2007'den Bugüne 92,300 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Uyku Bozukluğu, Horlama, Uyku Apnesi Kilo, Kanser,cinsel Hayat Daha Pekçok Vücut Fonksiyonunu Etkiler.
MAKALE #12738 © Yazan Op.Dr.Ahmet ŞİRİN | Yayın Haziran 2014 | 4,853 Okuyucu
Uyku apnesi , kansere yakalanma riskini %65 daha artırıyor.

Bilimsel çevrelerde büyük yankı uyandıran son çalışma, uyku bozukluğu olan ve ciddi uyku apne rahatsızlığına sahip hastaların kansere yakalanma riskinin yüzde 65 daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Bilimsel çevreleri de şok eden bu gelişme bu hastalık konusunda, devrim niteliğinde bulgular olarak nitelendiriliyor.
Tıkayıcı uyku apne (OSA) hastalığının Kalp-damar hastalıkları ve diyabet gibi ciddi sağlık sorunları ile ilişkili olduğunu bir süredir biliyoruz. İlk kez, iki ayrı çalışma da insanlarda uyku apnesi ve kanser arasında bir bağlantı bulundu. Bu çalışma bilimsel çevrelerde büyük yankı uyandırdı.
Bu çalışmaların sonuçları son yapılan Amerikan Toraks Derneği toplantısında sunuldu. Bu iki çalışma da OSA ve insanlarda kanser arasında bir bağlantı kurmak için yapıldı. ilk çalışmalar hayvanlar üzerinde yapıldı. Bu çalışma da farelerde kanser ve uyku apnesi arasındaki ilişkiye dair kanıtlar bulundu. Bu İp uçlarından yola çıkılarak insanlarda yeni araştırma sonuçları ortaya kondu.

Çalışmalardan biri Wisconsin Üniversitesi'nde yapıldı. Araştırmacılar obstrüktif uyku apnesi ve kanser ölümleri arasında olası bir ilişkiyi araştırmak için uzun vadeli, kapsamlı bir uyku çalışması verileri kullandılar. 1522 erkek ve kadının, uyku ve sağlığı ile ilgili verileri 22 yıl boyunca takip edildi ve sonuçlar derlendi . Araştırmacılar, yaş, cinsiyet, kilo ve sigara dahil olmak üzere, kanser riskini etkileyebilecek diğer faktörleri hesaba katarak bunların analizi için ayarlamalar yaptı.

Bu çalışmanın sonuçlarında;

• Hafif uyku apnesi varlığı olan grupta kanserden ölüm riski yüzde 10 artış ile ilişkili bulunmuştur.
• Orta uyku apnesi olanlarda kanser ile ilişkili ölüm riskinin iki kat daha arttığı bulunmuştur.
• Şiddetli uyku apnesinde, kanserden ölüm yaklaşık beş kat artış ile ilişkilendirilmiştir.

İkinci olarak yapılan çalışmada , İspanya Valencia General de Requena hastanesinde araştırmacılar 2000-2007 yılları arasındaki uyku apnesi tedavisinde olan 5246 hastanın verilerini incelendi. Araştırmacılar aynı zamanda kanser riskini etkileyen diğer genetik ve yaşam tarzı faktörlerini de dikkate alarak çalışmalarını düzenlediler. Yapılan çalışmada ciddi OSA hastalarında kansere yakalanma riskinin yüzde 65 daha yüksek olduğunu buldular .

Bu konudaki ilk çalışmalarda hayvanlarda kanserle ilişkili bu bağlantı bulunmuştu. Bu son yapılan iki çalışmada insanlarda uyku apnesinin kanser ile bağlantılı olduğu ilk kez belirlendi. Barcelona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar farelerde uyku apnesi ve kanser arasındaki bağlantıyı ortaya koymuşlardır. Burada araştırmacılar bir tür kanser çeşidi olan melanom tümörünün normal ve düzenli oksijen solunumu olan farelere göre oksijen yoksunluğu olanlarda daha çabuk büyüyüp yayıldığını bulmuşlardı.

Periyodik oksijen yoksunluğu , bu hipoksi yani vücudun oksijenlenememesi olarak bilinir. Uyku apne hastalığının temel özelliğidir. Uyku apnesi olan kişilerde havayollarının tıkanmasına bağlı kısa bir süre vücut oksijenden mahrum kalır. Solunum kesilir ve kan da oksijen seviyesi düşer. Uyku apnesinin şiddeti ve nefes kesintisi dönemlerinin ne sıklıkta olduğu yapılan tetkiklerle belirlenir. Bu tetkiklerden en önemlisi polisomnografi adı verilen uyku testidir. Bu testlerin sonucunda bir derecelendirme yapılır. Hafif dereceli uyku apnesi, uykuda solunumun saatte 5-15 kere kesilmesi olarak kabul edilir. Orta dereceli uyku apnesi, uykuda solunumun saatte 15-30 kere kesilmesidir. Şiddetli derecede uyku apnesi uykuda solunumun saatte 30 kez veya üstü kesilmesi olarak kabul edilir.

İnsanlarda yapılan bu iki çalışma da kansere yakalanma veya kanserden ölüm nedeni olarak uyku apnesi ile kurulan ilişkiye dikkati çekmek için yapılmıştır. Bu çalışmalar uyku sırasında uyku apnesi ve oksijen yoksunluğu etkilerini araştıran önemli bir devrim niteliği taşımaktadır ve bir ilk adımdır. Yeni araştırmalara yol gösterecek niteliktedir.

Bu çalışmaların temel düşüncesi uyku apnesinin, tedavi edilmezse vücut için tehlikeli ve sağlığa zararlı olduğudur. Bu son uyku apnesi ve kanser haberlerinden önce de , uyku apnesinin zaten birçok ciddi sağlık sorunları ile ilişkili olduğu bilinmekteydi:

Felç/İnme: Bir çalışmada, inmeli hastaların yani felç geçirenlerin yüzde 91'inin uyku apnesi şikayetlerinden muzdarip oldukları tespit edilmiştir .

Kalp hastalığı: Uyku apnesi ve kalp sorunları arasında güçlü bir ilişkinin olduğu bilinmektedir. Uyku apnesi, yüksek tansiyon, çarpıntı ve diğer kalp hastalıklarına neden olmaktadır. Şiddetli obstrüktif uyku apnesi olan erkeklerde koroner arter hastalığı gelişme olasılığı yüzde 68 daha fazladır. ve OSA olmayan erkeklere oranla kalp yetmezliği gelişme olasılığı yüzde 58 daha fazladır.

Diyabet: Yeni bir çalışma, OSA sonucu düşük oksijen düzeyleri bulunan kişilerde bunun , kan şekerinin yükselmesi ile ilgili olduğu ve Tip 2 diyabet için bir zemin oluşturduğunu ortaya koydu .

Daha da fazlası: Uyku apnesi, uyku solunum bozukluğu sadece yetişkinleri etkilemez. Çocuklar da bu uyku bozukluğu ve onunla birlikte gelen diğer sağlık sıkıntıları için risk altındadır. Çocuklar için yapılan ön araştırmalar konunun ciddiyetinin sinyalini vermekte ve çalışmalar sürmektedir.

Uyku bozukluğu kilolarımızın sebebi

Uykuyu düzeli ve yeterli almak pek çok hastalığı önlediği gibi kilolu olunmasını da önlemektedir.
Horlama gibi küçük dil, yumuşak damak ve bazen ses telleri gibi ağız veya boğazda yumuşak dokularda, içinden geçen hava hareketi ile oluşmaktadır.
Kilolarımın sebebi uykusuzluk mu ?: ABD'li 70 bin civarında kadın üzerinde 16 yıldır yürütülen araştırmada, orta yaşlı kadınların düzenli uyku ile kilolarını kontrol altında tutabilecekleri sonucuna ulaşıldı.

Amerikan Epidemiyoloji dergisinde yayınlanan makalede, günde 5 saat uyuyan kadınların 7 saat uyuyan hemcinslerine göre ortalama 15 kilogram daha kilolu oldukları ve yaşlandıklarında aşırı kilolu olma olasılığının yüzde 15 daha fazla olduğu belirtildi.
Diğer bir araştırmada kilo vermekle horlama arasında ilişkişkinin olduğunu gösterildi. Şiddetli horlayan kilolu erkekler de yapılan çalışmalarda her 6-7 kilo vermede horlama giderek azalmakta olduğu ispat edildi.
Bir başka çalışmada çalışma ağır horlayanlarda kalp krizi yüzde 34 daha fazla riske sahip olduklarını, yüzde 40 daha fazla tansiyon riski ve daha fazla inme,felç riski olduğunu tespit etmişlerdir . Çalışmalarda , yaklaşık 13.000 kişilik ankete erkeklerin üçte biri ve kadınların beşte birinin horladığını bildirilmiştir. Normal yaşlanma sürecinde dokuların gevşemesi ve sarkma etkisiyle boğaz kaslarını etkileyebilmekte iken, en büyük katkının aşırı kilo olduğunu tespit edilmiştir. Boyun çevresi yağlanma hava yollarını sıkıştırır ve üst solunum yolu kasları zayıflatır. Bu da horlamaya sebebiyet verir. Ancak horlama zamanla kilonuzu kontrol çabalarına engel olabilir. Uyku bozuklukları nedeniyle , iştah düzenleyen kandaki leptin düzeylerini düşer ve enerji kaybı oluşturarak fizik aktivite kaybına neden olur. Kanda kortizol düzeylerini yükselerek, daha fazla vücudun yağ toplamasına neden olur. Daha fazla egzersiz ve diyet uygulama ile kısır döngü durdurabilir.
Horlamayı engellemek için kendi kendine yardım ipuçları:
• Bir sağlık kontrolü alın Horlamanız tedavi edilebilir. Bir tıbbi durum ile ilişkili olup olmadığını öğrenmek için sağlık kuruluşu ziyaret edin
• alerji veya hastalıktan etkilenmiş iseniz doktorunuza müracaat ediniz.
• Korumak , sağlıklı bir diyet ve kilo vermek . Sadece birkaç kilo almak bile horlama yol açabilir. Boynun civarındaki yağ dokusu artışı hava yollarını daraltır. dışarıdan serbestçe hava geçişini engeller.
• Yatış pozisyonunuzu düzenleyin. sırt üstü uyumaktan kaçınınız, yerçekimi ile dil ve yumuşak dokular hava geçişini engelleyecek düzeyde geri kaçar, boğaz hava yolu pasajı kapanabilir.Yan uyumayı tercih edin. Özel tasarlanmış yastıklar kullanabilirsiniz
• Yatmadan önce alkol almaktan kaçının. normal bir gece uykusu sırasında kaslar gerginliğini korurken Alkol alımında boğaz içindeki yapılar gevşer budaki Kasların gevşemesi sonrası solunum yolarında kapanma veya daralma olur, tıkanan boğaz yapıları hava geçişini engeller. Bu durum horlamaları daha da şiddetlendirir.
• Sigarayı azaltmak veya içmemek . Sigara dumanı burundaki etlerinde şişmesine ve akıntısına neden olur. Burun tıkalı hale gelirse, bu hava akımı azalır. Burnunuzdan nefes almak zorlaşır.Tıkalı burun horlamaya davetiye çıkarır.
• Yatak odası havası nemli tutun Kuru hava burun ve boğaz yapılarını etkileyerek şişmelere ve tıkanıklığa neden olur. Burnunuzu açık tutun. burun deliklerine okaliptüs içeren merhemler ve burun içini nemlendiren yağlı damlalar ve kremler (zeytinyağı,badem yağı , vazelin vs) sürmeyi deneyin.
• Kafein ve ağır yemeklerden kaçının , yatmadan iki saat öncesine kadar özellikle süt ürünlerinden kaçının.
• Egzersiz veya spor yapın. Kilo kaybı ile yardımcı olmak için fiziksel aktivite için düzenli bir program başlatın. Kilo kaybıyla horlama azalacaktır.

Uyku cinsel hayatı etkiliyor.

Uyku apne hastalığı uyku sırasında solunumun durması ve oksijenlenmenin azalması şikayetleri karakterize olan bir rahatsızlıktır. Uykuda nefesin 10 saniye ve daha fazla kesilmesi Apne olarak adlandırılır. Bu hastalar genellikle kiloludur. Bu hastalığın sebebi solunum yollarında daralma ve tıkanmalara bağlı gelişen bir süreçtir. Bu hastalıkta; gece horlama, solunum durmaları gündüz yorgunluk, sürekli yüksek kan basıncı ve kilo fazlalığı gibi beli başlı belirtileri olmakla beraber pek çok hastalığa da davetiye çıkarmaktadır.

Horlayan ve uyku apne rahatsızlığı olan erkeklerde ve kadınlarda bu durumun cinsel ilgi azlığı ve isteksizlik (libido kaybı ) oluşturduğu tespit edildi. Bu durumun uykusuzluk ve artan gerginlik sonucu tükenmişlik ve uykusuzluğun verdiği kronik yorgunluğa bağlı geliştiğinin, bunun yanı sıra başka faktörlerden de etkilenilmiş olabileceği düşüncesinden yola çıkılarak bu konuda araştırmalar yapılmıştır.

Araştırmacılar, bu durumun bir eksikliğe bağlı olduğunu tespit ettiler. Testosteron gibi cinsiyet hormonları ile ilgisi olabileceğinden şüphelendiler. Uyku bozuklukları ve özellikle uyku apnesi nedeniyle gece sık aralıkla uyanma ve kronik uyku yoksunluğunun bunun nedeni olduğu tespit edildi. Cinsel işlev bozukluğunun sebeplerinden birisinin de cinsel hormon eksikliğine bağlı olduğu ispatlanmış oldu. Şiddetli uyku apnesi olan çalışma grubundaki erkeklerin yaklaşık yarısının da gece boyunca testosteron hormon seviyelerinin anormal derecede düşük seviyelerde salgılandığı tespit edildi. Horlama ve uyku apnesinin cinsel işlev bozukluğu yarattığı biliniyordu. Fakat olayın sebebini bu araştırmacılar kesin olarak ispatlamış oldu.

Bilim adamları 28 ile 64 yaşları arasında 240 kadın ile araştırmalarını yaptılar. Bu grup uyku apnesi olan 80 kadın ile karşılaştırıldı. Hastalardaki apne ile cinsel işlev bozukluğu ve isteksizlik arasında anlamlı oranda sonuçlar elde ettiler.

2009 yılında yapılan bir çalışmada, araştırmacılar şüpheli uyku apnesi şikayetleri olan ve horlayan 401 erkek hasta üzerinde cinsel problemlerin belirtilerine baktı. Yaklaşık yüzde 70'lik bölümü de erektil disfonksiyon vardı. Cinsel işlevsel bozukluklarının normal kişilere göre 2 kat daha fazla olduğunu tespit ettiler.

Uyku apneli ve horlayan bu hasta grubunda apne rahatsızlığı için yapılan horlama ve apneye bağlı cerrahi ve cpap tedavileri sonucunda şikayetlerinin kaybolduğunu ve cinsel hayatlarında sıkıntı yaşamadıkları rapor edildi.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Uyku Bozukluğu, Horlama, Uyku Apnesi Kilo, Kanser,cinsel Hayat Daha Pekçok Vücut Fonksiyonunu Etkiler." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Ahmet ŞİRİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Ahmet ŞİRİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ahmet ŞİRİN Fotoğraf
Op.Dr.Ahmet ŞİRİN
İstanbul
Doktor "Kulak, Burun, Boğaz - KBB"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Ahmet ŞİRİN'in Makaleleri
► Horlama ve Uyku Apnesi Op.Dr.Mehmet Ali TUNÇBİLEK
► Çocuklarda Horlama ve Uyku Apnesi Op.Dr.Orhan ALTINTAŞ
► Uyku ve Uyku Sorunları Doç.Dr.Murat Eren ÖZEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Uyku Bozukluğu, Horlama, Uyku Apnesi Kilo, Kanser,cinsel Hayat Daha Pekçok Vücut Fonksiyonunu Etkiler.' başlığıyla benzeşen toplam 75 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:55
Top