2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Şimdi Okullu Olduk
MAKALE #11377 © Yazan Psk.Ezgi DENİZEL GÜVEN | Yayın Eylül 2013 | 3,277 Okuyucu
Anne babaların en büyük heyecanlarından biri büyük emek vererek büyüttükleri çocuklarının okula başlamasıdır. Çocuğunun okula başlaması o güne dek güven içinde yanlarında bulunan çocuklarının toplumsallaşması, kendi başına var olmaya çalışarak bağımsızlaşması anlamına da gelmektedir. Çocuklarının bir birey olarak okul ortamında var olmaya çalışacak olması yeni bir durumun içine girme heyecanının yanında kaygı verici de bir durumdur. Hal böyle olunca güvenli evinden ayrılarak yeni bir deneyime adım atacak ve yeterlikleri konusunda test edilecek olan çocuk, duygusal çatışmasına bir de anne babasının kaygılarını eklemek durumunda kalır. Yaşı kaç olursa olsun bu kaygıyı hemen her çocuk az ya da çok hisseder ve davranışlarıyla belli eder.
Okula başlama kaygısının şiddeti ve çocuğun bunu davranışlarıyla yansıtması sorunlar karşısında kullandığı baş etme becerileri, kendine ve çevreye duyduğu güven, iletişim becerisi, yeniliğe uyum becerisi ve anne babasının tutumuna göre değişir. Bazısı kısa zamanda yeni ortamına uyum sağlayıp okullu olmanın gerekliliklerini yerine getirmeye başlarken bazıları da yaşadığı kaygının şiddeti ile baş edemeyip okula karşı tepki hatta korku geliştirebilir.
Bazı çocuklar yaşadıkları yoğun kaygı ve korku neticesinde agresif kaçınma davranışı gösterebilirler. Bunlar okulun başlama saati yaklaştığında rahatsızlanma (sıklıkla karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, baş ağrısı), okul saati geçtikten sonra kendini iyi hissetme; ev ödevlerini ve okulla ilgili sorumluluklarını unutma gibi pasif agresif davranışlar olabilir. Bazı çocuklar ise okula gitme söz konusu olduğunda ayak direme, öfke ve ağlama nöbetleri geçirme, okuldan kaçma gibi agresif davranışlar gösterebilir. Doğru anne baba, okul, öğretmen ve gerektiğinde uzman müdahalesiyle çocuk ve okul arasındaki bağ sağlıklı bir şekilde kurulabilir.
Bu nedenle bu yazı, okulların açılmasına ve mini mini birlerin sınıfları doldurmasına sayılı günler kala çocuklarının böyle bir sorun yaşamasını istemeyen anne babalara işlevsel bilgiler vermek, var olan bilgilerini yeniden hatırlamalarına yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Çocuğunun okula başlayacak olması konusunda anne babalar kendisini ne kadar rahat hisseder ve bunun yaşamın doğal bir süreci olduğunu öncelikle kendisi kabul ederse çocukları da bu durumu daha çabuk kabullenip normalleştirir. Buna karşın anne babanın duyduğu suçluluk, korku, kaygı gibi karmaşık duygular çocuklarının kararsızlığına ve isteksizliğine eklendiğinde okula başlama konusunda bir direnç oluşma riski de artar. Çünkü çocukların okula başlama konusundaki yaşantıları anne babalarının duygularından ve onlardan ayrılma sürecinde yaşadığı deneyimlerinden etkilenir. Bununla birlikte çocuğun bebeklikten itibaren kendine bakım verene güvenli bir şekilde bağlanmış olması, okula başlarken çocuğun kafasında “istenmiyor muyum, sevilmiyor muyum, unutulacak mıyım?” gibi soruların oluşmasını engeller. Güvenli bağlanmış olan bir çocuk ailesi tarafından sevildiğini ve okula gitmekle ailesinin onu bırakmayacağını bilir. Kaygılı bağlanmış bir çocuk ise anne babasından ayrıldığı her durumda yoğun bir kaygı yaşar. Bu kaygıkısa süreli ayrılıklarda bile bir daha ailesini göremeyeceği düşüncesinden kaynaklanır. Çocuğun kafasında bu tür soruların oluşmasını engellemek için onunla gelişim düzeyine uygun bir şekilde konuşmak ve bu ayrılığın okul saati ile sınırlı olacağını ifade etmek oldukça yararlıdır. İlgiyle, destekleyici ve yüreklendirici bir dille ona yaklaşmak çocuğun kendini değerli ve anlaşılır hissetmesine yardımcı olur. Peki anne babalar çocuklarına okula başlama konusunda yardımcı olmak isterlerse ne yapmalılar?

• Çocuğunuzla okula ilişkin beklentileri hakkında konuşun. Onun okuldan beklentileriyle okulun sunduklarının örtüşmesi konusunda yardımcı olun. "Hep oyun oynayacaksınız, çok eğleneceksiniz, öğretmenin en çok seni sevecek" gibi sözlerden kaçının. Bu tür sözler çocuğunuzun beklentilerini yükseltecek, okulda beklentisine uymayan bir durumla karşılaştığında hayal kırıklığı yaşama riski artacaktır. Sizin yapmanız gereken çocuğunuzun okulla ilgili beklentilerini daha gerçekçi bir hale getirmek olmalıdır.
• Okula hazırlık (oryantasyon) haftası başlamadan önce onu okuluna ve sınıfına götürün. Eğer mümkünse öğretmeni ile tanıştırın. Bunu yapamıyorsanız bile en azından okul bahçesine gidin ve birlikte okulu keşif oyunu oynayın.
• Evden, anne ya da bakım vereninden ayrılmanın huzursuzluk verici bir duygu olduğunu, bu duygunun da normal olduğunu onunla konuşun. İsterse evini ve ailesini hatırlatacak bir nesneyi; belki bir aile fotoğrafını yanında götürebileceğini söyleyin.
• Çocuğunuzu okula bıraktığınız zaman onunla vedalaşmanızı mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışın. Bu ayrılık sizin için de zor olacaktır. Ancak bu anı bir veda seremonisine dönüştürürseniz o bu ayrılığın normalden uzun olacağını düşünebilir. Bu da sizden ayrılmasını daha kaygılı ve zor bir halde dönüştürebilir.
• Okula gitmek istemiyorsa bunun nedenlerini araştırın. Sorun sadece sizden ve evden ayrılma kaygısı olmayabilir. Bazı çocuklar öğretmenlerinin dış görünüşünden, ses tonundan, sınıfın düzeninden daha çok etkilenir. Okulu sevebilmesi için okuldaki insanları da sevmesi gerekebilir. Bunun gerçekleşmesi için biraz zaman gereklidir. Ama eğer temeldeki neden evin verdiği rahatlıktan ayrılmamak ise ailedeki herkesin bir görevi olduğunu; anne- babanın işe gittiği ya da evle ilgili sorumluluklarını yerine getirdiğini, onun da okul yaşı gelmiş bir çocuk olarak öğrenci olma görevini yerine getirmesi gerektiğini söyleyin. Ondan yaşına uygun davranmasını beklediğinizi ifade edin. Ancak bunu yaparken öfkeli, suçlayıcı, eleştirel bir dil kullanmak yerine kararlı ama sakin bir iletişim tarzıyla yaklaşmaya özen gösterin. Onu suçlayarak yaklaşırsanız soruna ortak bir çözüm olmak yerine aranızdaki ilişkiyi bozmarsınız.
• Okulla ilgili sorumlulukları düzenli bir şekilde yerine getirmeye ve bunu ritüelleştirmeye çalışın. Örneğin okul kıyafetlerini, çantasını ve beslenmesini bir gece önceden hazırlayın. Okul saati yaklaştığında telaş içinde hazırlanmak zorunda kalmanın kaygıyı tetikleyen bir faktör olduğunu unutmayın.
• Okuldan verilen proje ve ödevlerini yapmasına yardımcı olun. Bilemediği ve yapamadığı çok fazla şey olabileceğini unutmayın. Birlikte çalışırken onun yetersizliklerini vurgulayarak eleştirmenin kendine olan güvenini ve okula duyduğu sempatiyi azaltacağını; çalışma konusundaki isteksizliğini arttıracağını her zaman hatırda tutun. Bunun yanında her adımında onu gereğinden fazla övmeye, yeterliklerini abartarak yansıtmaya çalışmayın. Böyle bir durumun çocuğunuzun kendine ilişkin değerlendirmesini gerçeklikten uzaklaştıracağını unutmayın. Evdeki değerlendirmeyle okul ortamında gösterdiği başarının birbiri ile örtüşmemesi çocuğun kendine ilişikin algısını olumsuz etkileyecek; kendine, size ve öğretmenine duyduğu güveni azaltacaktır.
• Eğer okula ulaşımını kendiniz sağlıyorsanız onu okuldan almak için mutlaka zamanında orada olun. Geç kalmanız size duyduğu güveni zedeleyecek, okulda unutulduğu korkusunu tetikleyecektir.
• Okuldan döndüğünüzde neler yaptığını, ne tür oyunlar oynadığını, neler öğrendiğini, kimlerle arkadaşlık yaptığını mutlaka sorun. "Eğer aile içinde konuşulmaya değerse mutlaka önemlidir" düşüncesinin oluşmasına yardımcı olacak, okula gitme isteğini arttıracaktır.
• Eğer çocuğunuz sizden ayrılma konusunda büyük bir sorun yaşıyorsa öğretmeniyle konuşup ilk bir iki gün onu sınıfta ya da okulda yalnız bırakmayın. Ancak bu durumun bir iki gün süreceğini, sonrasında anne, baba ya da diğer bakım verenin işlerine dönmesi gerektiğini; o okuldayken onu hep düşündüğünüzü söyleyin. Okulda kalma süresini uzatmamaya dikkat edin. Çünkü bu işin süresi uzarsa yıllarca onu okulda beklemek zorunda kalabilirsiniz.
• Eğer çocuğunuzun okula uyum sorunları bir aydan uzun süre devam ederse öncelikle okulun psikolojik danışma ve rehberlik birimi ile irtibata geçin ve yardımlarını isteyin. Okulun uzmanının çözüme kavuşturamadığı bir sorun haline geldiyse de okul dışından bir ruh sağlığı uzmanından (çocuk ve ergen psikoloğu, psikiyatristi) destek alın. *
Yeni eğitim öğretim yılı tüm öğrencilere, velilerine ve eğitim çalışanlarına hayırlı uğurlu olsun.

Kaynak

* Starting school, “facts for families,”, American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, No. 82 (3/11)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Şimdi Okullu Olduk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ezgi DENİZEL GÜVEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ezgi DENİZEL GÜVEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ezgi DENİZEL GÜVEN'in Makaleleri
► Okullu Olurken Psk.Elif TANIL
► Biz Şimdi Neyiz? Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN
► Şimdi Reklamlar Psk.Mehmet DUMAN
► Şimdi Siz Disleksisiniz... Psk.Gülay HORLU
► Şimdi ve Burada Hissetmek ve Depresyon Psk.Ayşenur BAYRAKTAR
► Mutluluk İçin: Hemen,şimdi.. Psk.Dnş.Kemal TUNCER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Şimdi Okullu Olduk' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:04
Top