2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Evlenme Kararını Önemi
MAKALE #1133 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN | Yayın Haziran 2008 | 15,100 Okuyucu
Evlenme Kararını Önemi

Evlilik, toplumsal kurallar ve yasaların öngördüğü biçimde bir erkekle bir kadının yaşamlarını birleştirmesidir. Yaşam boyu birlikte yaşamayı amaçlayan evlilikte, ilişkilerin düzenli, uyumlu ve dengeli olması, evlilik kararının başlangıçta doğru verilmesiyle yakından ilişkilidir. Evlilik kararı, insan yaşamının üçte ikisinden fazlasını ve tüm geleceği etkileyecek boyutta önemli bir karardır. Evlilik karan, bireyden topluma geniş bir alam, evlenen eşleri her iki tarafın yakınlarını ve bu evlilikten doğacak çocukları da etkiler. Sağlıklı ve güçlü bir toplum da, toplumun çekirdeği olan aile ve evlilik yoluyla gerçekleştirilir.



Evlilik Koşullan

Karşıt cinsten birisi ile yaşamın paylaşılması olan evlilik, "yasal" ve "toplumsal" koşullar yanında, "bireye özgü sorumluluklar" da getirir. Bu nedenle, bireyler evlenme ve "eş seçme" aşamasına girmeden, Önce, evliliğe girişmenin Öngördüğü koşullar ve evliliğin getireceği doğal sorumluluklar yönünden, kendi durumunu, kişisel koşullarını değerlendirmesinde yarar vardır.



Aşağıda evlenme için zaman ve koşulların uygun olup olmadığını değerlendirmede yararlanılabilecek bazı genel ölçütler verilmiştir.


Gelişim ve Olgunluk Düzeyi

Evlenecek kişilerin, evlilik gereklerini ve sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için bedensel, zihinsel ve sosyal yönden belirli gelişim ve olgunlaşma aşamalarım geçirmiş, evlilik koşullarında işlevsel bir yaşam düzeyine ulaşmış olması gerekir. Türk Medeni Yasası, bu gelişim ve olgunluk düzeyini "yaş" olarak erkeklerde 17 ve kızlarda ise 15 olarak belirlemiştir. Bu yaşın altında olanların evlenmesine yasal olarak izin verilmemektedir.



Erken evliliklerde, bireylerin geleceğe yönelik amaç ve idealleri tam olarak, şekillenmemiş, yaşam felsefeleri kararlılık kazanmamış ve evlilik koşulları gerçekleşmemiş olması nedeniyle evliliklerin başarılı ve uzun ömürlü olması olasılığı düşük olmaktadır. Erken yaşta yapılan evliliklerde eşlerin "bağımsız bir aile" olma olasılığı düşmekte, aile dışında olan akrabaların, evli çiftin yaşamına girme olasılığını da artırmaktadır.


Bireylerin gelişim ve olgunlaşmalarında, bireysel farklar söz konusu olduğundan, yaşamlarının yanında, evlenecek kişilerin bedensel gelişimi, fiziki güç, çocuk yapma yeteneği ve genel gelişimi ve olgunluk düzeylerinin yasal olan yaşlarının ötesinde, evlenecek kişilere özgü olarak, ayrıca değerlendirilmesi gerekir.


Genel gelişim ve olgunlaşma yönünden bireyler buluğa erdikleri zaman çocuk yapabilir duruma gelmekle birlikte, kişilerin, çocuk yapabilecek ve çocuğun bakımını yapacak, gelişim düzeyine, ana-baba olabilecek sosyal ve duygusal olgunluğa ulaşmadıkları için, çocuk yapabilme potansiyeli tek başına evlilik için yeterli görülmemektedir. Gençlerin 17-21 yaşlan arasında, ana-baba olacak duygusal, sosyal ve ekonomik olgunluğa ancak ulaşabildikleri kabul edilmektedir. Bu nedenlerle gençlerin 20 yaşın altındaki evliliklerin, genel olarak sağlıklı ve uygun olmadığının bilincinde olmaları gerekmektedir.


Ekonomik Bağımsızlığa Ulaşmış Olmak


Evlenme kararma ulaşmadan önce, tarafların aileyi geçindirecek genel ev ve aile giderlerini karşılayacak düzeyde ekonomik olanaklara sahip olmaları gerekir. Eşlerin çeşitli ihtiyaçları karşılayabilmeleri, ekonomik sorumlulukları başarıyla yüklenebilmeleri, ekonomik gereksinimleri karşılayabilecek düzenli gelir sağlayacak bir iş ve meslek sahibi olmaları zorunludur. Ayrıca, elde ettikleri geliri akıllıca kullanabilme yeterliliğine erişmiş olmaları da büyük önem taşır. Bu nedenle, evlenecek kişilerin ekonomik bağımsızlık ve iş olanaklarını sağlayıcı/eğitim, öğretim ve yetiştirme programlarını tamamlamadan evlenmemelerinde yarar vardır.


Toplumsal ve Sosyal Olgunluğu Kazanmış Olmak

Bekârlık döneminden farklı olarak, evlilik, bireyleri yeni bir toplumsal ve sosyal düzenlemenin içine getirir. Eşlerin aile içi ve aile dışı ilişkileri, toplumun evlilik kural ve geleneklerine göre, sosyal bir etkileşim düzeni içinde sürdürmeleri gerekir. Eşlerin toplumun kültürel yapısı içinde, kan-koca olarak, sosyal rollerin gerektirdiği, kural ve davranışları öğrenmiş olmaları ve bunlara uygun olarak aile yaşamını sürdürmeleri beklenir.



Toplumsal ve sosyal olgunluğa ulaşmış kişiler, aile içi ilişkilerin dayandığı temel kurallara uyar, sevgi, saygı, dürüstlük ve bağlılığı benimser ve uygular, eşin ve ailedeki diğer üyelerin ihtiyaçlarını karşılamaya istekli olur. Eşler dayanışma içinde olmalı, eşi, çocukları ve diğer bireyleri için kendi kişisel isteklerinden gönüllü olarak vazgeçebilmeli, fedakârlıklara katlanabilmeli ve bundan dolayı da neşesini kaybetmemelidir.


Öğrenimi Tamamlamış Olmak

Evlenmeyi erken düşünenlerin evlenme kararı öğrenim yılları ile çatışır. Evlilik girişiminde öğrenime devam etmek ya da bırakmak önemli bir sorun olarak ortaya çıkar. Öğrenimi tamamlamış olmak, gelişme ve öğrenimin tehlikeye düşme tehlikesi yanında, "ekonomik bağımsızlığı" kazanmış olmak koşulu için de önemli bir aşamadır. Öğrencilik yıllarında evlenenlerin bir kısmı, geçimini sağlamak için, okulu geçici ya da devamlı olarak bırakma gereğini duymakta, öğrenim yapma olanağını yitirmektedirler.



Öğrenci iken evlenme, evlilikteki ve okuldaki başarı şansım azalttığı gibi, evlilik birlikteliğinde çok önemli sayılan ilk evlilik yaşantılarını da genelde sıkıntılı geçirmelerine neden olmaktadır. Gençlerin, çoğu ekonomik güce de sahip olmadıklarından ailelerin kontrolü altında yaşamaktadırlar. Öğrencilikle birlikte evliliği yürütmek aile içi ilişkileri de etkilemekte, zaman zaman birinin ihmal edilmesini zorunlu kılmaktadır. Evliliğin en güzel ve en Önemli yıllarını gereğince yaşayabilmek için evlenme kararını öğrenim sonrasına bırakmak en doğru yol olarak düşünülmelidir.


Erkekler İçin Askerlik Hizmetim Yapmış Olmak

Evliliğe hazırlık koşullan arasında erkekler için askerlik görevini tamamlamış olmak çok önemli bir koşuldur. Askerlik hizmeti, vatan görevi olması yanında "aile" ve "okul"dan sonra üçüncü bir temel eğitim kurumudur. Gençler, askerlikte, toplumsal, ulusal ve milli değerleri kazanmakta, vatanı korumada gerekli teknik, araç-gereç ve becerileri öğretmekte, bireysel olarak da ufku genişlemekte, meslek öğrenmekte, bireylere disiplinli yaşam yaşantısı ve becerileri kazandırmaktadır.



Askerliğini yapmadan evlenmiş olan erkeklerin askerlik Öncesi ve sonrası yaşamlarında ve işlerinde kopukluk olur, eşlerini ya yalnız ya da ailelerinin yanında bırakmak zorunda kalırlar. Bir iş ve çalışma düzeni kurmada ve devam ettirmede güçlüklerle karşılaşılır, ekonomik güçlükler, uyum sorunları, babasız büyüyen çocuklar çeşitli sorunlar ortaya çıkarır. Bu durumlar bazen evliliğin daha sonraki yıllarını ve aile ilişkilerini de etkileyici olmaktadır.


Genel olarak, ülkemizde, zorunlu bir durum olmadıkça, "okulunu bitirmeden" ekonomik bir güce ulaşıp "bir baltaya sap" olmadan, "askerlik görevini yapmadan", meslek sahibi olmadan erkeklerin evlenmeleri tavsiye edilmemektedir. Bu koşullara uyulmaması durumunda evliliğin başarılı olma şansı da azalmaktadır.


Eşi Tanımada Aşamalar


Türk Medeni Kanunu'nda; kadın ve erkeğe, aile düzeninde eşit haklar verilmiş, karı ve kocanın ayrı ayrı mal sahibi olabilmeleri, mirasın cinsiyet farkı olmaksızın çocuklar arasında eşit olarak dağıtılması öngörülmüş ve aile üyelerinin kişilik haklarını koruyacak hükümler getirilmiştir. İki cinsin oluşturduğu evlilik, ortaya çıkan rastlantısal bir "olay" değil, birbirlerini görme, tanışma ve tanımadan başlayarak, arkadaşlık, söz kesme, nişan, nikâh ve düğün gibi aşamaları olan bir toplumsal "süreç" olarak algılanmıştır.
Bu süreç karşık cinsten iki kişinin evlenmeden önce birbirlerini iyice tanımalarına imkân veren ve "evlilik" kararını isabetli olma olasılığını arttıran bir düzenlemedir. Evlilik ve aile ilişkilerinin uyumlu, mutlu bir beraberlik ve evlilik olabilmesi için tarafların birbirlerini iyi tanımaları gerekir. "Arkadaşlık", eş seçiminden önce "nişanlılık" ise eş seçiminden sonra, evlilik öncesinde gerçekleştirilir.



Evlilik Öncesi Arkadaşlık

Evlilikte, eş seçiminin isabetli yapılmış olması Önemlidir. İyi seçim yapmak ise "seçeneklerin çok olması" ve "onları tanıma olanağının yeterliği" ile ilgilidir. Arkadaşlık, buradaki anlamı ile karşı cinsten iki kişinin beraberliğidir, bu beraberliğin sağladığı kişisel doyum yanında, asıl amaç, bu ilişki içinde tarafların birbirlerinden hoşlanma, özellik ve beklentilerinin birbirine uygunluğunu ve birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılama yönünden yeterliğini incelemek ve keşfetmektir. Arkadaşlık süreci içinde, kız ve erkeğin, arkadaşlıklarını "sonlandırma", "sürdürme" ya da birbirlerine uygun, olduklarını görerek "evliliğe karar verme" olasılıkları bulunması nedeniyle önemli bir aşamadır.



"Arkadaşlık", tek kelime ile paylaşmaktır. Arkadaş edinmek ve bu arkadaşlığı uzun ömürlü kılmak öncelikle arkadaşa ve arkadaşlığa saygı duymakla mümkün olabilir. "Hayat arkadaşlığı" olarak tanımlanan evlilik, karşı cinsten iki kişinin birlikte yaşamaya yani her yönüyle yaşamı paylaşmaya karar vermeleridir. Bu önemli kararın isabetli olması bireylerin hem "kendileri" hem de "birbirlerini" yeterince tanımalarına bağlıdır. Evlilik öncesi arkadaşlık, tarafların hem kendilerini ve hem de birbirlerini tanıma, sınama ve ısınmaları için bireylere fırsat veren önemli bir aşamadır.


Evliliği düşünmeye başlayan gençler için arkadaşlık bir "arayış" dönemidir. Bu dönemde bireylerin "ideal eş" tipi şekillenmeye başlar, gençler evlenecekleri kişide aradıkları özellikleri, asla evlenmek istemedikleri karakterleri tanımlarlar. Yapılan araştırmalar, pek çok kimsenin eş seçerken önceden belirledikleri "ideal eş"e, ulaşmaları mümkün olmamakla birlikte, tasarladıkları ideal eş niteliklerine elden geldiğince bağlı kalmaya gayret ettiklerini göstermektedir. Evlilik öncesi yapılacak arkadaşlıklar hem bu "ideal tipin niteliklerinin belirlenmesi" ve hem de "bulunması" açısından yararlıdır. "İdeal tip" kavramı göreceli bir kavramdır. Herkese uygun ideal bir tip yoktur, ideal tip kişilere göre değişen bir çeşitlilik gösterir. Bireyler, ideal tiplerini kendileri oluştururlar.


Evlilik Öncesi Arkadaşlığın Eş Seçimine Etkisi

Üniversite öğrencilerinin Karşıt Cins Arkadaşlığı konusunu araştıran Özgüven ve Bilge (1996) araştırmalarında, öğrencilere sordukları karşıt cins arkadaşlığının eş seçimini etkileyip etkilemediği sorusuna toplam Öğrencilerin yaklaşık %84'ü farklı derecelerde olmakla birlikte karşıt cins arkadaşlığının eş seçimini etkilediğini, %16'sı ise çok az ya da hiç etkilemediği kanısında olduklarını belirtmişlerdir.



Buradaki, "etki" karşılıklı olarak, kız ve erkeklerin çeşitli yönleri ile birbirlerini "tanımalından kaynaklanmakta, öğrenciler, karşıt cins arkadaşlığı çevresinde ileride kuracakları ailede karşılaşabilecekleri olası insan ilişkileri problemlerinin bir kısmını yaşamakta ve iki cins birbirlerini tanıma yönünde tecrübe kazanmakta, ilişkiden edindiği pozitif ve negatif yaşantılar sonucu kazandığı izlenimler, değer yargıları ve geliştirdikleri ölçütlere göre eş seçimini yapmaktadırlar.


Evlilik Öncesi Arkadaşlık İlkeleri ve Önemi

Ülkemizde evlilik öncesi arkadaşlıklar, genelde okuyan gençler için lise sonlarına ve üniversite dönemine, yüksek öğrenime gitmeyenlerde ise, askerlik dönemi öncesinde ve sonrasında olmaktadır. Eş seçiminde, evlilik öncesi arkadaşlık dönemi özenle sürdürülmesi ve iyi değerlendirilmesi gereken bir dönemdir. Eş seçmeyi ve evlilik kararma ulaşmayı kolaylaştıran bu sürecin en önde gelen yararı, bireylerin hem "kendisini" ve hem "karşısındakini" tanımayı sağlanmasıdır. Konuya ilişkin literatürde evlilik öncesi arkadaşlıkta dikkate alınması gereken hususlar şöyle belirtilmektedir.
Başlangıçta Seçenek Sayısı Geniş Tutulmalıdır



Evlilik öncesi arkadaşlıkta, arkadaşlık tek bir kişiyle sınırlı tutulur ve arkadaşlık çok erken zamanda devamlılık kazanırsa bu durum, seçenekleri sınırlı hale getirir, seçim olanağını kısıtlar ve hatalı seçime yol açabilir. Eş seçmeye yönelik arkadaşlıklarda arkadaş seçeneklerini başlangıçta geniş tutmak, çeşitli kişilerle tanışmak ve daha sonra, yakın arkadaşlığa geçmekte yarar vardır.


Arkadaşlık İçten ve Samimi Olmalıdır


Evlilik öncesi arkadaşlık mümkün olabildiği ölçüler içinde özgür koşullarda olmalı, baskı altında ve yönlendirilen bir ortamda olmamalı, kişiler rahat, açık ve içten olabilmelidir. Kız ve erkek arkadaşın kendilerini birbirine beğendirecek, roller yapma gibi davranışları seçmeleri yerine, birlikte "doğru olanı bulma" gibi gerçekçi bir tutuma girmelerinde büyük yarar vardır.


Arkadaşlık iki ayrı cinsin, cinsiyetine, kişiliğine özgü bireysel Özelliklerini tanıma, benzer ve farklı yönlerini inceleme fırsatı verir. Ancak bireylerin kendilerini çekici gösterme ve gerçek kişiliklerini gizleme gayretleri bu sürecin işlevini engeller. Arkadaşını elde etmeyi ya da beğenilmeyi ön plana alan bireyler, kendi istek ve beklentilerini bir yana bırakıp karşısındakinin beklentilerine uygun davranmaya çalışırlar. Bu tür yapmacık ilişkilerde samimi olmama, zorlama ve aldatmacaya yönelik davranışlar gözlenir.


İlişkilerde "Akıl" ve "Duygusallık" Dengesi Korunmalıdır

Evlilik Öncesi arkadaşlıkta gözlenen bir hata, normal davranma ve akıl ölçülerinin ötesinde "romantik" olmak, ilişkilerde duygusallığı baskın tutmaktır. Duygusallık, "ilk görüşte aşık olmak", "vurulmak" gibi sözcüklerle ifade edilen, tanıştığı bir kimseye görür görmez bağlanmak, kendisi için en uygun kişi olduğuna inanmak, hemen karar vermek gibi gerçekçi ve akılcı olmayan davranış eğilimlerini artıran önemli bir etmendir.



Gözlemler tarafların duygusal bir tutum içinde evliliğe karar vermelerinin, kararın yanlış olma olasılığını artırdığını göstermektedir.


Genellikle, duygusallığın ağır bastığı evlilikler de, birey uzun süredir birlikte olduğu ve tanıdığını sandığı kişinin, evlilik sonrasında hızla değiştiğini ve gerçek kimliğinin ortaya çıktığını görerek hayal kırıklığına uğrar, beğendiği ve bağlandığı kişinin bu olmadığının sonradan farkına varır. Arkadaşlık dönemi dürüstlüğe dayanan ve bireylerin birbirlerinin gerçek kimlikleri ile görmelerini sağlayacak bir ortam ve ilişki düzeni içinde geçmelidir.


Karar Vermede Acele Etmeyiniz

insanların gerçekçi amaçlar için birbirlerini tanıması zaman, dikkat ve objektiflik isteyen bir süreçtir. Arkadaşlıkta, sabırsızlık gösterip, duygusal bir havaya girmek, fiziksel, cinsel doyum ve ilişkilere girmek, tarafları arkadaşlığın asıl amacı olan "tanıma" hedefinden uzaklaştırabilir, birbiriyle konuşup, tanışmalarını ve birbirlerini incelemelerini engelleyebilir. Hâlbuki evlenecek eşlerin uzun süre arkadaşlık edip, evlilikte başarı sağlayıcı Ölçütler yönünden birbirlerini inceleyip gerçekçi bir karara ulaşmaya çalışmaları gerekir.



Yakın Akraba Olması Evliliklerinde Çok Dikkatli Olunuz

Evlilikten doğacak çocukların bedensel ve zihinsel özelliklerinin niteliği, anne ve babanın kalıtımsal özgeçmişi, genlerin yapı ve bileşimlerinden önemli düzeyde etkilenir. Bu kalıtımsal etki ve niteliklerin çocuğa geçmesinde anne ve baba "eşit" olasılığa, sahiptirler. "Genler" yolu ile olumlu ve olumsuz nitelikler atalardan, ana-babaya ve onlardan da doğacak çocuklara geçmektedir. Bu nedenle yakın akraba olan eşlerin, benzer genetik özelliklere sahip olması olasılığı oldukça yüksektir. Eşlerde soya özgü olumsuz nitelikler bulunması durumunda bu özelliklerin akraba evliliklerinde çocuklara geçme olasılığı artmakta ve bazen iki katma çıkabilmektedir.



Bunun yanında, akraba evliliklerinde, genlerde var olan olumlu niteliklerin güçlenerek çocuklara geçmesi de söz konusudur. Ancak, ana-babanın kalıtımsal özellikleri açık seçik bilinemediği için genelde, yakın akraba çocuklarının evlenmeleri, doğacak çocukların sağlığı açısından sakıncalı görülmektedir.


Eş Seçimine Kendinizi Tanıyarak Başlayınız

Evlilik karşı cinsten iki kişinin paylaşmasına ve etkileşimine dayanır. Bu nedenle, taraflar iyi bir eş nitelikleri yönünden önce kendilerini değerlendirmeli ve tanımalıdır. Eş seçiminin başarıyla gerçekleşmesi için taraflar evlilikten olan beklentisini, amacını çok iyi saptaması, beklenti düzeyinin gerçekçi olup olmadığını araştırması gerekir. Kendi özelliklerine en çok uyan, ortak yönleri çok olan kişileri ayırt etmesi gerekecektir. Bu tür evliliklerde çıkabilecek sorunlara da gerçekçi bir yaklaşımla çözüm yolu bulmak daha kolay olmakta eş arasında ortak nitelikler çoğaldıkça evlilik ilişkilerinde de mutluluk oranı artmaktadır.



Arkadaşlık Evlenme Sözü ile Başlatılmamalıdır

Arkadaşlık evlilik beklentisi veya evlenme sözü ile başlatılmamalıdır. Evlilik beklentisi ile arkadaşlığa başlamak bireylerin birbirlerini oldukları gibi tanımalarını engelleyebileceği gibi, uyuşmazlık durumundaki ayrılıklar da hayal kırıklığına neden olabilir. Arkadaşlığa "grup arkadaşlığı" şeklinde başlamak, bireyi grup içinde tanımak daha sonra, arkadaşlığı "özel arkadaşlığa" dönüştürmek doğru karar vermek açısından daha yararlı olabilir.



Arkadaşlık İlişkileri Ölçülü ve Saygılı Olmalı

Evlilik Öncesi arkadaşlık, ilişkileri ölçülü, saygılı ve sakin bir iletişim ve etkileşim ortamında yürütülmelidir, ilişkilerin gergin ve duygusal olması tarafların incinmesine birbirine olan güvenin azalmasına ve olumsuz görüşlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Her arkadaşlık evlilikle sonuçlanmayacağına göre ilişkilere dikkat ve özen gösterilmesi gerekir. Arkadaşlığın sonlandırılma-sı söz konusu ise karşı tarafı incitecek davranışlardan kesinlikle kaçınılmalı taraflar dostça ayrılmalıdırlar.



Kaderciliğe Değil Akıl Ölçülerine İnanınız

"Kadercilik", ilk tanıdığı kişiye bağlanmak ve olumsuzlukları bile olsa kabullenip "kadere razı olmak" anlamına gelmektedir. Bu tutum, bireylerin denetim odağının içsel denetim olması yerine, dışsal olduğunu gösteren ve eş seçimini olumsuz yönden etkileyen yanlış tutumlardan biridir. Çiftlerin cinsiyeti yönünden kızlar için daha yaygın olan bu tutum, birey evlenince de kaderine razı olma şeklinde sürdürülmektedir. Ancak, bu durumda eşlerden birinin Özveride bulunması ve gereksinimlerini baskı altına alıp, sessiz kalmasını gerektîrdiği için mutlu ve uyumlu bir evlilik için gerekli olan eşler arası dengeyi bozmaktadır.



Geleneksel olarak, ülkemizde ve özellikle kırsal alanda çoğunluk eş seçimi büyüklerin seçim ve tercihlerine dayanan bir yöntemle yapılmaktadır. Bazen birkaç kız ve erkek grup olarak birbirleri ile görüşür-konuşurlar ve evlenmeleri için karar verirler. Kız-erkek arkadaşlığına izin verilmeyen çevre ve toplumlarda arkadaşlık çoğu kez gizli yapılmaktadır. Bu koşullar altında yapılan arkadaşlıklarla gençlerin birbirlerini tanıdıklarını söylemek oldukça zordur.


Evlilik Öncesi Arkadaşlıkta Gözlem ve Tartışma Konuları

Eş seçiminin arkadaşlık döneminde, mutlu bir evlilik için eşlerin birbirini tanımalarına yardım edebilecek, aralarındaki fark ve benzerliklerin bilinmesine katkısı olabilecek bazı gözlem, tartışma konulan ve sorular aşağıda özet olarak verilmiştir. (Bilen 1994).
(1) Alışkanlıklarınızda dengeli bir benzerlik var mı?
(2) Geleceğe yönelik amaçlarınız ve onlara ulaşma yol ve çabalarınızda bir benzerlik var mı?
(3) Ailelerinizin birbirine benzeyen ve ayrılan yönleri nelerdir?
(4) Ailelerinizin evliliğinize bakış açısı, katkı getirici ve engelleyici yönleri nelerdir?
(5) Çatışmaya neden olabilecek sorunlara yapıya çözüm yollan önermekte iki taraf de istekli midir?
(6) Kurulacak ailenin ekonomik kaynaklarının durumu ve aile bütçesini harcama biçimi ve paranın yönetimi konusunda uyuşuyor musunuz?
(7) Çocuk yapma zamanı ve çocukların genel eğitimi ve dini eğitimleri konusunda anlaşabiliyor musunuz?
(8) Sosyo-ekonomik durum ve eğitim düzeyi yönünden, dengeli bir benzerliğe sahip misiniz?
(9) Fiziksel yapı, zihinsel, sosyal ve duygusal olgunluk, beden ve ruh sağlığı yönünden birbirinize uygun musunuz?
(10) Ailede kadın-erkek rolleri ve cinsel ilişkiler hususundaki düşünceleriniz uyuyor mu?
(11) Genel insan ve çevre ilişkileri, arkadaş edinme ve arkadaşlığı sürdürmek ile ilgili sosyal değer ve görüşlerinizde dengeli bir tutum ve benzerlik var mıdır?



Bu sorulara vereceğiniz cevaplar, birbirinizi tanımanıza, bireysel, toplumsal, kültürel ve sosyal değerler yönünden olan tercihinizi, geleceğe yönelik düşüncelerinizi, tercihlerinizi, aile içi ve çevre ile olan ilişkilere yönelik değer yargılarınızı ortaya koymanıza yardım edecektir. Mutlu ve dengeli bir evlilik için bu konulardaki "benzerlik" oranı evlenecek kişilerin uygunluğu sorusuna verilecek cevabı kolaylaştıracaktır.


Karşıt Cins Arkadaşlığına İlişkin Tutumlar

Evlilik Öncesi bir genç kız veya erkek için karşıt cinsten biri ile arkadaşlık yetişkinler arasındaki cinsel veya cinsel olmayan ilişkilere hazırlayan bir deneyim ve öğrenim süreci gibi düşünülebilir. Karşıt cins arkadaşlığının hoş olmasına karşın, genellikle kız-erkek ilişkisinde güçlüklerin çıktığı zamanlar da çok olur. Çoğu kez büyükler karşıt cins arkadaşlığının ergenlik döneminden başlayarak büyümenin bir parçası olduğunu ve tedirgin olmak için bir neden olmadığını düşünürler ama özellikle de kız çocukları için yine de kendilerini rahat hissetmezler.



Karşıt cins arkadaşlığında her iki cinsin de istediği şey beraber olmaktır. Karşıt cinsten bir arkadaşla tanışmak bazen zor bazen kolay olabilir. Arkadaş edinmede en doğal olan, yakın çevre ile okul çevresidir. Okulda yaşıtları olan çocuklarla her gün beraberdirler ve ilk seçimler çoğunlukla okulda başlar.


"Üniversite öğrencilerinin Karşıt Cins Arkadaşlığı" konusunda Özgüven ve Bilge (1996)'nin yaptıkları araştırmada, öğrencilere; "Karşıt cinsten özel bir arkadaşları olup olmadığı" sorulmuş, toplam öğrencilerin %53'ü, arkadaşlarının olduğu ve %47'si olmadığı şeklinde cevap vermişlerdir. Cevaplar, cinsiyete göre analiz edildiğinde, erkeklerin %59'u ve kızların %47'sinin karşıt cinsten arkadaşları olduğu anlaşılmıştır.


Aynı araştırmada, üniversite öğrencilerinin "flört”e karşı olan tutumları da incelenmiştir, İngilizce kaynaklı bir sözcük olan "Flört" (Flirt) Türkçede "karşı cinsten birisiyle yakın ilişki kurmak" anlamına gelmektedir. Araştırmada, Öğrencilere, "Evlilik öncesinde bireylerin flört etmesini uygun buluyor musunuz?" şeklinde sorulan bir soruya, toplam öğrencilerin %82'si, kızların %86'sı ve erkeklerin %77'si "evet" cevabı vermişlerdir.


Sözü edilen araştırmada, karşıt cins arkadaşlığının en önemli sorunları, olarak "güvensizlik" (%23), "sevgi ve saygı yoksunluğu" (%17), "paylaşma olmaması" (%16), "dürüst olmamak" (%15), "aile ve arkadaş çevresinden gelen sorunlar" (%11) "kıskançlık" (%9) olarak belirtilmiştir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Evlenme Kararını Önemi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Duygu AYHAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN
Konya
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Duygu AYHAN'ın Makaleleri
► Evlenme Korkusu Psk.Kemal ÖZCAN
► Evlenme ve Evlilik Sorunları Psk.Cengiz TÜRKMEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Evlenme Kararını Önemi' başlığıyla benzeşen toplam 52 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Cinsel Tabular Aralık 2017
► Eyvah Vajinismusum Ekim 2013
► Eş Seçme Kuramları Mayıs 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:12
Top