek adam ağlamaz…


İzin verilmeme durumu bir deyimle olabilir “Erkek Adam Ağlamaz” “Aaaa erkekler ağlar mı?” gibi. Ya da bir şarkıda karşımıza çıkabilir;


Erkekler ağlamaz sil gözyaşını,

Kaçırma gözlerini benden suçlu suçlu,
Erkekler ağlamaz, insanız unutma,
Sustururum zamanla içimdeki acıyı,

Ya da annemizin dudakları arasından çıkan sözcükler olarak karşılaşabiliriz. “Hadi ağlama, bak herkes bize bakıyor, erkekler ağlar mı? Diyorlar”


Sürekli böyle bir tepki ile karşılaşan çocuk bir süre sonra üzüntü duygusunu yaşamasının, çevresi tarafından kabul edilmediğini fark edecek ve üzüntü duygusunu göstermemeye başlayacaktır. Sadece üzüntü duygusu ile bu iş bitmiyor tabii…


Erkek adam korkmaz…


Oğlan çocuklarına yukarıdaki gibi sözlerle, korku duygusunu da göstermesine izin verilmez. “Örümcekten korkulur mu? Sen erkek adamsın.” Ondan korkulur mu? Bundan korkulur mu? Vb. korkmayı değil, korkmaması gerektiğini öğrenir… Bu inanın ki bir oğlan çocuğu için öyle kolay bir süreç değildir…


Sonrasında da “ağır olmak” gelir, erkek adam öyle çok mutlu olmaz biraz ağır olur, sevincini bebekler gibi ifade etmez (niyeyse?)…


Erkek adam ağır başlı olur…


Yani sevincini belli etmez, sevinç duygusu da elinden alınır. Artık sevincini öyle ulu orta yerde göstermemesi gerektiğini öğrenir.


Geriye ne kaldı?


ÖFKE, bu duygu sonuna kadar desteklenir, erkek adam öfkelenirde öfkesini bellide edebilir, o bunun en doğal hakkıdır.


Sonuçta, erkekler sevinse de saldırır, üzülse de saldırır, korksa da saldırır, öfkelense de saldırır…


Bu açıdan bakıldığında maçlarda ve düğünlerde insanların havaya ateş açmaları çok yadırganmayabilir… Duygularını ifade edemeyen insanların, bildikleri, öğrendikleri tek yöntemle yani ölümün ve öfkenin aracı olan silahla ifade etmeleri şaşkınlık verici değil.


Kız çocuklarında da durum oğlan çocuklarından pek farklı değil, benzer dinamikler onlarda da devam ediyor.


Kızlar çok gülmez, hanım hanımcık olur.


Kız çocukları bu sözü o kadar çok duyarlar ki, bir süre sonra sevinç duygusunu göstermemeleri gerektiğini öğrenirler. Eğer çok sevinirlerse çevreleri onları hep yanlış anlar.


Erkek Fatma gibi bağırma…


Öfkelenmelerine izin verilmez, öfkelenmek onların hassas ve narin duruşlarına hiç yakışmamaktadır. Öğretenleri buna kesinlikle izin vermezler. Bu sebeple kız çocukları bir süre sonra öfkelenmemeye çalışırlar. Ya da başka bir deyişle (daha doğru bir deyişle ) öfke davranışlarını göstermemeye başlarlar.


Korkabilirsin…


Toplum ve anne baba bunu kabul edebilir. Kız çocukları korkabilir. Buna müsaade vardır.


Üzülebilirsin…


Sonuna kadar desteklenir. Kız çocuklarına da kadınlara da ağlamanın çok yakıştığı toplum tarafınan sık sık ifade edilir. Davranışlarla söylenir. Desteklenir.


Sonuçta kadınlar, sevinince de ağlar, üzülünce de ağlar, öfkelenince de ağlar, korkunca da ağlar…


Bizi biz yapan duygularımız ise duygularım sonrası doğru davranışlar

gösteremeyen ben…

Nasıl sağlıklı olabilirim?


Cem Kaya

Psikolojik Danışman
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Seni Sen Yapanlar… Duygular…" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Cem KAYA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Cem KAYA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     41 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Cem KAYA Fotoğraf
Psk.Cem KAYA
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi104 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Cem KAYA'nın Yazıları
► Ben Seni Hep Aldattım Psk.Bahar TURUNÇ
► Ama Ben Seni Arkadaşım Olarak Görüyorum Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Seni Sen Yapanlar… Duygular…' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Doku-N-A-Ma-Mak Şubat 2013
◊ Panik Atak Temmuz 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:55
Top