2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Evlilikte Mutluluk Yazıları
MAKALE #11568 © Yazan Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI | Yayın Ekim 2013 | 4,976 Okuyucu
EVLİLİKTE YAPILAN İLETİŞİM HATALARI

Evlilik genelde romantik bir ilişki ile başlar; hayaller, umutlar onu güzelleştirir ama giderek güç mücadelesine dönüşür. Kişilikler çatışır, taraflardan birisi hep verir, şiddet ortaya çıkabilir. Sevgi saygı kalmaz. Sonuçta çiftin ruh sağlığı bozulur. Evlilikte mutlu olmanın tek yolu çiftlerin hatalarını bilip birbirlerine buna göre davranmaları, iletişimi koparmamalarıdır. Hoşgörü eksikliği de önemlidir. İletişim hataları, eşler arasındaki saygı ve sevgiyi azaltır.

İletişim hataları şunlardır:

Yıkıcı eleştirilerde bulunmak; “Sen hep böylesin. Bağırıp çağırıyor, beni dinlemiyorsun. Hep kendini haklı çıkarıyorsun. Filanın eşinden ibret al” şeklindeki eşi suçlayıcı, hor görücü, kırıcı eleştirilerdir. Oysa bağırıp çağırmak, suçlamak yerine, “Ben bu davranışından dolayı çok üzüldüm” demeli, ses tonunu yükseltmemeli.
Genellemede bulunmak; “Evlendiğimizden beri hep böylesin. Bencilsin, hiç değişmiyorsun” tarzındaki ifadeler, eşi bir kalıba sokan, damgalayan ifadelerdir. Eşinize bunu söylüyorsunuz ama acaba sizde hiç kabahat yok mu? İşe kendinizi değiştirmekle başlayın.

Aklını okumak; Evlilikteki sürekli kavga, çekişme, üzüntüye yol açar, çiftleri kendi dünyalarına iter. Sözlü iletişim yerine sözsüz iletişim, yani davranışlardan anlam çıkarıp eşi yargılama süreci başlar. “Hah, yine kızdı. Bakışlarından anladım. Ne hainlikler peşinde olduğunu tahmin ediyorum” ve bunlar gibi düşünceler ortaya çıkar.

Sürekli geçmişi getirmek; Diyelim ki, karıkoca sahilde denize bakıyorlar. Aralarında konuşurlarken eşi, söz gelimi, karısına bağırdı. O anda kadının aklına geçmiş gelir ve kendi kendine şöyle der: “Evliliğin ilk yıllarında annenin yanında bana hakaret etmiş, bağırmıştın. Beni onu yanında küçük düşürüşünü affedemiyorum.” İçlerinde bulundukları güzel ortam gözlerine görünmez. Eş, bu ortamdan zevk alamaz, geçmişi düşünüp sinirlenir, günü zehir olur.

Sözünü kesmek ve sesini yükseltmek; eşimizin sözünü kesersek o kendini değersiz görür, bu da iletişimin kesilmesine sebep olur. Evlilikte eşler birbirlerine sevgilerini sözler ve davranışlarla belli etmelidirler.

Peygamberimiz, eşlerine karşı özel bir ilgi gösterir, onlara özel kelimelerle hitap ederdi. Ayşe’ye “gözbebeğim” diye seslenirdi. “Konuş, gönlümüz açılsın, yüreğimiz ferahlasın” der, o konuşunca da ferahlar, memnun olurdu.

Ne yazık ki çoğu eş, hanımının şımaracağından korkarak sevgisini belli etmez. Oysa mutlu bir beraberlik için eşler birbirlerine iyi davranmalı, sevgilerini hissettirmelidirler. Bu konu çok önemlidir. Nasıl olsa biliyor, anlıyor dememelidir. Karı koca arasında sorunlar çıktığında hemen ayrılma yoluna gitmemeli, sorunlara çözüm aramalıdır. Eşinizle ilişkiniz çıkmaza girdiğinde umutsuzluğa kapılmayın. Bir uzmandan “evlilik terapisi” yardımı almak ilişkiyi tekrar düzene koyar.

Evlilikte sorunlar, genelde karşılıklı iletişim hatalarından ortaya çıkar. Kadın ve erkek farklı amaçlar için iletişim kurarlar. Kadınlar paylaşmak, derdini anlatmak anlaşılmak için, erkekler de sorun çözmek için iletişim kurarlar. Erkekler sorunlarını anlatmayı pek sevmezler, sorunları olduğunda yalnız kalmak isterler. Oysa kadın sorununu eşiyle paylaşmak ister.

Erkek eve sinirli ve yorgun geldiğinde, eşiyle konuşmak istemez, belki eşine ilgi gösteremeyebilir. Karşı taraf erkeğin bu tavrını “Eşim bana değer vermiyor, benimle ilgilenmiyor” diye algılar. Oysa, erkeğin o andaki ihtiyacı sessiz kalmak ve kendini dinlemektir.

Kadın, sorunu olduğunda eşiyle konuşmak, derdini paylaşmak ister. Eşine derdini anlatır, ama erkek sorunu sadece dinlemekle yetinmez, hemen çözüm önerir. Erkeğin hemen çözüm önermesi, tavsiyelerde bulunması, kadının kendini anlaşılamamış hissetmesine yol açar.

Oysa, kadın-erkek doğasının farklı olduğunu bilen ve buna göre davranan çiftler arasında iletişim problemleri fazla çıkmaz.

Acaba kadın-erkek ilişkilerinde, karşı tarafın gözüyle görebiliyor muyuz, yoksa birbirimizi değiştirmeye mi çalışıyoruz? Genelde gözlemlediğim evliliklerde; eşler birbirini değiştirmeye çalışıyor, sorunun sadece karşı taraftan kaynaklandığını düşünüyorlar, hatayı kendilerinde aramıyorlar. Oysa her eş kendine şu soruyu sormalı, “İlişkimizde sorunlar çıkmasında, benim hatam ne?”

Önemli bir nokta da eşler aralarında bir problem olduğunda sakin bir şekilde tartışamıyorlar, birbirlerine kırıcı sözler söylüyor, birbirlerini incitiyorlar.
Peki, birbirlerini kırmadan, karşılıklı iyi niyet ve güven ortamı içinde, eşler eşit söz hakkı alarak birbiriyle tartışamazlar mı? Tartışabilirler tabiiki.
İşte yapıcı tartışmanın aşamaları;
1. aşama: Öncelikle sizi kızdıran, üzen konunun ne olduğu konusunda açık bir tanımlama yapın.
2. aşama: Eşinizle tartışma zamanınızı iyi saptayın. Eşlerden birisi karışık bir ruhsal durum içinde bulunabilir. Bazen yorgunluk ya da başka kişisel bir sorunla kafası meşgul olan eş, karşısındakini tam anlamıyla dinleyebilecek durumda olmayabilir. Bu nedenle tartışma zamanınızı belirlerken eşinize “Beni rahatsız eden önemli bir konu var, bana ayırabileceğin uygun bir zamanın var mı?” demelisiniz.
3. aşama: Sorununuzu karşı tarafa ifade edin. Bunu yaparken “Ben dilini” kullanın ve sizi rahatsız eden davranışın tanımını ve bu davranışın sizde uyandırdığı en belirgin duyguyu paylaşın. Örnek “Beni rahatsız eden şey, ben konuşurken, bana bakmamandır ve sen bunu yapınca sana kırıldığımı hissediyorum” gibi bir ifade tarzı kullanılmalı.
4. aşama: Eşinizin sizi anlayıp anlamadığını denetleyin. Bunu bir örnekle açıklamakta yarar var: Sizi işiten eşiniz, söylediğinizi şöyle tekrar edebilir:
-Ben konuşurken, bana bakmıyorsun, dikkatini vermiyorsun, bu davranışın beni rahatsız ediyor.
- Sen konuşurken ben sana dikkatimi vermiyorum, bu durum seni üzüyor.
Tekrar işleminden sonra, karşınızdaki sizin sorununu kendi anladığı biçimde yeniden söyleyecektir. Burada görüldüğü gibi yorum, suçlama yoktur.
- Yani sen konuşurken, seninle göz teması bulmamam, sende beni dinlemiyor izlenimi uyandırıyor ve bu davranışımdan rahatsız oluyor, üzülüyorsun.
5. aşama: Eşinize, ondan ne istediğinizi ifade edin. Bunu yaparken bu isteğinizin, eşinizin yaşamında nasıl bir değişikliğe sebep olacağını da düşünün. Daha önce verilen örneğe devam edersek;
-Ben konuşurken, benimle göz teması kurmanı ve dikkatini bana vermeni istiyorum.
6. aşama: Eşinize, isteğinizi yapıp yapamıyacağını sorun.
7. aşama: Bu aşamada, her ikinizin kabul edebileceği ve rahatsız olmayacağı bir çözüm bulun.
8. aşama: Belli bir anlaşmaya varmışsanız, bu ortak kararınızı uyguladıktan sonra, ne hissettiğinizi paylaşmak için tekrar biraraya gelin.
Sorunsuz evlilik olmaz, önemli olan ortaya çıkan sorunları karşılıklı iyi niyet ve saygı çerçevesinde, birbirimizi kırmadan çözebilmek.

İNCİNMEKTEN KAÇINMAK İÇİN TAKINILAN YANLIŞ TAVIRLAR

Çiftler görüş ayrılığına düştüklerinde tartışmaları çoğu zaman münakaşaya sonra da kavgaya dönüşür. Sevgi dolu konuşmayı birdenbire bırakır ve birbirlerini incitmeye başlarlar; suçlarlar, yakınır, öfkelenirler. Oysa kavga etmeden, tartışmadan da dürüst olmak, hatta olumsuz duyguları ifade etmek, açıkça konuşmak mümkündür.
Biriyle ne kadar yakınsak, onun olumsuz duygularına tepki göstermeden bakış açısını dinlemek de o kadar güç olur. Onun saygı ve onayını yitirmemek için savunmaya geçer ve bakış açısına karşı direniriz. İnsana acı veren ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimizdir. Çoğu zaman erkek kendisine meydan okunduğunu hissettiğinde dikkatini haklı olmaya yoğunlaştırıp bir yandan sevecen olmayı da unutur. İlgili, saygılı, güven verici bir tonda iletişim kurma becerisi otomatik olarak azalır. Eşini ne kadar incittiğinin farkında değildir. Bu durumlarda kadını onun sözlerini kabul etmesi gerektiği zamanlarda bile, doğal olarak bu sevgisiz yaklaşıma direnir.
Erkek umursamaz bir tavırla konuşup sonra da neden üzülmemesi gerektiğini anlatmaya kalkışarak bilmeden eşini incitir. Yanlışlıkla kadının onun bakış açısına direndiğini sanmaktadır. Gerçekte ise kadını üzen onun sevgisiz yaklaşımıdır.
Öte yandan kadınlar da erkekleri ne kadar incittiklerini fark etmezler. Erkeğin aksine, kadın kendisine meydan okunduğunu hissettiğinde konuşma biçimi otomatik olarak güvensiz ve itici bir hal alır. Bu biçimde itme, özellikle duygusal açıdan bağlı olan erkeği çok incitir. Kadınlar önce eşlerinin davranışları konusundaki olumsuz duyguları paylaşıp sonra da istenmeyen öğütleri vermeye kalkışarak tartışmaları başlatır ve şiddetlendirirler.
Tartışmadan kaçmak için eşimizin neyi söylediğimize değil, nasıl söylediğimize karşı çıktığını unutmamamız gerekir. Tartışmaya ara vermenin en iyi yolu susup konuşmayı biraz ertelemektir.
Eşler tartışmalarda incinmeden kaçınmak için dört türlü tavır takınırlar. Bu tavırların her biri kısa dönemli kazanç sağlamakla birlikte, uzun vadede hepsi zararlıdır.
1. Kavga- Bir konuşma sevgisiz ve soğuk bir hal aldığında bazı insanlar içgüdüsel olarak kavga etmeye başlarlar. Hemen saldırıya geçerler. Suçlayarak, yargılayarak, eleştirerek ve eşlerini haksız çıkararak darbe indirirler. Bağırırlar, öfkelerini dışa vururlar. Asıl amaçları eşlerini sindirip kendilerini sevmeye, desteklemeye zorlamaktır. Sindirme her zaman ilişkideki güveni zayıflatır.
2. Kaçış- Genelde bunu erkekler yapar. Konuşmayı reddederler ve hiçbir şey çözümlenemez. Bazı çiftler tartışmak yerine anlaşmazlıklardan söz etmekten kaçınırlar. Onların isteklerini elde etme yolu, sevgilerini esirgeyerek eşlerini cezalandırmaktır. Eşlerini dolaylı yollardan, yavaş yavaş hak ettikleri sevgiden yoksun bırakarak incitirler.
3. Numara Yapma- Böyle yapan kişiler genellikle kadınlardır. Kadınlar bir çatışmada yara almaktan kaçınmak için hiçbir sorun olmadığını öne sürerler. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip her şeyden memnunmuş gibi davranırlar. Ancak zaman içinde bu kadınların öfkesi birikir, durmadan eşlerine vermekte ama karşılığında kendi ihtiyaç duydukları şeyleri almamaktadırlar. Bu öfke onların doğal sevgi ifadelerini engeller.
4. İçe Kapanma- Genelde bu davranışı kadınlar yapar. Bu kişiler tartışmak yerine boyun eğer, eşlerini üzen her şeyin sorumluluğunu üstlerine alırlar.
Bir erkek danışanım bana eşinden yakınmıştı; “Onu çok seviyorum, bana istediğim her şeyi veriyor. Tek şikâyetim onun mutlu olmaması.”
Eşi yirmi yıldır kocası için kendini inkâr etmişti…
Bu dört tipin birinde kendinizi bulmuş olabilirsiniz ama bu yollar hiçbir işe yaramaz. Sakinleşmek için biraz ara verip sonra yeniden konuşmaya başlamanız gereklidir. Sinirlerine hakim olmak, söylediklerine dikkat etmek de çok önemlidir.
Evlilikte dinlemek doğru iletişim için şarttır.Bu konuyu bir örnekle açıklayalım;
Aysun Hanım yorucu bir günün ardından eve döner. O günkü duygularını paylaşmak istemektedir. "Yapacak o kadar çok şey var ki. Kendime ayıracak zaman hiçbir zaman bulamıyorum."
Eşi de: "O işten ayrılmalısın. Bu kadar çok çalışmana gerek yok. Yapmaktan zevk alacağın bir şey bul" der.
Aysun Hanım da: "Ama ben işimi seviyorum. Yalnızca bir dakika içinde her şeyi değiştirivermemi bekliyorlar."
Eşi: "Onlara kulak asma, yalnızca elinden geleni yap."
Aysun Hanım: "Öyle yapıyorum. Bugün teyzemi aramayı unuttuğuma inanamıyorum."
Eşi: "Dert etme, anlayış gösterecektir."
Aysun Hanım: "Onun şu günlerde neler yaşadığını biliyor musun? Bana ihtiyacı var."
Eşi: "Her şeyi çok fazla dert ediyorsun. Mutsuzluğunun nedeni de bu."
Aysun Hanım: (öfkeyle) "Her zaman mutsuz değilim. Beni birazcık olsun dinleyemez misin?"
Eşi: "Ama dinliyorum."
Aysun Hanım: "Senle neden uğraşıyorum ki?"
Bu konuşmadan sonra Aysun Hanım kendini içtenlik ve dostluk arayışı içinde eve geldiği zamankinden daha yalnız hissetmektedir. Eşi de nerede hata yaptığını bilememekte, çok sıkılmaktadır. Yardım etmek istemiş, ama sorun çözme takdikleri işe yaramamıştır.
Aysun Hanım'ın eşi, hanımının ihtiyacı olan çözüm önermeden dinlemenin ne kadar önemli olduğunu anlamamıştır. Çözüm önermesi, işleri daha da bozmuştur. Hanımlar, birisi bir şey anlatırken çözüm önermezler.
Eşi, yalnızca Aysun Hanım'ın duygularını paylaşarak onu rahatlatabileceğini bilmiyordu.
Psikolojik danışma seanslarında birbirleriyle doğru iletişim kurmayı öğrendiler. Artık Aysun Hanım eve yorgun geldiğinde konuşmalar şöyle geçiyor:
Aysun Hanım "Yapacak çok iş var, kendime zaman ayıramıyorum" deyince, eşi derin bir nefes alıp gevşer ve "Zor bir gün geçirdin galiba" der. Aysun Hanım, "Bir anda her şeyi değiştirmemi bekliyorlar. Ne yapacağımı bilmiyorum" deyince, eşi "Hmm." Aysun Hanım "Teyzemi aramayı bile unuttum." Eşi: "Sahi mi?" der. Aysun Hanım "Bugünlerde bana o kadar çok ihtiyacı var ki kendimi çok kötü hissediyorum." Eşi de "Sen çok sevgi dolu bir insansın" der ve hanımına sarılır. Aysun Hanım'ın da içi rahatlar, eşine "Seninle konuşmaya bayılıyorum. Beni dinlediğin için teşekkürler. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum" der.
Aralarındaki farklılığın bu yeni bilinciyle eşi çözüm önermeden dinlemenin akılcılığını, Aysun Hanım da istenmeyen önerilerde ve eleştirilerde bulunmadan işleri oluruna bırakıp kabullenmenin akılcılığını öğrenmiştir.
İlişkilerde en sık yaptığımız iki hatayı özetleyelim;
-Kadın bir şeye üzüldüğünde erkek onun duygularını dikkate almayan çözümler önererek ruh halini değiştirmeye çalışır.
-Erkek bir hata yaptığında; kadın, istenmeyen eleştirilerde ya da önerilerde bulunarak onun davranışlarını değiştirmeye çalışır.
Kadın erkeğin çözümlerine direndiğinde, erkek becerisinin sorgulandığını düşünür. Sonuç olarak kendini güven duyulmayan, takdir edilmeyen biri gibi hisseder ve o da aldırış etmeyi bırakır. Dinleme arzusu zayıflar.
Ayrıca erkeğin bir derdi olduğunda giderek içine kapanır ve dikkatini soruna odaklar. Kadın ise duyguları üzerine yoğunlaşır ve derdini uzun cümleler kurarak erkeğe anlatmak, paylaşmak ister. Yani sorunları hakkında konuşmak kadınlara iyi gelir.
Erkeklerle kadınlar arasındaki farklılıkları bilerek konuşmak, davranmak eşinizle olan iletişim problemlerini kolayca çözmenizi ve mutlu olmanızı sağlar.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Evlilikte Mutluluk Yazıları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Kıvanç TIĞLI Fotoğraf
Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi15 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'nın Yazıları
► Evlilikte Mutluluk Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
► Mutluluk Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
► Mutluluk Psk.Özlem SANAN ŞENBAY
► Mutluluk Arayışı Psk.Beria Bilge ŞENER
► Mutluluk Kuramları Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
► Mutluluk Nerededir? Psk.Serap DUYGULU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Evlilikte Mutluluk Yazıları' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Özşefkat Ocak 2021
► Korona Kaygısı Ocak 2021
► Kendin Olma Cesareti Ocak 2021
► Çocuklarda Çalma Ekim 2018
◊ Sosyal Fobi Vaka Örnekleri ÇOK OKUNUYOR Aralık 2013
◊ Depresyon Vaka Örneği ve Emdr ÇOK OKUNUYOR Aralık 2013
◊ Sosyal Fobi ÇOK OKUNUYOR Kasım 2013
◊ Vitiligo Kasım 2013
◊ Yetişkinde Fibromiyalji Kasım 2013
◊ Baş Ağrıları Ekim 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:11
Top