2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Anksiyeteyi Anlamak
MAKALE #12307 © Yazan Psk.Necdet DÖNMEZ | Yayın Mart 2014 | 5,899 Okuyucu
ANKSİYETEYİ ANLAMAK
Başarılı bir bağlama virtüözü bir dinleyici kitlesi önünde çalmaya başladığında birden parmaklarının kasılıp kaldığının farkına varır.
Sözlü sınava giren bir öğrenci birden hafızasının bomboş olduğunun ve söyleyecek kelime bulamadığının farkına varır.
Bir şirket yöneticisi yüzlerce kişinin önünde bir konuşma yapacakken kelimelerin dudaklarından çıkamadığını fark eder.
Bir tıp öğrencisi katıldığı ilk ameliyatta kendinden geçip bayılıverir.
Bu aksiliklerin her biri, yaygın biçimde anksiyete (kaygı ve bunaltı hali) olarak nitelenen durumun özelliğidir. Akut anksiyetenin çelişkili niteliklerinden birisi, kişinin en çok korktuğu ya da nefret ettiği şeyin istemeyerek başına geliyor olmasıdır. Aslında, istenmeyen bir durumun gerçekleşeceği korkusu, söz konusu olayın gerçekleşme olasılığını güçlendirir gibi gözükmektedir.
Peki nedir anksiyete?
İki tür anksiyete vardır;
1. Normal Anksiyete
2. Patolojik Anksiyete
Bunları tanımlarsak;
1.Normal Anksiyete: Kişinin tehdit algılaması durumunda yaşadığı duygudur. Sebebi bellidir, tehlikenin ne olduğu bellidir. Örneğin şu an yer sarsılsa anksiyete hissederiz, panik ve korku yaşarız. Kapı açılsa içeri bir terörist girse anksiyete yaşarız. Bizim için önemli bir sınava girmeden önce yaşadığımız duygu anksiyetedir.
2.Patolojik Anksiyete: Afonkisyonel, zarar vericidir. Ortada hiçbir şey yokken ortaya çıkar.Bir dış uyaran olmadığı halde duyulan, kaynağı belirsiz ve daha çok içsel olan anksiyete çeşididir. Temel nedeni Freud’a göre (Dürtü-Çatışma Kuramı), ortaya çıkmaya çalışan, çıkış yolu arayan dürtülerimiz vardır. Bunlar iden gelir, bilinçdışı kaynaklıdır. Ego ve Süperego tarafından gerçekliğe, kendilik tasarımlarımıza, ahlakımıza, vicdanımıza… uymadığı için engellenir bu dürtüler. Bastırılmaya çalışılır. Bu bastırma sonucunda kişinin hissettiği duygu anksiyetedir. Kaynağı bilinçdışıdır, patolojiktir. Dinamik anlamda Freud 4 çeşit anksiyete tanılamıştır:
1. İmpulsif Anksiyete: Dürtüsel, bebeklik döneminin kalıntıları, kişinin dürtülerinin hayata geçirilmesi talebidir. Cinsellik ve saldırganlık dürtüleri, bu iki primitif duygu yukarı çıkmak ister. Oral dönemde (0-1 yaş arası) yaşadığı dürtüselliktir. Oral döneme ait duygular daha ileriki yıllarda impulsif anksiyete olarak karşımıza çıkar. Bir an önce bir şey yapma isteği, çok sinirlendiğin bir insana yumruğu kaldırıp vurma isteği, saf cinsel arzu ve istekler… Bir dürtü kabarıyor ama kişilik yapımızın gerçeklik kısmını oluşturan “ego” bu dürtüyü bastırıyor, durduruyor, gerçekliğe uygun bir şekilde boşaltılmasını sağlıyor. Bu ilkel istekler deşarj edilmezlerse oluşan anksiyete impulsif olarak dışa vurulur. Örneğin borderline hastaların çoğu impulsif anksiyete hisseder. Bir anda libidinal enerji çıkar, onu durduramaz, erteleyemez, geciktiremez. Ya cinsel ilişkiye girecek, ya alkol kullanacak, ya alışveriş çılgınlığı yapacak, ya süratli araba kullanacak… Bunun sebebi entegratif bir egoya sahip olmamalarından, egonun duygularını düzenleyecek kapasiteye sahip olmamasından kaynaklanır ve eyleme vururlar. Bu manada, kişinin hayatında özellikle ilk 5 yılda yaşayacağı optimal düzeyde kırılmalar ego kapasitesini, duygu düzenlemesini ve gerçeklik kısmını geliştirir. Dolayısıyla ego kapasitesi gelişmiş, duygularını düzenleyebilen bir insan ilkel dürtülerini bastırabilme ve uygun bir çıkış yolu bulma becerilerine sahip olurlar.
2. Seperasyon (Ayrılık) Anksiyetesi: Anal Dönem (1-3 yaş arası) ile ilintili anksiyetedir. Bir kişi sevgi nesnesi ve objesinden ayrılma riski yaşarsa, bu kişinin anksiyete yaşamasına neden olur. Bunun primitif hali ayrılık anksiyetesidir. 1-3 yaş arasındaki anneden ayrışma bireyleşme sürecinde yaşadığı anksiyete türü seperasyon anksiyetesidir. Daha sonra anne yerine ikame ettiğimiz her şey , sevgili, eş, çocuk, araba, memleket, iş…, introjekte ettiğimiz, içe aldığımız her şey bizde bir hicran duygusuna neden olur. Eğer sağlıklı bir ayrışma bireyleşme dönemi yaşamışsa birey her ayrılıkta bir hüzün, hicran yaşar ancak yoluna devam eder, yeniliklere yelken açar. Ancak bu süreç sağlıklı bir şekilde tamamlanmamışsa sahip olduklarımızdan ayrılmak, iş değiştirmek, ev değiştirmek, araba değiştirmek… kısacası anne yerine ikame ettiğimiz ne varsa onlardan ayrılmak çok yoğun anksiyete yaratacaktır.
3. Kastrasyon Anksiyetesi (İğdiş Edilme Korkusu) : Fallik Dönem (3-5 yaş arası) ile ilintili anksiyetedir. Çocuğun psikoseksüel gelişimiyle ilgili süreçte duyduğu korkuları içerir. Penisin baba tarafından kesilmesi korkusudur. Erkek çocuk, anneyi ele geçirmek için babayla mücadele etmelidir. Ama baba güçlüdür. Çocuk fantezisinde babayı öldürür ama bu sefer de baba tarafından kastre edileceği (cezalandırılacağı, penisinin kesileceği) korkusunu yaşar. Bu süreçler bilinçdışı süreçlerdir. Bu da ileriki yaşlarda , baba otoriteyi simgelediği için, her türlü otorite karşısında bireyin iç daralması yaşaması, çatışma ya da o kişilerden kaçınmasıyla sonuçlanır. Cinsel işlev bozuklukları, takıntıların ortaya çıkması… gibi çok çeşitli görünümleri vardır. Tabii ki bu söylenilenler, çocuğun özdeşim kuramadığı, cezalandırıcı bir baba figüründe geçerlidir. Sağlıklı bir baba figürü çocuğun bu dönemdeki korkularını ve dürtülerini en sağlıklı yoldan gerçek hayata adapte etmesinde ve bahsi geçen çatışmaları ve semptomları yaşamamasında çok önemlidir.
4. Süperego Anksiyetesi: Ödipal dönemi aşmış, preburtal dönemdeki çocuğun gelişen süperegosunun baskısına bağlı hissedilen anksiyetedir. Bireydeki dürtü harekete geçip davranış gerçekleştiğinde , alınan hazzın bedeli olarak süperego kişiyi cezalandırır. Bu süperego vicdanımızdır, bu süperego anne-babamızın bize yüklediği toplumsal kurallardır, bu süperego dini değerlerimizdir… Örneğin toplumun onaylamadığını düşündüğü bir cinsel birliktelik yaşayan kişinin ereksiyon problemi yaşaması bu anksiyete türüne bir örnektir.
Sonuç olarak yaşanılan anksiyetenin ve ortaya çıkan semptomların (panik atak, fobiler, takıntılar…) çok çeşitli ve dinamik nedenleri olabilir. Çözüm için, yaşanılan anksiyetenin kişinin öznel dünyasında neyi ifade ettiği, hangi yaşam döneminde yaşadığı olayların, anne-baba ilişkilerinin, çevresel ilişkilerin sonucu olduğu tespit edilmeli ve derinlemesine çalışılmalıdır. Olayın kaynağı bulunmalıdır. Aksi takdirde semptomu tedavi etmek bataklığı kurutmak yerine sinekleri öldürmeye benzer ki bu sinekler yeniden ortaya çıkacaklardır!
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Anksiyeteyi Anlamak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Necdet DÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Necdet DÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Necdet DÖNMEZ Fotoğraf
Psk.Necdet DÖNMEZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi41 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Necdet DÖNMEZ'in Yazıları
► Severek Anlamak Psk.Kadir ÖZSÖZ
► Depresyonu Anlamak Dr.Mehmet TEKNECİ
► Otizmi Anlamak Psk.Merve Cansu CAVUS
► Psikoterapiyi Anlamak Psk.Elif ÇELEBİ
► Depresyonu Anlamak Psk.Orhan TARUK
► Ergeni Anlamak Psk.Gonca BAĞLAR
► Ergeni Anlamak Psk.Dnş.Mesut COŞKUN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Anksiyeteyi Anlamak' başlığıyla benzeşen toplam 13 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Dini Takıntılar Nisan 2019
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:31
Top