2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Doğum Sonrası Çalışan Kadının Kaygıları
MAKALE #1148 © Yazan Uzm.Psk.Füsun BUDAK | Yayın Haziran 2008 | 7,764 Okuyucu

1- SUÇLULUK DUYUYORUM

Bebeğim 2 buçuk yaşında. O kreşe başladı, ben de işe... Her gün onu kreşin kapısından uğurlarken ikimiz de ağlamaklı oluyoruz. Onu öyle bırakıp işe gitmek çok ağır geliyor bana. Her sabah aynı şey tekrarlanıyor. Ona kötü bir şey yaptığım, onu incittiğim duygusundan bir türlü kurtulamıyorum. Bu suçluluk duygusu geçer sanmıştım ama tam aksi, gün geçtikçe daha da artıyor. Bu yaşadığım durumla nasıl baş edebilirim?

Çalışan çocuğu olan çoğu kadın bu durumlara benzer şeyler yaşamaktadır. Çalıştığı ve çocuğu ile vakit geçiremediği için vicdan azabı çeker. Suçluluk duygusunun dozu değişim göstermekle birlikte hemen her çalışan anne tarafından yaşanan bir duygudur. Günümüz ekonomik koşullarına bakıldığında, eşlerin ikisinin de çalışmak zorunda olduğu durumlarda aileye bir bireyin daha katılımı maddi zorlukları da getirecektir. Bu durumda şunu düşünmek gerekir. ‘Çocuğumun daha iyi şartlarda yetişmesi ve geleceği için çalışmak zorundayım.’Böyle bir durumun olmadığı şartlarda da ‘Çalışmayı seviyorum ve çalıştığım zaman kendimi daha mutlu hissediyorum ve çocuğumun mutlu bir anne ile olmaya hakkı var.’şeklinde düşünmek doğru olacaktır.

Çalışmayı seven ve buna alışmış bir kadının uzun süre evde oturması, kadının kendini işe yaramaz hissetmesine, sosyal ve duygusal anlamda tatminsizlik yaşamasına sebep olacaktır. Bu durumda kadın mutlu olamayacaktır. Gerginlik ve mutsuzluğunuz çocuğunuza da yansıyacaktır. ‘İnsan mutlu olamazsa çevresindeki insanları da mutlu edemez’ şeklindeki düşüncemin burada da geçerli olduğunu düşünüyorum.
Çocuğunuzla birlikte geçirdiğiniz kaliteli bir saat, haftanın her günü sabahtan akşama kadar onunla beraber olup hiçbir şey paylaşamamaktan daha iyidir. Bu nedenle suçluluk duygusundan kurtulmak için işlerinizi planlamalı, çocuğunuza zaman ayırmalı ve bu zamanı en verimli şekilde değerlendirmelisiniz. Çocuğunuzla kurduğunuz ilişkinin kalitesi önemlidir. Bazı anneler suçluluk duygularından kurtulmak için, sürekli olarak maddi şeylerle bu açığı kapamaya, aşırı ilgi göstermeye, çocuğun her isteğini yerine getirmeye ve koruyucu davranmaya çalışırlar. Bu tür davranışlar çocuğun duygusal gelişimini olumsuz etkiler. Çocuğunuz siz onu kreşe ya da bakıcıya bırakıp işe gittiğiniz için değil, hatalı davranışlar gösterdiğiniz zaman olumsuz etkilenecektir.
Çocuğunuzu kreşe bırakırken ilk zamanlar çocuğunuz bir süre arkanızdan ağlayabilir. Bu çok doğal bir davranıştır bunun üzerinde fazla durmamaya gayret edin.

2- AKLIM BEBEKTE KALIYOR

Kızım bir yaşına basmak üzere. Bir bakıcımız var. Ben işe gittiğimde bütün gün o ilgileniyor bebekle. Her ne kadar bakıcımıza güvensem de, ben yanında olmadığımda aklım hep bebekte kalıyor. Babası ya da başka birisi de baksa durum pek değişmiyor. Kuruntular yapıyorum, küçücük şeyleri büyütüyorum. Ancak bebeğimin yanındayken tam olarak huzurlu oluyorum. Bu yaşadıklarım normal mi yoksa bir psikologla konuşmalı mıyım?

Çalışan anneler çocuklarıyla geçirdikleri zamanı yetersiz buldukları için suçluluk duymaya başlıyorlar. Bunun bir sebebi de kadın kimliğini taşımaya başladıkları andan itibaren anneliğin ‘kutsal’ olduğunu öğrenen kızların bu rolü yerine getiremediğini düşünmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca medya ve uzmanların 0-3 yaş arası çocuğun anne ile zaman geçirmesinin önemli olduğunu vurgulamaları bunu yerine getiremeyen annenin kendini yetersiz hissetmesine sebep olmaktadır. Oysa burada bahsedilmek istenen, bu yaş çocuğu bakıma muhtaç olduğu için, çocuğun bireysel olarak güvenilir bir kişi tarafından bakımının yürütülmesidir. Hatta araştırmalar çocuğun annesi dışında başka insanlarla da iletişim halinde olmasının duygusal ve sosyal gelişimi açısından olumlu olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle çocuğu işe giderken bir bakıcıya bırakmaktan rahatsız olmayın. Bazı anneler çocuğunun onun bakımını üstlenen bakıcıya bağlanacağını ve onu daha çok seveceği endişesine kapılabilir. Böyle bir durumda endişeye kapılmak yerine sevinmelisiniz. Çocuğunuz bu şekilde size bir mesaj vermektedir ve mesaja önem verip ona zaman ayırmaya ve oynamaya çalışın. Şunu da asla unutmamak gerekiyor.

‘Çalışan anne olmak yetersiz anne olmak demek değildir, önemli olan çocukla geçirilen kaliteli zamandır.’

Kimi zaman kadınlar gerçekçi olmayan beklentiler geliştirerek kendilerinin mükemmel bir anne olmaları gerektiğini düşünürler. Bu tür kişiler her şeyin en iyisini yapmaya ve kontrolün kendilerinde olmasını isterler. Kendini yetersiz hissettiği için çevresindeki insanlara da güvenmekte zorluk çekerler. Olayları olumsuz yönleri ile değerlendirirler. Mükemmel anne olmaya çalışır ve çocuğun her şeyi ile kendi ilgilenmek isterler. Diğer insanların çocuğuna iyi bakamayacağından endişe duyarlar. Bu tür kişiler çocuklarını çok koruyucu davranır, her durumuna müdahale etmeye çalışırlar. Bu durum çocuğun duygusal gelişimini olumsuz etkiler. Sadece çocuk konusunda değil, yaşamının her alanında böyle davranırlar. Bu durumla başa çıkmakta zorluk çekildiğinde mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.

3- ÇOK HASSASLAŞTIM

Oğlum Mert 7 aylık. İşe başlayalı kısa bir süre oldu. Fark ettim ki doğumdan sonra iyice hassaslaşmışım. Ne işin stresini kaldırabiliyorum eskisi gibi, ne de iş yerindeki insanların davranışlarını. İş yerinde tuvalete girip ağladığım günler oluyor. Ne oluyor bana, bunlar doğumdan sonra görülebilecek semptomlar mı, yoksa başka bir neden mi aramalıyım?

İş hayatı ve annelik rolünü üstlenen çoğu kadın bu iki rol arasında kalır ve bir bocalama yaşar. Buna bağlı olarak da duygusal iniş çıkışlar yaşar. Kimi zaman işine yeterince ilgi gösteremediği, kimi zamanda iyi anne olamadığını düşünür. Kendini yetersiz ve güvensiz hissettiği için de söylenen sözler ve davranışlar kadını olumsuz duygu ve düşüncelere sürükler. Kendi yaptığı işten memnun olmadığı ve annelik sorumluluğunu yerine getiremediğini düşündüğü için çevrenin de böyle değerlendirdiği hissine kapılabilir. Aşırı sorumluluk yüklenmek, geceleri uykusuz kalmak ve yorgunluk insanı sinirli ve gergin yapar. Öncelikle bu duygu ve düşüncelerle baş edebilmek için normal olduğunu kabullenmelidir. Evde ve işinizde yükünüzün arttığı bu dönemde işlerinizi planlayın ve önemli işlerinize öncelik verin. İş yerinde iş arkadaşlarınızdan, evde de eşinizden ya da yakınlarınızdan yardım isteyip, yükünüzü hafifletmeye çalışın.
Toplumumuzda anneliğe verilen önem ve aşırı idealize edilmesi çalışan annenin kendini yetersiz hissetmesine sebep olmaktadır. Kadın iç dünyasında kendi kendine baskı uygularken, bir yandan da çevrenin baskısını hisseder. Ayrıca çocuğun anneden ayrılırken arkasından ağlaması da olumsuzlukları artırmaktadır. Kendinizden beklentilerinizi azaltmalısınız. Biyonik bir kadın değilsiniz ve her şeye yetişemezsiniz. Kendinizi olduğunuz gibi kabullenin. Çalıştığınız ve çocuğunuzla zaman geçiremediğiniz, kendinizi suçladığınız için herkesin de böyle düşündüğü şeklindeki algılamanızın doğru olmadığını kabullenin. Mükemmel olmaya çabalayıp kendi ruh sağlığınızı ve çocuğunuzun psikolojik durumunu olumsuz etkilemek yerine kendinizi olduğunuz gibi kabullenmeyi deneyin.
İş ve evdeki işlerinizi bir düzene koyduktan sonra bu durumdan kurtulacaksınız. Ancak süreç uzarsa normal değildir.

4- KENDİMİ ÇİRKİN HİSSEDİYORUM

Doğumdan sonra aldığım kiloları vermeye fırsat bulamadan işe başladım. Halen emzirdiğim için ağır diyetler de yapamıyorum. Zaten kilo vermek hiçbir zaman kolay olmadı benim için… Kısacası bir türlü veremediğim kilolar nedeniyle kendimi çirkin hissediyorum ve bu da özgüvenimi dolayısı ile de işteki başarımı etkiliyor. Ne yapmalıyım?

Hamilelik ve anne olmak bir kadın için çok heyecan verici ve güzel bir olay. Doğum sırasında alınan kiloları doğum sonrasında hemen vermek mümkün olmuyor. Bu da kadının kendini mutsuz ve güvensiz hissetmesine sebep oluyor. Tekrar eski vücuduna dönemeyeceği endişesi yaşayan kadın eşi tarafından da beğenilmediğini ve istenmediğini düşünebilir. Erkeğin bu durumda anlayış göstermesi ve onu her hali ile sevdiğini, ilgilendiğini göstermesi gerekir.

Çocuğunu emziren anneler aile büyükleri tarafından da aşırı besin alımına yönlendiriliyor. Çok fazla besin almak yerine sağlıklı beslenmenin önemli olduğu kabul edilmelidir. Tabii ki çocuk emme döneminde iken annenin diyet yapması mümkün değil. Ancak araştırmalar emziren annelerin emzirmeyen annelere oranla daha rahat kilo verdikleri yolunda sonuçlara ulaşmıştır.

Bu arada tekrar eski kilosuna dönebilmek için bir diyetisyenden yardım almalı ve kendine zaman ayırıp egzersiz yapmalı.

Kilo vermek sabır ve azim ister. Kısa sürede tekrar eski hale dönmenin mümkün olmayacağını ancak istenirse yapılabileceğine inanmak gerek. Çok kilo aldım veremiyorum demek yerine çaba göstermek doğru bir davranış olacaktır.

5- ZAMANI AYARLAYAMIYORUM

Bir firmanın ihracat departmanında çalışıyorum. İşime döneli 5 ay oldu. 1 yaşında dünya tatlısı bir oğlum var. Benim sorunum zamanın bana yetmemesi. Her şeye koşturuyorum ama hiçbir şeye yetişemiyorum. Her gün işe geç kalmaktan yoruldum. Patronumun yüzüne bakamıyorum. Bakıcının çıkış saatine yetişmeye çalışmak da çabası. Ne yapmamı önerirsiniz?

Çalışan kadın hem iş, hem aile hayatı derken bir de annelik rolünü üstlenince kendini sıkışmış ve hiçbir şeye yetişemez bir halde buluyor. İş yerinde işine adapte olmakta güçlük çekiyor. Eve gidince bir yandan yapacağı yemeği, çocuğuna ayırabileceği zamanı düşünürken hiçbir şeyi yerine getiremediğini; hem işinde, hem çocuğuna yapacakları konusunda yetersiz kaldığı hissine kapılıyor. Her durumla da kendi ilgilenmek istediği için de sorun gittikçe büyüyor ve işin içinden çıkılmaz bir hale dönüşüyor. Bu durumda yapılması gereken sorumlulukların çevresindeki diğer insanlarla paylaşımıdır.

Çocuğu, evin işi ve iş yerinde geçirmek zorunda olduğu zamanı planlamalı, öncelik sıralarını belirlemeli ve iş bölümü yapmalıdır. Tabii çevresindeki kişilerin de bu konuda çalışan anneye destek olması gerekmektedir.

Çalışan kadın işinde çocuğu ile ilgili yapacakları ile ilgilenmek yerine işine adapte olmalı, çocuğu ile birlikte iken de işinde yapacaklarını düşünmemeye çalışmalıdır. Yani içinde bulunduğu zamanla ve yaptıkları ile ilgilenmelidir. Her iki durumda da en iyi olanı yapmaya çalışmak yerine yapabildiği ile yetinmelidir.

6- ÇOK YORULUYORUM

Kimse bana bu işin bu kadar zor olacağını söylememişti! Bebeğim 1.5 yaşında. Sabahın köründe kalkıyorum, akşama kadar koşturuyorum, yine de birçok şey eksik kalıyor. Bir yanda bebek, bir yanda işim, bir yandan evin sorumlulukları... Yorgunluktan ve bu koşturmacadan dolayı hamilelik öncesi kilomun altına düştüm. Eğer bu tempo böyle devam ederse nasıl dayanacağımı bilmiyorum. Desteğe ihtiyacım var...

Çocukluktan itibaren kız çocuklarına iyi bir ev kadını, anne ve eş olmaları öğütlenir. Yetişkin bir birey olup evlendikten sonra da kadın bu rolleri yerine getirmek için çabalar. Bir de bu duruma çalışma hayatı eklenince kadın nereye yetişeceğini şaşırır. Roller arasında boğulur kalır. Bir yandan evdeki temizlik, bulaşık ve yemek. Bir yanda eşini memnun etmek için gösterilen çaba. Diğer yanda kariyer ve para kazanmak için yaptığı iş. Bunlarla nasıl baş edeceğini bilemezken, her şeyden önemlisi bir de aile yeni katılan bir bebek.

Hatasız, her şeyi doğru yapan ve her şeye yetişebilen bir kadın olmak zor. Her durumla sizin ilgilenmeniz mümkün olamayacağı için içinde bulunduğunuz durumu, düşüncelerinizi ve hissettiklerinizi eşinizle paylaşın. Siz söylemezseniz sizin neler düşündüğünüzü ve yaşadığınızı kimse bilemez. Eşinizden size yardımcı olmasını isteyin. Hatta bu konuda şartlarınız uygunsa yardımcı birini alın.

Aşırı sorumluluk yüklenme ve bu sorumlulukların hepsini kusursuz bir şekilde yerine getirmeye çalışmak zordur.

Kimse mükemmel olamaz. Hayatın içinde mükemmel diye bir şey yoktur. Mükemmel olmaya ve her durumla tek başınıza ilgilenmeye çalışırsanız bir süre sonra tükenir ve çevrenize olumsuz tepkiler verebilirsiniz. Mutlu, huzurlu ve ruh sağlığı yerinde bir birey yetiştirmek istiyorsanız, önce siz mutlu ve huzurlu olmalısınız.

7- ÇOK UNUTKAN VE DALGIN OLDUM

Kızım 3 aylık. Maalesef henüz ona doyamadan işe başlamak zorunda kaldım. Hem duygusal olarak hem de fiziksel olarak tabii ki zorlanıyorum. Ancak beni en çok rahatsız eden şey doğumdan sonra unutkanlaşmam. Özellikle işe başladıktan sonra fark ettim bu durumu. İş yerinde kimi zaman dalıp gidiyorum. Unutkanlığımın nedeni ne olabilir, geçici bir sorun mudur, ne yapmalıyım?

Doğumdan kısa bir süre sonra kadın işe başlamak zorunda kalabilir. Annesine gereksinimi olduğunu düşündüğü bebeğini başkalarının eline bırakmak, onun kendini huzursuz, tedirgin ve kaygılı hissetmene sebep olur. Çocuğuna ne kadar özen gösterildiğini, çocuğunun ağlayıp ağlamadığını ve daha pek çok şeyi merak eder. Onun yanında olamadığı için kendini suçlu hisseder. Böyle bir durumda işine konsantre olabilmek ve dikkatini verebilmek çok zordur. Bu kadar çok ayrıntı ile ilgilenmek, yapması gereken şeyleri unutmasına sebep olur. Bu unutkanlık geçicidir. Bir süre sonra kaygıları azaldıkça ve her şeyi düzene koyduktan sonra bu durum düzelecektir.
Ayrıca yaşanan bu durum sevilen ve değer verilen bir şeyden ayrılma anksiyetesi’dir. Bu durum da unutkanlığa yol açabilir.

8- MESLEĞİM Mİ, BEBEĞİM Mİ KARAR VEREMİYORUM

28 yaşında gıda mühendisiyim. İşe başlayalı 2 ay oldu. 10 aylık bir kızım var. Sabah erkenden işe gidiyorum, akşam bazen geç saatlere kadar işim sürebiliyor. Birbirimizi o kadar az görüyoruz ki, artık mesleğim mi bebeğim mi diye düşünmeye başladım. Çalışmayı seviyorum, ev kadını olmayı düşünmedim hiç. Ancak kızım da dünyada her şeyden değerli benim için. Bu zor dönemeci nasıl atlatabilirim, en doğru karar nedir?

Günümüz koşullarında kadın kimi zaman maddi anlamda eşine destek olmak için, kimi zamanda

kariyerine devam etmek için annelik ile birlikte çalışma hayatını da sürdürmek istiyor. Ancak bunu yaparken de çocuğu ile daha az zaman geçirmiş olmaktan dolayı kendini suçlu hissediyor. Çalışmak ve çalışmamak arasında ne yapacağını bilemiyor
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Doğum Sonrası Çalışan Kadının Kaygıları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Füsun BUDAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Füsun BUDAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Füsun BUDAK Fotoğraf
Uzm.Psk.Füsun BUDAK
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Füsun BUDAK'ın Yazıları
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.M. Emin BAYRAKTAR
► Doğum Sonrası Depresyonu Psk.Dilek KILIÇ
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Ela KÖK
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Sinem Gül ŞAHİN
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.İlkay GEDİK
► Doğum Sonrası Depresyonu Psk.Serap DUYGULU
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Nilüfer ŞİŞMAN
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Eda GÖKDUMAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Doğum Sonrası Çalışan Kadının Kaygıları' başlığıyla benzeşen toplam 47 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çocuk ve Şiddet Eylül 2011
► İlk Çocukluk Aşkları Ağustos 2011
► İç Motivasyon Ağustos 2011
► Panik Atak mıyım?... Kasım 2008
◊ Gelinime Mektup... Kasım 2008
◊ Ben Çocuğum! Kasım 2008
◊ Kayınvalideme Mektup... Ağustos 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:01
Top