2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ben ve İletişim
MAKALE #12272 © Yazan Uzm.Psk.Özlem AKKEL | Yayın Şubat 2014 | 4,039 Okuyucu
BEN KİMİM?
DUYGUları olan
ZİHİNSEL düşünceler ve fikirlerle hayatını yönlendiren
BEDENinde yaşamın yansımalarını gören
RUHsal yanıyla da diğerlerinden ayrılan varlık

Duyguları,düşünceleri,bedeni ve ruhuyla bütün bir varlık.
Bu dört varoluş alanında kendini varetmeyi başarmak sağlıklı gelişim ve yaşamın anahtarıdır. Ve yaşamdan daha fazla tat almamıza katkıda bulunabilir.
Sadece mantığımızla,düşüncelerimizle karar vermek ve yaşamımızı yönlendirmek birgün hayal kırıklığı veya tükenmişlik ile sonlanabilir.Sadece duygularla ilerlemekle de amaçlı bir yerlere varamayacağımız,büyük kısır döngülerden çıkamayacağımız anlamına gelebilir.Sürekli bedenine odaklanan birinin hayatı hastane-ev arasında mekik dokumakla geçebilirken,tek meşguliyeti bedeninde olanlar iken,herşeyden soyutlanmış bir ruhsal süreç içerisinde yaşayan birisi için de gerçekçi olan dünyadan uzaklaşması yine hayatının akışını engelleyecektir.
Varoluşun dört boyutunda yaşamak bizi dengede tutarak ‘şu anı ‘gerçek doyumla yaşamamızı sağlar.Düşüncelerimiz,amaçladıklarımızı,yaşadıklarımızı sadece mantıkla değil hissettiklerimizle de değerlendirerek ve bedenimizin neyi yansıttığının,ne yaşadığının farkında olarak,ruhsal benliğimizi ihmal etmeden dengeli yaşamı korumak mutluluğumuza giden ana yollardan biridir.
Aynı hayatta farklı öğrenim alanları ile geleceğini tayin eden,kişisel seçimleri,beklentileri,değerleri,yetenekleri ve bunlara ilişkin farklı tutum ve davranış özellikleri olan benlik.Olduğumuz şeyler gibi olmadığımız şeyler de bizi tanımlayabilir.Örneğin kaçındıklarımız,reddettiklerimiz,kabul etmediğimiz yaşam olayları bizim bir parçamızdır.Ne oluyor da dışımızda bırakıyoruz bu alanları?Bu sorunun cevabını bulmak için varolmak istemediğimiz alandan işe başlamak bizi kendimize bir adım daha yaklaştıracaktır.Önce kabul etmediğimiz taraftan başlıyoruz yüzleşmeye.Yani olmak istemediğimiz yerden.Ne oluyor da kaçınıyoruz bazı durumlardan.Karşı karşıya gelirsek bu durumlarla ne yaşarız ve bunun bizim ruhumuzda ne tür olumsuz yansımaları olur?
Önce sormakla başlamalıyız işe.Bilgi dağarcığımız genişledikçe ve biz sorgulamaya devam ettikçe ‘Ben’e ilişkin ve yaşama ilişkin daha büyük farkındalıklar ve anlamlar kazanacağımız mutlaktır.



İnsan Nasıl Bir Varlıktır?

Biyo Psiko Sosyal
İd Ego Süperego

Benliğimizin İlkel Yönleri Benlik Üst Benliğimiz
(saldırganlık,cinsellik) I I I I (İçinde yaşadığımız kültürün
I içselleştirilmesiyle toplumsal
(Tüm herşeyin farkında olan yönümüzü oluşturan benlik
Ve ilkel taraflarımızla toplumsal İd ile devamlı çatışma içerisindedir.)
Yönlerimizi harmanlayıp iki tarafı da
memnun etmeye çalışan denge organı)

Ego dediğimiz benliğimizin bütünleştirici olan tarafı İd’in ilkel istekleriyle süperegonun topluma uyma çabaları içerisinde dengeyi sağlama görevi görmektedir.Örneğin;iş yerinde yan masadaki arkadaşınıza çok kızdınız ve içinizden bir ses ‘’Onu tekme tokat döv rahatla’’diyor ki bu ilkel benliğinizin isteğidir.Aynı zamanda üst benliğiniz de ‘’Hayır,onunla sürekli yüzyüze bakacaksınız,birarada yaşama kurallarını bozamazsın’’ diyerek size sesleniyor.İçinizde yaşadığınız bu çatışmaya son verme görevi Egonuzun.Size hem öfkenizi ifade etme fırsatı verirken hem de bunu yaşadığınız ortama zarar vermeyecek şekilde yapabilmeniz için ‘’Arkadaşınla konuş ve ona neden kızdığını uygun bir dille anlat’’ diyerek iki isteğinizi de dengede tutuyor.Böylelikle sizi iç ve dış çatışmalardan koruyor.
*Benliğimiz ilkel taraflarımız ve içinde bulunduğumuz kültürün çatışmalarını çözmek için belirli savunma mekanizmalarına başvurabilir,yansıtma,bastırma,yadsıma gibi.Bu savunma mekanizmaları belirli durumlarda sağlığımızı koruma ve içinde bulunduğumuz şartlarla başetmede önemli bir yere sahiptir.Dikkat edilmesi gereken ise bu mekanizmaları çok sık kullanmamak ve sıkıntılı günlerin şartları düzeldikten sonra da artık işlevsel olmayan savunmaların farkına vararak düzenlemeye gitmektir.Sizin veya çevrenizdeki insanların artık davranışlarınızı anlamlandıramadığına şahit oluyor ve nedenlerini anlayamıyorsanız kullandığınız savunma mekanizmalarından yola çıkarak çoğu zaman anlam yükleyebilirsiniz neden gereksiz yere bazı davranışları sergilediğinize ilişkin.Benliğimizin kullandığı savunma mekanizmalarından en çok kullanılanlara örnek verirsek yardımcı olacağını düşünüyorum:
Bastırma:Özellikle bulunduğumuz kültür içerisinde benliğimiz öz ihtiyaçlarından çok toplumun ihtiyaçlarına ve beklentilerine uyum sağlamak amaçlı kendi doğal ihtiyaçlarını,düşüncelerini,duygularını vb. geri plana atarak görmezden gelebilir.İhtiyacımızı ortaya çıkarmak için uygun ortam olmayabilri.Bu gibi durumlarda benliğimiz bastırma yoluna başvurarak içinde bulunduğumuz çatışmayı dindirmeye çalışabilir.Ama unutmamalıdır ki orada biz görmezden gelsek de ihtiyacımız var olarak beklemektedir.Uzun süre ihtiyaçlarımızı bastırmadan,imkan buldukça içimizdeki enerjiyi açığa çıkarmamız sağlığımız açısından değerlidir.
İnkar:Çoğunlukla başedemediğimiz durumlarda olayı inkar etme yoluyla rahatlamaya çalışırız.Kısa süreliğine,işlevsel olabilen bu mekanizma da uzun dönemde kişilikle bütünleşirse patolojik sonuçlara neden olabilir.
Yansıtma:Özellikle arkadaş ilişkilerimiz ve ikili ilişkilerimizde yansıtma savunma aracını sık kullandığımızı söyleyebilirim.Yansıtma,kendimizde olan bir duygu,inanış veya düşünceyi sanki karşı tarafa aitmiş gibi görme halidir.Bu durum da uzun sürede kendimizle ilgili farkındalığımızın düşmesine ve yanlış yargılara varmamıza neden olabilir.
Yön Değiştirme:Bazılarımızın ilişkilerimiz içerisinde o an için uygun tepkiyi vermeden,daha sonra birikmiş öfke ya da duygularını,olayın nesnesini şaşırtıp,ilgisiz birine yönlendirmesi ile gerçekleşir.Gittiğimiz kursta hocanın tavırlarına sinirlenip teneffüste sıra arkadaşınıza ufak bir nedenden dolayı bağırarak büyük tepki vermeniz gibi.Aslında öfke nesnesi hoca iken,belki onun kurs sonu değerlendirmenizi etkileyeceğini düşünerek,içinizdeki öfkeyi size en yakın arkadaşınız üzerinde açığa çıkarmanız gibi.
Karşıt Tepki Oluşturma:Bazen bizde suçluluk hissi yaratan istek ve durumlarda bunları kontrol altında tutmak zor olacağından bu isteğimizin tam karşıtı tutum ve davranışları sergileyerek bu suçluluk duygusundan kurtulabiliriz.Örneğin işyerinde düşmanca duygular beslediğiniz birisine sevgi gösterileri yaparak ya da cinsel isteklerinizi ahlak savunuculuğu yaparak tersi yönde gösterebilmeniz gibi.Bu savunma da kişiyi toplumun yargılarına karşı rahatlatıcı özellik taşımaktadır.
Mantığa Bürünme:En sık kullanılan ve en temel savunma mekanizmalarından biridir.Davranışlarımız için hafifletici nedenler,mazeretler bularak çevreye daha uyumlu ve kabul edilebilir hale gelmemize yardımcı olur.Kırmızı ışıkta geçen bir şoförün ‘nasılsa herkes geçti’ gibi bir ifade kullanarak kendini rahatlatması ve yaptığı davranışın daha az yanlış olduğunu göstermeye çalışması gibi.
Bu savunma mekanizmalarına çokçasını dahil edebiliriz.Siz de davranışlarınıza biraz odaklanarak hangi savunma mekanizmalarını sıklıkla kullandığınızı farketmeye çalışın.Bu yolla kendinize ilişkin farkındalığınıza yeni maddeler eklemiş ve yaşadıklarınızı daha kolay anlam verebilmiş olursunuz.

KİŞİLERARASI İLETİŞİM
İletişim;
Bilgi üretme,aktarma ve anlamlandırma süreci olarak tanımlanabilir.Bilgi üretme kapasitesi tüm yaşam sürecimizi kaplayan öğrenme deneyimleri sonucu gelişir.İçinde bulunduğumuz anda vermek istediğimiz bilgi ise ihtiyaçlarımız ve beklentilerimizle orantılı olarak şekillenir.Bilgiyi aktarma ve aktarılan bilgiyi anlamlandırma süreci ise görsel,dokunsal,işitsel birçok kanal ile gerçekleşir.
İki insan birbirinin farkına vardığı andan itibaren iletişim başlar.
Sokakta yürürken bir tanıdığınızı gördünüz fakat görmezden geldiniz ve yolunuza devam ettiniz,o da aynı şekilde gözünü yolundan ayırmadan devam etti.Bu durumda 1- O tanıdığınız insan ile iletişim kurdunuz mu? 2- Birbirinize hangi mesajları verdiniz?
Genel sanının aksine bu durum hiç de iletişimsizlik olarak açıklanamaz.Siz ona ‘seni umursamıyorum,senin varlığını kabul etmiyorum’ mesajı verirken gayet güzel bir şekilde iletişim kurdunuz keza o da aynı şekilde size gerekli mesajları sizi görmediğini göstererek vermiş oldu.Sağlıklı bir iletişim miydi?Genelde çevrenizde gördüğünüz iletişim şekilleri görmeme,umursamama y ada laf söyleyip kaçma şeklinde mi? Eğer böyleyse o ortamda sağlıklı bir iletişim gerçekleşmediğini rahatça söyleyebiliriz.


KİŞİLERARASI İLETİŞİM


SÖZLÜ SÖZSÜZ


Dil Dil Ötesi Yüz ve Bedensel Mekan Araçlar
Beden Temas Kullanımı

Karşımızdaki kişiyle iletişime geçerken şemada da görüleceği gibi dikkat etmemiz gereken birçok faktör vardır.Samimiyet iletişimde öncelikli dikkat etmemiz gereken faktördür diyebiliriz.Öncelikle iletişime geçme niyetimiz önemlidir.Bunun göstergesi olarak da beş duyumuzu kullanarak mesaj vermenin önemine dikkat çekelim.Çoğunlukla her duyusu farklı mesajlar veren insanlar belirli bir süre geçtikten sonra çeşitli nevrozlarla yardım almak zorunda kalırlar.İletişim kanalları arasındaki dengesizliğin kaynağında zamanla biriken patolojiler mevcut olabilir.İletişim kurarken samimi isek sözlerimiz,yüz ifademiz,davranışlarımız,ses tonumuz,mimiklerimiz aynı oranda,aynı mesajla hareket eder.
Dilimizden dökülen sözcükler ile ses tonumuzdaki oynamalar,kırılmalar ve benzer diğer hareketler,yüz şeklimiz,mimiklerimiz,bedensel duruşumuz,hitabımız,temas sınırımız ve alanımız,iletişim için kullandığımız araçlar bizim verdiğimiz bilgiden daha önemli olabilmektedir birçok zaman.
Yapılan araştırmalarda da beden dili ve ses tonunun önemi vurgulanmıştır:

 Beden Dili %55 Ses Tonu %38 Kelimeler %7
UNIVERSITY OF CALIFORNIA (Mehrabian,1981)

Araştırma da gösteriyor ki iletişim de insan ve evren gibi bir bütündür.Yani tek başına konuşmak yetmez,tek başına beden dili de yetmez,iletişim bütün bu süreçlerin toplamıdır.Ne kadar bütünse o kadar iyi bir iletişimdir.Bu bütünlük de samimiyet,doğallık ve yaşam olaylarına açık olmaktan geçer.


Biz nasıl dinliyoruz?
Görünüşte Dinleme:Dinliyor gibi görünüp iç dünyası bambaşka yerde
Seçerek Dinleme:Anlatılanlardan kendi ilgi alanına girenleri dinleme
Şartlanmış Dinleme:Önyargılı,aklındaki kavramı arayan dinleme
Savunucu Dinleme:Suçlayıcı,alıngan
Tuzak Kurucu Dinleme:Açık yakalamaya çalışmak,tuzaklar kurmak

İletişim yöntemlerimize değinirsek;
İçimizdeki duygu,düşünce ve ihtiyaçlarımızın birer yansımasıdır.Bununla birlikte farklı iletişim biçimlerini kullanabiliriz.
-Saldırgan Davranış
-Etkisiz,Pasif Davranmak
-Etkili,Girişken,Güvenli Davranmak
Kendinizi ve insanlarla iletişime giriş yollarınızı gözlemleyin.Ne şekilde kendinizi ifade ediyor ve iletişim kurabiliyorsunuz y ada kurduğunuz iletişim ne kadar sağlıklı yollarla gerçekleşiyor.
Bu biçimlere ek olarak iletmek istediğimiz mesajı açık bir şekilde,net,anlaşılır olarak verebileceğimiz gibi,kapalı,dolaylı bir yolla,imalarda bulunarak da iletmek istediğimiz mesajı gönderebiliriz.Sağlıklı olan açık ve karşı tarafa doğru mesajı ulaştıran,anlaşılır iletişim yoludur.


EMPATİ Nedir?
Son zamanlarda sıklıkla kullanılan ‘Empati’ diye bildiğimiz ve ‘başkasının yerine kendini koymak’la tanımladığımız bu kavramın ne olduğunu bildiğimizden emin miyiz?Bir başkasının yerine kendini koymak bir anlamda doğrudur,onun duygularını,düşüncelerini,olaylara bakış açısını ve davranış nedenlerini anlamlandırırken onun yerine kendimizi koyar ve anlamaya çalışırız.Yalnız bu kendi yerini değiştirme sürecinde direk kendimizi onun yerine koymak empati açısından anlamlı olmayabilir.Karşıdaki kişiyi anlama sürecinde davranışlarını anlamaya çalışırken,kendi duygu ve düşüncelerimizi direk olarak yansıtıp yansıtmadığımıza dikkat etmeliyiz.’Ben senin yerinde olsaydım’ gibi cümleler empatik olmamakla birlikte antipatik bir tutum olarak da algılanabilir.Karşıdaki insanı anlamak istiyorsak kendimize ‘Ne oluyor da bu şekilde davranıyor?’ gibi soruları yönlendirmemiz gerekiyor.Doğru soruyu sorarsak doğru cevabı alırız.İşte o davranışı açıklayan ne oluyorları anlayabilirsek davranışın nedenini de anlayabiliriz ve iletişime geçerken uygun bildirimlerle sağlıklı yollara başvurabiliriz.Empatik davranışın sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi için karşıdaki kişinin bakış açısını doğru anlayabildikten sonra uygun geribildirim yollarını kullanarak onu anladığımızı ifade etmemiz gerekir.
Empatik davranabilme yeteneğimizi artırmanın en iyi yolu hızlı yargılara varmaktan kaçınarak önce anlamaya çalışmaktır.Bu yol sağlıklı iletişimin de temel basamaklarından biridir.
*İletişim Sadece Konuşmak Değildir!
-Neyi,ne zaman,nerede,nasıl söyleyeceğini bilmek,
-Karşıdaki kişiyle göz teması sağlayarak,ona saygı duyarak,
-Duygu,düşünce ve inançlarını içtenlikle anlatarak,
-Kendine uymayan görüşleri karşıdaki kişiyi kırmadan reddederek,
-Yargılamadan,sınamadan,alay etmeden,akıl vermeden,gözdağı vermeden,
-Kendimizin ve çevremizin farkında olarak iletişim kurmaktır.



İletişimin bir diğer olmazsa olmazlarından biri: BEN DİLİ ve SEN DİLİ
Ben dili kişinin karşıdaki insanı suçlamadan,herhangi bir yargı cümlesi kurmadan,rencide etmeden yaşadığı olayla ilgili kendi yaşadıkları hakkında bildirim vermesidir.Özellikle karşıdaki kişinin kişiliğine yönelik suçlama ve yargılama içeren ifadeler sen dilinin kullanıldığı ifadelerdir.Suçlamadan çok olumsuz davranışa ilişkin tepkinizi ve davranışın sizi nasıl etkilediğine odaklanmak istiyorsak ben dilini kullanarak iletişim kurmamız gerekir.İstenmeyen davranışa vurgu yapılıp üzerinizdeki etkilerine değindikten sonra,bunun ne tür duygular yaşattığı açıklanabilir.
Örneğin akşam eve gittiğinde yorgun argın dinlenmeye çalışan bir babaysanız,çocuğunuz televizyonun sesini açtığında ‘çok anlayışsızsın’ demek ya da onu rencide edici sözler sarfetmek yerine ‘televizyonun sesini çok açtığın zaman çıkan gürültüden başım ağrıyor.’ Gibi bir ifadeyle ortada olan bir davranışın sizde uyandırdığı etkisine vurgu yaparak,çocuğunuzu incitmeden mesajınızı iletebilirsiniz.
Sen dilinde kızdığımız davranışın ne olduğuna ilişkin açık bir bilgi vermediğimizden dolayı davranışın tekrar tekrar olması kaçınılmazdır.Ayrıca istenmeyen davranışın ne olduğu üzerinde durulmadan suçlayıp yargılama yapılır.Sen dilinin yoğun kullanıldığı aile veya arkadaşlık ortamlarında kişiler kendilerini değersiz hissedebilir.Bununla birlikte sen dilini yönlendirdiğimiz kişi savunmaya geçerek iletişime kendini kapatabilir.

SEN DİLİ BEN DİLİ
Kişiliğe yönelik Davranışa yönelik
Benlik saygısını zedeler Benlik saygısını olumlu etkiler
Öfke,nefret vb.kötü duygulara neden olur Dinleyende yardım isteği doğurur Pasif,agresif insanlar yaratır Etkin insanlar yaratır
İlişkiyi Zedeler İlişkiyi Geliştirir
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ben ve İletişim" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Özlem AKKEL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Özlem AKKEL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Özlem AKKEL Fotoğraf
Uzm.Psk.Özlem AKKEL
İstanbul
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi131 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Özlem AKKEL'in Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Ben ve İletişim' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Panik Bozukluğu Kasım 2015
► Hayatımız Travma Ekim 2015
► Tükenen İnsan Temmuz 2015
► Duygusal İstismar Mayıs 2015
◊ Dönüşüm (Roman) Temmuz 2019
◊ Bir Kitap Bir Kendin.. Mayıs 2015
◊ Yeni Romanım Eylül 2014
◊ 3'e 1 Kala Babam ve Ben Haziran 2014
◊ Kötü Öğretmen Şubat 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:52
Top