2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bağlanma, Aşk İlişkileri, Evlilik ve Çift Olma
MAKALE #12540 © Yazan Dr.Hüner AYDIN | Yayın Nisan 2014 | 3,343 Okuyucu
BAĞLANMA VE ÇİFT OLMA

Bütün kültürlerde insanlar geleneksel bir tarzda bağlılık yemini ile evlenirler. Ancak bu bağlılık gerçek bir sevginin varlığını göstermeye yeterli midir? Boşanma oranlarının artışına bakarsak aslında bu bağlılık yemininin çok da anlamlı olmadığı düşünülebilir. Bağlılık, yakın ve içten kişisel ilişkinin kurulması için temel yapıtaşıdır. Bağlandığımız kişi ile ilişkiyi sürekli ve kalıcı kılmak amacıyla çaba sarf ederiz.
Kadın-erkek ilişkilerinin dönüm noktaları vardır ve genellikle bunun farkında olunmadan yaşanır. İlk dönem hep yakınlaşma çabası, daha fazla birlikte olma uğraşı ile geçer. Yakınlaştıkça, daha çok yakınlaşma istenir. Öteki olmadığında olumsuz bir duygu sarar insanı. Bir kadınla erkek tanıştığında ilk dönüm noktası dördüncü ay, ikincisi ise altı ile onuncu ay arasındadır. Dördüncü ay insan beyninde bağlanma için dönüm noktasıdır. Her iki taraf dördüncü ay yaklaştığında ilişkiye bağlanıp bağlanmama konusunda gizli bir karar verir. Bunun günlük dildeki karşılığı ısınamadım, ters giden bir şeyler vardı gibi ifadelerdir. Sonraki dönüm noktsı da altıncı aydan sonrasıdır ve bu dönemde de her iki taraf kendine şunu sorar: bu ilişkiyi yaşamımın geri kalan kısmında gerçekten istiyor muyum? Bunun da günlük dildeki karşılığı karşımdaki insan benim gerçekten ömrümü geçirmek istediğim doğru kişi midir?
Doğduğumuzdan itibaren ihtiyaçlarımızı karşılayan kişilerle aramızda oluşan ilk bağlar, dünyayla ve diğer insanlarla kurduğumuz bağların öncülüdür. Bakıcımız tarafından sevilmek, sahiplenilmek, korunmak, önemseniyor olmanın iki işlevi vardır. Bir taraftan kendilik algımızda olumlu bir bakış açısı oluşurken diğer taraftan başkalarının da olumlu olduğuna dair bir duygu gelişimine neden olur. Geçmişimizde bu ilk bakıcı ile oluşturulan ilişki modeli hayatımızın ilerki yıllarındaki ilişki biçimlerine de yansır. Bebekliğimizde her ihtiyaç duyguğumuzda ilgi gecikmeden geldi ise kendimizi değerli, başkalarını da güvenli olarak algılarız ve güvenli bağlanırız. Bu bağlanma tarzıyla duygu ve düşüncelerimizi başkalrına açmaktan, ihtiyaçlarını ifade etmekten çekinmez, kolaylıkla yakın ilişkiler kurarız. Hem kendimize hem bağlandığımız kişiye değer veririrz. Beşikten mezara devam eden bir süreç olarak bağlanmanın her insanın özünü oluşturduğu ve bu özün de temelde kabul ya da rededilme ikilemini taşıdığı söylenebilir. İstenmek, değer verilmek, özen gösterilmek, ilgilenilmek, bakılmak, fark edilmek, aranmak ya da hatırlanmak kabul edilmeyi gösterirken; umursanmamak, önemsenmemek, görülmemek, yüzü çevrilmek, cevap verilmemek ya da unutulmak gibi davranışlar da bir gerçekliği olsun yada olmasın rededilmeyi ifade eder.
Bebekliğimizde stres altında olduğumuzda, hastalandığımızda ya da ihtiyaç duyduğumuzda, bakıcımız yetersiz ya da dengesiz karşılık vermesi, sinirli ve kaygılı olması, çok müdahaleci davranması bağlanma ilişkisinde güvensizliklere yol açar. Bu durum ilerki yaşmımızda yakın ilişkilerde sorunlar yaşamamıza yol açar. Yani çocuklukta temeli atılan bağlanma stilimiz, yakınlık kurma kapasitemizin, güven duygumuzun ve özgüvenimizin temeli olduğu için, yetişkinlikteki romantik ilişkilerimizi de şekillendirmektedir. Güvenli bağlanma stiline sahip bireylerkarşılıklı doyum sağlama, duygusal açıdan güvenli bir ilişki oluşturmada, evliliğin gelişimsel görevlerini yerine getirmede başarılı olurken, güvensiz bağlananlar stresli bir evliliğe zemin oluşturmaktadır.
Güvenli bağlananlar yakın ilişkide güven, yakınlık, karşılıklı bağılılık ve sorumluluk hissederler. Başkalarına yaklaşmakatan ve kendilerine yaklaşılmasından rhatsız olmazlar. Terk edilme korkusu taşımazlar, kıskançlık göstermezler. Destekleyici bir ortam ve açık iletişim sağlarlar. Evlilik ilişkilerini daha doyumlu bulur ve daha az boşanırlar. Birçok araştırmada güvenli bir aşk yaşantısının bireyin benliğini değiştirdiği, kendine duyduğu güveni ve saygıyı arttırdığı, belirli bir işi yapma konusunda heyecan kattığı ya da kendisini o an yapmakta olduğu işi yapmada yetkin hissettirdiği görülmüştür.
Yakın ilişkiyi kurmakla beraber sürdürebilmek çok özen ister. Bu yakınlığın mesafesi ne çok yakın ne de çok uzak olmalıdır, aksi takdirde ilişkide gerilimler başlar. Güvensiz bağlanma stiline sahip kişilerin bir kısmı yakın ilişkide hep mesafe bırakmak isterken, bir kısmı da hep çok yakın olmaya çalışır ve mesafeden çok rahatsız olurlar. Eşlerini ulaşılabilir hissetmedikleri zaman kaygı, yalnızlık duyguları içinde yaşar ve bu durumda onları eşine karşı öfkeli yapar. İlişkide mesafe isteyen tarafta kendisine çok yaklaşıldığında boğulma hissi yaşar ve eşinden daha uzaklaşmak ister. İlişkilerde oluşan bu döngüler stresli, kaygılı ve tatminsiz bir evliliğe neden olur.
Bağlanmaktan korkmak sıkça görülen bir durumdur. Bazı kişiler rededilme ya da terkedilmeye o kadar duyarlıdır ki bu korkuları nedeniyle en küçük yakınlaşmalara bile izin vermezler. Bu kişiler ya partner edinemez ya da çok sık partner değiştirirler.
İlişkilerinde sorun yaşayan çiftler, uyumsuzluk yüzünden uzun süreli tekrarlanan çatışmalar sonrası ya da eşlerden birisinin tükenmişliği, depresyonu nedeniyle terapiye yönelebilirler. Terapi sürecinde her iki eşin bağlanma stillerinin ele alınması, çiftlere bu konuda farkındalık kazandırılması oldukça önem taşımaktadır.
Bağlanma stili bir ilişkide nasıl görünmektedir? Güvenli bağlanmada duyarlılık, karşılıklılık ve adalet vardır, kişiler için öncelikli olan ilişkinin kendisidir. Bu çiftler terapide ittifağa daha hazırdır, ilişkilerindeki iyi ve kötü yönleri ayırdedebilirler. Bunun tersine güvensiz bağlanan kişilerin ilişkilerinde çeşitli zorluklar yaşanır. Güvensiz bağlanmanın farklı çeşitleri vardır; kaçıngan bağlananlar en temelde ilişkide mesafeyi korumaya meyillidir, fazla yakınlaşmak onları strese sokar. Yalnızlığı daha çok sever, yaşanan sorunlar üzerine takılmayı sevmez geride bırakmayı tercih ederler. Genelde mantığa dayalı yaşarlar, ilişkilerde birine güvenmekte zorluk çekerler. Bir ilişkide sınırlarının ihlal edilmesine çok duyarlıdırlar ve bu meydana geldiği zaman çok çabuk mesafe koyarlar, çatışmaktan kaçınırlar. Kaygılı bağlanma stiline sahip olanlar ise bundan daha farklı davranış özellikleri gösterirler. Mantık değil duygu ağırlıklı yaşar, hep olaylara bir anlam bulmaya çalışırlar. Çok fazla ifadeye başvurur, bedenlerini daha çok kullanırlar. İlişkide çok yakın olmaya çalışırlar ama yakınlaştıkça da uzaklaşmaya çalışırlar. Ayrılma ve buluşmalarda zorlanır ve yeniden biraraya gelmelerde öfkelidirler. Geleceğe bakmakta zorlanırlar.
İlişkilerde yaşanan güçlükler kişilerin farklı bağlanma stillerine sahip olmasından kaynaklanır. Terapide kişilerin bağlanma stilleri anlaşılmaya çalışılarak her birinin hangi alanlarda zorlandığı, hangi ihtiyaçlar içinde oldukları ortaya çıkarılarak güvenli bir ilişki oluşturulması hedeflenir.

Dr. Hüner AYDIN, Psikiyatrist
Çift Terapisti-Bireysel Psikoterapist
Yazan
Dr.Hüner AYDIN
 
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bağlanma, Aşk İlişkileri, Evlilik ve Çift Olma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Hüner AYDIN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Hüner AYDIN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Dr.Hüner AYDIN
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
 
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Hüner AYDIN'ın Makaleleri
► Kendinize Karşı Olumlu Olma Dr.Sevilay ZORLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Bağlanma, Aşk İlişkileri, Evlilik ve Çift Olma' başlığıyla benzeşen toplam 96 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilik ve Eş Seçimi Mayıs 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:03
Top