Kalp Hastalıklarında Beslenmeyle İlgili Yanlış Bilinenler
Teknoloji ve yaşam koşulları değiştikçe önceki nesillere göre yaşam tarzımız da değişti. Eskiden tarlalarda çalışmak vardı, şimdi evlerin perdelerini açmak için bile elektronik sistemler geliştirildi. Eskiden herşey doğaldı; süt, yoğurt , domates , patlıcan…
Ninelerimizin akşam yemeğini yapması için bahçeye inmeleri yeterliydi. Tazecik, organik besinlerdi hep tüketilenler. Şimdi ise marketlerde raf ömrü uzun olsun diye daha adını bile telaffuz edemediğimiz, varlığından haberdar dahi olmadığımız kimyasallar veriliyor sebzelere. Hiç olmaması gereken muntazamlıkta oluyor bütün yiyecekler .Hepsi düzgün şekilli, hepsi uzun ömürlü..
İşte bütün bu değişiklikler beslenmemizi de değiştirdi zamanla. Modern yaşamın getirdiği kolaylıklar nedeniyle hareketsizlik, aşırı ve yanlış besin tüketimi birçok sağlık sorununa neden oldu. Şişmanlık, kalp-damar hastalıkları, kalp krizi, yüksek tansiyon vb. hastalıklar bugün ülkemizde en sık hastalıklar listesinde.
Peki biz nasıl davranıyoruz kendimize? Yolun sonuna kadar gelip doktor " Kolestroller tavan yapmış, tansiyon çok yüksek ilaç başlıyoruz derhal diyete başlayın" dediğinde tüm yağı hayatından kesip " kendimi inek gibi hissediyorum otlamaya başladım resmen" diyenlerden misiniz siz de? Yoksa tüm hayatını dengeli yaşayıp, yağı da dozunda kullananlardan mısınız? Umarım bu soruya dürüstçe cevap verdiğinizde 2. seçenektir kullandığınız cümleler..
Peki biz önlemimizi nasıl almalıyız, bu gidişe nasıl dur demeliyiz?
√ Margarin, tereyağı gibi hayvansal kaynaklı doymuş yağlar yerine zeytinyağı, ayçiçek yağı bitkisel kaynaklı doymamış yağları tercih ediniz. Bu cümle genellikle tereyağını hayatınızdan çıkarın gibi algılanır fakat kastettiğimiz bu değildir. Doğru miktarda tüketildiği sürece yasak besin yoktur. Tereyağını haftasonları kahvaltınızda 1-2 tatlı kaşığını geçmeyecek ölçülerde, ekmeğinize tat vermek amacıyla kullanabilirsiniz. Fakat ana yemeklerinizi pişirirken sıvı yağları özellikle de dumanlanma noktası düşük olan zeytinyağını tercih etmelisiniz.
*ÖNEMLİ BİLGİ: Zeytinyağı dumanlanma noktası düşük olduğundan kızartma tarzı yemeklerde kullanımı uygun olmayan bir sıvı yağdır. Bu tarz besin pişirme yöntemlerinde ısısı kolay yükselir ve yanar. Bu da zamanla içinde kanserojen maddelerin birikmesine yol açar. Bu nedenle ( tüketim sıklığı ÇOK AZ olmak şartıyla kızartma yaptığınızda zeytinyağı dışındaki sıvı yağları tercih edin.
√ Tam yağlı sütte yarım yağlı süte oranla 6-7 kat fazla kolestrol bulunmaktadır. Bu nedenle eğer kolestrolünüz yüksekse süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerinde yarım yağlı ya da light olanları tercih ediniz.
√ Kolestrol hastalarının ilk yanılgısı hayatından yumurtayı ve daha sonrasında kırmızı eti çıkarmaktır. Oysaki son yapılan çalışmalarda yumurtadaki kolestrolün vücuda zarar vermediği hatta haftada 3-4 kez tüketiminin HDL 'yi (iyi huylu kolestrol) yükselttiği kanıtlandı.
Sanıldığı gibi kırmızı et ve beyaz et arasında da kolestrol miktarları açısından çok büyük bir fark yoktur. 100 gr pişmiş az yağlı dana eti ortalama 65-70 mg kolestrol içerirken derisiz beyaz tavuk eti ( göğüs ) ise 55-60 mg kolestrol içermektedir. Sağlıklı bir pişirme yöntemi kullanıldığında ( ızgara, fırında pişirme, haşlama vb ) kırmızı et de kolestrol hastaları tarafından haftada 1-2 kez tüketilebilir.
Unutmayın en iyi demir kaynağı ve tek B12 vitamin kaynağı kırmızı ettir. Dengeyi iyi kurmak çok önemlidir. Kolestrolleri düzeltirken kansızlık, unutkanlık, halsizlik gibi şikayetlerle uğraşmak istemeyiz değil mi?
√ Beyin, böbrek, ciğer gibi sakatatların kolestrol içeriği oldukça yüksektir. Bu nedenle fazla tüketilmemelidir. Ayda1-2 kez tüketimi hem kişiyi yasak psikolojisinden çıkararak rahatlatır, hem de demir ihtiyacını karşılar.
√ Sebze, meyve ve kurubaklagillerde bolca bulunan posa kolestrolün düşürülmesine yardımcı olur. Günde 2-3 porsiyon sebze ve meyve , haftada 2 kez kurubaklagil tüketmeye özen gösteriniz.
√ Fındık, sarı leblebi, ceviz ve badem gibi kuruyemişler iyi huylu (HDL) kolestrolünüzün yükselmesine yardımcı olur. Fakat genelde bu cümle "ozaman bol bol yiyelim " olarak yorumlanır ve bunun sonucunda kişi kilo almaya başlar. Çünkü bunlar aynı zamanda yağ içeriği de yüksek besinlerdir. Bu nedenle kontrollü tüketilmelidir.
√ Fiziksel aktivitenizi arttırın. Haftada 3-4 gün yapacağınız 30-45 dakikalık yürüyüşler ile kolestrolünüzü kontrol altına alabilirsiniz.
√ Günde en az 2- 2,5 litre su içmeye özen gösteriniz.
Sağlık dolu günler dilerim ...
Diyetisyen Gizem Selin KEŞLİ
Ninelerimizin akşam yemeğini yapması için bahçeye inmeleri yeterliydi. Tazecik, organik besinlerdi hep tüketilenler. Şimdi ise marketlerde raf ömrü uzun olsun diye daha adını bile telaffuz edemediğimiz, varlığından haberdar dahi olmadığımız kimyasallar veriliyor sebzelere. Hiç olmaması gereken muntazamlıkta oluyor bütün yiyecekler .Hepsi düzgün şekilli, hepsi uzun ömürlü..
İşte bütün bu değişiklikler beslenmemizi de değiştirdi zamanla. Modern yaşamın getirdiği kolaylıklar nedeniyle hareketsizlik, aşırı ve yanlış besin tüketimi birçok sağlık sorununa neden oldu. Şişmanlık, kalp-damar hastalıkları, kalp krizi, yüksek tansiyon vb. hastalıklar bugün ülkemizde en sık hastalıklar listesinde.
Peki biz nasıl davranıyoruz kendimize? Yolun sonuna kadar gelip doktor " Kolestroller tavan yapmış, tansiyon çok yüksek ilaç başlıyoruz derhal diyete başlayın" dediğinde tüm yağı hayatından kesip " kendimi inek gibi hissediyorum otlamaya başladım resmen" diyenlerden misiniz siz de? Yoksa tüm hayatını dengeli yaşayıp, yağı da dozunda kullananlardan mısınız? Umarım bu soruya dürüstçe cevap verdiğinizde 2. seçenektir kullandığınız cümleler..
Peki biz önlemimizi nasıl almalıyız, bu gidişe nasıl dur demeliyiz?
√ Margarin, tereyağı gibi hayvansal kaynaklı doymuş yağlar yerine zeytinyağı, ayçiçek yağı bitkisel kaynaklı doymamış yağları tercih ediniz. Bu cümle genellikle tereyağını hayatınızdan çıkarın gibi algılanır fakat kastettiğimiz bu değildir. Doğru miktarda tüketildiği sürece yasak besin yoktur. Tereyağını haftasonları kahvaltınızda 1-2 tatlı kaşığını geçmeyecek ölçülerde, ekmeğinize tat vermek amacıyla kullanabilirsiniz. Fakat ana yemeklerinizi pişirirken sıvı yağları özellikle de dumanlanma noktası düşük olan zeytinyağını tercih etmelisiniz.
*ÖNEMLİ BİLGİ: Zeytinyağı dumanlanma noktası düşük olduğundan kızartma tarzı yemeklerde kullanımı uygun olmayan bir sıvı yağdır. Bu tarz besin pişirme yöntemlerinde ısısı kolay yükselir ve yanar. Bu da zamanla içinde kanserojen maddelerin birikmesine yol açar. Bu nedenle ( tüketim sıklığı ÇOK AZ olmak şartıyla kızartma yaptığınızda zeytinyağı dışındaki sıvı yağları tercih edin.
√ Tam yağlı sütte yarım yağlı süte oranla 6-7 kat fazla kolestrol bulunmaktadır. Bu nedenle eğer kolestrolünüz yüksekse süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerinde yarım yağlı ya da light olanları tercih ediniz.
√ Kolestrol hastalarının ilk yanılgısı hayatından yumurtayı ve daha sonrasında kırmızı eti çıkarmaktır. Oysaki son yapılan çalışmalarda yumurtadaki kolestrolün vücuda zarar vermediği hatta haftada 3-4 kez tüketiminin HDL 'yi (iyi huylu kolestrol) yükselttiği kanıtlandı.
Sanıldığı gibi kırmızı et ve beyaz et arasında da kolestrol miktarları açısından çok büyük bir fark yoktur. 100 gr pişmiş az yağlı dana eti ortalama 65-70 mg kolestrol içerirken derisiz beyaz tavuk eti ( göğüs ) ise 55-60 mg kolestrol içermektedir. Sağlıklı bir pişirme yöntemi kullanıldığında ( ızgara, fırında pişirme, haşlama vb ) kırmızı et de kolestrol hastaları tarafından haftada 1-2 kez tüketilebilir.
Unutmayın en iyi demir kaynağı ve tek B12 vitamin kaynağı kırmızı ettir. Dengeyi iyi kurmak çok önemlidir. Kolestrolleri düzeltirken kansızlık, unutkanlık, halsizlik gibi şikayetlerle uğraşmak istemeyiz değil mi?
√ Beyin, böbrek, ciğer gibi sakatatların kolestrol içeriği oldukça yüksektir. Bu nedenle fazla tüketilmemelidir. Ayda1-2 kez tüketimi hem kişiyi yasak psikolojisinden çıkararak rahatlatır, hem de demir ihtiyacını karşılar.
√ Sebze, meyve ve kurubaklagillerde bolca bulunan posa kolestrolün düşürülmesine yardımcı olur. Günde 2-3 porsiyon sebze ve meyve , haftada 2 kez kurubaklagil tüketmeye özen gösteriniz.
√ Fındık, sarı leblebi, ceviz ve badem gibi kuruyemişler iyi huylu (HDL) kolestrolünüzün yükselmesine yardımcı olur. Fakat genelde bu cümle "ozaman bol bol yiyelim " olarak yorumlanır ve bunun sonucunda kişi kilo almaya başlar. Çünkü bunlar aynı zamanda yağ içeriği de yüksek besinlerdir. Bu nedenle kontrollü tüketilmelidir.
√ Fiziksel aktivitenizi arttırın. Haftada 3-4 gün yapacağınız 30-45 dakikalık yürüyüşler ile kolestrolünüzü kontrol altına alabilirsiniz.
√ Günde en az 2- 2,5 litre su içmeye özen gösteriniz.
Sağlık dolu günler dilerim ...
Diyetisyen Gizem Selin KEŞLİ
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kalp Hastalıklarında Beslenmeyle İlgili Yanlış Bilinenler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Gizem Selin KEŞLİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Gizem Selin KEŞLİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.