2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Boşanma Sonrası Yaşama Uyum
MAKALE #12834 © Yazan Dr.Psk.Ayşegül KARAHAN | Yayın Temmuz 2014 | 5,325 Okuyucu
Boşanma oranlarının ve boşanan bireyler tarafından yaşanan olumsuz yaşantıların artmasıyla, boşanma sonrası yaşama uyum aile literatüründe önem kazanmış ve boşanma sonrası yaşama uyum araştırmacıların temel odaklarından biri haline gelmiştir (Terling-Watt, 2001, s. 125; Yılmaz, 2002, s. 35).

Çoğu kuramcı, boşanma sonrası yaşama uyum sürecini tarif etmiştir ama çok azı boşanma sonrası yaşama uyum sürecinin nesnel, operasyonel bir teorisini yapılandırmaya girişmiştir (McPhee, 1984, s. 1).

Her ne kadar boşanma sonrası yaşama uyum teriminin ne anlama geldiğiyle ilgili genel bir anlayış olsa da, ampirik olarak nasıl tanımlanacağı konusunda çok az fikir birliği vardır.

Boşanma sonrası yaşama uyum, kavramsal ve işevuruk olarak çeşitli şekillerde tanımlanmıştır.

Boşanma sonrası yaşama uyum işevuruk olarak; “eşler ve çocuklar için boşanma öncesi ailesel rollerden boşanma sonrası ailesel rollere başarılı geçiş” olarak tanımlanmıştır. Kitson ve Rasche (1977) boşanma sonrası yaşama uyumu “evli olma durumuna ve eski eşe bağlı olmaksızın kendisi için kimlik geliştirebilme becerisi ve ev, iş, boş zaman ve günlük yaşam rol sorumluluklarında uygun işlev gösterebilme becerisi” olarak tanımlamaktadır. Daha önceki çalışmalardan, boşanma sonrası yaşama uyumun sosyal, ailesel, kişiler arası ve kişi içi (intrapersonal) rol yeniden tanımlama sürecini içerdiği sonucuna varılabilmektedir. (McPhee, 1984, s. 3-4 ).

Boşanma sonrası yaşama uyumun bazı tanımları yeniden dengeyi sağlama (re-equilibrating) sürecine odaklanmaktadır. Bu kavramsal tanımların bazıları boşanmanın içerdiği çeşitli kayıplara uyumun önemini vurgulamaktadır. Bir diğer yaklaşım boşananlar arasında yaygın olarak bildirilen fiziksel ve psikolojik belirtilerin olmamasına odaklanmaktadır. Diğer tanımlar evli olma durumuyla ilişkili olmayan ayrı bir kimlik geliştirmeye ve ev, aile ve iş alanlarını içeren yeni rollerde uygun işlevsellik göstermeye odaklanmaktadır. Bazı tanımlar daha az problem ve daha düşük seviyede stres yaşama olarak tanımlamaktadır. Diğer tanımlar ise eski evlilik ile eşten bağımsız olarak yaşamın sabit (stable) ve dayanıklı (resilient) örüntüsü olarak tanımlamaktadır (Kitson & Holmes, 1992, s. 19; Yılmaz, 2002, s.36).

Bu tanımların bazıları boşanma sonrası yaşama uyumun çok boyutlu doğasını yok saymaktadır. Boşanma sonrası yaşama uyumun nasıl tanımlanacağında bir fikir birliğine ulaşılamamıştır, bu durum boşanma sürecinin insan hayatında hemen hemen her alanda değişimlere uyum gerektiren çok boyutlu doğasından kaynaklanmaktadır. Uyum sağlamak için bireyin günlük hayatta karşılaştığı sosyal, psikolojik ve ekonomik olaylara güçlük yaşamaksızın yeterli şekilde hükmetmesi (master) gerekmektedir. Böylece uyum burada psikolojik dağınıklık (disturbance) belirtilerinden göreceli olarak bağımsız olma, benlik saygısına sahip olma, kimliğinin eski evliliği veya eşiyle artık daha fazla bağlı olmadığı bakış açısına sahip olma olarak tanımlanmaktadır. Böyle bir tanım bireyin hayatına devam etmek ve ilerlemek için boşanmayla kendisi arasına yeterli psikolojik mesafeyi koyabildiğini varsaymaktadır (Kitson & Holmes, 1992, s. 20; Yılmaz, 2002, s. 35).

Boşanma sonrası yaşama uyum; hem aşk, statü ve yaşam biçiminin kaybına uyum, hem de yeni yaşam biçimi ile değişimin sonucuyla başa çıkabilmek için gerekli becerilerin kazanılmasına uyum içeren ikili (dual) bir süreç olarak tarif edilmektedir (Diedrick, 1991, s. 35).

Literatür taraması boşanma çalışmalarında birkaç önemli yaklaşım kullanıldığını göstermektedir. Bununla beraber, bu yaklaşımların hiçbiri boşanmayla ilgili konulara tamamen işaret ediyor gözükmemektedir (Yılmaz, 2002, s. 27 ).

1980’lerde büyük ilgi gören alternatif bir yaklaşım boşanmayı bir kriz olarak veya doğum, ölüm, iş kaybı, terfi, taşınma ya da evlilik gibi yaygınlıkla meydana gelen stresli yaşam olayı olarak görmektedir (Yılmaz, 2002, s. 28). Yaşam olayları yaklaşımına göre boşanma sürecinde uyum stresli bir yaşam olayına tepki olarak görülmektedir. Boşanma, eşin ölüm yoluyla kaybından sonra en stresli yaşam olayı olarak bildirilmektedir (Holmes & Rahe, 1967, s.216). Kriz modeli olarak da adlandırılan bu yaklaşımda stresli bir yaşam olayı olan boşanmanın kendisi işlevsellikte dağınıklığa yol açmaktadır (Kitson & Holmes, 1992, s. 292).

Boşanmaya bir diğer yaygın bakış açısı olan kayıp kavramı yaklaşımına göre, boşanma her biri sıkıntı verici bir dizi kayıba katkıda bulunan olayların birikimini gerektirmektedir. Kayıp, sadece bir kişiyi değil aynı zamanda sosyal statü, arkadaşlar, finansal kaynakları da içermektedir (Kitson & Holmes, 1992, s. 292).

Waller (1951) boşanma sonrası uyum için gelişimsel modeli öneren ilk kişidir. Farklı yaşam koşullarının oluşturduğu dönemler boyunca, farklı davranışsal değişimlerin, öngörülen şekilde meydana geldiği bir süreç önermiştir. Eski alışkanlıkları kırmak, yeniden yapılandırılan yaşam, yeni sevgi objeleri arama, yeniden uyumun tamamlanması olmak üzere dört aşama ileri sürmüştür.

Psikososyal gelişim kuramını ileri süren Kessler’in (1975) analizleri çeşitli dönemleri yaşayan yetişkinlerde yaptığı klinik çalışmalara dayanmaktadır. Kessler boşanmayı psikolojik süreç olarak 7 duygusal döneme ayırmıştır; gözünü açmak tatsız olan gerçeği fark etmek (disillusionment), erozyon (eresion), ayrışma (detachment), fiziksel ayrılık (physical separation), yas (mourning), ikinci ergenlik (second adolescence), araştırma ve sıkı çalışma (exploration and hard working). Bu sürekli dönemlerin başlangıç ve bitiş noktaları açık değildir. Bu evrelerin süreleri kişilerin yapılarına göre değişmektedir (Uçan, Yazar & Sayıl, 2005, s. 24).

Bohannan (1968) boşanmanın 6 paralel süreçten oluştuğu görüşündedir. Duygusal (emosyonel), hukuki (legal), ekonomik (economic), anne baba olarak ebeveynsel (parental), toplumsal (community), ruhsal (psychic) yönleriyle çok boyutlu olarak gerçekleşen boşanma süreci her bireyde farklı seyredebilmektedir (Uçan, Yazar & Sayıl, 2005, s. 27).

Bowlby (1958) tarafından ileri sürülen ve yaşamın ilk zamanlarında bebeğin bakım veren kişiye bağlanmasına odaklanan bağlanma teorisinin yaşam-boyu (life-span) uygulamaları kapsamında Weiss (1975) boşanmaya bağlı kayıp deneyimini araştırmıştır. Bir bağlanma türü olarak ileri sürülen güvensiz bağlanma kayıp beklentisini içermekte ve ironik olarak güvensiz bağlananlar ilişki kaybı deneyimine daha yatkın olmaktadır. Güvensiz bağlanma örüntüsü gösterenlerin yetişkinlikte daha yüksek oranda boşandıkları bildirilmektedir. Güvensiz bağlanmış olan bireylerin bağlanma ilişkisinin kaybedilmesinin ardından iyileşmekte daha fazla güçlük yaşadığı bildirilmektedir (Hazan & Shaver, 1992, s. 95-102).

Yükleme teorisine göre; olaylar için yüklemeler bireyin olaylara bilişsel, duyuşsal ve davranışsal tepkileriyle bağlantılı olmaktadır. Yüklemelerin kontrol ve bireyin benlik-saygısı ile benlik-sunumunu koruma ve artırma işlevleri bulunmaktadır.Evliliğin sonlanmasını düşünme ve açıklama biçimi ve tarzı bireylerin boşanmaya uyum güçlüklerini ve kendini suçlama duygularını geliştirebilmektedir. Kontrol duygusu, en çok evliliğin başarısızlığı için içsel ve değiştirilebilir nedenleri tanımlayan yüklemelerle ortaya çıkmaktadır. Benlik imajı, evliliğin sonlanması için bireyin kendini suçlama derecesiyle bağlantılı görülmektedir (Grych & Finchman, 1992, s. 157-161).

Boşanma sıklıkla belirli bir başlangıç ve sonlanma noktası olan bir yaşam olayı veya kriz olarak kavramsallaştırılmaktadır. Bu yaklaşımın bir sınırlılığı birey üzerine odaklanması ve bireyin ilişkiler sisteminde meydana gelen ve devam eden değişimleri yok saymasıdır. Çoğu araştırmacı her bir aile üyesinin uyumunun üzerinde durmuş ve kişiler arası süreçlere az ilgi göstermiştir. İlerleyen zamanlarda boşanma, Emery (1994) tarafından yapıldığı gibi, hem birey hem de çift düzeyinde, roller ve ilişkilerin devam eden şekilde yeniden tartışılmasını (renegoitation) gerektiren gelişimsel bir süreç olarak kavramsallaştırılmaktadır.


Boşanma sonrası uyum sürecinde her hangi bir zamanda eşlerin farklı noktalarda olmalarına genellikle rastlanmaktadır.


Hill (1948) tarafından kurulan ve McCubbin, Cauble ve Patterson (1982) tarafından geliştirilen aile stres ve başa çıkma teorisi (family stress and coping theory), boşanma sonrası yaşama uyumu çalışmak için genel bir çerçeve sağlamaktadır. Bu bakış açısına göre, bireylerin boşanma sonrası yaşama uyumu üç faktöre dayanmaktadır; stresörlerin birikimi (accumulation), stresle başa çıkmada kaynaklar ve stres yaratıcı olayların tanımlanması


Çeşitli psikolojik, ilişkisel (relational) ve demografik değişkenlerin boşanma sonrası yaşama uyum seviyesiyle ilişkili olduğu saptanmıştır. Bu değişkenler; çocukla ilişkili faktörler, sosyal destek, cinsiyet, yaş, eğitim, çalışma, evlilik süresi, evlilik yaşı, çocuk sayısı, evlilik kalitesi ile ilişkili değişkenler, boşanmayı başlatan taraf olup olmama durumu (initiator status), boşanmanın üzerinden geçen süre (duration), benlik saygısı gibi kişilik faktörleri, eski eşle ilişki, çocukla bağlantı, boşanma koşulları, profesyonel yardım alma, boşanmadan sonra romantik ilişkinin varlığını içermektedir.


*Sayan-Karahan, A. (2012). Boşanma Sonrası Yaşama Uyum. Doktora tezi. Hacettepe Üniversitesi.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Boşanma Sonrası Yaşama Uyum" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Ayşegül KARAHAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Ayşegül KARAHAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Ayşegül KARAHAN'ın Makaleleri
► Tatil Sonrası Uyum Psk.Serap DUYGULU
► Boşanma Sonrası Depresyonlar Psk.Namık ACAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Boşanma Sonrası Yaşama Uyum' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:46
Top