2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukluk Çağı ve Ergenlik Dönemi Depresyonlarında Risk Etmenleri
MAKALE #10844 © Yazan Prof.Dr.Fevziye TOROS | Yayın Nisan 2013 | 5,417 Okuyucu
Çocukluk Çağı ve Ergenlik Dönemi Depresyonlarında Risk Etmenleri



RISK FACTORS OF DEPRESSION IN CHILDHOOD AND ADOLESCENCE



Fevziye TOROS*
* Yrd.Doç.Dr., Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, MERSDN



Özet



Depresif bozukluklar majör depresif bozukluğu (unipolar depresyon), distimik bozukluğu (süregen, hafif depresyon) ve bipolar bozukluğu (mani-depresyon) içerir. Çocukluk döneminde depresif bozuklukların kız ve erkeklerde görülme riski esit oranlarda iken ergenlik dönemi boyunca kızlardaki risk erkeklerden iki kat daha fazladır. Çocukluk dönemi baslangıçlı depresyonu olanların ailelerindeki depresyon öyküsü, ergenlik ve eriskinlik dönemi baslangıçlı depresyonlara göre daha fazladır ve depresyonu olan çocukların ailelerindeki depresyonlar da daha erken baslangıçlıdır. Çocuklardaki ve ergenlerdeki depresyon için diğer risk faktörleri; kisilerarası ve psikososyal zorluklar, zayıf okul basarısı, gelir düzeyinin düsük olması gibi stresler, sigara içilmesi ve bağımlılık yapıcı diğer maddelerin kullanımı, anne ve babanın veya sevilen birinin kaybı, romantik bir iliskinin sona ermesi, dikkat, davranım ve öğrenme bozuklukları, diyabet gibi kronik hastalıklar, psikolojik kötüye kullanım ve ihmal, doğal afetler gibi diğer travmalardır. Depresif çocuklarda ve ergenlerde okul basarısızlığı ve özkıyım oldukça yüksek oranlardadır. Bu nedenle acil profesyonel yardım sıklıkla gerekir.



Anahtar Kelimeler: Depresyon, Çocuklar ve ergenler, Risk etmenleri



Summary



Depressive disorders, which include major depressive disorder (unipolar depression), dysthymic disorder (chronic, mild depression), and bipolar disorder (manic-depressive). In childhood, boys and girls appear to be at equal risk for depressive disorders; but during adolescence, girls are twice as likely as boys to develop depression. Children who develop major depression are more likely to have a family history of the disorder, often a parent who experienced depression at an early age, than patients with adolescent or adult-onset depression. Adolescents with depression are also likely to have a family history of depression, though the correlation is not as high as it is for children. Other risk factors for depression in children and adolescents are stresses (such as interpersonal and psychosocial difficulties, poor school performance, low income families), cigarette smoking, substance abuse, a loss of parent or loved one, break-up of a romantic relationship, attentional, conduct or learning disorders, chronic illnesses, such as diabetes, emotional traumas, including natural disasters. The risk of school failure and suicide is quite high in depressed children and adolescents, promt referral or close collaboration with a mental health professional is often necessary.



Key Words: Depression, Children and adolescents, Risk factors



Çocuklardaki karamsarlık ve umutsuzluk 17. yüzyılda doktorların dikkatini çekmeye baslamış ve 19. yüzyılın ortalarından itibaren artan sıklıkta çocuklar ve ergenlerde depresyon olguları bildirilmistir (1). Günümüzde çocuklar ve ergenler arasında depresyon oldukça yaygın olarak görülmektedir. Ergenlik öncesi dönemde kız/erkek görülme oranı 1/1, ergenlik döneminde ise 2/1’dir (2-5). Amerika’da yapılan epidemiyolojik çalısmalarda okul öncesi çocuklardaki depresyon sıklığı %0.9, okul çağı çocuklarında %1.9 ve ergenlerde %4.7 olarak bildirilmistir (1,3). Yapılan diğer çalısmaların sonucunda da çocuklarda ve ergenlerde depresyon görülme sıklığının %0.4 ile %55.7 arasında değistiği saptanmıstır. Bu farklılığın, çalısmalarda kullanılan tanı yöntemlerinden ve incelenen örneklem grublarındaki özelliklerden kaynaklandığı bildirilmektedir (6). Kessler ve ark., tüm yasam boyu ortaya çıkması olası depresyonun %25’inin ergenlik döneminde meydana geldiğini bildirmislerdir (7). Çalısmalarda ergenlik döneminde depresyonun görülme sıklığının yaş ile birlikte arttığı da bildirilmektedir (2,6). Ergenlik dönemi bir karmasa (turmoil) dönemidir ve çocukluk dönemiyle karsılastırıldığında ruh sağlığı sorunları genellikle artış gösterir. Bu dönemde en sık görülen ruh sağlığı sorunlarından biri olan depresyonun bir takım değiskenlerle iliskili olduğu saptanmıstır (8). Bunlar ailesel, çevresel, psikososyal ve tıbbi etmenler olarak belirlenebilir. Ailesel Risk Etmenleri Duygulanım bozukluklarında genetik geçiş etyolojide önemli bir yer alır. Anne ve babanın birinde duygulanım bozukluğu var ise çocukta depresyon görülme riski %27-30, hem anne hem de babada duygulanım bozukluğu var ise çocukta depresyon görülme riski %50-75’ dir. Depresif bozukluğu olan çocuk ve ergenlerin anne ve babalarındaki depresyonun da genellikle erken baslangıçlı olduğu saptanmıstır (4,9). Klein ve ark., majör depresyonu olan ergenlerin akrabalarında majör depresyon ve alkol bağımlılığının daha sık olduğunu bildirmislerdir (10). Weissman ve ark., depresyonlu anne ve babaya sahip olan çocukları 20 yasına kadar izlemisler ve bu çocukların %50’ sinin majör depresyon atağı geçirdiğini saptamıslardır. Parçalanmış aile, anne ve/veya babanın ölümü, kalabalık ailede yasama, düsük sosyoekonomik düzey (SED), kendisinin ve/veya kardesinin bağımlılık yapıcı madde kullanımının olması depresyonun gelismesi için risk etmenleridir. Lloyd 1980’de, çocukluk döneminde anne ve/veya baba- nın kaybının (ölüm ya da bosanmadan dolayı) çocuklardaki depresyon riskini 2-3 kat arttırdığını bildirmistir (11-13). Goodman ve ark., 55 majör depresyonu, 22 distimik bozukluğu ve 16 majör depresyon ile birlikte estanı olarak distimik bozukluğu olan çocuklar ve ergenlerde çalısma yapmıslar. Çalısmanın sonucunda depresyon ile birlikte estanı olarak distimik bozukluğu ve ailede depresyon öyküsü olanlarda depresyonun daha siddetli seyrettiğini bildirmislerdir (14). Wals ve ark., 86 bipolar bozukluğu olan anne ve/veya babanın yasları 12-21 arasında değisen 140 çocuğunu incelemisler, 58’inde bazı ruhsal sorunların olduğunu, ayrıntılı olarak 19’ unda duygudurum bozukluğu (4’ünde bipolar bozukluk, 3’ünde majör depresif bozukluk, 6’sında distimik bozukluk, 2’sinde siklotimik bozukluk, 4’ünde depresif belirtiler ve bulgular ), 11’inde anksiyete bozukluğu, 6’sında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), 4’ünde yıkıcı davranış bozukluğu, 8’inde madde kullanımı bozukluğu ve 10’unda da diğer ruhsal sorunlar saptamıslardır (15). Robertson ve Simons ergenlerin anne ve babaları tarafından reddedildiklerini algılamalarının, depresyonu hem doğrudan, hem de benlik saygısını düsürerek dolaylı olarak arttırdığını saptamıslardır (16). Reinz ve ark., Mesman ve ark. ve Spencer ve ark., düsük SED, kalabalık ailede yasama, genç anne ve babaya sahip olma, anne ve babanın bosanmış olması veya ayrı yasaması, anne, baba ve kardeslerde depresyon ve/veya alkol-madde bağımlılığı öyküsünün olması, çocukta ve ergende DEHB ve anksiyete bozukluğunun olması, akranlar ile sorunlar yasanması ve saldırgan davranısların belirgin olması durumlarda çocuk ve ergenlerde depresyon riskinin arttığını saptamıslardır (17-19). Çevresel ve Psikososyal Risk Etmenleri Stres dolu yasam olayları (fiziksel cezalandırmalar, anne-baba-çocuk arasında güvensiz bağlanma, fiziksel ve cinsel ihmal ve kötüye kullanım, romantik iliskinin bitmesi gibi) çocukluk çağının her döneminde depresyon, zayıf okul basarısı gibi çesitli ruhsal sorunlara yol açabilir (18,20). Çocuk ve ergenlerdeki güvensizlik hissi ve düsük benlik saygısı, akranları ve/veya kardesleri arasında popüler olamama, arkadaş ve/veya öğretmen iliskilerinde sorunlar yasanması ve önceden bir depresyon atağının geçirilmiş olması çocuk ve ergenlerde depresyon görülme riskini arttırmaktadır (2,21). Durant ve ark., 722 orta birinci sınıf öğrencisinde fiziksel siddete maruz kalanlarda, hedeflerine ulasmak ve sorunlarını çözmek için siddete basvuran, saldırgan davranısı ve madde bağımlılığı olan (alkol, sigara gibi) ergenlerde depresyon gelisme riskinin arttığını ve depresyonun siddetinin artması ile bu davranış ve alıskanlıkların görülme olasılığının da arttığını saptamıslardır. Bu ergenlerde depresyon dısında umutsuzluk, hayatta ulasmak istedikleri hedeflerinde azalma ve diğer ruhsal travmalar daha sık bulunmustur (2). Finzi ve ark., 6-12 yaslar (41’i fiziksel istismara, 38’i fiziksel ihmale uğrayan ve 35’inde fiziksel ihmal ya da istismar belirlenmeyen) arasındaki 114 çocuk ve ergende, fiziksel istismara uğrayan grupta depresyon belirti, bulgularının ve özkıyım girisiminin diğer iki gruba göre çok daha fazla olduğunu bildirmistir (22). Deprem ve sel gibi doğal afetler de depresyon gelismesinde önemli risk etmenleridir (20). Rutter ve ark. da stresli yasam olaylarının (sel, deprem gibi) çocuklarda ve ergenlerde depresyon gibi ruhsal sorunların olusmasında önemli risk etmeni olduğunu bildirmistir (23). Harrison ve ark., 11-16 yaslar arasındaki 1746 ortaokul ve lise öğrencisinde yaptıkları bir arastırmada, %77.6’sının yakınlarının veya evcil hayvanlarının ölümünden sonra yas veya depresyon yasadıklarını bildirmislerdir (24). Flament ve ark. da depresyonu olan 11-22 yaslarındaki ergenlerde anksiyete bozukluğu, özkıyım girisimi ve alkol zehirlenmesinin depresyonu olmayanlardan daha sık meydana geldiğini ve bunların da depresyon olusmasında birer risk etmeni olabileceğini vurgulamıslardır (25). Kessler ve ark., 5721 ortaokul öğrencisinde yaptıkları arastırmada depresif semptomlar ile bağımlılık yapıcı madde kullanımı arasında pozitif bir iliski saptamıslardır (7). Wells ve ark., ergenlerde sigara kullanımı ile depresyon arasında pozitif bir iliski olduğunu saptamıslardır. Pullen ve ark. da 15-16 yaslarındaki 217 ergende depresyonun görülme sıklığının yaş ile arttığını, sigara kullanımının artısı ile depresyon görülme arasında pozitif bir iliski olduğunu bildirmislerdir (11,26). Amerika’da, ergenlerin yaklasık olarak %10’unda cinsel kimlik bozukluğunun olduğu bildirilmektedir. Feldman ve ark., cinsel tercihleri ile ilgili çeliskiler yasayan ergenlerde depresyon, T Klin J Psychiatry 2002, 3 alkol ve diğer bağımlılık yapıcı madde kullanma, özkıyım girisiminde bulunma, okuldan kaçma gibi ruhsal sorunların daha sık görüldüğünü bildirmistir (9). Egeland ve ark., eriskin dönemde bipolar bozukluğu olanların %59’a kadar varabilen oranlarda semptomlarının çocukluk ve ergenlik döneminde baslamasından yola çıkarak, 32 erkek ve 26 kadın bipolar bozukluğu olan hastada geriye dönük bir arastırma yapmıslardır. Bu hastaların özgeçmisinde sırayla en sık depresif duygu durumu (%56-%50, E/K) olmak üzere, yorgunluk, öfkeyi kontrol edememe ve tartısmaya yatkın olma, azalmış uyku isteği, sık ağlama, telaslı ve kaygılı olma, somatik sikayetler, inatçılık, kendini üstün görme, suçluluk, asırı hassasiyet gibi semptomların olduğunu saptamıslardır (27). Çocuklar ve ergenlerde anksiyete bozukluğu, distimik bozukluk, davranım bozukluğu, karsı gelme-karsıt olma bozukluğu gibi diğer psikiyatrik sorunların olduğu durumlarda depresif belirti ve bulguların görülme riski artmaktadır. Kovacs ve ark., ergenlik öncesi dönemde depresyonu olan çocuklarda eshastalanım oranının %79 olduğunu saptamıslardır (%38 distimi, %33 anksiyete bozukluğu, %7 davranım bozukluğu). Kashani ve Sherman, depresyonu olan ergenlerde yaptıkları bir arastırmada olguların %75’inde anksiyete bozukluğu, %50’sinde karsı gelme-karsıt olma bozukluğu, 33’ünde davranım bozukluğu, %25’inde alkol ve %25’inde ilaç bağımlılığı olduğunu bildirmislerdir (28). Distimik bozukluk ergenlik öncesi dönemdeki çocuklarda %0.6-1.7 oranında, ergenlik döneminde ise %1.6-8 oranında görülmektedir. Distimik bozukluğun daha sonraki dönemde duygulanım bozukluğu için bir risk etmeni olusturduğu bildirilmektedir (2). Roberts ve ark., fatalist (kaderci), karamsar, düsük benlik saygısı, daha az sosyal desteğe sahip olan ve daha çok strese maruz kalan ergenlerde depresyonun daha sık görüldüğünü; kızların erkeklere göre daha kaderci olduğunu ve kızlarda depresyonun daha yüksek oranlarda bulunduğunu saptamıslar. Ayrıca kaderci olmak ile, streslerle mücadele etme yeteneğinin azaldığını, dolayısıyla streslerle baş edebilme olasılığının da düstüğünü ve depresyon gelisme riskinin arttığını vurgulamıslardır (29). Benzer sekilde yapılan diğer çalısmalarda da düsük benlik saygısının depresyon için bir risk etmeni olduğu bildirilmistir (30,31). Ergenlik döneminde depresyon bir kez düzeldikten sonra tekrar görülme olasılığı %60 ile 80 arasında değismektedir. Bu nedenle geçirilmiş depresif bozukluk da önemli bir risk etmenidir (32). Tıbbi Etmenler ve Dlaçlar Hangi yaş grubunda olursa olsun çocuk ve ergenlerde depresif belirti ve bulgulara yol açabilecek organik (bedensel) bozukluklar ve etmenler gözden kaçırılmamalıdır. Okul öncesi çocuklarda özellikle santral sinir sistemi malign hastalıkları ve lösemi depresif belirti ve bulgulara yol açabilmektedir. Çocuklar ve ergenlerdeki diğer organik hastalıklardan enfeksiyöz mononukleozis, influenza, ensefalit, subakut bakteriyel endokardit, pnömoni, tüberküloz, hepatit, merkezi sinir sistemini tutan sifiliz ve AIDS gibi enfeksiyon hastalıkları; tümörler, epilepsi, subaraknoid kanama, serebrovasküler hastalıklar, multipl skleroz, Huntigton hastalığı gibi nörolojik hastalıklar; diabet, Cushing hastalığı, Addison hastalığı, hipotroidizm, hipokalsemi, hipopituarizm gibi endokrin sistemle ilgili hastalıklarda depresif belirti ve bulgular görülebilir (2, 33,34). Elektrolit anormallikleri (hipokalemi, hiponatremi, üremi gibi), anemi, sistemik lupus eritematozis, Wilson hastalığı, porfiri gibi sistemik hastalıklarda da depresyon olusabilir (2,28). Antihipertansif ilaçlar (klonidin, propranolol gibi), barbitüratlar, benzodiazepinler, kortikosteroidler, oral kontraseptifler, simetidin, aminofilin, antikonvülzanlar, dijitaller, tiazid grubu diüretikler, psikostimülanlar, kokain ve ketamin gibi ilaçların kullanımında ve bağımlılık yapıcı ilacın kesilme durumunda (kokain, amfetamin gibi) depresyon ve/veya duygudurum değisiklikleri olusabilir (2,34). Sonuç Depresyon, çocukluk çağında daha seyrek görülmesine rağmen ergenlikte yasla beraber görülme sıklığı artmaktadır. Çocuk ve ergenlerde görülen depresyonda ailesel etmenler, çevresel etmenler, tıbbi etmenler ve ilaçlar önemli rol oynamaktadır. Bu nedenlerden dolayı depresyon tedavisinden olumlu sonuçlar alınabilmesi ve depresyonun yinelemesini önlemek için risk etmenlerinin ayrıntılı öykü ve gerektiğinde organik incelemelerle (kan, görüntüleme yöntemleri gibi) belirlenmesi ve daha sonra tedavinin baslanması oldukça önemlidir.



KAYNAKLAR
1. Tanrıöver S. Depresyon. III. Anadolu Psikiyatri Günleri.
In: Bekaroğlu M, ed. Çocukluk çağı depresyonunda tarihsel geçmis. Trabzon: Karadeniz Ruh Sağlığı Derneği 1995;2:306-31432.

2. Sung E, Son M. Depression in children and adolescents. American Family Physician 2000; 62(10): 2297-308.
3. Harrington R. Affective disorders. In: Rutter M, Taylor E, Hersov L, eds. Child and Adolescent Psychiatry. Modern Approaches). Oxford, Blackwell Science, 1995: 330-50.
4. Birmaher B, Ryan ND, Williamson DE, et al. Childhood and adolescent depression: a review of the past 10 years. Part I. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 1996; 35(11): 1427-39.
5. Ward RK, Eyler AE, Makris GR. Evaluatıon and management of depressive illness in adolescence. Clinics in Family Practice 2000; 2(4): 251-60.
6. Öy B. Çocuk ve ergenlerde depresyon epidemiyolojisi ve risk etkenleri. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 1995; 2(1):40-45.
7.Kessler RC, Avenevoli S. Mood disorders in children and adolescents: an epidemiologic perspective. Biol Psychiatry 2001; 49(12): 1002-4.
8. Eskin M. Ergen ruh sağlığı sorunları ve intihar davranıslarıyla iliskileri. Klinik Psikiyatri 2000; 3:228-34.
9. Feldman E. Risks, resilience, prevention. The epidemiology of adolescent health. Clinics in Family
Practice 2000; 2(7): 230-5.

10. Harington R. Adolescent depression. Same or different? Arch Gen Psychiatry 2001; 58:21-22.
11. Wells VE, Deykin EY, Klerman GL. Risk factors for depression in adolescence. Psychiatric Development 1985; 3(1):83-108.
12. Lewinsohn DM, Rohde P, Seeley JR. Major depressive disorder in older adolescents: prevalence, risk factors, and clinical implications. Clin Psychol Rev 1998; 18(7): 765-94.
13. Güney M. Ergenlik dönemi depresyonları. Psikiyatri Dünyası 1998;2:41-4.
14. Goodman SH, Stone MS, Lahey BB, et al. Major depression and dysthmia in children and adolescents: discriminant validity and differential consequences in a T Klin Psikiyatri 2002, 3
ÇOCUKLUK ÇAĞI VE ERGENLDK DÖNEMD DEPRESYONLARINDA RDSK ETMENLERD Fevziye TOROS community sample. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 2000; 39(6): 761-70.

15. Walls M, Hillegers MHJ, Reichart CG, et al. Prevalence of psychopathology in children of a bipolar parent. J Am Acad of Child Adolesc Psychiatry 2000; 40(9): 1040-5.
16. Robertson JF, Simons RL. Family factors, self-esteem and adolescent depression. J Mar Family 1989; 51:125-38.
17. Reinherz HZ, Giaconia RM, Hauf Carmola AM, et al. General and specific childhood risk factors for depression and drug disorders by early adulthood. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 2000; 39(2): 223-31.
18. Mesman J, Koot HM. Early preschool predictors of preadolescent internalizing and externalizing DSM-IV diagnosis. J Am Acad of Child and Adolesc Psychiatry 2001; 40(9): 1029-36.
19. Spencer T, Biederman J, Wilens T. Attention-deficit/ hyperactivity disorder and comorbidity. Ped Clin North Am 1999; 46(5):915-27.
20. Krug EG, Kresnow M, Peddicord JP, et al. Suicide after natural disasters. N Engl J Med 1998; 338(6): 373-8.
21. King NJ, Bernstein GA. School refusal in children and adolescents: a review of the past 10 years. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 2001; 40(2): 197-205.
22. Finzi R, Ram A ve ark. Depressive symptoms and suicidality in phsically abused children. Am J Ortopsychiatry 2001; 71(1): 98-107.
23. Rutter M, McGuinness D, Pickles A, et al. Do High-treat life events really provoke the onset of psychiatric disorder in children?. J Clin Psychol. Psychiat 2001; 42(4):523-32.
24. Harrison L, Harrington R. Adolescents bereavement experiences, prevelance, association with depressive symptoms, and use of services. J Adolesc 2001; 24(29): 159-69.
25. Flament MF, Cohen D, Choquet M, et al. Phenomenology, psychosocial correlates, and treatment seeking in major depression and dysthymia of adolescence. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 2001; 40(9): 1070-8.
26. Pullen LM, Modrcin-McCarthy MA et al. Adolescent depression: important facts that matter. J Child Adolesc Psychiatry Nurs 2000; 13(2): 69-75.
27. Egeland JA, Hostetter AM, Pauls DL, et al.Prodromal symptoms before onset of manic-depressive disorder suggested by first hospital admission histories. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 2000; 39(10): 1245-52.
28. Weller E, Weller R. Mood disorders. In: M Lewis, ed. Child and Adolescent Psychiatry. A Comprehensive Textbook). Philadelphia, Williams&Wilkins, 1996: 65065.
29. Roberts RE, Roberts CR, Chen IG. Fatalism and risk of adolescent depression. Psychiatry 2000; 63(3): 239-50.
30. Çuhadaroğlu F. XXIII. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalısmaları. Adolesanlarda öz değerlilik duygusu ve çesitli psikopatolojik durumlarla iliskisi, Dstanbul: 486-93.
31. Çetin M, Sürmeli A, Burkovik Y. XXVII. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Yayınlar Kitabı. In: Liseli adolesanların benlik saygılarını ve ruhsal durumlarını etkileyen faktörlerin arastırılması. Dzmir: 17-22.
32. Turgay Atilla. Psikiyatri Temel Kitabı Cilt 2. Güleç Cengiz, Köroğlu Ertuğrul, ed. Çocukluk döneminde duygudurum bozuklukları ve intihar. Ankara: Hekimler Yayın Birliği 1998: 1177-94.
33. Kovacs M. Psychiatric disorders in youth with IDDM: Rates and risk factors. Diabetes Care 1997; 20(1):36-44.
34. Özatalay E. Çocuk ve ergenlik depresyonunda ayırıcı tanı. Bekaroğu M,ed. Depresyon III. Anadolu Psikiyatri Günleri. Karadeniz Ruh Sağlığı Derneği, 1995: 321-6.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocukluk Çağı ve Ergenlik Dönemi Depresyonlarında Risk Etmenleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Fevziye TOROS'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Fevziye TOROS'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fevziye TOROS Fotoğraf
Prof.Dr.Fevziye TOROS
İçel (Mersin)
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Fevziye TOROS'un Makaleleri
► Çocukluk ve Ergenlik Çağı Kanserleri Prof.Dr.Rejin KEBUDİ
► Çocukluk Çağı Kanserleri Prof.Dr.Bilgehan YALÇIN
► Çocukluk Çağı Travmaları ve Emdr Doç.Dr.Alişan Burak YAŞAR
► Çocukluk Çağı Beyin Tümörleri Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocukluk Çağı ve Ergenlik Dönemi Depresyonlarında Risk Etmenleri' başlığıyla benzeşen toplam 91 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:03
Top