2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hayır Diyebilmek
MAKALE #10482 © Yazan Uzm.Psk.Gözde EMİK AKSOY | Yayın Şubat 2013 | 6,520 Okuyucu
İnançla söylenmiş bir ‘Hayır’, sırf gönül almak, daha da kötüsü sorunlardan kaçmak için sarf edilmiş bir ‘Evet’ten daha iyi ve değerlidir. Mahatma Gandhi
Hayır… Günümüzde en çok gereksinim duyduğumuz bu güçlü sözcük, çok yıkıcı olabilmesinin yanı sıra, kimilerimize ağza alınamayacak kadar zor gelebilir. Öte yandan, doğru biçimde kullanıldığında, yaşantımızı kökünden düzeltebilecek bir güce sahiptir.
İstisnasız her gün, beraber olduğumuz insanlara “hayır” deme ihtiyacını hissettiğimiz durumlarla karşılaşırız. Sıradan bir günde “hayır” demek zorunda kalabileceğimiz olaylara şöyle bir göz atalım:

Kahvaltı masasında küçük kızınız, ona yeni bir oyuncak almanız için size yalvarıyor. Dizginleri elinizde tutmaya çalışarak, ona “Hayır” diye cevap veriyorsunuz, “yeterince oyuncağın var zaten.”, “Lütfen, yalvarırım, bütün arkadaşlarımda var ama…” Kendinizi kötü bir anne ya da baba gibi hissetmeden ona nasıl “Hayır” diyebilirsiniz?
İşe geldiğinizde, patronuz sizi ofisine çağırıyor ve önemli bir projeyi tamamlamak için hafta sonu çalışmanızı istiyor. Oysa o hafta sonu, eşinizle birlikte uzun süredir iple çektiğiniz bir kaçamak planlamıştınız. Ama bu talep patronunuzdan gelmiş ve terfi dönemi de kapıda. Patronunuzla aranızdaki ilişkiyi zedelemeden ve terfiinizi tehlikeye atmadan, ona nasıl “Hayır” diyebilirsiniz?
Eve girdiğiniz sırada telefonun çaldığını duyuyorsunuz. Arayan, aynı zamanda arkadaşınız olan komşunuz ve size gönüllü bir derneğe katılıp katılamayacağınızı soruyor. Çok geçerli bir nedeni var. “Tam aradığımız özelliklere sahipsin”, diye pohpohluyor sizi. İşiniz başınızdan aşkın zaten, peki ama bu teklife nasıl “Hayır” diyeceksiniz?
Akşam yemeği sırasında, eşiniz size yaslı annenizle konuştuğundan söz ediyor; anneniz yaşının giderek ilerlediğini, artık tek başına yaşayamayacağını ve sizinle birlikte oturmak istediğini söylemiş. Eşiniz bu fikre kesinlikle karşı çıkıyor ve annenize Hayır demeniz gerektiği konusunda ısrar ediyor. İnsan öz annesine nasıl “Hayır” der?
Tüm bu olayların tek bir ortak özelliği var: Hakkınızı korumak ve kendi gereksinimlerinizi ya da başkalarınınkini karşılamak için, istenmedik bir talebe ya da ricaya, uygunsuz bir davranışa, işe yaramaz ya da haksız bir duruma veya yönteme Hayır demeniz gerekiyor.
Hayır sözcüğünü söylerken neden bu kadar zorlanırız?
Hayır sözcüğünü söylerken neden zorlandığımızın pek çok sebebi vardır, bunlardan bazılar;
· Anlaşmayı bozmak istemiyorum.
· İlişkiyi zedelemek istemiyorum.
· Bunun karşılığında bana yapacakları şeyden korkuyorum.
· İşimi kaybederim.
· Kendimi suçlu hissediyorum, kimseyi kırmak istemem.
Hayır demenin zor kısmı, gücünüzü göstermek ile ilişkinizi korumak arasında yaşanan gerilimdir.
Bizler hayır demek yerine, sineye çekmek, saldırmak ve sakınmak yöntemlerini sıklıkla kullanırız.
Sineye Çekmek: Hayır demek istediğimizde Evet diyebiliyoruz
Böyle bir durumla karşılaştığımızda, Evet dediğimizde aslında Hayır demek isteriz. Sineye çekme,genellikle geçici ve sahte bir huzur sağlayan, sağlıksız bir Evet anlamına gelir. Tıpkı, isteğini geri çevirdiğim için kendimi suçlu hissetmeyeyim diye,kızımın yeni bir oyuncak satın almak konusundaki ısrarlarına boyun eğmemin işe yaramadığı gibi; sonuçta isteklerinin sonu gelmez ve her ikimiz de bir mutsuzluk döngüsünde sıkışıp kalırız.

Patronunuz, eşinizle birlikte bir tatil planladığınız bir hafta sonunda çalışmanızı istediğinde, arzu ettiğiniz terfiyi kaybetmemek uğruna, ailenizi üzeceğinizi bile bile dişinizi sıkar ve görevi kabul edersiniz. Bunun kendimiz için doğru karar olmadığını bilsek bile,kimi zaman hepimiz anlaşabilmek uğruna rıza gösteririz. Hakkımızı gözetmediği için, bu Evet’imiz aslında yıkıcı bir Evet’tir.

Hepimiz sevilmeyi ve kabul edilmeyi arzularız. Hiç kimse kötü adam olmayı istemez. Günümüzde sorunlarımızın yarısının, Hayır dememiz gereken yerde Evet dememizden kaynaklandığı söylenir. Hayır diyecekken, Evet demenin karşılığında ödediğimiz bedel daha büyüktür.

Saldırı: Hayır’ı yanlış biçimde ifade etmek
Sineye çekmenin tersi saldırıdır. Kırıcı davranışından ötürü karşımızdakine öfkelenmiş, uygunsuz talebi yüzünden alınmış ya da yalnızca olaya bozulmuş olabiliriz. Doğal bir tepki olarak hiddetlenir ve saldırıya geçeriz, diğerini kıracak ve ilişkimizi zedeleyecek şekilde Hayır deriz.

Sorunlarımızın çoğu Hayır dememiz gereken yerde Evet dememizden kaynaklanıyorsa, büyük bir kısmına da Hayır’ı yanlış biçimde ifade etmemiz neden oluyor.

Sakınma: Hiçbir Şey Söylemeyiz
Sıkça rastlanan üçüncü bir yaklaşım da sakınmadır. Evet de demeyiz, Hayır da; hiçbir şey söylemeyiz. Bu durum özellikle aile içinde ve şirketlerde sık sık gözlenir. Başkalarını gücendirmekten çekindiğimizden, onları öfkelendirmemek ya da onlarla zıtlaşmamak için hiçbir şey söylemeyiz ve sorunun ortadan kalkmayacağını bilebile, çözümlenmesini umut ederiz.

Eşimizle baş başa verir, sessiz sedasız yemek masasının başına geçip otururuz. Meslektaşlarımızdan birine korkunç öfkelendiğimiz halde, sanki işyerimizde bizi rahatsız eden hiçbir şey yokmuş gibi davranırız. Etrafımızdakilere yapılan haksızlıkları görmezden geliriz.

Martin Luther King Jr. “Önemli konular hakkında sessiz kaldığımız gün, hayatımız sona ermeye başlamış demektir.” demiştir.

Çoğunlukla hepimiz, işe karşımızdakini sineye çekerek başlarız. Ardından doğal olarak güceniriz. Bir süre duygularımızı bastırmaya çalıştıktan sonra, patlama noktası gelir çatar ve akabinde de saldırgan davranışımızdan ötürü suçluluk duygusuna kapılırız. bu yüzden de tekrar sineye çekme ya da sakınma evresine geri dönüş yapar, sorunu görmezden gelmeye çalışır ve bir anda yok olacağını umarız. Bir labirentin içindeki fareye benzeriz, bir kutucuktan diğerine koşturup dururuz, ama peynire bir türlü ulaşamayız.


ÇARE POZİTİF HAYIR

İstediğinizi elde etmek için ya gücünüzü (ilişkiye zarar vermek pahasına) ya da ilişkinizi (gücünüzden olmak pahasına) kullanmanız gerektiği düşüncesini kafanızdan atmalısınız. Bu da, her ikisini birden kullanmanızı ve karşınızdaki ile yapıcı ve saygılı bir görüşme yapmanızı gerektirir.


Selim aile işyerinde çalışıyordu ve uzun çalışma saatleri yüzünden, tatillerde bile karısına ve çocuklarına zaman ayıramıyordu. Selim’in iş yükü ve sorumlulukları iş arkadaşlarından, üç kayınbiraderi, çok daha ağır olsa da, babası hepsine aynı maaşı veriyordu.Babası bunun nedenini, ayrımcılık yapmamak olarak açıklıyordu. Babası ile tartışmaktan Selim, kendisine yapılan haksızlık ve iş yükü yüzünden öfkelensede hiç şikayet etmemişti. En sonunda Selim, bir şeylerin değişmesi gerektiğini fark etti, Bütün cesaretini topladı ve hakkını korumaya karar verdi.



“Babama onunla özel olarak konuşmak istediğimi söylediğimde, bir aile yemeğindeydik. Artık bayram tatillerini ailemle birlikte geçirmek istediğimi, mesaiye kalmak istemediğimi ve yaptığım işle orantılı bir maaşı hak ettiğimi söyledim ona.” Selim babası ile sert, ancak saygılı bir şekilde konuşmuştu. Babası ona korktuğu gibi bir cevap vermemişti. “Babam olayı, tahminimden daha iyi karşıladı. Ona kafa tutmak niyetinde değildim. Tek istediğim kendi ayaklarım üzerinde durabilmekti, onun omuzlarında değil. Belki o da bunun farkındaydı: Mesai konusunda olur dedi ve maaş konusunu görüşeceğimizi söyledi. Öfkelenmiş, ama aynı zamanda da gururlanmış gibiydi.”
Ya gücünü ortaya koyacak ya da ilişkisini koruyacaktı. Babasının onun onaylamayacağından korktuğu için gücünü yıllarca geri plana atmıştı. Sineye çekmiş ve sakınmıştı. Oysa babasına Hayır dediğinde, hem gücünü gösterebileceğini, hem de ilişkisini koruyabileceğini fark etti. İşte Pozitif Hayır’ın özünde yatan şey budur.
Hayır demek, her şeyden önce kendinize Evet demek ve sizin için önemli olanı korumaktır. Selim, kendisini harekete geçiren güdüyü şöyle anlatmıştı: “Her ne kadar düşüncelerine önem versem de, bunu babamdan belli bir yanıt almak için yapmadım. Yaptım, çünkü eğer şimdi konuşmazsam kendime olan saygımı yitiririm, diye düşündüm!” Selim’in babasına söylediği ilk Evet şuydu: “Baba, ailemin bana ihtiyacı var ve tatillerimi onlarla birlikte geçirmek istiyorum.” Ardından Selim,sınırlarını net bir biçimde çizen gerçekçi bir Hayır ile devam etti: “Bundan sonra hafta sonları ve tatillerde çalışmayacağım.” ve konuşmasını Evet ile sonlandırdı: “Ben ailemle daha fazla vakit geçirirken, ofisteki işlerin aksamaması için yeni bir ayarlama yapmamız gerekiyor.”
Pozitif Hayır’ın kilit noktası saygıdır. Pozitif Hayır’ı, sineye çekmeden ayırt eden özellik, kendinize ve sizin için önemli olan şeylere gösterdiğiniz saygıdır. Pozitif Hayır’ı saldırıdan ayırt eden özelik, karşınızdakinin talebine ya da ricasına Hayır derken bile ona saygı gösteriyor olmanızdır. Pozitif Hayır her zaman işe yarar,çünkü Selim’in dediği gibi, başkasının omuzlarında değil, kendi ayaklarınız üzerinde durursunuz.



Pozitif Hayır, bir ağaca benzetilebilir.Ağacın gövdesi Hayır’ınız gibidir, düz ve sağlam. Ancak tıpkı gövdenin, ağacın yalnızca bir bölümü olduğu gibi Hayır’ınız da, Pozitif Hayır’ın yalnızca orta kısmını oluşturur. Gövdenin yükseldiği ağacın kökleri ilk Evet’inizdir; sizi ayakta tutan, çıkarlarınızı güçlendiren bir Evet. Ağacın gövdesinden çıkan dallar ve yapraklar ikinci Evet’inizidir; olası bir anlaşmaya ya da ilişkiye uzanan bir Evet. Meyve, arayıp bulmaya çalıştığınız olumlu sonuçtur.
Pozitif Hayır’ın üç büyük armağanı, istediğinizi yaratmanız, değer verdiğinizi korumanız ve işe yaramayan şeyleri değiştirmenizdir.



Hayır derken nelere dikkat edeceğiz?
Mola vermek: Öncelikle düşünebilmek için kendinize zaman yaratmanız, mola vermeniz gerekir. Örneğin karşınızdaki kişi sizden istenmedik bir talepte bulunursa, ona şöyle diyebilirsiniz:
· Üzgünüm ama şu an bu konuyu konuşmak için uygun bir zaman değil. Öğleden sonra görüşelim.
· Bu konu üzerinde düşünmeme izin ver, yarın sana dönerim.
· Önce bir telefon görüşmesi yapmam gerek.
Eğer karşınızdaki hücuma geçerse şöyle cümleler kullanabilirsiniz:
· Biraz ara verelim isterseniz?
· Beş dakika mola.
· İzin verir misin? Bir bardak çay içsem iyi olacak.



Duygularınıza kulak verin: Tepki vermemenize neden olan, olumsuz duygularımızdır. Korku ve suçluluk sineye çekmemize ya da sakınmamıza, öfke ise saldırmamıza neden olur. Olumsuz duygularımızla başa çıkmamızın en etkili yolu onları dışa vurmak değil, onlara kulak vermektir.



Üç yaşındaki küçük kızını yuvaya göndermekte büyük zorluklar çeken bir aileyi ele alalım. Okula gitme saati geldiğinde, kız kendini yerden yere atmaya başlıyor ve evde kalmak için elinden geleni yapıyordu. Annesi etkili bir biçimde Hayır demesini bilmiyordu. Kendini üzgün, korkmuş, suçlu, öfkeli ve düş kırıklığına uğranış hissediyor ve şiddetli ısrar ile (saldırı), kızının öfke nöbetlerine teslim olma (sineye çekme)arasında gidip geliyordu.


Bir gün anne farklı bir yol denedi. Hayır’ını hazırlamak için kendine zaman ayırıp, duygularını yakın bir arkadaşı ile paylaştı. Arkadaşının yardımıyla endişelerinin izini sürüp, sevgiye ve sahiplenmeye olan kişisel gereksinimini ortaya çıkardı. Çocuğunu okula gönderme konusundaki kaygısının, çocukluğunda kendi annesi tarafından terk edilme korkusundan kaynaklandığını fark etti. Çocuğunu çok sevdiğini hatırlayıp, okula göndermenin onu bir terk etme şekli olmadığını kavradığında rahatladı ve endişelerinden arındı. Ertesi sabah, kızının evde kalma ısrarlarına kısaca Hayır dedi: “Bugün okula gideceksin.” Hiç tereddüt, hiçbir öfke içermeyen, doğal bir ifadeydi. Şaşırtıcı olan şey,kızının direnmeyişi ya da olay çıkarmayışıydı. Kızı sessizce ve istekle okula gitti.
Gereksinimlerinizi ve çıkarlarınızı açığa çıkarın: Örneğin, ofisinizdeki iş arkadaşlarınıza sigara içmeleri konusunda Hayır demek durumundaysanız, bu olaydaki çıkarınız temiz havaya duyduğunuz ihtiyaç ve sağlıklı akciğerlere sahip olma arzunuzdur.
İhtiyaçlar, insan davranışlarını tetikleyen temel güdülerdir. İnsanların en temel beş ihtiyacı şunlardır: Fizyolojik gereksinimler (yiyecek, su, cinsellik, uyku gibi), güvenlik gereksinimi (iş,etik, aile, sağlık gibi), ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık,aile, cinsel yakınlık gibi), saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven,başarı, başkalarına saygı gibi), kendini gerçekleştirme gereksinimidir(yaratıcılık, gerçeklerin kabulü gibi).



İnsani ihtiyaçlar gündelik davranışlarımızın temelini oluşturur. Patronunuzun, üst üste üç hafta sonu çalışmanızı istediğini düşünün. Ona artık Hayır demek istiyorsunuz, çünkü hafta sonu eşinizle bir tatil programı ayarladınız. Amaçlarınız, gayet iyi bildiğiniz gibi tatile gitmek, planlarınıza uymak ve aşırı bir iş yükünün altında ezilmemek. Ancak bunların altında yatan temel ihtiyaçlara inebilmek için, ona gerçekten neden Hayır demek istediğinizi sorgulamalısınız. Kısa bir tatile çıkıp iş ortamından uzaklaşma amacınızın altında evlilik bağınızı güçlendirme amacı yatmaktadır aslında, bu ihtiyaç tam da ait olma ve sevgi ihtiyacıdır. Size yüklenen onca işin sorumlusu olan patronunuza içerlemenizin altında yatan ise, temel saygı ihtiyacıdır.



Bir B Planı oluşturun: Diğeri Hayır’ınızı kabul etmezse eğer, istek ve gereksinimlerinize ulaşmanın en kola yolu bir B planı oluşturmaktır. Örneğin,eğer sizi mantık dışı taleplerle zorlayan bir müşterinize Hayır diyorsanız, planınız yeni bir müşteri bulmak ya da bir çıkar yol bulunabilmesi açısından, sorunu patronunuza yansıtmak olabilir.
“Hakkını ararken tıpkı bir ağaç gibi ol. Dimdik dur, yere sağlam bas,yerden yüksel. Mutluluk rüzgarı ile salın. Ve sükûneti tanı.” Ormancı RichardSt. Barbe Baker’ın mezar taşındaki yazı.
Hakkınızı ortaya koyan açıklamalar kullanın: Hakkınızı ortaya koyan açıklamalar ile gerçekleri ortaya koyanlar birleştirilebilir:
· Gerçekleri tanımlayın: “X olayı olduğunda…”
· Duygularınızı belirtin “Ben Y hissettim…”
· Hakkınızı belirleyin: “Çünkü Z istiyordum (ya da Z’ye ihtiyacım vardı)”
Hayır dediğinizde, korku ve pişmanlık önünüze birer engel olarak çıkar. Evet’inizi belli etmeniz, Hayır’ınızı olumlu niyetinizin gücüyle desteklemek ve endişelerinizi ortaya koymak konusunda ne kadar kararlı olduğunuzu göstermenizi sağlar.
Kullandığınız sözlere dikkat edin: “Yemeğimi asla beğenmiyorsun. Ne pişirirsem pişireyim, hiçbiri senin damak zevkine uymuyor!” Asla, hiçbiri, her zaman, her şey sözcüklerine dikkat edin. Bu genellemeler iletişimi güçleştirir. Örneğin, “Geçen akşam senin için pişirdiğim yemeği köpeğe verdiğini gördüm ve bu akşam da aynı şeyi yapıyorsun. Duygularım incindi.” Bu tür yargısız konuşmalar, alaycı değildir, doğal biçimde dile getirilmiştir, karşı taraftan çok farklı ve tartışmayı çözümleyici bir yanıt almanıza yardımcı olur. Kısacası, diğerlerini suçlamamak ve utandırmamak çok önemlidir. Gerçekleri açıkça dile getirin, ama bunu acımasızca yapmayın. Saldırınızı soruna yönlendirin, kişiye değil. Aklınızdan geçeni söyleyin, söylediklerinize içtenlikle inanın, ama sözleriniz kötü niyetli olmasın.



Pozitif Hayır’ı dile getirmek,hiç kuşkusuz ir cesaret, öngörü, duygudaşlık, metanet, sabır ve ısrarcılıkişidir. Ama günlük yaşantımızda, bunu başarmamamız için hiçbir neden yoktur vekarşılığında alacağımız ödül çok büyüktür.



Hayır’ı iyileştirerek ve onu Evet ile evlendirerek, hem kendimiz hem de çevremizdekiler için daha iyi bir yaşam sağlayabiliriz.



Hayır demek ve Evet’e ulaşmak arasında bir karar vermek zorunda değilsiniz. Her ikisini de yapabilirsiniz.Hayır’ı olumlu bir biçimde söyleyebilirsiniz. Hepinize, kendinize karşı dürüst, başkalarına karşı ise saygılı olabileceğiniz türden bir başarı diliyorum.

William Ury, Pozitif ‘Hayır’ın Gücü, Hayır diyerek Evet’e Ulaşmanın Yolu.


Uzman Psikolog & Aile Danışmanı

Gözde Emik
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hayır Diyebilmek" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Gözde EMİK AKSOY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Gözde EMİK AKSOY'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Gözde EMİK AKSOY Fotoğraf
Uzm.Psk.Gözde EMİK AKSOY
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi162 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Gözde EMİK AKSOY'un Makaleleri
► Hayır Diyebilmek Psk.S.Berna EYGÜN
► " Hayır " Diyebilmek Psk.Sena TUNÇ
► Hayır Diyebilmek Mümkün Psk.Damla KANKAYA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Hayır Diyebilmek' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Öğrenilmiş İyimserlik Temmuz 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:41
Top