2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Erektil Disfonksiyon (Sertleşme Sorunu)
MAKALE #12531 © Yazan Psk.Burhan ERGÜN | Yayın Nisan 2014 | 3,418 Okuyucu
ERKEKLERDE GÖRÜLEN CİNSEL İSTEK BOZUKLUKLARI

EREKTİL DİSFONKSİYON (Erkeklerde Sertleşme Sorunu)

Cinsel hayat denilince akla birçok detay gelmektedir. Bu yazımızda günümüzde birçok erkeğin cinsel sorunlarla ilgili ciddi sıkıntılar yaşadığı bir alan karşımıza çıkmaktadır. Bu yaşanan sıkıntı erkeğin korkulu rüyası haline gelmekte ve cinsel hayatı zevkli geçmesi beklenen cinsel ilişkiyi işkenceye çevirir boyuta taşımaktadır. Burada bahsedilen her erkeğin korkulu rüyası olan halk arasında Sertleşme sorunu olarak bilinen Erektil disfonksiyondur.

Erektil disfonksiyon tanım olarak sürekli ve yineleyici bir biçimde peniste yeterli derecede sertleşmeyi sağlayamama durumudur.

Penis üzerinde yeterli bir sertlik kazanılamaması sonucunda cinsel ilişki öncesi ve sırasında cinsel ilişkiye girmeyi olumsuz etkileyen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Erektil disfonksiyon’un her iki erkekten birisinde yaşanılabilecek bir durumdur. Bunu oranladığımızda toplumuzda görülme sıklığı %40-80 arasında değişebilmektedir. Sertleşme sorununun yani erektil disfonksiyonun kendi içerisinde 3 alt tipi ( Premer –Seconder- Durumsal) bulunmaktadır. Bu alt tiplerin özellikleri aşağıda belirtilmiştir;

Premer: Cinsel hayatın başladığı andan itibaren süregelen tip.(performans kaygısı vb)
Seconder: Cinsel hayatı boyunca belirli bir döneme kadar herhangi bir sıkıntı, sorun bulunmayan cinsel yaşantısı normal kabul edilen, ancak bazı faktörlere bağlı olarak yaşanan tip. (Partnerin özel durumuna bağlı olarak gelişen)
Durumsal: Yer, zaman ve diğer yaşanılan koşulların etkisine bağlı gelişen tip. (yaşanılan hayat stresleri vb)

Bu durumu biraz daha açacak olursak peniste yeterli bir setleşme sağlanamaması cinsel ilişkiye girmek mümkün olamamakta ve cinsel ilişkiye yüklenen anlam farklılaşmaktadır. Kişide ilişkiye girememenin vermiş olduğu başarısızlık duyguları artmakta ve kendisine olan güven azalmaktadır. Penis üzerinde gerçekleştirilmesi beklenen sertlik istenilen ölçüde olmadığı için cinsel ilişkiye yönelik tüm eylemler başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bu başarısızlıklar sonucunda kişi partneri ile ciddi iletişim sorunları yaşayabilmekte hatta evli çiftlerde evliliklerin bozulmasına ve ayrılık aşamasına varan birçok iletişim sorununun yaşanmasına neden olmaktadır.

Erektil disfonksiyon tanısı konulabilmesi için kişide sertleşme sorunun en az 6 ay süreyle devam ediyor olması gereklidir.

Kişide sabah ereksiyonlarının var olması tıbbı açıdan bir sorunun olmadığına dair bir işaret olarak değerlendirilmektedir. Tıbbı açıdan değerlendirildiğinde ise kişide sabah ereksiyonlarının var olması kişinin erektil disfonksiyon sorununu yaşamadığı anlamına gelmemektedir. Sabah ereksiyonlarının olmaması durumunda erektil disfonksiyon tanımından bahsetmek doğru olmayabilir, bu durumda kişinin öncelikle uzman bir ürolog tarafından gerekli tetkik ve muayenelerini yaptırması kesin tanı için en uygun yoldur.

Erektil disfonksiyonlarda tedavi psikoterapi süreciyle yönetilmekte, alanında uzman bir Cinsel Terapist bu süreci başarılı bir biçimde yaklaşık 10 seans süren terapi seansları devam ettirmekte ve bu sorunu yaşayan kişileri başarılı bir sonuca ulaştırmaktadır.

Günümüzde birçok alternatif tedavi metotları mevcuttur. Penise yapılan tıbbi cerrahi müdahalelerden aktarlarda, radyo, tv programlarında ve internet ortamlarında rastladığınız ve bu sorununuzu kesin bir günde çözeceğiz diyen birçok sloganı birçoğunuz duymuş olmalısınız. Bu tür bir yaklaşımın kişinin psikolojik açıdan yeterli bir şekilde bu süreci atlatmasına katkısı ne derecede doğru olur bu tartışılır bir konudur. Ancak bilinmesi gereken temel gerçek kişinin bu sorunu ilaca ya da başka bir tedaviye dayandırmasıyla birlikte geçici çözümler elde etmesini sağlamakta ve bu kullanımda olduğu ilaç vb durumlar sonrasında kişinin kendisini çaresiz hissetmesine neden olmaktadır. Ayrıca tercih edilen bu durumun kişiye ciddi anlamda bir maddi yük getirdiği bilinmektedir.

Seanslara genel olarak her iki partnerin de katılması istenmektedir. Buradaki amaç, sorunun sadece erkeğe ait olan bir sorun gibi algılanmasının önüne geçmek ve erkeğin yaşadığı bu süreci kısa sürede partner eşliğinde sağlıklı bir biçimde çözüme ulaşmasına katkı sağlamaktır.

Bu durum çoğu zaman kadın partner tarafından farklı değerlendirilmekte ve yanlış yorumlanmaktadır.
Örneğin, bu durum “benim sorunum değil, sorun sende, tedaviyi senin alman gerekiyor. Tedavide benimle değil seninle ilgilenecekler vs” şeklinde birçok yanlış değerlendirme eşleri terapide yalnız başına bırakmaktadır.
Erektil disfonksiyon sorununu yaşayan erkektir, evet bu doğrudur, ancak ilişkiyi erkek yalnız yaşamamaktadır. Bunun için bir partnere ihtiyacı vardır. Çözüm aşamasında bayan partnerin de bazı sorumluluklarının bulunduğu unutulmamalı, zaten yaşanan sorunda erkeğin kendisine olan güvenin kaybolduğu düşünüldüğünde partnerin tedavi sürecindeki rolü önem arz etmektedir. Ancak bazı durumlarda sadece erkek partner ile çalışmakta tedavi sürecindeki bir yöntemdir.

Erektil disfonksiyon problemi yaşayan erkeğin cinsel hayatında ilişkiyi mümkün kılamaması bağlı birçok psikolojik sorunla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Bunların en önemlisi kişinin kendisine karşı güvenini tamamen kaybetmesi (özgüven) dir. Her defasında yeterli bir sertliğe ulaşamayacağı düşüncesi, mevcut yaşadığı cinsel sorunu bilinçaltında biraz daha büyütmekte, ilişki öncesinde ve sırasında yoğun bir kaygı (anksiyete) yaşamasına neden olmakta ve bütün bunların neticesinde kişi çaresizlik hissetmektedir. Partnerini mutlu edememe ona karşı mahçup olma ve onu kaybetmekten korkma düşünceleri yaşadığı bu süreci daha da arttırmakta ve işin içinden çıkılmaz bir kısır döngüye dönüştürmektedir.

Bu süreçlerde kendinizi yetersiz ve değersiz görmeniz çok normal ancak bunu sadece kendinizin yaşadığınızı düşünmeyin, çözüm için size yardımcı olabilecek alanında uzman bir kişinin size bu konuda gerekli desteği sunacaktır.
Hayatta yaşanılan birçok sorun vardır ve çözümü bulunmaktadır, yeter ki çözümü doğru yerde ve zamanda arayınız. Sağlıklı mutlu günler sizlerle olsun..

Bu yazıyı hazırlamakta ve derlemekte bana yardımcı olan sevgili ablam, SHU Fikriye SEKMEN’e teşekkürler.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Erektil Disfonksiyon (Sertleşme Sorunu)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Burhan ERGÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Burhan ERGÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Burhan ERGÜN
Samsun (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Burhan ERGÜN'ün Makaleleri
► Erektil Disfonksiyon Psk.Gökhan GÖKSU
► Erkeklerde Sertleşme Sorunu Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ
► Erkek Neden Sertleşme Sorunu Yaşar? Psk.Ahmet Sevran POLAT
► Erektil Bozukluk(Empotans) Psk.Dnş.Fatih FİDAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Erektil Disfonksiyon (Sertleşme Sorunu)' başlığıyla benzeşen toplam 50 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Psikoterapi Nedir Mayıs 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


03:04
Top