Dün: Bu Şekilde Sakın Evlenme! Şimdi: Yaş 51
BU ŞEKİLDE SAKIN EVLENME... ŞİMDİ YAŞ 51
Mesleğimizin en temel ilkelerinden birisi de akıl vermemek, kişilerin hayatları üzerinde inisiyatif kullanmamaktır. Yani sen şunu yap, böyle karar ver, şöyle olsun gibi akıl verme odaklı önerilerde bulunmamak bizim mesleğin birinci sınıf düzeyinde öğretilen en temel kuralıdır.
Bugün karşılaştığım ve mesaj yoluyla bana ulaşan, yardımımı isteyen bir vaka bu açıdan ibret vericiydi! Danışan şuan 51 yaşında! Bana kısaca hayat hikayesini ve başından geçenleri anlatmış!
Yıllar önce, daha doğrusu çocukluk yıllarında öz babası tarafından taciz edilmiş! Hem de birkaç kere! Bu olayın etkisi geçip gitmiş yıllar içinde! Sadece erkeklere karşı bir güvensizlik kalmış! O kadarı da olacak elbette! Organizma daha dikkatli ol diye sinyal vermeye devam ediyor! O yaşadığı hiç bir şeyi unutmaz, bir kere yaşanmış her şeyin tekrar yaşanabileceğini bilir, güvensizlik vb. duygularla bizi diri, uyanık tutmaya, tedbirli olmaya zorlar! Bu son derece sağlıklı mekanizmayı dertlerden nemalanan uzmanlar anormal kabul eder sadece!
Bu duygusundan kurtulmak için yıllar sonra bir uzmana gitmiş! Bu kişi olayın travmatik etkisini aşağı yukarı tamamen unutabilmiş ki bu çok güzel! Bu genellikle pek mümkün olmaz! "Ne yaşamış olursam olayım, yardım alayım ve bu olayın zihnimdeki hatırasından kesin bir şekilde kurtulayım!" Bu arzu edilir genellikle! Kişiler elimizde böyle unutturma gibi bir güç bulunduğunu zannederler, bu sebeple bize gelirler çoğu zaman!
Sözünü ettiğim kişide bu acı olayın etkisi kalmamış. Sadece erkeklerle ilgili güvensizlik ve evliliğe karşı geliştirdiği korku duygusu nedeniyle uzman yardımı almak istemiş! Uzman bir psikiyatrist olmuş tabi. Kısa sürede dayamış antidepresanı! İki çift de laf etmiş! Kesinlikle evlenmeyeceksin demiş! Mutlak uzmanlık önerisi, "Sakın evlenme" olmuş!
Kişilerin yaşamları hakkında, en önemlisi de özel hayatlarındaki olası seçimleri konusunda iki dakikada karar verme hakkını kendinde görmek! Üstelik de bunu kesin bir dille ifade etmek! Bu ne cürettir böyle!
Uzmanlığın ve uzmanların sorgulanmamasının, her dediklerinin mutlak bir doğru gibi kabul görmesinin dramatik bir neticesi olarak kişi yıllarca evlilikten kaçmış haliyle! Uzman söylemiş ne de olsa! Bir bildiği vardır demiş. Yağmurdan kaçarken doluya tutulacağım diye düşünmüş, iyice korkmuş! Ne kısmetleri geri tepmiş bu yüzden!
Bu arada babasını kaybetmiş! Şuan mezarını dahi bilmiyor; onu hayatından çoktan çıkarmış zaten! Bir süre önce de annesi vefat etmiş! Yapayalnız kalmış! Özgüveni bitmiş! Bu süreçte hayatın olağan akışı gereği yaşanılan bir yığın ufak tefek sorunlar olmuş! Kadın olmak, hele hele o yaşta ve yalnız yaşayan bir kadın olmak zaten başlıbaşına büyük bir derttir!
Korku duygusunu, güvensizlik duygusunun doğasını bile tanımaktan aciz bir uzman...
Bir duygu biçimini evliliğe mani sanacak kadar körelmiş, "Önce bu duygundan kurtul sonra evlen, yoksa asla evlenme" diyecek kadar mesleğin en temel gerçeklerinden kopmuş enaniyetli bir bakış açısı...
Sanki herkes evlenirken tüm kaygı, endişe, korku ve tereddütlerinden arınarak evleniyormuş gibi, sanki evlilik için sütliman olmuş bir ruh zemini gerekiyormuş gibi yapan, psikolojiyi bu denli abartan ve haddini aşan, mesleğini başkalarının üzerinde hükmetme vasıtası haline dönüştüren bir uzman ve böyle bir uzman yüzünden geçen onca yıl...
Kaçırılan onca kısmetler, yitip giden nice umutlar...
Bu süreçte sırf bu sebeplerle yaşanılan bir yığın başka sorunlar...
Uzmanlıklar artık sorgulanmalı!
Hiç kimse dokunulmaz, hiç bir meslek mutlak otorite olmamalı!
Hepsinin tüm defoları tek tek deşifre edilmeli.
Haddini aşan, mesleğinin doğrularına ihanet eden, mesleğini başkalarının yaşamları üzerinde hükmetme aracı olarak gören kişilere karşı uyanık olunmalı!
"Çocuk yapma, bu şekilde sürmektense boşan, sen evlen, sen hayatını yaşa, gerisini düşünme" türü öneriler sunan tuzu kuru uzmanlara karşı uyanık olunmalı!
Öyle uzmanlar var ki bu piyasada sizi, bizi, hepimizi, ruhlarımızı, sağlığımızı onlardan Allah korusun demek gerekiyor!
Psikolog
İzzet Güllü
Mesleğimizin en temel ilkelerinden birisi de akıl vermemek, kişilerin hayatları üzerinde inisiyatif kullanmamaktır. Yani sen şunu yap, böyle karar ver, şöyle olsun gibi akıl verme odaklı önerilerde bulunmamak bizim mesleğin birinci sınıf düzeyinde öğretilen en temel kuralıdır.
Bugün karşılaştığım ve mesaj yoluyla bana ulaşan, yardımımı isteyen bir vaka bu açıdan ibret vericiydi! Danışan şuan 51 yaşında! Bana kısaca hayat hikayesini ve başından geçenleri anlatmış!
Yıllar önce, daha doğrusu çocukluk yıllarında öz babası tarafından taciz edilmiş! Hem de birkaç kere! Bu olayın etkisi geçip gitmiş yıllar içinde! Sadece erkeklere karşı bir güvensizlik kalmış! O kadarı da olacak elbette! Organizma daha dikkatli ol diye sinyal vermeye devam ediyor! O yaşadığı hiç bir şeyi unutmaz, bir kere yaşanmış her şeyin tekrar yaşanabileceğini bilir, güvensizlik vb. duygularla bizi diri, uyanık tutmaya, tedbirli olmaya zorlar! Bu son derece sağlıklı mekanizmayı dertlerden nemalanan uzmanlar anormal kabul eder sadece!
Bu duygusundan kurtulmak için yıllar sonra bir uzmana gitmiş! Bu kişi olayın travmatik etkisini aşağı yukarı tamamen unutabilmiş ki bu çok güzel! Bu genellikle pek mümkün olmaz! "Ne yaşamış olursam olayım, yardım alayım ve bu olayın zihnimdeki hatırasından kesin bir şekilde kurtulayım!" Bu arzu edilir genellikle! Kişiler elimizde böyle unutturma gibi bir güç bulunduğunu zannederler, bu sebeple bize gelirler çoğu zaman!
Sözünü ettiğim kişide bu acı olayın etkisi kalmamış. Sadece erkeklerle ilgili güvensizlik ve evliliğe karşı geliştirdiği korku duygusu nedeniyle uzman yardımı almak istemiş! Uzman bir psikiyatrist olmuş tabi. Kısa sürede dayamış antidepresanı! İki çift de laf etmiş! Kesinlikle evlenmeyeceksin demiş! Mutlak uzmanlık önerisi, "Sakın evlenme" olmuş!
Kişilerin yaşamları hakkında, en önemlisi de özel hayatlarındaki olası seçimleri konusunda iki dakikada karar verme hakkını kendinde görmek! Üstelik de bunu kesin bir dille ifade etmek! Bu ne cürettir böyle!
Uzmanlığın ve uzmanların sorgulanmamasının, her dediklerinin mutlak bir doğru gibi kabul görmesinin dramatik bir neticesi olarak kişi yıllarca evlilikten kaçmış haliyle! Uzman söylemiş ne de olsa! Bir bildiği vardır demiş. Yağmurdan kaçarken doluya tutulacağım diye düşünmüş, iyice korkmuş! Ne kısmetleri geri tepmiş bu yüzden!
Bu arada babasını kaybetmiş! Şuan mezarını dahi bilmiyor; onu hayatından çoktan çıkarmış zaten! Bir süre önce de annesi vefat etmiş! Yapayalnız kalmış! Özgüveni bitmiş! Bu süreçte hayatın olağan akışı gereği yaşanılan bir yığın ufak tefek sorunlar olmuş! Kadın olmak, hele hele o yaşta ve yalnız yaşayan bir kadın olmak zaten başlıbaşına büyük bir derttir!
Korku duygusunu, güvensizlik duygusunun doğasını bile tanımaktan aciz bir uzman...
Bir duygu biçimini evliliğe mani sanacak kadar körelmiş, "Önce bu duygundan kurtul sonra evlen, yoksa asla evlenme" diyecek kadar mesleğin en temel gerçeklerinden kopmuş enaniyetli bir bakış açısı...
Sanki herkes evlenirken tüm kaygı, endişe, korku ve tereddütlerinden arınarak evleniyormuş gibi, sanki evlilik için sütliman olmuş bir ruh zemini gerekiyormuş gibi yapan, psikolojiyi bu denli abartan ve haddini aşan, mesleğini başkalarının üzerinde hükmetme vasıtası haline dönüştüren bir uzman ve böyle bir uzman yüzünden geçen onca yıl...
Kaçırılan onca kısmetler, yitip giden nice umutlar...
Bu süreçte sırf bu sebeplerle yaşanılan bir yığın başka sorunlar...
Uzmanlıklar artık sorgulanmalı!
Hiç kimse dokunulmaz, hiç bir meslek mutlak otorite olmamalı!
Hepsinin tüm defoları tek tek deşifre edilmeli.
Haddini aşan, mesleğinin doğrularına ihanet eden, mesleğini başkalarının yaşamları üzerinde hükmetme aracı olarak gören kişilere karşı uyanık olunmalı!
"Çocuk yapma, bu şekilde sürmektense boşan, sen evlen, sen hayatını yaşa, gerisini düşünme" türü öneriler sunan tuzu kuru uzmanlara karşı uyanık olunmalı!
Öyle uzmanlar var ki bu piyasada sizi, bizi, hepimizi, ruhlarımızı, sağlığımızı onlardan Allah korusun demek gerekiyor!
Psikolog
İzzet Güllü
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Dün: Bu Şekilde Sakın Evlenme! Şimdi: Yaş 51" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
39 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
