Erteleme Davranışına İlişkin Sağlıksız İnanışlar
Katı İstekler
Bir iş üzerinde çalışmaya başlamadan önce belirli koşulların var olmasını tercih edebilirsiniz. İstenen koşullar var olmasa bile insanın bu tür tercihlerinin olmasında yanlış bir şey yoktur, çünkü tercihlerin gerçekleşmemesi ertelemeye yol açmamaktadır. Ne var ki, bizler insan olarak bir işe başlamadan önce var olmasını tercih ettiğimiz koşulların mutlaka var olmasında ısrar edersek tercihlerimizi kolayca isteklere dönüştürüveririz. İşte o zaman erteleme olasılığımız iyice yükselir, çünkü kendimize manevra alanı bırakmayız.
Yapmamızda yarar olacak bir işe başlamadan önce rahatsızlık duygusundan arınmış olmamız gerektiği konusunda kesinkes ısrarcı olursak, rahatsızlık duygusundan kurtulamadığımız sürece işe nasıl başlayabiliriz? BAŞLAYAMAYIZ.
İşe girişmeden önce belirli koşulların var olması konusunda katı isteklerimiz var ise bu koşullar gerçekleşmediği sürece işe başlayamayız. Hatta bu koşullar gerçekleştiğinde bile erteleme olasılığımız tümden ortadan kalkmış olmaz, çünkü durum değişebilir ve işi yapmak için varlığında o kadar ısrar ettiğimiz koşulları yitirebiliriz.
Büyütme
Bu tür inanışa sahip insanlar kesinlikle olmaması gerektiğine inandıkları bir koşulun varlığını olumsuz yönde olağanüstü abartırlar. Böylece, elinizdeki işe başlamadan önce rahat olmanız gerektiğine inanıyorsanız ve rahatsızlık duyarsanız, bunun son derece berbat bir durum olduğuna inanma eğilimi gösterirsiniz; bu da sizi elinizdeki işe geciktirerek rahatsızlıktan kurtulmaya yöneltir. Büyütme inanışları genelde şu gibi cümlelerle ifade edilir: “......olması korkunç bir şey.”, “......olması felaket bir durum”, “.....olmazsa her şey biter” v.s. Büyütme inanışını tanımlayan özelliği bu inanışa sahip olduğunuz zaman hiçbir şeyin bundan daha kötü olmayacağına gerçekten inanmakta oluşunuzdur.
Rahatsızlığa Dayanamama
Katı istekleriniz yerine gelmediği zaman bu duruma katlanamayacağınızı düşünme eğilimindesinizdir. Böylece, eğer elinizdeki işe girişmeden önce kesinlikle rahatsızlık duymamanız gerektiğini düşünüyorsanız ve rahatsızlık duygusu gelip sizi bulursa, bu duygularla harekete geçemeyeceğinizi düşünme eğilimi gösterirsiniz. Sonuç olarak rahatsızlık duygusunu yaşamamak için elinizdeki işi ertelersiniz.
Suçlama
Suçlama inanışları kişinin kendisi ile, başkaları ile ya da genelde yaşam ile ilgili olabilir. Kendiniz hakkında suçlama inanışına sahip olduğunuzda kesinlikle yapmamanız gereken bir şeyi yaptığınızda ya da kesinlikle yapmanız gerektiğini düşündüğünüz bir şeyi yapmadığınızda kendinizi aşağılama eğiliminde olursunuz. Örneğin, çok tipik bir erteleme senaryosu iyi yapamayacağınızı düşündüğünüz bir işi ertelemektir. O işe hiç başlamamaya karar verir, hatta başlamayı aklınızdan bile geçirmezsiniz. Bu koşullarda işi ertelemenizin nedeni, işi iyi yapmanız gerektiğine inanmanız ve bunu yapamadığınızda başarısızlığınızın kanıtlanacağı endişesidir. Kendini suçlama inanışı (“ben başarısız biriyim”) iyi yapamayacağınızı düşündüğünüz bir işi mutlaka iyi yapma isteğinizden kaynaklanır. Sonunda başarısız olmaktansa işi ertelersiniz.
Bir başkası ile ilgili olarak suçlama inanışına sahipseniz, o kişinin kesinlikle yapması gerektiğini düşündüğünüz bir işi yapmayacak ya da kesinlikle yapmaması gerektiğini düşündüğünüz bir işi yapacak nitelikte kötü ya da değersiz biri olduğuna inanırsınız.
Eğer yaşam koşulları hakkında suçlama inanışına sahipseniz, yaşam koşullarının aslında olmaması gerektiği kadar bozuk olduğunu düşünüyorsunuzdur. Bu tür suçlama inanışından kaynaklanan erteleme biçimi kendine acıma duygusu ile ilişkilidir. Bu durumda insan yaşamın kendisine aslında hak etmediği kadar kötü davrandığına ya da aslında hak ettiklerini kendisine vermediğine inanmaktadır. Dünya bu kadar adaletsiz, acımasız olduğu için kendine acıyan insan neşesini yeniden kazanabilmek için herhangi bir şekilde külfetli olabilecek bir işi yapmaktan kaçınacaktır. Kısa dönemde kendisini mutlu edecek faaliyetlere yönelecektir.
Bir iş üzerinde çalışmaya başlamadan önce belirli koşulların var olmasını tercih edebilirsiniz. İstenen koşullar var olmasa bile insanın bu tür tercihlerinin olmasında yanlış bir şey yoktur, çünkü tercihlerin gerçekleşmemesi ertelemeye yol açmamaktadır. Ne var ki, bizler insan olarak bir işe başlamadan önce var olmasını tercih ettiğimiz koşulların mutlaka var olmasında ısrar edersek tercihlerimizi kolayca isteklere dönüştürüveririz. İşte o zaman erteleme olasılığımız iyice yükselir, çünkü kendimize manevra alanı bırakmayız.
Yapmamızda yarar olacak bir işe başlamadan önce rahatsızlık duygusundan arınmış olmamız gerektiği konusunda kesinkes ısrarcı olursak, rahatsızlık duygusundan kurtulamadığımız sürece işe nasıl başlayabiliriz? BAŞLAYAMAYIZ.
İşe girişmeden önce belirli koşulların var olması konusunda katı isteklerimiz var ise bu koşullar gerçekleşmediği sürece işe başlayamayız. Hatta bu koşullar gerçekleştiğinde bile erteleme olasılığımız tümden ortadan kalkmış olmaz, çünkü durum değişebilir ve işi yapmak için varlığında o kadar ısrar ettiğimiz koşulları yitirebiliriz.
Büyütme
Bu tür inanışa sahip insanlar kesinlikle olmaması gerektiğine inandıkları bir koşulun varlığını olumsuz yönde olağanüstü abartırlar. Böylece, elinizdeki işe başlamadan önce rahat olmanız gerektiğine inanıyorsanız ve rahatsızlık duyarsanız, bunun son derece berbat bir durum olduğuna inanma eğilimi gösterirsiniz; bu da sizi elinizdeki işe geciktirerek rahatsızlıktan kurtulmaya yöneltir. Büyütme inanışları genelde şu gibi cümlelerle ifade edilir: “......olması korkunç bir şey.”, “......olması felaket bir durum”, “.....olmazsa her şey biter” v.s. Büyütme inanışını tanımlayan özelliği bu inanışa sahip olduğunuz zaman hiçbir şeyin bundan daha kötü olmayacağına gerçekten inanmakta oluşunuzdur.
Rahatsızlığa Dayanamama
Katı istekleriniz yerine gelmediği zaman bu duruma katlanamayacağınızı düşünme eğilimindesinizdir. Böylece, eğer elinizdeki işe girişmeden önce kesinlikle rahatsızlık duymamanız gerektiğini düşünüyorsanız ve rahatsızlık duygusu gelip sizi bulursa, bu duygularla harekete geçemeyeceğinizi düşünme eğilimi gösterirsiniz. Sonuç olarak rahatsızlık duygusunu yaşamamak için elinizdeki işi ertelersiniz.
Suçlama
Suçlama inanışları kişinin kendisi ile, başkaları ile ya da genelde yaşam ile ilgili olabilir. Kendiniz hakkında suçlama inanışına sahip olduğunuzda kesinlikle yapmamanız gereken bir şeyi yaptığınızda ya da kesinlikle yapmanız gerektiğini düşündüğünüz bir şeyi yapmadığınızda kendinizi aşağılama eğiliminde olursunuz. Örneğin, çok tipik bir erteleme senaryosu iyi yapamayacağınızı düşündüğünüz bir işi ertelemektir. O işe hiç başlamamaya karar verir, hatta başlamayı aklınızdan bile geçirmezsiniz. Bu koşullarda işi ertelemenizin nedeni, işi iyi yapmanız gerektiğine inanmanız ve bunu yapamadığınızda başarısızlığınızın kanıtlanacağı endişesidir. Kendini suçlama inanışı (“ben başarısız biriyim”) iyi yapamayacağınızı düşündüğünüz bir işi mutlaka iyi yapma isteğinizden kaynaklanır. Sonunda başarısız olmaktansa işi ertelersiniz.
Bir başkası ile ilgili olarak suçlama inanışına sahipseniz, o kişinin kesinlikle yapması gerektiğini düşündüğünüz bir işi yapmayacak ya da kesinlikle yapmaması gerektiğini düşündüğünüz bir işi yapacak nitelikte kötü ya da değersiz biri olduğuna inanırsınız.
Eğer yaşam koşulları hakkında suçlama inanışına sahipseniz, yaşam koşullarının aslında olmaması gerektiği kadar bozuk olduğunu düşünüyorsunuzdur. Bu tür suçlama inanışından kaynaklanan erteleme biçimi kendine acıma duygusu ile ilişkilidir. Bu durumda insan yaşamın kendisine aslında hak etmediği kadar kötü davrandığına ya da aslında hak ettiklerini kendisine vermediğine inanmaktadır. Dünya bu kadar adaletsiz, acımasız olduğu için kendine acıyan insan neşesini yeniden kazanabilmek için herhangi bir şekilde külfetli olabilecek bir işi yapmaktan kaçınacaktır. Kısa dönemde kendisini mutlu edecek faaliyetlere yönelecektir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Erteleme Davranışına İlişkin Sağlıksız İnanışlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Akın ÖZGÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Akın ÖZGÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
