Çocuklarda Davranış ve Uyum Bozukluğu Nelerden Kaynaklanıyor Olabilir?
Çocuklarda davranış ve uyum bozukluğu nelerden kaynaklanıyor olabilir?
Çocuklarımız, bebeklikten başlayarak stabil şekilde yaşamlarını sürdürmemekte, farklı davranış şekilleri ile bizleri şaşırtabilmektedirler. Her zaman için beklediğimiz davranış ile karşılaşmamaktayız. Gösterdiğimiz davranışla, çocuğumuzdan geri dönüş olarak aldığımız tepki uyum içinde olmamaktadır.
Uyum konusunda çocuğumuz her zaman başarı gösterememekte, ya da başarı göstermek istememektedir. Uyum konusunda öncelikle çocuğun kendisi ile barışık olması, çevre ile de olumlu ilişkiler kurabileceği beklentimizi yükseltmektedir.
Çocuklarda davranış bozukluğuna neden olan durumlar içinde aile tutumları birinci sırada yer almaktadır. Bazen, danışmanlık almak için getirilen çocuklarda sebebin aile olduğu çok net şekilde anlaşılabiliyor.
Aile yanlışının farkında değil, ya da aile o kadar alışmış ki kendi tutumlarına; kabul etmek istemiyor. Yanlış, mutlaka çocukta olmalı..Ancak, biliyoruz ki, çocuk, ailenin davranışlarından dolayı, uyumsuzluk yaşıyor, ya da davranış bozukluğu gösteriyor. Burada anne- babanın kompleksleri olduğu sonucuna varılabiliyor. Psikolojik problem yaşayan anne ve ya baba aile içindeki iletişimi olumsuz etkilemektedir. Kendi yaşamadıklarını, yaşayamadıklarını çocuklarında görmek istemeleri, onların ayrı bir birey olduklarını göz ardı etmeleri ve bunda ısrarlı olmaları çözümü güçleştiriyor.
Çoğu zaman, çocuklarını sınırlandıramayan ailelerde, çocuklarında davranış bozukluğu yaşayabiliyor. Çocuk, tüm isteklerinde hiç bir zorluk yaşamamış, her istediği anında, sorgulanmadan, üzerinde düşünülmeden yapılmış ise farklı ortamlarda da bu beklenti içinde oluyor. Kendi ailesinde yaşanan durumu genelliyor ve hep böyle olması gerektiğini düşünüyor ve engellerle karşılaşmak istemiyor.
Çocuklarına insiyatif bırakmayan, çocuğunu yönergeleriyle yaşatmak isteyen ailelerde de çocuk toplum içine girdiğinde sorun yaşamak olası.. Kendi kararlarını alamama ve duruma göre nasıl pozisyon alması gerektğini bilememe durumlarında çocuk uyum sorunu yaşayacaktır.
Burada yaşa ve gelişim düzeyine göre seçenekler sunabilme ve kararında sınırlandırma uygun olabilecektir. Bu konuda pedagoglar sizlere yardımcı olabilecektir.
Ailenin maddi olanaklarını sistemli bir şekilde kullanabilmek te önemlidir. Aile ekonomisini sonuna kadar çocuk için kullanmak ne kadar yanlışsa çocuğa çok kısıtlayıcı bir bütçe sunmak ta o kadar yanlıştır.
Çocukların dinlenmesi çok önemlidir, gerçek ve usulüne uygun dinleme şartları oluşturulmalıdır. Ayak üstü, kafamızda pek çok şey düşünürken, laf olsun diye bir dinleme son derece etkisizdir ve çocuğa '' senin söylediklerinin aslında benim için önemi YOK '' mesajı vermektedir. Kendisinin önemi olmadığı mesajını alan çocuk için her gün eve gelirken bir şey almanızın da bir faydası olmayacaktır.
İletişim, alış-veriş şeklinde olmalıdır. Bazen, aileler, çocuklarına konuşma fırsatı vermeden hep kendileri konuşmakta; bu da kendi isteklerini ve yönlendirmelerini dikte ettirmek anlamında olmaktadır.Hep bu duruma maruz kalan çocuklar, kendilerine göre savunma mekanizması geliştirmekte ve duygularını davranış bozukluğu şeklinde ifade etmektedirler.
Farklı ortamları yaşamayan, özellikle sosyo-ekonomik anlamda yaşantısı olmayan çocuklar uyum sorunu yaşamaktadırlar.
Günlük yaşamın plansız olması da uyum ve davranış bozukluğu yaşanma nedenlerinden bir tanesidir.
Zamanında önlem alınmayan çocuklarda uyum ve davranış bozuklukları çeşitlenmekte ve çözümü güçleşmektedir. Aileye çocuğu anlama becerileri kazandırılmalıdır.
Öznur Simav- pedagog
Aile ve iletişim danışmanı
Çocuklarımız, bebeklikten başlayarak stabil şekilde yaşamlarını sürdürmemekte, farklı davranış şekilleri ile bizleri şaşırtabilmektedirler. Her zaman için beklediğimiz davranış ile karşılaşmamaktayız. Gösterdiğimiz davranışla, çocuğumuzdan geri dönüş olarak aldığımız tepki uyum içinde olmamaktadır.
Uyum konusunda çocuğumuz her zaman başarı gösterememekte, ya da başarı göstermek istememektedir. Uyum konusunda öncelikle çocuğun kendisi ile barışık olması, çevre ile de olumlu ilişkiler kurabileceği beklentimizi yükseltmektedir.
Çocuklarda davranış bozukluğuna neden olan durumlar içinde aile tutumları birinci sırada yer almaktadır. Bazen, danışmanlık almak için getirilen çocuklarda sebebin aile olduğu çok net şekilde anlaşılabiliyor.
Aile yanlışının farkında değil, ya da aile o kadar alışmış ki kendi tutumlarına; kabul etmek istemiyor. Yanlış, mutlaka çocukta olmalı..Ancak, biliyoruz ki, çocuk, ailenin davranışlarından dolayı, uyumsuzluk yaşıyor, ya da davranış bozukluğu gösteriyor. Burada anne- babanın kompleksleri olduğu sonucuna varılabiliyor. Psikolojik problem yaşayan anne ve ya baba aile içindeki iletişimi olumsuz etkilemektedir. Kendi yaşamadıklarını, yaşayamadıklarını çocuklarında görmek istemeleri, onların ayrı bir birey olduklarını göz ardı etmeleri ve bunda ısrarlı olmaları çözümü güçleştiriyor.
Çoğu zaman, çocuklarını sınırlandıramayan ailelerde, çocuklarında davranış bozukluğu yaşayabiliyor. Çocuk, tüm isteklerinde hiç bir zorluk yaşamamış, her istediği anında, sorgulanmadan, üzerinde düşünülmeden yapılmış ise farklı ortamlarda da bu beklenti içinde oluyor. Kendi ailesinde yaşanan durumu genelliyor ve hep böyle olması gerektiğini düşünüyor ve engellerle karşılaşmak istemiyor.
Çocuklarına insiyatif bırakmayan, çocuğunu yönergeleriyle yaşatmak isteyen ailelerde de çocuk toplum içine girdiğinde sorun yaşamak olası.. Kendi kararlarını alamama ve duruma göre nasıl pozisyon alması gerektğini bilememe durumlarında çocuk uyum sorunu yaşayacaktır.
Burada yaşa ve gelişim düzeyine göre seçenekler sunabilme ve kararında sınırlandırma uygun olabilecektir. Bu konuda pedagoglar sizlere yardımcı olabilecektir.
Ailenin maddi olanaklarını sistemli bir şekilde kullanabilmek te önemlidir. Aile ekonomisini sonuna kadar çocuk için kullanmak ne kadar yanlışsa çocuğa çok kısıtlayıcı bir bütçe sunmak ta o kadar yanlıştır.
Çocukların dinlenmesi çok önemlidir, gerçek ve usulüne uygun dinleme şartları oluşturulmalıdır. Ayak üstü, kafamızda pek çok şey düşünürken, laf olsun diye bir dinleme son derece etkisizdir ve çocuğa '' senin söylediklerinin aslında benim için önemi YOK '' mesajı vermektedir. Kendisinin önemi olmadığı mesajını alan çocuk için her gün eve gelirken bir şey almanızın da bir faydası olmayacaktır.
İletişim, alış-veriş şeklinde olmalıdır. Bazen, aileler, çocuklarına konuşma fırsatı vermeden hep kendileri konuşmakta; bu da kendi isteklerini ve yönlendirmelerini dikte ettirmek anlamında olmaktadır.Hep bu duruma maruz kalan çocuklar, kendilerine göre savunma mekanizması geliştirmekte ve duygularını davranış bozukluğu şeklinde ifade etmektedirler.
Farklı ortamları yaşamayan, özellikle sosyo-ekonomik anlamda yaşantısı olmayan çocuklar uyum sorunu yaşamaktadırlar.
Günlük yaşamın plansız olması da uyum ve davranış bozukluğu yaşanma nedenlerinden bir tanesidir.
Zamanında önlem alınmayan çocuklarda uyum ve davranış bozuklukları çeşitlenmekte ve çözümü güçleşmektedir. Aileye çocuğu anlama becerileri kazandırılmalıdır.
Öznur Simav- pedagog
Aile ve iletişim danışmanı
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuklarda Davranış ve Uyum Bozukluğu Nelerden Kaynaklanıyor Olabilir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Öznur SİMAV'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Öznur SİMAV'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.