2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Karnem Kadar mı Seviliyorum?
MAKALE #12206 © Yazan Psk.Selin KARA | Yayın Şubat 2014 | 2,968 Okuyucu
Yarıyıl tatilin yaklaştığı bu günlerde hem çocukları hem aileleri karne heyecanı sarmış bulunuyor. Karne gününü sabırsızlıkla bekleyen çocuklarımızın yanında o gün dünya yansın, batsın diye bekleyenler bile var. Peki, bu kadar anlam yüklenen karne aslında neyi, ne kadar ölçer? Karne sonucundan sadece çocuklar mı sorumludur?

Karne sonucu iyi olsun kötü olsun bu sonuçtan sadece tabi ki de çocuk sorumlu değildir. Çocuğun ruhsal, fiziksel durumu, zeka, konsantrasyon ve motive olma durumu yanında aile ilişkileri de oldukça önemlidir. Bir diğer önemli faktör ise okuldaki eğitim öğretim programı ve öğretmen ile kurulan iletişimdir.


Kötü karne sonucunda aşağılanan, suçlanan, cezalandırılan, diğer arkadaşlarıyla ya da kardeşleriyle kıyaslanan çocuğun kişilik gelişimine darbe vurulmuş olunur. Bu darbenin yanı sıra bu tepkiler, başarıyı olumlu etkileyecek faktörler değildirler. Tüm bu olumsuz tepkilerle karşılaşan çocuk, kendine olan güvenini kaybeder ve bu çoğu zaman hayatı boyunca başarısız, yaptığı eylemden emin olamayan, girişimci ruhunu kaybeden bir birey olarak hayatını sürdürebilir. Başarılı olmak, tabi ki de takdir edilmesi gereken bir durumdur. Hem çocuk için hem aile için gurur verici ve motivasyonu arttırıcı bir durumdur. Fakat başarısız olan bir çocuk diğer tüm olumlu özellikleri göz ardı edilip sadece başarı durumuna göre değerlendiriliyorsa burada bir problem var demektir. Ailenin sevgisi başarıya bağlanmıştır, yani aile çocuğu başarı karşılığında koşullu olarak sevmektedir. İyi çocuk olursan, uslu çocuk olursan, çalışkan çocuk olursan ve konumuzla ilgili olarak başarılı çocuk olursan vb. seni öyle severiz mesajı çocuğa verilir. Bu durum, çocuğu tam tersi bir etki ile başarısızlığa iten tek sebep bile olabilir. Ayrıca depresyon, suçluluk duygusu, davranış ve uyum sorunları gibi başka sorunları da doğurabilir.


Sadece başarı odaklı bir sistem kişiyi aynı zamanda mükemmeliyetçiliğe iter ve bunun sonucu çocuk hep mükemmeli ararken hayatın tadını çıkarmayı unutur ve kendi uğruna hep başarıyı arar. Ama elde ettiği başarılar ona yetmez ve hep daha fazlası için kendinden vazgeçer, gerçek mutluluğu yakalayamaz. Başarılı olamadığı dönemlerde ise depresif duygularla hayatı kendine zehir eder.


Başarısız bir karne ile karşılaşan aile ne yapmalıdır?


Öncelikle bunun tek sorumlusunun çocuk olduğunu düşünmemeli ve bu sorumluluğu paylaşmalıdır. Çocuğunu anlamaya çalışmalı ve sorunun nedenini bulmaya yönelik girişimlerde bulunmalıdır. Her çocuğun kapasitesi, zeka seviyesi, öğrenme hızı vb. bir değildir. Başarı ile ilgili beklenti çocuğu iyi tanıyarak, onun kişisel özelliklerine bağlı olarak belirlenmelidir. Ayrıca her çocuğun akademik alanda başarılı olması da beklenmemelidir. Önemli olan çocuğun kendini ve kişiliğini ortaya koyması ve yaptığı iş her ne olursa olsun elinden geleni yapması ve sorumluluk duygusunun gelişmesidir. Kimi çocuk sayısal alanda başarılı olurken kimisi sözel olarak kendini daha rahat ortaya koyabilmektedir. Kimi çocuğun el becerileri çok gelişmiştir, kimisinin ise müzikle ilgili yetenekleri fazladır. Bu örnekler çoğaltılabilir. Çocuk başarılı olduğu alanda desteklenmelidir ve bu şekilde çocuğun kişiliğine de olumlu katkıda bulunulur.


Karne sonucu ne olursa olsun çocuklar tatili tatil gibi geçirmelidirler. Baskı altına alınması başarıyı arttırmaz. Yapılacak en verimli şey çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmaktır. Ailece kitap okuma saati belirlenerek kitap okumanın keyifli bir eylem olduğu çocuğa aktarılmalıdır. Kitap okumayan ebeveynin kendi yapmadığı davranışı çocuğundan beklemesi de bir tezat oluşturmaktadır. Unutulmamalıdır ki çocuk söylenenlerden çok gördüklerini yapmaya eğilimlidir.


Karnelerin alınmasına yaklaştığımız bu günlerde konuyu genel hatlarıyla ele almak istedim. Fakat her çocuk biriciktir ve kendi özelliklerine göre değerlendirilmeli ve çözüm yolu buna göre belirlenmelidir. Aileler unutmamalıdır ki akademik başarı her şey değildir. Başarı yakalanmak isteniyorsa da bunun en etkili yolu çocuğu koşulsuz sevmektir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Karnem Kadar mı Seviliyorum?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Selin KARA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Selin KARA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Selin KARA Fotoğraf
Psk.Selin KARA
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi22 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Selin KARA'nın Makaleleri
► Ne Kadar Harçlık? Psk.Dnş.Seval Ulviye AKYOL
► Sınırlarınız Kadar Özgürsünüz Psk.Feyzullah ALPMAN
► Psikoterapi Ne Kadar Sürer? Psk.Buse ÇAKMAK
► İlişki Yaşamak Ne Kadar Zor! Psk.Dnş.Serap ALTU
► Kendimizi Ne Kadar Tanıyoruz? Psk.Dnş.Sibel DEMİR SARIOĞLU
► Birinden Bir Şey İstemek Neden Bu Kadar Zor? ÇOK OKUNUYOR Psk.Emine ÖZDEMİR
► Gençlere Özgürlük Ama Nereye Kadar? Psk.Dnş.Fatih UYUMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Karnem Kadar mı Seviliyorum?' başlığıyla benzeşen toplam 35 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendimizi Tanıyalım Haziran 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:01
Top