2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Panik Atak
MAKALE #11992 © Yazan Psk.Filiz OLCAYTO | Yayın Ocak 2014 | 4,253 Okuyucu
Panik Atak:

Panik atak geçiren kişiler, kısa süreli ve yoğun kalp çarpıntısı, nefes alamama, ani ateş basması veya üşüme, terleme, kontrolü kaybetme veya çıldırma hissi, göğüs ağrısı, baş dönmesi, bayılacakmış ya da ölecekmiş gibi hisler deneyimleyebilirler. Bu nedenle, panik atak insanda yoğun korku ve huzursuzluk yaratır.

Panik atağın, en korkutucu taraflarından biri de, ne zaman olacağının bilinmemesidir. Bazı kişilerde, panik atağı belirli bir durum veya olay tetiklerken, bazılarında yoğun stres altında olmak veya çok travmatik bir olay yaşamak panik atağı başlatabilir. Bu nedenle, panik atak, kişinin yaşadığı iç çatışmalardan ya da bilinçdışının kendisini yoğun bir tehdit altında hissetmesinden kaynaklanır. Örneğin, çok sorunlu bitirilemeyen bir ilişki, bilinçdışında yoğun bir iç çatışma yaratabilir veya bir öğrenci ailesi tarafından da çok önemsenen bir sınava girecekse, bu sınavı kazanamadığı takdirde bilinçdışında bunu dünyanın sonu gelecekmiş gibi deneyimleyebilir. Travmatik bir olayın panik atağı tetiklemesinin altında da aslında uzun zamandır birikmiş baş etmesi çok zor, yoğun duygular yatar. Kısaca, panik atak insanın iç dünyasında yüzleşmeye cesaret edemediği derin duyguların, iç çatışmaların vücutta kendini göstermesidir. İnsanın, bilinçdışında çözemeyeceğini düşündüğü iç çatışmalar, derin utanma, korku, yetersizlik gibi duygular, insanı çok çaresiz ve ümitsiz hissettirir. Bu duygular ve iç çatışmalarla nasıl başa çıkacağını bilemediği içinde, kişi bu duyguları bastırabilir. Bu bastırılan duygular ise yok olmaz ve vücutta panik atak semptomları şeklinde çıkar.

Bilince taşınamayan duyguların vücutta kendini göstermesinin nedeni ise bunu, beynin bilinçdışında tehdit olarak algılaması ve vücutta buna göre ayarlamalar yapmasıdır. İnsanlığın başlangıcından beri, insanoğlu hayati tehditler karşısında hayatta kalabilmek için savaş-kaç tepkisini geliştirmiştir. Örneğin ilk çağlarda vahşi bir hayvanla karşılaşıldığında hayatta kalabilmek için ya savaşmak ya da kaçmak gerekiyordu. Günümüzde savaşmamız gereken vahşi hayvanlar yok ama geçemezsek hayatın sonu gelecekmiş gibi deneyimlediğimiz sınavlar, stresli iş hayatı ve baş etmesi zor ilişkiler var. Bu nedenle günümüzde de bilinçdışı, kendisini tehdit altında hissettiği zaman, beyin, vücudu kaçmaya veya savaşmaya hazırlamak için adrenalin ve bununla beraber 30 farklı hormon daha salgılar. Bu durumda da nabız, kan basıncı, nefes alışverişi artar ve kaslar kasılır. Bu korku, bilinç seviyesinde yaşanmadığı için aslında hayati bir tehlike olmasa da bilinçdışında o şekilde algılandığı için nabız değişir, kan basıncı değişir, nefes alışverişi değişir ve bu ani değişimlerle kişi ölecekmiş gibi bile hissedebilir. Burada insanı esas korkutan bilinçdışında olanların bilince taşınamamasıdır çünkü hızlı bir şekilde merdiven çıkıldığında da bu değişimler vücutta olur ama bilinç nedenini bildiği için bu korkutucu olmaz. Ancak panik atak yaşamış birinde merdiven çıkmak bile, daha önce deneyimlediği panik atağa benzetildiği takdirde panik atak başlatacak endişesine neden olabilir.

Panik atak ile ilgili yapılan bir araştırmada, gençlerin %40’ının yoğun stres altında panik atak semptomlarını deneyimledikleri fakat sınav gibi yoğun stres yaratan faktörlerden kaynaklandığı için yaşam kalitelerini değiştirmediği bulunmuştur (King, Gullone&Tonge,1993). Panik atağı yaşam kalitesini bozacak düzeyde deneyimleyen kişilerin ise çok yakın akrabalarında panik bozukluk olma ihtimalinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Psikolojik teorilerden, bilişsel yaklaşım, panik atak geçiren kişilerin, geçirmeyenlere göre, vücutlarındaki değişikliklere daha çok dikkat ettiklerini, bu değişiklikleri olumsuz bir şekilde yorumladıklarını ve bu olumsuz düşünceleri çok hızlı bir şekilde büyüttüklerini söylemektedir. Bunların yanında, panik atak geçiren kişilerin, diğer kişilerle ilişkilerinde, pasif bir iletişim tarzları olduğuna dair oldukça fazla kanıtta bulunmaktadır. Pasif iletişim tarzı, kişilerin kendilerini çok ifade edemediği bir iletişim tarzıdır. Pasif iletişim tarzında kişinin istediklerini ifade etmesi, öfke gibi yoğun duyguları karşısındakine anlatması çok zordur. Bu kişiler istediklerinin görülmeyeceğinden, duyulmayacağından neredeyse emin oldukları için, kendi isteklerini reddedilme korkusuyla söyleyemezler. Öfkelerini, korkularını ifade ederlerse daha büyük bir öfke veya terkedilme ile karşılaşacaklarını düşünürler. Kısaca, panik atak semptomlarını deneyimler kişilerin, bu semptomları deneyimlemeyen kişilere göre vücutlarında olan değişmelere daha fazla dikkat ettikleri, pasif iletişim kurdukları ve genetik olarak da daha yatkın oldukları söylenebilir.

Bu durumda, panik atağın deneyimlenmemesi için, öncelikle kişinin, yaşadığı iç çatışmaların ve yüzleşmek istemediği duygularının farkına varması, bunları bilinç seviyesine taşıması gerekir çünkü bu duygular bilinç seviyesine taşınamadıkça bilinçaltı tarafında tehdit olarak algılanabilir. Ancak bu duygularla yüzleşmekte kolay değildir. Örneğin bir kişi kendisini bilinçdışında çok yetersiz hissediyorsa, bilincin bunu kabul etmesi çok zordur. Bu durumda bu hisler görmezden gelinir bastırılır ve bu da işleri daha da içinden çıkılmaz bir duruma sokar, bilinçdışındaki yoğun çaresizlik ve ümitsizlik hisleri, yine bilinçdışı tarafından hayati tehdit olarak algılanma safhasına kadar gelebilir. Bu nedenle iç çatışmaların kabul edilmesi zor duyguların bastırılmak yerine görülmesi ve kabul edilmesi hem panik atak semptomlarının geçmesi, hem de kişinin hayat kalitesinin artması açısından çok önemlidir.
Kaynakça:
King, N. H., Gullone, E.,& Tonge, B. J. (1993). Self-reports of panic attacks and manifest anxiety in adolescents. Behaviour Research & Therapy, 31, 111-116.
Nolen-Hoeksema, S. (2004). Abnormal Psychology. New York: Mc-Graw Hill.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Panik Atak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Filiz OLCAYTO'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Filiz OLCAYTO'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Filiz OLCAYTO'nun Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Panik Atak' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kıskançlık Şubat 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:23
Top