2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Türkiye'de İç Göç ve Göç Eden Aileler Sorunları
MAKALE #11090 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Haziran 2013 | 8,768 Okuyucu
Göçün temel sebebi nedir?

İnsan doğup yaşadığı yerde sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Eğer temel ihtiyaçlar tatmin olmuyorsa göç olgusu oluşmaya başlıyor.

Türkiye’de iç göçün boyutları nedir?

1927 senesinde Türkiye 13 milyon nüfusa sahip bir ülke iken, nüfusun %75’inin kırsal kesimde %25’inin ise şehirlerde yaşadığı; yıl 2012 nüfus yaklaşık 76 milyon ve bu oranın tam tersine döndüğü nüfusun %24’ünün kırsal kesimde yaşadığı %76’sının ise şehirlerde yaşadığı görülmektedir. Bu istatistik Türkiye’de göç olgusunun ne ciddi boyutlarda olduğunu gözler önüne sermektedir.

Daha çok hangi bölgelerden nereye göç alınıyor?

Göç kırsal kesimden şehre doğru; yani doğudan batıya doğru bir yön çizmekte, başta Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri olmakla birlikte tüm bölgeler sanayide kalkınmış, eğitim, sağlık ve iş imkanlarının daha iyi durumda olduğu öncelikle İstanbul, Ankara, İzmir, Adana; Bursa…gibi büyük şehirlere göç vermekte, bununla birlikte başka iller de göç almaktadır. Bunun bölgesel olarak incelenmesi gerektiğini düşünüyorum; çünkü her bölgeye ait sebeplerin farklı olduğu kanısındayım.

Nüfusun çoğunu çocuklar oluşturuyor. Peki, göç sorununda çocukların yeri nedir?

0-14 yaşlar arasını çocuk olarak kabul edecek olursak, göç eden kesimin % 60’ının çocuk olduğu görülür ki, göçten en çok çocuklar etkilenmektedir. Nihayetinde göç etmeye karar veren babadır ve çoğunlukla annenin fikri bile alınmazken, çocuğa danışılmaksızın bu eylem gerçekleşmekte ve çocuk yaşıyla orantılı olarak yeni yere adaptasyon sorunu yaşamaktadır.

Aileleri göçe iten sebepler nelerdir?

Aileleri göçe iten sebepleri iyi incelemek gerekiyor. Göçe iten sebepleri İtici Sebepler ve Çekici Sebepler olarak ayırdığımız gibi göçleri de Gönüllü ve Zorunlu Göç başlıkları altında ayrı ayrı inceleyebiliriz.

Kişileri göçe iten sebepler: Örneğin bulunduğu yerde doktor, sağlık ocağı, hastane gibi sağlık hizmetleri yeterli değilse, ikamet ettiği yerde ortaokul, lise, üniversite gibi eğitim kurumları yoksa ya da ikamet ettiği yerde iş imkanları yetersiz, iş bulmak zor ve evin reisi vaktinin çoğunu kahvehanelerde geçirmek zorunda kalıyorsa… bunlar şehre onu iten sebeplerdir; çünkü şehrin olanakları daha fazla. Şehirlerde sosyal olanaklar, ekonomik olanaklar, iş bulma imkanının fazla olması, eğitim fırsatları ve sağlık hizmetleri daha iyi olması…gibi sebepler de kişileri şehirlere çeken sebeplerdir. Küçük yerlerde birçok imkan kısıtlı, şehirlerde ise seçenek çok fazla. Örneğin bir köy yerinde ihtiyaç duyduğun herhangi bir malzemeyi ya da yiyeceği almak için çok uzaklara gitmek zorunda kalınabilirken şehirlerde alışveriş merkezlerinin çokluğu, adım başı market bulunması kişilerin yaşamını kolaylaştırmaktadır. Tiyatro, sinema, spor salonları gibi her tür olanak da şehirleri cazip kılan unsurlar arasında.
Gönüllü Göç eden ailelerle Zorunlu göç eden ailelerin psikolojileri de aynı olmuyor. Gönüllü Göç adı üzerinde ailenin kendi isteğiyle gerçekleştirdiği göçtür ki, sebepleri çok çeşitli olabilmektedir. Şehirde eğitim imkanlarının daha iyi olması, iş olanaklarının daha fazla olması, şehir yaşamını arzulamak… gibi aile kendisini şehre iten ya da çeken sebeplere karar vermiş, şehrin kendilerine daha iyi fırsatlar sunacağını düşünmüş ve göç etmeye karar vermiştir. Bu ailelerin psikolojileri Zorunlu Göç eden ailelere göre daha sağlıklı oluyor; çünkü Zorunlu Göçte çeşitli sebeplerle bulunduğu yerden mecburi olarak göçe zorlanma söz konusudur. Örneğin GAP Projesi. GAP Projesi zemin olarak çok büyük bir alanda uygulandı ve proje yapılacağı zaman proje alanında kalan bazı köyler zorunlu olarak boşaltılmak zorunda kaldı ve orada yaşayan aileler göç gerçeğiyle yüzleşti. Nihayetinde bu aileler zorunlu göçe tabi tutuldu, aileler göç etmeyi istiyorlar mıydı istemiyorlar mıydı, göçe hazır hissediyorlar mıydı, böyle bir niyetleri var mıydı, bunlar sorgulanmadı, sadece Proje için onlardan yardım talep edilerek bulunduğu yerden göç ederek başka yere gittiler. Doğal olarak Zorunlu Göç ile Gönüllü Göç eden insanların psikolojileri, göç ettikleri ortama uyum sağlamaları, göç olgusuna verdikleri tepkiler birbirlerinden çok farklı oluyor.

Özellikle Gönüllü Göçlerde aileler şehre göç etme konusunda doğru analizlerle mi yola çıkıyorlar dersiniz?

Genellikle şehirde yaşayan akrabalar, tanıdıklar, hemşerileri sayesinde şehrin imkanlarının daha fazla olduğu konusunda ikna olduklarına tanık oluyorum. Çoğunlukla hemşeriler ve akrabalardan şehrin imkanı daha fazla olduğunu duymakla birlikte “siz de gelin, buradan evden tutarsınız, burada çalışırsınız burada çocuklarda daha iyi okur gibi…” gibi açık davetlerle de göçe karar verebiliyorlar. Çok çok bilinçli aileler göç etmeden evvel ikamet ettikleri düzenlerini de bozmadan göç konusunda önü açık bir denemeye girerler mi bilemiyorum. Yani buradaki düzenimiz olduğu gibi kalsın, bir gidelim, bir süre kalalım bakalım neler oluyor, rahat edebilecek miyiz, uyum sağlayabilecek miyiz, olmazsa geri döneriz… gibi ama bu tür yaklaşımla göç edenlerin sayısının çok olabileceğini zannetmiyorum.

Göçü cazip kılan sebepler arasında Medya da olabilir mi? Çünkü şehrin olumlandığı, şehrin imkanlarının ekranlara yansıtıldığı ve şehir hayatının cazibesi yıllardır süregelen konulardan biri.

Medya muhakkak etkiler. Medya özellikle şehir yaşamının olumlu tarafını göstermeyi tercih ediyor, özellikle de reklamlarda bu da insanları etkiliyordur, muhakkak şehrin cazibesine kapılıp gelenler oluyordur. Özellikle 1970-80ler de şehre büyük hayallerle gelmek rastlanılan durumlardı. Şehre gitmek, büyük adam olmak, şehirde tutunmak, televizyona çıkmak, artist olmak…

Göç eden ailelerin yaşadıkları en somut değişim fiziksel ve sosyal çevre açısından gerçekleşiyor. Peki, göç eden ailelerin memleketleri ile geldikleri şehir arasında ne tür farklılıklar oluyor? Yaşam koşulları, gündelik yaşam pratikleri, ilişkiler…

Küçük yerler herkesin birbirini tanıdığı, nüfus yoğunluğunun az olduğu, müstakil ve bahçeli evlerin çok olduğu, eğer toprak yapısı izin veriyorsa meyve bahçelerinin olduğu, sebze yetiştirebildikleri yerler ve köyden büyük şehirlere göç eden aileler, genellikle bu imkanlarını yani müstakil ve bahçeli evlerini, komşuluk ilişkilerinin samimiyetle yaşandığı yerleri bırakarak şehirlerde yaşamaya geçiyorlar. Genel olarak iş bulmak için göç eden ailenin zaten şehirde müstakil bir ev satın alması veya kiralaması çok mümkün olmamaktadır. Müstakil yaşamaya alışmış bir ailenin apartman yaşamında bocaladığı görülür ki bu çok normaldir. Bundan 30-40 yıl önce göç eden ailelerin genellikle gecekondu yaptıkları ve köydeki yaşamlarını aynen şehre aktarmaya çalıştıklarını hepimiz ana haber bültenlerinde izlerdik. Son 15 yıl alınan tedbirler, imar yasaları, artan takip ve kontrollerle gecekondulaşmaya imkan kalmadığı için şehre göçen aileler genellikle apartmanların bodrum katlarında 50-100 metre karelik alanlarda yaşamak zorunda kalıyorlar; şehirlerde kiralar çok yüksek.



Köyde bahçesinde yetiştirip yiyebildiği ve bunun için para ödemek zorunda olmadığı her şey şehirlerde parayla. Doğal olarak tüm ihtiyaçların parayla temin edildiği bir ortamda buluyorlar kendilerini. Sakin bir ortamdan kalabalık bir ortama geliyorlar ki, uyum sürecinde ilk yıllarda travmatik belirtiler yaşanmakta, kendilerini güvensiz hissetmektedirler. Şehirde yaşamak daha fazla para gerektirdiği için güvensizlik hislerinin üstesinden gelmeyi para sahibi olmakla özleştirip çocuklarını da çalışmaya zorlamaktadırlar. Mendil satma, trafik ışıklarında araba camı silme, çöp toplattırma, ayakkabı boyacılığı… gibi vasıfsız ve güvenliksiz işlerde çocuklarını çalışmaya zorlamaktadırlar. Her aile için söz konusu olmasa da bazı kırsal kesimlerden gelen ailelerde belki de birbirlerinden etkilenmeleri neticesinde böyle bir tablo ortaya çıkmaktadır.


Diğer bir konu ise önceden göç etmiş akrabaların ya da hemşehrilerinin bulunduğu yerlere göç etmek ki bu da ailelerde yıkıma sebep olan konulardan biri. Göç eden aile önceden göç etmiş aileden her konuda destek olacağı beklentisi içinde şehre gelirken, şehir yaşantısının bireyselleştirdiği tanışından beklentilerini karşılayamayarak büsbütün yalnızlığa gömülüp kızgınlık duyguları besleyebiliyor. Kırsal kesimlerde teklifsizlik varken, gündüzleri çoğunun kapısı açıkken şehirde haber vermeden kapı çalmanın oluşturduğu ters belki de sert tepkilerle neye uğradıklarını şaşırabiliyorlar. Kırsal kesimlerdeki ilişki şekillerinden büsbütün farklı iletişim şekillerine geçmek de hatta yaşadıklarını anlamlandırmakta güçlükler yaşıyorlar ki bu konularda bocalamaları gayet normal.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Türkiye'de İç Göç ve Göç Eden Aileler Sorunları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Yazıları
► Göç Eden Ailelerin Uyum Sorunları Psk.Tuğba DEMİRÖZ
► Hasta Eden Yapı Psk.Remzi KARAKAYA
► Sık Seyahat Eden Anne Babalar Psk.Serap DUYGULU
► Giden mi Kalan mı Terk Eden Mi Psk.Burcu ATATÜR
► Benlik Saygısı ve Gelişimine Etki Eden Faktörler Dr.Psk.Dnş.Erdinç ÇAĞLAYAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Türkiye'de İç Göç ve Göç Eden Aileler Sorunları' başlığıyla benzeşen toplam 31 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
◊ Kıyamet Senaryoları Temmuz 2013
◊ Ticari Zeka Haziran 2013
◊ Hey Tuğba Naber? Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:28
Top